hesabın var mı? giriş yap

  • "gidip şahin alacak halimiz yok ya. ben gidip 1 buçuk milyona sıfır audi marka araç da alabilirdim.”

    demiş.
    haklı.
    devlet size bu kadar pervasız, ahlaksız, yüzsüz ve hadsiz konuşmayı sağlıyor, alırdın elbet.

    nüfusu amfitiyatro kapasitesi kadar ilçeye kontenjandan başkan seçilmiş, "1,5milyonluk araba hakkımdı, az bile harcadım" diyecek kadar utanmaz..senin yüzüne tükürmeyen gakkoşlar düşünsün artık makam aracının faturasını..

  • gazeteci mustafa hoş tarafından bir kez daha ortaya konulan gerçek.

    1 - ülkenin her yanından adalet çığlığı yükseliyor.şimdi o çığlıklardan birini yazacağım. yer mersin.tarih 2temmuz 2018. ramazan topal yaya geçidinde 6/9 yaşındaki iki kardeş ve kuzenlerine çarptı. iki çocuk olay yerinde hayatını kaybetti.kuzenleri de ağır yaralandı.sonrası inanılmaz

    2 - 2 küçük çocuğun ölümü ve bir kişinin de ağır yaralandığı olay trafik kazası olarak haber yapıldı.dava başladı. sürücü ramazan topal mahkemede hızının 40/50 civarında olduğunu söyledi. güvenlik kamerası görüntüleri ise tam tersini gösteriyordu

    3 - baba ali çakmakçı ve anne özlem çakmakçı bir yandan 2 yavrularının acısını yaşarken bir yandan da adaletin yerini bulması için gece gündüz uğraştılar. bilirkişi ve uzmanların hazırladığı raporlarda sürücü ramazan topal’ın kaza değil cinayet işlediği ortaya çıktı

    4 - yaya geçidinde 2 çocuğun ölümüne bir kişinin de ağır yaralanmasına neden olan ramazan topal akp toroslar belediye meclis üyesiydi. mahkemede hızının 40/50 civarında olduğunu söylemesi belgelerler yalanlandı.

    5 - ramazan topal’ın frene basmak, kornaya basmak, şerit değiştirmek, manevra yapmak, hız azaltmak gibi hiç bir önleyici tedbir almadığı uzman ve bilirkişi raporlarıyla da tespit edildi.

    6- dava sırasında tanık ortaya çıktı. arabayı ramazan topal’ın değil kızının kullandığını söyledi. dava 5 gün önce sonuçlandı. akp meclis üyesi 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı. ödül gibi cezaya anne özlem çakmakçı tepki gösterdi. “bir çocuğumun yaşı kadar bile ceza almadı"

    7 - yaya geçidinde işlenen trafik cinayeti davasında verilen ödül gibi cezaya aile itiraz etti. dava istinaf mahkemesinde karar bağlanacak. aile ile konuştum. gözyaşları içinde bana dediler ki;

    8 - “lütfen bizi yalnız bırakmayın.yaya geçidinde cinayet işlendi. sosyal medya bu işin peşini bırakmasın. bu cinayet cezasız kalmasın. bizim yavrularımız geri gelmeyecek. cezalar caydırıcı olsun ki başka yavrular, insanlar ölmesin. cinayetler kaza diye örtülmesin”

    dipnot: unutanlara bir kez daha hatırlatalım, cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir

    dipnot 2: benzer şekilde giresun'da vefat eden 11 yaşındaki kız öğrenci rabia naz vatan'ın katili hala serbest'dir. baba şaban vatan'ın beyanlarına göre katili saklayan kişi akp'li çoşkun somuncuoğlu'dur.

    edit: (bkz: #87461771)

  • bütün entrylerini silip kaçman araptaparlar hakkında çok şey anlatıyor ama gg olmayayım.

    "pakistandaki savaşın adı nedir?" diye sorulduğunda cevap veremeyecek araptaparların ağızlarını yaya yaya kurdukları cümle.

  • özel jet tutmaktan ucuza gelen kapatmadır.

    story'deki uçak ufak bir uçağa benziyor. 186 koltuk olsa, pandemi nedeniyle ancak 124 tanesi satılabilir. erken alımda 300tl'ye uçak bileti bulmak mümkün, toplu alımla 200 tl'ye aldı diyelim. yer hizmetleri yükü de çok yok üç yolcu için (şeyma, kızı melisa ve bakıcı). rahat rahat 200tl'ye alınabilir bir koltuk.

    124 x 200 =24800 tl ~ 3000$

    en ucuz istanbul bodrum jeti 6000$ + kdv (referans)

    şeyma hava atmış falan ama mısırlı sevgilisi resmen ucuza getirmiş bu yolculuğu.

    (bkz: hesaplayan adamlar)

    (bütün koltukları satıyorlar diye gelen itirazlar var. 186 x 200 = 37200 tl ~ 4500$.
    1500$ için birbirimizi kırmaya gerek yok bence, hesap çok fazla değişmiyor. yine ucuz...)

    .
    edit: mesafe itirazı yapan arkadaşlar var, aslında hesap değişmeyecek ama onları da aydınlatalım. hem biraz daha detay olsun, hem de şukulayanların emeklerine bir teşekkür :)

    şeyma'nın hesabına baktım, bali'deymiş, ondan önce de istanbul'da. bali'den istanbul'a döndüğünü düşünelim.

    edit içi: şeyma'nın bali'den dönmediği, bali içinde şehir değiştirdiği bilgisi geldi. bu durumda ilk hesap geçerli ama aşağıdaki hesap da dursun. beyin jimnastiği olsun :)

    bali'den istanbul'a uçak bileti thy ile yarına almak istesek 15 bin tl, bir ay sonraya almak istesek 10 bin tl.

    istanbul bali arası 12 saat 50 dk imiş. referans verdiğim kaynakta denk olması için aktarmasız 10 saat 35dk süren istanbul kanada toronto uçuşunu aldım. 110 bin euro bedeli, tek kişi için. yani her saat için bir kişi 10 bin euro gibi bir şey. bali'ye gitsek demek ki 130 bin euro gibi bir şey tutacak. (tabii bunlar uçuş şartlarına göre falan değişir de o kadar detay hesap da biraz abartı olur, yeterince coştuk zaten :swh)

    hesaplayalım :) 124 x 10 bin tl = 1240000 tl ~ 124 bin euro yapıyor. bir kişi için bile daha ucuz. şeyma var, melisa var, hizmetçi bakıcı birileri kesin vardır.

    sözün özü yine ucuza geldi :)
    mısırlı milyarder bu işi biliyormuş, boşuna milyarder olmamış :)

    .
    ekin eki: bu kadar ucuz olamayacağını kabul edemeyen arkadaşlar var. haklılar, insan nasıl olabilir diye düşünmeden edemiyor. ama olabiliyor arkadaşlar gördüğümüz gibi.

    çok itiraz geliyor, uçak fiyatları değişken olur, son dakikada alınmışsa ucuz olmaz, sen uçaklar boş mu gidiyor sanıyorsun, şu olur bu olur, bir dolu itiraz var. her ihtimali dahil edip hesaplayabiliriz ama sonuç değişmeyecek ve uçak her türlü jetten ucuza gelecek. yarısı kadar ucuz olacak, 20 bin euro ucuz olacak, ya da biraz ucuz olacak. ama her türlü ucuz olacak. bunun olması kadar da doğal bir şey de yok zaten.

    ama bunu sürekli yapamazsınız. uçak firması belli ki milyarderimizle sürekli çalışıyor ve kendisine mantıklı alternatif bir çözüm önermiş. sürekli yapamazsınız çünkü jetlerin bir anlamı kalmaz, firmalar o jetleri pazarlayamaz. ama bu yeni bir akım yaratabilir ve uçak kapatma furyası çıkabilir, ki bu da başka bir gelir kapısı olacaktır hem fenomenler hem de uçak firmaları için.

    neyse sözün özü (bkz: zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış)

  • güzel bir başlık, güzel bir soru. açıkçası başlığı gördüğüm andan beri aklımı kurcalayan bir konu oldu. bununla ilgili okumalar yaptım ama kesin bir sonuca varamadım. yine de iyi kötü birşeyler karalamak istedim.

    roma'da cumhuriyet kısmen sezar'ın eylemleriyle, fiili olarakta augustus zamanında son buldu. burada ilginç olan senatörlerin sezar'a ilk önce diktatör ( önce altı ay sonra ömür boyu) yetkileri vermesi daha sonra da bir suikast sonucu öldürmeleri. yine ilginç olan cumhuriyeti kurtarmak için sezar'ı öldürmeleri, ama bırakın cumhuriyeti kurtarmayı, bu eylem cumhuriyet'in yıkılışını daha da hızlandırdı. sonrası malum, augustus senatonun gücünü kırıyor ve bir imparatorluk inşa ediyor. peki tekrardan cumhuriyet kurulamaz mıydı?

    1) "kandan korkmuş olabilirler"

    augustus'tan başlayarak son imparatora kadar hiç bir imparatorun cumhuriyeti tekrardan geri getirmek istediğini sanmıyorum. hiçbirinin öyle bir misyonu yoktu. eğer cumhuriyetçiler ayaklanma çıkarsalardı, öleceklerini biliyorlardı. çünkü böyle bir eylem muhtemelen kanla bastırılacaktı. iç savaş çıkması olasıydı. yani senato imparatorluk karşısında zayıftı.

    2) "en iyi sistem imparatorluk!"

    nihayetinde roma geniş sınırlara sahip bir devlet/imparatorluktu. belki de romalılar, geniş sınırlara sahip bir teşkilatın imparatorluk ile yönetilmesini daha uygun bulmuş olabilirler.

    bir çok imparatorun askerler tarafından indirildiğini biliyoruz. yani, günümüz jargonuyla darbe ile. peki askerler bir imparator'u devirdiğinde cumhuriyet'i ilan edemezler miydi? bu onların yararına mı olurdu yoksa zararına mı? bu her iki soruya da kötümser bir cevap vereceğim. roma'da askerler her zaman siyasi düzene saygı duymuşlardı ve sadık kalmışlardı.
    peki, imparatorluk içerisinde bazen iki kişinin aynı anda imparatorluğu yönettiği dönemler de olmuştu. bu, cumhuriyet dönemi ile karşılaştırınca bir benzerlik gösteriyor. cumhuriyet döneminde de iki konsil cumhuriyeti yönetiyordu. tabi tek bir farkla: cumhuriyet döneminde senato daha güçlüydü.

    gerçekten de senato imparatorluğu bir cumhuriyet olarak mı görüyordu? sanmıyorum. ben yine de iki durum üzerinde duruyorum:
    1) senatörler imparatoluk içinde karışıklık çıkmasından ve tabiiki de öldürülmelerinden korkmuş olabilirler.
    2) o dönem imparatorluk rejiminin daha iyi olduğunu düşünmüş olabilirler.

    ekleme: evet, senato krallık döneminde bir darbe/devrim yaparak cumhuriyet yönetimi kurdu ancak roma'nın krallık dönemiyle imparatorluk dönemi arasında dağlar kadar fark var. krallık döneminde askerler profesyonel bile değildi ve yönetimde etkileri yoktu bile. yine hatırlatmak isterim ki senato o zamanlar daha güçlüydü. ayrıca augustus cumhuriyet yanlılarını savaşta mağlup etti, bu cumhuriyet savunucuları için bir yıkımdı. augustus tarafından acı bir şekilde mağlup olmakla tecrübe edilen cumhuriyetçiler için bu yenilgi, belki de kulaklarında küpe olmuş olabilir.

    normalde tartışma forumlarını pek sevmiyorum. bu tip konuların daha ansiklopedik ve makale çalışmaları/okumaları ile öğrenilmesi taraftarıyım. ne yazık ki bu konuyla alakalı "bilimsel" bir şey bulamadım. ancak bu tartışma ile ilgili bir forum sitesi buldum.

    eğer göz gezdirmek isterseniz:
    https://www.quora.com/…-the-autocratic-roman-empire

  • tarih, 7 ağustos 2005.. nişanlınız ile uzun süre önce aldığın evlilik kararınızı, bugün eyleme dökmek üzere nikah dairesindesiniz. herkes sıralara oturmuş, sizi bekliyor. 1500 lira kadar maaşınız var, duyunca "oo" çekilecek cinsten.. nişanlınız ise, makine mühendisi. onun da o civar bir maaşı var. gül gibi geçinip gitmek için ideal.. nikah başlamış, şahitler, evet cevapları, alkışlar, gelinin alnından öpmek.. akşam beşe doğru gelen saat, hafiften güneşin dairenin camlarından içeri vurması söz konusu. ve artık evinize gidebilirsiniz. aradan 1 hafta geçtikten sonra çektiğiniz kredi, düğünde takılanlar derken yavaş yavaş borçlar ödenir vaziyette.. 2 mp kameralı telefonlar ile çekilmiş nikah anlarınızı izleyip, 55 ekran televizyonunuzda günün bitmesini bekliyorsunuz. önünüzde uzun bir gelecek olduğunu varsayıyorsunuz, mutlusunuz. akşam haberlerinde avrupa birliği'nin türkiye'ye sunduğu koşulları izleyip düşünüyorsunuz sonra karınıza sarılıyorsunuz. ertesi gün fotoğraf makinesi ile annenizin çekmiş olduğu, fotoğrafları almak ve makineye poz doldurmak geliyor. bilgisayar fiyatlarını soruşturuyorsunuz, 512 mb ram'e sahip bir bilgisayar dikkatinizi çekiyor. borçlar bitince ilk işiniz almak. 1.700 kadar ödemeyi düşünüyorsunuz. gelecek planlarınız var, ertesi sene para biriktirip karınızla brüksel'e gezmeye gitmek gibi bir düşünceniz var. pek zor görünmüyor.. işte, sıcak bir ağustos 2005 vakti.

  • akp kütahya milletvekili hüsnü ordu’nun kızı.

    --- spoiler ---

    milyonlarca genç iş ararken, akp kütahya eski milletvekili hüsnü ordu'nun kızı sümeyra, sınavsız ve açıktan atamayla kütahya belediyesi özel kalemi'nde işe girdi. ancak ankara'da yaşayan ve internet üzerinden kedi satışı yapan sümeyra'nın işe gitmediği ortaya çıktı. aydan aya hesabına yatan maaşını ise düzenli olarak aldığı iddia edildi.

    --- spoiler ---

    https://www.sozcu.com.tr/…ada-kedi-satiyor-2687215/

    eğer gazete haberi doğruysa, büyük rezalet.
    ama akp türkiyesi'nde şaşırtıcı mı? hayır tabi ki.

    ben şahsen akp'li olsam, akp'ye oy veren bir vatandaş olsam, her gün vicdan azabı duyar uyuyamazdım.

  • düğün fotoğrafçısı değil de mevsimlik işçilerle ilgili dosya hazırlayan gazeteci sanki. bütün fotoğrafları tarlada.

    bu arada genelde insanların kafalarını kadraja almıyor.