hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.

  • deplasman tribununde 8 kisi var. farkli yerlere oturmuslar. lan insan bari sohbet eder sen kiev'in neresinden diye

    debe editi: senin anıtkabirin olmayacak, her sene öldüğün gün ve saatte saygı duruşu olmayacak sen sadece öleceksin.. daima yaşasın mustafa kemal atatürk ilke ve inkılapları.

  • bülent arınç'ın doğrudan doğruya asena erkin'i hedef aldığı açıklamaları. jacxxajkbcja

    ulan sen bu ülkeyi 12 yıldır yöneten 3 adamdan birisisin. kaç gündür magazinle uğraşıyorsun. yürü git be kardeşim...

  • bir foton parçacık kaynağı olarak güneş:

    diğer bütün temel parçacıklar gibi foton da kuantum mekaniği ile yönetilir ve dalga parçacık ikiliği gösterir. modern foton kuramı, einstein tarafından ortaya konulmuştur. bunun anlamı elektromanyetik dalgaların aynı zamanda parçacık özelliğine sahip oldukları ve parçacıkların da aynı zamanda dalga özelliklerine sahip oldukları anlamına gelir. başka bir deyişle, ışık ve madde aynı anda hem parçacık hem dalga özelliklerine sahiptirler; ne başlı başına bir dalga ne de başlı başına bir parçacıktırlar.

    kuantum kuramının gelişmesinden hemen önce j. c. maxwell 'in elektromanyetik kuramı, ışık için çok sağlam bir dalga modeli sunuyordu. aynı zamanda atomların keşfi ile maddenin küçük taneciklerden oluştuğu fikri de netlik kazanmıştı. böylece ışık için dalga modelinin, madde için ise tanecik modelinin geçerli olduğu düşünülüyordu.

    kuantum kuramının gelişmesiyle, hem ışığın foton denilen taneciklerden oluştuğu hem de atomu oluşturan parçaçıkların aynı zamanda dalga özelliklerinin olduğu keşfedildi

    (tabi bunların hiçbiri aslında "gerçek" olarak yokturlar, ama buna daha sonra değineceğim.)

    dalga mekaniğinin temelleri de broglie ve schrödingertarafından, einstein'ın ünlü formülü ve planck'ın foton enerjisi hesaplamalarını birleştirerek, ortaya konulmuştur. de broglie, bu kuram ile parçacıkların da dalga gibi davranabileceğini göstermiştir.

    ancak bu hal ancak dalga boylarının atom ya da çekirdek boyutlarına yakın olması durumunda önem kazanır. örneğin 1*(10^6) m/s lik bir hızla hareket eden elektronun dalga boyu 0,7274 nm dir. bu dalga boyu x-ışınlarının bulunduğu bölgeye denk gelir.*
    bunun sebebi ise, bu kabullerin altında e=p*c yani m*v = p ve m*c^2 = e iken v'nin c'ye eşit olması durumu vardır.
    de broglie'nin önerdiği madde dalgalarının ilk deneysel doğrulaması c. davisson, l. h. germer ve george paget thomson'dan gelmiştir.

    şimdi, gel gelelim, bu foton denen parçacık nerden çıkar* ve mesele güneş, yıldızlar neden bu kadar çok aydınlatır.
    fotonun ortaya çıkması için, uyarılmış atomun, kararsızlıktan kararlı hale geçişi gereklidir. üst orbit'lerden birine çıkmış elektron, geri olması gerektiği yere dönerken, atomun, dışarıya enerji vermesi gerekir. bu enerji parçacığı da fotondur.
    malumunuzki güneş, füzyon tepkimeleri ile muazzam bir ısı/enerji açığa çıkması ile, radikal ahlakçıların ıslak rüyalarından daha sıcaktır. bu füzyon tepkimesini kısaca açıklayacak olursak, şu şekilde gerçekleşir;
    iki hidrojen atomunun, çekirdekten gelen ısıl enerji ile çekirdek kaynaşması tepkimesine hazır hale gelmesi ile başlar, bunların çekirdeği birleşirken, bir deuterium izotopu ortaya çıkar ve aynı zamanda bir pozitron ışıması ile nötron emisyonu gerçekleşir. önümüzdeki karşılaşmada meydana gelecek bir pozitronun ters beta çözünmesinden iki gama ışıması ve bir miktar enerji açığa çıkacaktır. bu tepkime de, bir deuterium'un bir hidrojen atomu ile kaynaşarak bir gama ışıması ve heyum üç izotopu ile bir miktar enerji açığa çıkarması ile gerçekleşir. bir sonraki aşamada ise iki helyum üç izotopu füzyon tepkimesine girerek, bir helyum atomu, iki hidrojen atomu ve çok daha büyük bir enerji açığa çıkarması ile son bulur.
    öyleki füzyonu başlatmak için fisyon tepkimesinden açığa çıkan ısıl enerji kullanılabilir. (bkz: atom bombası) bunun, kontrollü olarak gerçekleştirilmesi, tepkimeyi başlatacak bir kaç milyon kelvinlik sıcaklığı gerektirdiğinden ve dünyadaki hiçbir madde bunu kaldıramayacağından, mümkün değildir. ne ki tabiki güneşte bu tepkime, çekirdekten gelen muazzam ısıl enerji ile tetiklenir.
    esas mevzu tepkimeyi başlatan bu enerjinin, aslında çekirdekleri kararsız hale getirmesini teşkil eder. öyleki, her bir ışıma ve her bir reaksiyonun sonucunda açığa çıkan enerji, maddeyi daha kararlı hale getirmektedir. bu konuyla ilişkisi olan entropi ve durağanlaşma da başka bir yazının konusu olabilir.

    işte bu kararsız durumdan, kararlı duruma geçiş esnasında foton parçacıkları ortaya çıkar.

    edit+edit:imla

  • müzikal olarak bana hitap etmese de devam etmesini dilediğim pek popüler müzik olayı.

    insanlara yeni bir deneyim fırsatı sağlıyor ki bu benim için değerli, aralarında bir metre falan olan ve aynı zeminde duran dinleyici ve müzisyeni gördüğümde bana çağrıştırdığı şey iletişime, diyaloğa açık bir ortam olduğu.oturduğun yerden sakince müzik dinleyip biranı yudumlarken, müziğin merkezde durduğu bir konser dinleyici için keyifli olmalı.*

    bir çok müzisyenden duyduğumuz sahnedeyken dinlenmiyoruz serzenişinin de burada olacağını sanmıyorum, çünkü dinleyici organizasyonun kimliği ve duruşundan dolayı "eğlenmeye" değil dinlemeye gidiyor gibi.

    türk dinleyicisi çok tuttu bu oluşumu çünkü*;merhaba burada farklı bir şeyler de oluyor dedi bu konser görüntüleri. hemen her youtube videosunun altında görebileceğimiz "aramızda kalsın, kimse duymasın" mantığı az bilineni bilip kendini değerli, daha bilgili hissetme isteği olabilir. ayrıca dinleyici internette bir sürü müzik paylaşım platformundan araştırıp yeni şeyler keşfetmektense kolaylığı açısından bir youtube kanalına üye olup çoğundan haberdar oluyor işte ve elbette popüler olana sarılma dürtüsü. youtube kanalındaki videoların açıklama kısmında müzisyenlerin kendi sayfalarına yönlendirmeler de var oradan araştırmak isteyeni de yönlendriyor yine kolaylık ama işte hazıra konmak olarak da düşünülebilir.

    bütün bu güzellemelerden sonra alternatif kelimesi bu kadar vurgulanırken tekrara düşmüş gibi neredeyse tek tip olan müzisyen seçimlerini de eleştirmeden geçemiycem. sofar'ın kapsadığı kısım bu olabilir ekibe sormak lazım ama alternatif alternatifsiz kalmış gibi ne bileyim

  • kampüsteki köpekler tarafından kovalanan bir kişinin öğrenci kimliğini köpeklere doğru fırlatıp

    ''öğrenciyim lan ben'' diye bağırarak kaçması.

    yer : itü ayazağa kampüsü
    zaman : güz finallari sonrası

    olur arada öyle.

  • hatalarla dolu bir çalışma.

    1-iş piyasasının daraldığı bir yerde işveren çalışanları tehdit edemez ve doğal süreç içinde istihdam piyasasındaki rekabet, maaşlar başta olmak üzere işçi haklarının iyileşmesini zorunlu kılar.(sanayi devrimi)

    2- alım gücünün artması, üretimin artması vs. vs. tüketim ile sonuçlazmazsa enflasyon oluşmaz.(merkez bankası 345667754456543 lira basıp kasasında tutsun. ekonomiye etkisi nedir?)

    3- tüketim, devamlı üretim ile desteklenirse büyüme ne olursa olsun enflasyon ciddi bir sorun çıkarmaz.(çin)

    4- hatalı çıkarım ile bahsedilen süreç gerçeleşse bile bu türlü oluşacak bir enflasyon büyüme, refah artışı konusunda bir sorun yaşatmaz.( hergün fiyatlar ikiye katlansın, benim gelirim de katlanıyorsa sorun yok.) hatta toplumdaki gelir adaleti(gini katsayısı neredeyse 0) sebebiyle senaryoda enflasyonun neredeyse hiçbir olumsuz etkisinden söz edemiyoruz tamamen büyüme verefah destekleyici bir faktör.

    5- nasıl ki sadece tüketim odaklı ekonomi sürdürülemezse sadece üretim odaklı ekonomiler de sürdürülemez.(bir dış pazar yoksa ki yok-1873 buhranı/uzun depresyon)

    daha çok hata var belki sonra devam ederim ama bütün bunlar süngerbop'un ahlaksız ve topluma kötü bir örnek olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

  • bir de demiyorlar mı "karıncalar zeki hayvanlardır" diye. klavyeyi ısırıyorum sinirden. lan nasıl zekâ bu. demin nereye gidiyordun şimdi ne yapıyorsun. diyecek laf bulamıyorum bu geri zekalılara gerçekten. bildiğin ebleh bir hayvan. diğer yönü de kapatsan yine terse yürür ha. ehehehe. lan o taraf kapalı zaten. ahahah. salak ya.

  • hep geçerken çok merak etmişimdir. bu insanlar ne yapıyor zamanlarını nasıl geçiriyorlar diye. minik minik yerler, belli az hane olduğu. nasıl geçiyor tüm zamanları? orada nasıl yaşar ben gibi biri? tüm hareketlilik sadece o yolda mı oluyor?

    bir gün gerçekten çekip kenara gidip tanışmak istiyorum. inşallah sonum yakup kadri'nin yaban'ına benzemez.