ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
en iyi kürt futbolcu
-
berdan mardini'nin amca oğlu xherdan shaqiridir.
ikea'daki oyuncakların çok gergin ve mutsuz olması
mcdonald's'ın 80 tl'ye patates ekmek satması
-
yönetenlerin bi dürüp düşünmesi gereken fiyata reklamı yapılan kampanya.
püriten
-
ingiltere'de anglikan kilisesinin saptırılmış dini yönlendirmelerinden bıkan bir takım insan inanç sisteminin sadeleştirilmesini arzu etmiş, yani ingilizce söylemiyle purification istemişlerdir. inancın tanrı ve insan arasında olması gerektiğini ve kilisenin bu konuda çok fazla söz sahibi olmasının inanc ve ibadeti samimiyetten uzaklaştırdığını düşünmüşlerdir. puritan ismi de anlaşıldığı üzere pure / purify kelimelerinden türemiştir. bu insanlar dini özgürlüklerini aradıklarından ingiltere'den amerika'ya göç etmişlerdir. new england dediğimiz oluşum gerçekleşmiştir.
1973 yılı yeşilçam film setinin mola fotoğrafı
ogretmenler.cift adlı instagram sayfası kepazeliği
-
şimdi bu sayfanın tinder vb. date uygulamalarından ne farkı var. nesi rezalet nesi kepazelik.
kendi despot kafanızla bir kalıba soktuğunuz insanları yine kendi değer yargılarınızla yargılamaktan vazgeçin ammınakoduklarım.
şeyma subaşı ve sevgilisinin evinden alınması
-
yurtdışından geldikten sonra karantina kurallarına uymayan ve sosyal medyada diskolarda görüntü paylaşan şeyma subaşı ve sevgilisinin evinden alınarak korona testine tabi tutulması ve karantinaya alınması olayı. son zamanlarda gördüğümüz en haklı "evden alınma" sebebi.
kaynak
(bkz: 14 gün kuralına uymayanın ceza alması gerekliliği)
endüljans
-
tarih derslerimizin bizlere anlattığına göre cennetin tapusu.
(bkz: bedava mı sandın para verip aldım)
senin gençliğini söndürürüm çocuk
-
1. olayın geçtiği yer dört yol olarak tabir edilen kavşak. bu gibi yerlerde sağdaki araçlara yol verilir. yani yol beyaz toyota'nın. (edit: adam "o kural avrupa gibi yerlerde geçerli" diye savunma yapmış. yazılı ve evrensel bir trafik kuralından bahsediyoruz. her yerde geçerli ve uymak zorundasın)
2. o ana gelene kadar motosikletli arkadaş sağdan soldan arabaları geçiyor. adam gibi şeridinden gitsene?
3. koskoca adama lanlı lunlu konuşuyor.
dayı az bile yapmış.
vaizlerin sürekli eş anlamlı kelimeler kullanması
-
kelime başına ücret mi alıyorlar nedir.. mesela:
“ya rab! şu anda şu mekanda şu yerde şu mübarek camide seni anmak, seni zikr etmek için toplandık, bir araya geldik, evlerimizden işlerimizden ayrıldık, çocuklarımızdan ayrıldık, buraya geldik, huzurunda hazır nazır olduk, dua ediyoruz, sana el açıyoruz ya rab! ellerimizi şuna buna değil, sana kaldırıyoruz, sana yalvarıyoruz, içimizi sana döküyor ve senin için deşarj oluyoruz.”
özet: “şimdi buradayız ve dua ediyoruz.”
bir başka örnek: “demek ki neymiş efenim, maddi imkanı el veren, yeterince parası olan, ekonomik durumu iyi olan kimseler için hacca gitmek artık bir vecibedir, bir görevdir, boynunun borcudur ve bu borç ancak ve ancak bizzat ve bilfiil hacca giderek ödenir, yerine getirilmiş olur. eğer bu kişi, bu tuzu kuru şahıs hacca gitmezse (şimdi hepsini ters çevir) bu vecibeyi ifa etmemiş, görevini savsaklamış, boynunun borcunu ödememiş ve dolayısıyla ne yapmış olur, yapması gereken bir şeyi yapmamış olur (kişi hacdan geldi bu arada cümle bitene kadar).”
özet: zenginsen hacca gitmen şart.
biri buna dur diyecek mi, yoksa “dur yapma, etme eyleme” şeklinde eş anlamlı kelimeler mi kullanmamız gerekiyor?
lâhika edit ilave ek: 500 yıl öncesinden gelen giri özetini de buraya koyalım:
koyup tesbih-i mercânı* seni kim dinler ey vaiz
mufassal kıssa başlarsın, garîb efsane söylersin
bâkî
ayrıca: bu ortak duygumuzun desteklerinizle gündeme gelmesinden mutlu mesut ve bahtiyar oldum. allah cümlenize sağlık, sıhhat ve afiyet (3in1) versin, bakın benim cümleme verdi bile!
polislerle girilen ilginç diyaloglar
-
şile'deyiz 5 arkadaş... öğrencilik yılları. kış vakti, açık mekan yok... olanlar da bizi sarmıyor. eski alışkanlık, arabada içelim diyoruz. kimse bilmiyor şile'yi. özellikle kızlar, bulduğumuz yerleri "buranın manzarası yok ki" diyerek beğenmiyor. ortalıkta, "abi bu civarda nerede içilir arabada" diye sorabileceğimiz kimse de yok. polis karakolunun önünden geçerken sağa çekiyorum arabayı... sıkılmışım ring atmaktan. nöbetçi polis ve yanında bir başka polis sohbet etmekteler. camı açıp selam veriyorum polislere.
- memur bey iyi akşamlar.
- iyi akşamlar.
- ya biz yabancıyız da, bu civarda arabayı çekip içebileceğimiz bi yer var mı?
- tabii tabii, hemen şu yokuşu çıkın. solda bir alan var. deniz manzaralı içersiniz.
- çok teşekkürler.
söz konusu yokuşu çıkarken arabadakiler...
- olm manyak mısın, polise içilecek yer mi sorulur?
- bir saattir araba kullanıyorum. ne var işte, mis gibi yardım etti adamlar.
neyse, mekana çekilir araba... müziktir, yıldızlardır falan. geyik yapılır, biralar içilir... biraz zaman sonra ekip arabası gelir. yanımıza gelen, nöbetçi polisin yanındaki diğer polis ve arkadaşlarıdır.
- iyi akşamlar gençler.
- iyi akşamlar memur bey.
- burada içmek yasak.
- abi sen yolladın ya bizi buraya...
- olsun, yasak.
türk polisi eliyle koymuş gibi yakalar diye bir laf var ya... doğrudur o laf.