hesabın var mı? giriş yap

  • her zaman ikili kanepede oturup, kazak giyip, boynu bükük şarkı söylemek zorunda olan kızlardır. yanlarında mutlaka, tuvaletten çıktıktan sonra ellerini yıkamayan tipli, sadece la minör, mi majör basan ama müzik ruhunun sillesini yemişler tavrıyla gitar çalan ergen bozması herifler olur.
    ben bu şarkıları hep aynı kişi söylüyor sanıyordum. başlıkta başka başka isimler görünce baktım hepsi aynı kız değilmiş ama ortak özellikleri çok kötü olmaları.

  • sizler nasıl yalancılarsınız gerçekten inanılır gibi değil. ingiltere’de yaşıyorum. arabalar pahalı falan değil. kendim audi tt kullanıyorum ki türkiye’de 2 milyon fiyatı. eşimde de volvo xc60 mevcut. ben üst düzey yönetici değilim, sırf buraya gelmek için kariyerimde geri gitmeyi göze aldım. iyi ki de yapmışım.

    ingiltere'nin araç alım-satım sitesi autotrader.co.uk'dir. türkiye'den erişim açık mı bilmiyorum, girip bakabilirsiniz.

    not: bazı yazarlar özelden hava atmaya çalıştığımı vs yazıyorlar. arkadaşlar bu arabaların değeri sizin türkiye'de clio aldığınız fiyata. ayrıca kredi faizleri çok çok az. maaşlar türkiye'de üst düzey yöneticilerin aldığı seviyede. neyin havasını atacağım ben bununla?

  • apple ürünleri delisi bir insan değilim. uzaktan uzağa takip edip bir de nasıl steve jobs olunur diye boktan bir kitap okumuşluğum var.

    yurtdışında yaşayan bir arkadaşım vasıtasıyla ilk defa iphone serisinden bu modele sahip oldum.

    iyi telefondur, kötü telefondur, antendir bilmemnedir 1000 lerce kez aynı şeyler yazıldı çizildi.

    benim söylemek istediğim şey dün gözlerimin önünde 91 yaşındaki okuması yazması olmayan babaannemin bu telefonu kullanabilmesi oldu. sadece 1 kez gösterdikten sonra, telefonu aldı tuş kilitini açtı fotoğraflara girdi ve sırasıyla fotoğrafları çevirerek baktı.

    yani onu bunu bilmem de apple bu ürünle human computer interaction olayının dibine vurmuş arkadaş.

    ayrıca fotoğrafları çevirirken her fotoğrafta sayfa çevirir gibi parmağını yalaması çok tatlıydı =)

  • o hayvanlar doğduktan 15 sene sonra anca yumurta bırakabiliyorlar. bilim insanları bunların yumurtalarını tespit edip koruma altına almak için uğraşıyorlar.

    niye?

    kaskafalı bir itperestin besleyip çoğalttığı itlerden biri yesin diye tabi.

  • viyk.

    bir şeye heyecanlanınca bu sesi çıkarırdı istemsiz şekilde. ömürüme 10 sene katardı.

    2.ise ağır be sözlük

    seni seviyorum dediğimde tanısan sevmezsin demiştin, çok gülmüştüm espri yaptığını sanmıştım.

  • internette gorup de baslik acilmayacak bir sey kalacak mi dedirten baska sacma sapan bir video. biz de ergenlik yasadik ama hic bir zaman bu kadar abazan olmadik. eksinin abazanlari yakinda saci acik kadin gorse gelip baslik acacaklar.

  • kutu oyunlarının faydaları nelerdir? bir kutu oyunu hobisine sahip olmanın aşağıdakiler dahil pek çok faydası vardır:

    sosyalleşme: masa oyunları, arkadaşlarınız ve ailenizle sosyalleşmenin harika bir yoludur. birlikte oyun oynamak, yüz yüze etkileşime ve paylaşılan bir deneyim üzerinden bağlanmaya olanak tanır.

    zihinsel uyarım: tahta oyunları zihinsel uyarım sağlayabilir ve beyin için egzersiz yapabilir. oyuncuların stratejik düşünmesini, kararlar almasını ve sorunları çözmesini gerektirir.

    stres atma: masa oyunları oynamak, stresi azaltmak ve rahatlamak için harika bir yol olabilir. günlük rutinden bir mola verir ve gevşemeye ve yeniden şarj olmaya yardımcı olabilir.

    geliştirilmiş iletişim becerileri: masa oyunları, iletişim becerilerini geliştirebilen ve ekip çalışmasını teşvik edebilen oyuncular arasında iletişim ve işbirliği gerektirir.

    aile bağı: masa oyunları, ailelerin birlikte vakit geçirmesi ve ilişkilerini güçlendirmesi için harika bir yol olabilir.

    eğitim: pek çok masa oyununun eğitici değeri vardır ve oyunculara tarih, bilim, matematik ve diğer konular hakkında bilgi verir.

    yaratıcılık: masa oyunları, özellikle hikaye anlatımı veya rol yapma içeren oyunlar, yaratıcılığı ve hayal gücünü de geliştirebilir.

    genel olarak, bir masa oyunu hobisi, sosyalleşmeden zihinsel uyarıma, eğitime ve ötesine kadar bireyler ve aileler için çok çeşitli faydalar sağlayabilir. zaman geçirmenin eğlenceli ve ilgi çekici bir yoludur ve hayatın birçok yönü üzerinde olumlu etkileri olabilir.

    kaynak

  • ya kardeşim amk grafitisini marmarayın camlarına kadar yapmış annesizler. kalkmış saygıdan bahsediyorsun. devletin malına zarar vermek bu. kimden izin aldın be amk evladı desen bunu yapan kişiye alınır.

    yap kadıköydeki gibi koca binaya izin alinmiş bir şekilde bizde geçerken hayranlıkla bakalım. gece vakti suikast düzenler gibi vagonlara abuk subuk isim yazmak sanat değil.

  • iş güvenliği uzmanı a.b. sanki olayın sorumlusu gibi çoktan gözaltına alınıp tutuklanmış bile. ilgili savcı ve hakim 6331 sayılı kanunu açsın okusun; işletmelerde iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmasından "işveren sorumludur". daha işveren ifade bile vermemiş deniliyor. işin ciddiyetine bakar mısınız?

    adamın sahibi olduğu fabrikada deprem etkisi yapan bir patlama oluyor, insanlar ölüyor ama daha ifadesi bile alınmamış.. bu nasıl bir hukuk sistemidir, nasıl bir adalettir acaba? bu kişinin dokunulmazlığı mı var?

  • çağımızda saygınlığını yitirmiş bir kavramdır. bilimsel literatürde, 'scalar expectancy theory' olarak geçer.

    beyinde, çalışma mekanizması kalp piline benzeyen, bir tür "pacemaker" olduğu inanışına dayanır. bu insanlarda ve hayvanlarda biyolojik işlevlerin kontrol edilişinde rol oynayan bir zamanlayıcının var olduğuna ilişkin en eski teoridir. (biyolojik saat, beyindeki mekanik bir saat gibi düşünülmüş, literatürde "akümülatör modeli" olarak da geçiyor.)

    bildiğimiz gibi; 'biyolojik saat' modeline göre, beyindeki belirli 'karar verme' mekanizmaları 'davranış'ı zamanlamayı sağlıyor.

    hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar gösterdi ki, bir hayvan; harekete geçmeden önce sürekli mevcut zamanı (working memory'deki bilgi) beklenen zaman ile kıyaslıyor (reference memory'deki bilgi). iki zaman algısı birbirine yakın olduğu zaman, hayvan harekete geçerken; iki zaman algısı arasında yeterli bir fark oluştuğunda hayvan harekete geçmiyor. yani her davranış için, aşılması gereken bir tür "oran" var.

    yıllar boyunca insanlar olarak, hayvanların zaman algısının kendi zaman algımızdan farklı olduğunu biliyorduk. fakat şu sorular üzerinde fazla durmadık:

    1) biyolojik saatin gerçekten bir kalp pili kadar katı bir işleyişi mi var?
    2) zaman her insan için aynı hızda mı akıyor?

    modern nörobilim biyolojik saatin eskiden düşünüldüğü kadar skaler olmadığını kanıtladı. ayrıca yapılan onca araştırmaya rağmen, beyinde merkezi bir zaman kontrolü sisteminin var olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunamadı.

    skaler modelden sonra zaman kontrolü için yeni bir model ortaya atıldı. beynin, beyin dalgası frekansları arasındaki senkronizasyonu izleyerek zamanı ölçtüğü öne sürüldü.

    fakat bu modellerin hiçbiri beyinde olan biten aktiviteler ile tam olarak uyuşmadı.

    yeni bakış açısı beyindeki zaman kontrolünün tüm bunlardan çok daha esnek olduğu yönünde.

    araştırmacılar, hayvanlardaki 3 beyin bölgesindeki nöron aktivitelerini kaydettikleri bir deney yaptılar. hayvanlardan bir görevi, 2 farklı zaman aralığında yapmaları beklendi: 850 milisaniye ve 1500 milisaniye. araştırmacılar, aktivitede karmaşık bir model buldular. bazı nöronlar daha hızlı ateşledi, bazıları daha yavaş ateşledi ve bazıları daha hızlı veya daha yavaş titreşmeye başladı. nöronların tepkileri her ne olursa olsun, aktivitelerini ayarladıkları hız, gereken belirli bir zaman aralığına bağlıydı.

    yani belirli bir zamanda, belirli bir davranış veya kararla ilişkili her 'nöron grubu' için hazırda bekleyen bir "nöral hâl" mevcut gibi görünüyor, ve her birey bu nöral aktiviteleri farklı bir şekilde şekillendiriyor. belli bir davranışı yürütmek için, sistemin tamamı önceden tanımlanmış bir "son hâl"e gelmeli.

    araştırmacılar, nöral hareketlerin başlangıç durumlarından son hallerine giderlerken hep aynı yörüngeleri izlediklerini buldular (zaman aralığı farketmeksizin). farklı kişiler arasında değişen şey, nöral hareketlerin bu belirli yörüngeleri gezme oranlarıydı.
    ihtiyaç duyulan zaman aralığı daha fazla olduğunda, nöral yörüngeler de uzuyordu. yani nöronlar "son hâl"e erişmek için daha fazla zamana ihtiyaç duyuyorlardı. (doğru orantı)

    buradan anlıyoruz ki; zamanlama, beyinde "dağılmış" bir süreçtir. insanların skaler biyolojik saatleri yoktur.
    * * *
    ps: mit

  • twitter'da bu kadın yazdığına göre ülkenin akp'ye oy vermeyen diğer %60 lık kesiminin de mutlaka aynı fikirde olduğu istektir. çünkü biz akp ye oy vermeyenler olarak bu ablayla %100 aynı şeyleri düşünüyoruz.

    eğer trol değilse bu twitle kabataş olayını ispatlamaya çalışmak da bambaşka bir zeka pırıltısı olsa gerek.

  • adamın teki bilgeye gider ve sorar:

    - üstad, kendi kusurlarımı nasıl bilebilirim?
    bilge sorar:
    - evli misin?

    evet der adam. bilge yanıtını alınca devam eder:
    - o zaman işin kolay demektir. karına sadece onun bir kusurunu söylemen yeter.
    o sana; senin, annenin, babanın, kardeşlerinin hatta yedi sülanenin kusurlarını sayar, topluca öğrenirsin.