ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kayseri düşünce okulu
sadece ideal bir dünyada girilebilecek diyaloglar
-
- alo, ben kredikartımı iptal ettirmek istiyorum.
+ siz söylerken ettik bile.
ben seninle kuru soğan ekmek bile yerim diyen kız
-
kuru soğan olmuş 5-6 lira. her gün her gün buna can mı dayanır? lüks isteyen şımarık kızdır. kesin ekmek dediği de çiya tohumlu, siyez buğdaylı, yanarlı dönerli pahalı ekmeklerdendir.
didier drogba
-
bakınız şimdiki tespitimde tamamen nesnel yaklaşıyorum:12 mayıs 2013 fenerbahçe galatasaray maçı sonu fenerbahçe taraftarı sahaya bir şeyler atar ve herkes eğile büküle polis kalkanları altında soyunma odasına girerken, dik duruşu ve takındığı şampiyonluğa giden lebron james surat ifadesi ile tam olarak "ulan ben afrikalardan, banliyölerden, iç savaşlardan geliyorum, iki su şişesinden, bozuk paradan mı korkacam allahsız tosbağalar" diyordu. büyük topçu..
ekşi sözlük wikipedia çeviri timi
-
hayalini kurdugum tim.
tamamen gonullu olarak bir sosyal platformda orgutlenip, edebiyattan bilime kadar, turkcesi olmayan bircok sayfayi turkceye cevirebiliriz,
bunun icin hem vakti, motivasyonu olan arkadaslarin varligina eminim, biz yapmazsak kim yapacak ki bunu?
hem bir sosyal sorumluluk projesi, hem turkceye hizmet, hemde genel kulturun artmasi adina guzel bir girisim.
ben kendimce, sayfalari kisa kisa ceviriyorum, en azindan wikipedianin sol frameinde turkce gorunsun diye, ama bir elin nesi var? bugune bugun 2000 kisi 5 er sayfa cevirse 10.000 sayfa yapar ki, inanilmaz bir gelisim,
belki wikipedianin turk modlariylada entegre calismak gerekiyor, uzerine dusecek arkadaslari tesvik icin herseyi yapmaya hazirim, kalabaliklastikca motivasyonumuz da artacak.
----------------
edit:
evet arkadaslar, sayenizde hem katilim cok fazla, hemde isteklilik, hepinize tesekkur ederim, oncelikle bir facebook grubu altinda toplaniyoruz,
bu grupta hem kim ne ceviri yapmis onu paylasacagiz, hemde talep ettigimiz, imece usulu ile cevirecegimiz sayfalari belirliyoruz,
bu gruba katilin, daha sonra kapali gruba donusturulecek.
ayrica google docs sayfasinda da toplaniyoruz, hangi yol sizin icin daha verimliyse katilmaniz yeterli,
illa ingilizce ceviri degil, herhangi bir turkce ansiklopediden 2 sayfa aktarsaniz bile cok verimli, dil bilmenize gerek yok,
oncelikli amacimiz, wikipediadaki turkce madde sayisini artirmak.
ilginize cok tesekkurler.
8 mart 2018 çaylak onay rezaleti
-
sözlük yönetiminin yazar alımları hususunda sabırla sırada bekleyen bütün çaylaklardan ivedi bir şekilde özür dilemesi gereken, o da olmadı açıklama yapılması gereken dumur edici bir rezalettir.
lafı fazla uzatmayacağım. daha dün yazarlığı onaylanmış birinin çaylakken girdiği entryleri görünce ne demek istediğim anlaşılacaktır. buyrunuz;
https://i.hizliresim.com/a18onr.jpg
https://i.hizliresim.com/bbzok0.jpg
ve bu arkadaşın yazarlığı onaylanıyor.
https://i.hizliresim.com/p6m70q.jpg
garip ama böyle onlarca haksız bir şekilde yazar alımı olurken tüm kurallara uyup senelerce sıra bekleyenler acaba neden bekliyor anlamış değilim.
ve yukarıdaki linkleri gördüğü halde sessiz kalıp susan, kılını dahi kıpırdatmayan yazar arkadaşlara da sesleniyorum.
unutmayın aga. daha dün burada hepimiz çaylaktık. o yüzden haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır düsturu asla unutulmasın. bu büyük bir rezalettir. koy kendini çaylağın yerine. asgfrssf kıjfırjsh sırfjsghsyr... falan diye entry giren yazar oluyor ama bilgi yüklü destan yazanlar senelerce bekliyor. blah blah...
susmayın!
2023 fiba basketbol dünya kupası
-
filipinler ile dominik cumhuriyeti arasında oynanan grup maçında 38.515 seyirciyle dünya kupası seyirci rekorunun kırıldığı organizayon. almanya'nın tarihinin ilk şampiyonluğuna namağlup bir şekilde ulaştığı turnuvada son 3 kupadaki 2. finalini oynayan sırbistan 2014'ten* sonra bir kez daha gümüşle yetinirken mikal bridges'in ender arslanvari* son saniye mucizesiyle uzatmaya giden 3.'lük maçında abd'yi mağlup eden kanada da fiba dünya kupası tarihindeki ilk madalyasını elde etti. aşağıda kupa sıralaması, ödül alan oyuncular ve istatistik liderleri paylaşılmıştır:
************************************************************************************************
genel sıralama ve bireysel ödüller
1. almanya (ger)
2. sırbistan (srb)
3. kanada (can)
4. abd (usa)
5. letonya (lat)
6. litvanya (ltu)
7. slovenya (slo)
8. italya (ita)
9. ispanya (esp)
10. avustralya (aus)
11. karadağ (mne)
12. porto riko (pur)
13. brezilya (bra)
14. dominik cumhuriyeti (dom)
15. yunanistan (gre)
16. gürcistan (geo)
17. güney sudan (ssd)
18. fransa (fra)
19. japonya (jpn)
20. mısır (egy)
21. finlandiya (fin)
22. yeni zelanda (nzl)
23. lübnan (lbn)
24. filipinler (phi)
25. meksika (mex)
26. angola (ang)
27. fildişi sahili (civ)
28. yeşil burun adaları (cpv)
29. çin (chn)
30. venezuela (ven)
31. iran (iri)
32. ürdün (jor)
en değerli oyuncu: dennis schröder (ger)
yükselen yıldız: josh giddey (aus)
en iyi savunmacı: dillon brooks (can)
en iyi koç: luca banchi (lat)
en iyi beş
• dennis schröder (ger)
• shai gilgeous-alexander (can)
• anthony edwards (usa)
• bogdan bogdanoviç (srb)
• luka doncic (slo)
en iyi 2. beş
• simone fontecchio (ita)
• arturs zagars (lat)
• jonas valanciunas (ltu)
• nikola milutinov (srb)
• franz wagner (ger)
************************************************************************************************
bireysel oyuncu istatistikleri
maç başına sayı
1. luka doncic (slo) – 27.0
2. jordan clarkson (phi) – 26.0
3. lauri markkanen (fin) – 24.8
4. shai gilgeous-alexander (can) – 24.5
5. karl-anthony towns (dom) – 24.4
maç başına ribaunt
1. walter tavares (cpv) – 12.4
2. joshua hawkinson (jpn) – 10.8
3. bruno caboclo (bra) – 9.2
4. ahmet düverioğlu (jor) – 9.0
5. nikola vucevic (fra) – 8.8
maç başına asist
1. carlik jones (ssd) – 10.4
2. tremont waters (pur) – 9.2
3. shea ili (nzl) – 7.6
3. yuki kawamura (jpn) – 7.6
5. arturs zagars (lat) – 7.4
maç başına blok
1. wenyen gabriel (ssd) – 2.6
2. enes mahmud (egy) – 2.2
3. georgios papagiannis (gre) – 1.8
3. walter tavares (cpv) – 1.8
3. yuta watanabe (jpn) – 1.8
maç başına top çalma
1. ehab amin (egy) – 2.6
1. tremont waters (pur) – 2.6
3. luka doncic (slo) – 2.5
4. paul stoll (mex) – 2.4
5. izayah le'afa (aus) – 2.2
maç başına top kaybı
1. tremont waters (pur) – 5.2
2. luka doncic (slo) – 4.3
2. freddy ibrahim (fin) – 4.3
4. jordan clarkson (phi) – 4.2
5. ehab amin (egy) – 3.8
maç başına verimlilik puanı
1. shai gilgeous-alexander (can) – 30.4
2. joshua hawkinson (jpn) – 28.6
3. luka doncic (slo) – 26.0
3. carlik jones (ssd) – 26.0
5. lauri markkanen (fin) – 24.0
5. nikola vucevic (mne) – 24.0
şut yüzdesi
1. enes mahmud (egy) – %72.1
2. andrés feliz (dom) – %68.3
3. andrejs grazulis (lat) – %63.5
4. jonas valanciunas (ltu) – %62.5
4. mike tobey (slo) – %62.5
4. ismael romero (pur) – %62.5
3'lük yüzdesi
1. andrés feliz (dom) – %65.2
2. tim soares (bra) – %60.0
3. dillon brooks (can) – %58.8
3. mike tobey (slo) – %58.8
5. peter jok (ssd) – %58.3
serbest atış yüzdesi
1. bazoumana koné (civ) – %100.0
2. austin reaves (usa) – %94.9
3. nikola vucevic (mne) – %94.4
4. hamed haddadi (iri) – %94.1
5. santi aldama (esp) – %93.8
************************************************************************************************
takım istatistikleri
maç başına sayı
1. abd (usa) – 104.5
2. kanada (can) – 98.8
3. sırbistan (srb) – 95.1
4. avustralya (aus) – 93.8
5. almanya (ger) – 93.0
maç başına ribaunt
1. angola (ang) – 42.4
2. filipinler (phi) – 41.4
3. brezilya (bra) – 40.4
4. litvanya (ltu) – 39.8
5. abd (usa) – 39.6
maç başına asist
1. ispanya (esp) – 27.8
2. finlandiya (fin) – 24.6
3. letonya (lat) – 24.4
4. abd (usa) – 23.9
5. sırbistan (srb) – 23.6
maç başına blok
1. abd (usa) – 5.4
2. fransa (fra) – 4.8
3. güney sudan (ssd) – 4.4
4. filipinler (phi) – 4.2
5. avustralya (aus) – 3.8
5. mısır (egy) – 3.8
5. ispanya (esp) – 3.8
maç başına top çalma
1. fildişi sahili (civ) – 10.0
2. sırbistan (srb) – 9.1
3. abd (usa) – 9.0
3. karadağ (mne) – 9.0
5. mısır (egy) – 8.6
maç başına top kaybı
1. gürcistan (geo) – 16.2
2. yeni zelanda (nzl) – 16.0
3. ürdün (jor) – 15.8
4. fransa (fra) – 15.4
5. mısır (egy) – 15.2
maç başına verimlilik puanı
1. abd (usa) – 128.8
2. sırbistan (srb) – 117.9
3. kanada (can) – 114.9
4. almanya (ger) – 112.5
5. avustralya (aus) – 112.0
şut yüzdesi
1. sırbistan (srb) – %54.2
2. abd (usa) – %53.6
3. letonya (lat) – %51.5
4. almanya (ger) – %51.1
5. avustralya (aus) – %50.9
3'lük yüzdesi
1. litvanya (ltu) – %42.2
2. letonya (lat) – %42.1
3. güney sudan (ssd) – %40.7
4. kanada (can) – %40.3
5. abd (usa) – %40.0
serbest atış yüzdesi
1. fildişi sahili (civ) – %86.7
2. brezilya (bra) – %83.3
3. finlandiya (fin) – %83.1
4. japonya (jpn) – %80.6
5. gürcistan (geo) – %80.0
************************************************************************************************
tek maçlık istatistik liderleri (oyuncu ve takım)
• en çok sayı atan oyuncu: dillon brooks*, rondae hollis-jefferson* & karl-anthony towns* – 39
• en çok ribaund alan oyuncu: joshua hawkinson (jpn)* – 17
• en çok asist yapan oyuncu: arturs zagars (lat)* – 17
• en çok blok yapan oyuncu: wenyen gabriel (ssd)* – 6
• en çok top çalan oyuncu: nicolo melli (ita)*, stephen thompson jr. (pur)* & raul neto (bra)* – 5
• en çok verimlilik puanı alan oyuncu: joshua hawkinson (jpn)* – 44.0
• en çok sayı atan takım: kanada (can)* – 128
• en çok ribaund alan takım: abd (usa)* – 56
• en çok asist yapan takım: kanada (can)* – 44
• en çok blok yapan takım: güney sudan (ssd)* – 9
• en çok top çalan takım: karadağ (mne)* – 15
• en çok verimlilik puanı toplayan takım: kanada (can)* – 182
************************************************************************************************
edit: ufak düzeltmeler için @kozniku, @walkitlikeitalkit ve @kurtoga'ya teşekkürler. bir sonraki dünya kupası 2027 yılında katar'da organize edilecek.*
yaran fıkralar
-
amerika'da adamın biri normal işine giderken birden anormal bir trafiğin içine duşer, ama trafik bir milimetre bile kıpırdamamaktadır. bi süre sonra yandaki cama birisinin tıkladığını görür ve camı açar.
ne var acaba?
- teröristler bush'u yakaladılar eğer 10 milyon dolar verilmezse, üstüne benzin döküp yakacaklarmiş. işte onun için, herkesten biraz yardım alıyoruz...
- insanlar ne kadar veriyor ortalama olarak?
- valla yaklasık olarak 5'er litre !!!!
japonya'da öğle yemeğine 3 dk erken çıkan adam
-
ahlak degil obsesifliktir. japonya, asiri calismaktan olenlerin oldugu bir ulke. asiri calismanin, fazla mesai yapmanin ve bunun karsiligini almamanin, sirkete kole gibi baglanmanin normal karsilandigi bir ulke. japon kulturu, asiri baskici bir kultur. bu sebepten oturu zaten zibilyon adet manyaklik japonya'dan cikiyor. 3 dakika erken cikmismis yemege!
bir japonya ovuculer iki iran ovuculer, al birini vur otekine.
edit: okuyun okuyun da japonya guzellemelerinize bir son verin
death from overwork: japan's 'karoshi' culture blamed for young man's heart failure
edit2: olumlere dair turkce kaynak
psikoloji
-
psikoloji bölümünü bitirdikten sonra neler yapılabileceğiyle sorusuyla bir süredir yüzleşiyorum ister istemez.
mezun olma sürecinde ve hemen ardından bütün yaz tatili boyunca üniversitelerin yüksek lisans süreçlerini, iş ilan ve imkanlarını takip ettikten sonra, geçtiğimiz günlerde aniden bir ışık yandı ve "neden artık tecrübe olmuş olan tüm bu bilgileri yazıya dökmüyorum ki?" dedim ve yazıp blogumda ve daha geniş kitleye ulaşması için de sözlükte paylaşmaya karar verdim. ardından olan oldu. çevremde psikolojiden mezun olan herkesle bu konuları enine boyuna tartışmaya ve elime geçen her yere notlar almaya başladım. daha kafamda tasarlarken bile çok uzun bir yazı olacağını tahmin edebiliyordum ama bölüme yeni başlayanlar için çok yardımcı olabileceğini düşündükçe çeşitli üşengeçliklerden sıyrılarak nihayet yazmaya başlayabildim (bu bana ikinci bir lisans tezine başlıyor gibi hissettiriyor). bu yazı dizisinin tek amacı, bu bölümden mezun olduktan sonra neler yapabileceğini merak eden öğrencileri bilgilendirmek.
başlamadan önceki son uyarı, burada yazılanların tamamen benim fikirlerim olmasından kaynaklı hatalar içerebileceği gerçeğidir.
ilk bölümde tabii ki mezun olduktan sonraki ilk seçenek var,
1. yüksek lisans:
yüksek lisans yapmak, psikoloji bölümlerinin bir olmazsa olmaz'ı. henüz birinci sınıfa giderken bile "yüksek lisans yapmadan bir şey olamazsınız" söylemleri fısıltı halinde dolaşmaya başlıyor öğrenciler arasında. bu söylem tam olarak doğru değil ama o konuya sonra geleceğiz, yani yüksek lisans yapmadan direkt iş hayatında lisans mezunu olmanın karşılığının ne olduğuna.
muhtemelen hiçbir bölümde öğrenciler psikoloji bölümündekiler kadar akademisyen olmak istememiştir. 60 kişilik sınıfımda akademisyen olmayı düşünmeyen, en azından yüksek lisans yapmayı düşünmeyen kişi sayısı 5'i geçmezdi (5 burada epey iyi niyetli bir rakam bu arada). üniversitede yatay geçiş yaptığım için (özel üniversiteden devlet üniversitesine), eski okulumda da durumun tamamen aynı olduğunun farkındaydım. daha da ileriye gidelim, her yaz yapılan ulusal psikoloji öğrencileri kongresi (upok)'ta da tanıştığım her öğrenci yüksek lisans yapmak istiyordu. ama şöyle bir durursak: hepimiz master yapamayız. bu kadar öğrencinin yarısı, hatta çeyreği kadarı bile master yapamaz. gerçekçi olursak, mezun olunca çoğumuz psikolojiden master yapamayacağız. master imkanlarını (gözlemlediğim kadarıyla) ikiye ayırıyorum: mezun olunan üniversiteye göre, başvurulan üniversiteye göre. şimdi tek tek inceleyelim.
1.a. mezun olunan üniversiteye göre:
bizim zamanımızda, yani bundan 5-6 sene öncesini kastediyorum, psikoloji popüler bölüm olmanın doruklarındayken (kpss'de 65 ile atanılan o görkemli dönem :), özel üniversiteye gitmek ile devlet üniversitesine gitmek arasında da dağlar kadar fark vardı. devlet her zamanki gibi daha "tercih edilir" olandı, oysa şimdi öyle değil. büyük okullar dışında (odtü ve boğaziçi), psikolojinin şu anki iyi bölümleri hep özellere kaymış durumda (bilkent, bilgi, bahçeşehir vs... istanbul şehir üniversitesinin ilk 5 binden psikoloji öğrencisi aldığını biliyor muydunuz? bizim zamanımıza göre inanılmaz rakamlar...). bu genel olarak bütün bölümlerde var olan bir şey sanırım ve temel sebebi "iyi hocaların özel okullara geçmesi" olarak görülüyor (bu başka bir yazının konusu ama). kendi okulumdan örnek verecek olursam, zamanında ilk 6 binle alan okul yanlış bilmiyorsam 10 binlere kadar kaymış durumda. anlayacağınız, "okul adının önemi" konusu, son birkaç senede çok değişti. şimdi "köklü" bir devlet üniversitesinden mezun olduğunuz zamanın, yeni bir özel üniversiteden mezun olduğunuz zamandan avantajlı olan tek kısmı, özel sektörde işe girerken/ya da devlette mülakatlı bir alım yapılırken daha sağlam bir imaj veriyor olması.
peki yüksek lisansta durum nedir?
burada pek çok değişken var. mezun olunan üniversiteye göre değil, tamamen not ortalamasına göre işleyen bir süreç başlıyor. genelde kimse, hani hep internette dalga geçilen isim üniversitelerinin birinden mezun olduğu için yüksek lisansa kabulde bir sorun yaşamıyor: ama not ortalaması çok yüksek olduğu sürece. buradaki çok yüksek olma kriterimiz ise: 90+/100 gpa. özel üniversitelerden düşük ya da orta seviye bir ortalama ile mezun olan kitle, muhtemelen en şanssız kitle. çünkü devlet üniversitesinden orta seviye bir ortalama ile mezun olanlara göre mülakatlı kabullerde onlara büyük bir önyargı ile yaklaşılıyor. aynı şekilde iş hayatında da, devlet mezunları daha tercih edilebilir çünkü daha "sağlam" bir eğitim aldıkları izlenimi var. görece doğru. iyi hocalar özel üniversitelere kayıyor olsa da, çoğu özel üniversitede "hoca" yok (psikoloji bölümleri için konuşuyorum). üç tane yarddoç'tan dönüşümlü olarak eğitim alarak mezun olan arkadaşlarım var. bazı okullar, "hocaları" olmadığı için yüksek lisans açamıyor. yök, popüler bir bölüm olduğu için psikoloji bölümlerini özel okullarda açmada çok elibol davransa da eğitim kalitesi göz önünde tutulmuyor.
burada pek çok haksızlıklar ve hakkaniyetsizlikler de var ama genel bir eğitim sistemi sorunu bu. ortalama yapmak hiç kimse kolay bir şey değil ama bazen kolay olduğu durumlar da var. siz bir devlet üniversitesindeki 70 geçme notu (70=cc, 90+=aa) ile bir özel üniversitedeki çan eğrisinde (45 ile de aa alınabilir, 70 ile de, 90 ile de) aynı ortalamayı yapmış iki insanın emeğini hiçbir şekilde eşitleyemezsiniz. sırf bulunduğunuz sınıftakilerden (ve doğal olarak ortalamadan) biraz daha iyisiniz diye dersleri geçmek, çok adil bir yöntem değil. burada çan eğrisi kolaydır denilmiyor, eğer çok iyi bir okuldaysanız çan sizin aleyhinize de dönebilir elbette. ama piramidin altındaki büyük kısım ortalama okullardan oluşmakta ve bu not sistemlerindeki haksızlıklar, en azından bazı okullardan mezun olan öğrenciler için tamamen bir hayalkırıklığına sebep oluyor. çünkü yüksek lisans sıralaması yapılırken mezun olunan okullara ya da o okulların zorluk derecesine (ki böyle bir şey olduğuna iki okul görmüş bir insan olarak kesinlikle inanıyorum) bakılmıyor.
ayrıca çok iyi okullardan mezun olduğunuz zaman zaten sizin yeriniz de belirlenmiş oluyor.
bu başka bir problem, yani ikinci kısım.
1.b. başvurulan üniversiteye göre:
lisans 1. sınıfta bölümü tanıtmak için gelen bir araştırma görevlimiz vardı, kendisi ankara'da yüksek lisans yapıyordu o sırada. boğaziçi mezunuydu ve iyi bir ortalaması (3.60 civarıydı sanırım) vardı ama bize sürekli kabul sürecinde ne kadar zorlandığından bahsetmişti. iyi okulların master kontenjanlarını zaten kendinin en iyi öğrencileri dolduruyor (ki bütün okulların kendi öğrencilerini kabul etme yanlılığından bahsetmiyorum bile burada). bu sene hacettepe'nin klinik psikoloji'sine kabul alan öğrencilerden en düşük ortalama ile girenin bile 100 üzerinden 98 ortalaması var. bu gençler aynı şekilde çılgın toefl, ales puanları alıyorlar. diğer üniversite mezunu gençler büyük başarılar elde etmediği sürece, en tepedeki okullar genelde kendi öğrencilerini kendi aralarında değiştiriyorlar sadece.
geriye kalan en iyi öğrenciler de diğer okullar arasında paylaşılıyor. bu denklemde ortalama bir öğrenci olmanın hiçbir yeri olmadığını siz de fark etmişsinizdir. tabii ki paranız yoksa.
bu da başka bir problem.
yani özel üniversitelerden birinde yüksek lisans yapmak.
bin kere söyledim ama psikoloji popüler bir bölüm ve ilginç bir şekilde bölümü isteyen çılgın bir kitle var. "psikoloji olmazsa başka bir yer de olmasın" diye defalarca üniversite sınavına hazırlanan (ki bunlardan biri de bendim zamanında) ve ardından mezun olunca da bu bakışı devam ettiren. böyle olunca çoğu özel üniversitede burslu bir şekilde psikolojide yüksek lisans yapma imkanı kalktı (emin değilim ama şu an hiçbirinde olmuyor bile olabilir). çılgın bir talep olduğu için, işe bakın ki en pahalı yüksek lisans bölümleri de psikolojininkiler oldu. başvuru döneminde çoğu özel okulun burs verilebilecek durumlar listesine "psikoloji bölümleri hariç" yazısı eklenmeye başlandı. buralarda bahsedilen fiyatlar minimum 35 binlerden başlayıp, ucu açık olarak 60 binlere kadar çıkabiliyor. burada sizin akademik başarılarınızın hiçbir anlamı kalmıyor. boğaziçinden iyi bir ortalama, güzel ales puanları ile mezun olmuş ve kaderin tuhaf bir cilvesi sonucunda başkent'te yüksek lisans yapmak isteyen bir insansanız (neden yapmak isteyesiniz hiç bilmiyorum) hiçbir burs indirimi alamıyorsunuz (kendi öğrencisi de olmadığınız için, hiç). lisansta çocuğunu yarı burslu olarak okutabilen aileler bile bu noktadan sonra çare bulamıyor. tüm bu durumun görmezden gelinmesi de psikolojide yüksek lisansın korkunç bir ticaret olduğu hissini uyandırıyor bende.
ki yüksek lisans yapmış olsanız bile ilgili "sertifika"ları almadan test veya terapi yapamıyorsunuz. sadece uzman oluyorsunuz, yani sırada benzer bir yarışı doktora için sergilemek var. bu sertifikalardan en temel olanları (basic kelimesinin karşılığı olarak) bile bin liralardan başlıyor. içinizi daha da karartmak istemiyorum ama örneğin bilişsel terapi yapabilmek için sertifikasını, eğitimini ve süpervizyonunu almalısınız ve bu toplam 10 bin lirayı bulabilen bir süreç. ciddi bir klinik psikolog olmak, iyi bir kendine yatırım gücü istiyor.
başvurulan üniversiteye göre başlığının altında olması gereken bir diğer konu da, başvurulan üniversitenin o dönem açtığı kontenjan sayısı. bu tamamen şansa yönelik bir değişken ve gitgide azalıyor da (bunun sebebi de zamanında öyp'lilerin bu kontejanları direkt doldurmasıydı; istedikleri yere geçebiliyorlardı ve okullar gitgide daha az master öğrencisi almaya başladı). bu konuyla alakalı (psikoloji bölümleri kontenjanları ile alakalı) her sene güncel bilgiler veren bir hocamız var, engin arık. onun sayfasından ve tpöçg'den aldığım son verilere göre şu anda türkiye'de 75 tane üniversite psikoloji öğrencisi alıyor ve sadece geçen sene yaklaşık 8 bin psikoloji öğrencisi mezun olmuş. yüksek lisans programı sayısı (16 haziran 2016 itibariyle) 90. ayrıntılı program listelerine şuradan bakılabilir: tık.
bu yazıyı şimdilik burada noktalıyorum, devam edecek serinin ilk yazısı olarak.
o zamana kadar: (bkz: psikoloji/@silverleaf) ya da blog.
ağaçla evlenmek isteyen kadın
-
çalı çırpıya sürtmek deyiminin bir level üstüne geçmiş kadın.