hesabın var mı? giriş yap

  • ülkenin en büyük sanayi şehirlerinden biri olmasına ve nüfus olarak da 4. en büyük olmasına rağmen 2013 yılında hala demiryolu bağlantısı olmayan şehir. inanılır gibi değil.

  • doğrusu lütfen gerizekalı gibi bodybuilding yapmayın olması gereken uyarı cümlesi. yoksa düzenli spor yaparak fit görünmekte bir sakınca yok.

  • kız olursa asya. bi daha kız olursa zeynep. bi daha kız olursa karıyı boşarım.

  • deri koltukta hareket ettiğinde çıkan sesi çevrendekiler yanlış anladı düşüncesiyle tekrarlıyorsan sen eşittir ben demektir.

    7 sene sonra edit: osurdum zannetcekler diye korkan ne çok insan varmış lan, hala oylanıyor şok oluyorum.

  • burdan bakınca sanki birini hedefleyip de onu kucağa oturtmuşlar gibi duran bir vergi.

    - silindir hacmi 1500 cm3'ü geçen fakat 1600 cm3'ü geçmeyen

    - güney afrika'dan ithal edilen

  • bazı yazarlarının bile kullanmayı bilmediği bilgi kaynağı.

    bir şehrin başlığına gidip "gelecek hafta gideceğim şehir. neler yapılır bilenler yeşillendirsin." diye yazan embesiller var.

    ulan sığır, o başlık orada niye var?

  • bi halttan haberi olmayan dangozlar toplanmış üfürüyorlar. bir tanesi de boykot çağrısı yapmış ahahah. hayatım o turların potansiyel müşteri kitlesi sen değilsin zaten, yabancı gruplar.

    bu fiyatlar senelerdir pek değişmedi. fiyatlar euro üzerinden belirlenir, euro üzerinden sunulur. hatta son yıllarda euro üzerinden kademeli bir şekilde ucuzladı bile. eskiden 140-150 euro olan uçuşlar şimdi 100 euro civarında. ama türk lirası değer kaybettikçe o fiyat 300 de olur, 600 de olur. sen de burdan bik bik edersin.

    gelelim fiyatlandırma sisteminin nasıl çalıştığına. balon işi esasen bir ekstrem spordur ve oldukça maliyetlidir. her bir balonun uçuşu kalabalık bir ekip tarafından gerçekleştirilir. ekip ne kadar tecrübeliyse o kadar güvenle uçarsınız. tecrübeli ve kaliteli personel siz beyaz yakalılar gibi aylık 3000 tl'ye çalışmaz, maliyetlidir. balon dediğiniz şey de en nihayetinde belirli güvenlik standartlarını taşıması gereken malzemeden üretilir. o da pahalıdır. örneğin üzerinde şirket logosu taşıyan sıfır balon almak isterseniz yaklaşık 150-200 bin euro civarında bir parayı ödemek durumundasınız. bir şirketin ticari faaliyet gösterebilmesi için en az 5 balona sahip olması gerektiğini düşünürseniz sadece balonlar için yaklaşık 1 milyon euro civarında bir yatırım maliyeti var. bu maliyeti ikinci el ve logosuz balonlar kullanarak biraz aşağı çekebilirsiniz ama çoğu firmada böyle bir durum yoktur. bakın daha yatırılması gereken teminat ve harçlardan bahsetmedim bile.

    ikinci olarak sigorta konusu. bu ekstrem spor kapsamında bir aktivite olduğu için hayvani sigortalar yapılır. biz şurada 1000 tl'lik trafik sigortasından yaka silkiyoruz, varın siz düşünün bu sigortaların bedellerini.

    üçüncüsü ise iş modeli. bu turlara müşteri sağlama kanalı çoğunlukla acente-rehber ya da acente-otel şeklindedir. müşteriler çoğu zaman bunlar tarafından bulunur. ve bunlara ciddi komisyonlar ödenir. çünkü bir rehber ve acente tek seferde 40 müşteri birden gönderir. bir otel bir günde buna yakın sayıda müşteri bağlayabilir. o yüzden hiç kimsenin senin gibi münferitlere ihtiyacı yoktur.

    2018 yılı itibariyle otel, acente, rehber vb aracıların balon firmasına ödediği kişi başı ücret 90 euro yani 450 türk lirası civarında. üstüne de piyasa tarafından yazılı olmayan bir anlaşma ile belirlenmiş bir pay koyarlar ve müşteriye satarlar. aradaki farkı da komisyon olarak alırlar. balon firmaları çoğu zaman münferit müşteriye daha düşük fiyat vermez. çünkü 2 tane dingile tur satabilmek için asıl müşteri kaynağı olan aracıların işine taş koymak istemez.

    bütün bunların yanısıra balon dediğiniz şey her mevsim ve her hava koşulunda uçabilen bir şey değil. kışın müşteri olmaz, uçmaz. rüzgar çıkar uçmaz. hatta sabah son dakika da sert rüzgar başlar parasını kredi kartıyla tahsil ettiği tüm müşterilere bir de elden nakit geri ödeme yapar. hem güvenlik hem de maddi riski yüksektir. işletme giderleri yüksektir. yılda uçuş yapabileceği gün sayısı sınırlıdır.

    kısacası bu tür aktiviteler lüks aktivitedir. herkes yapsın diye düzenlenmez. paran varsa uçarsın. yoksa sabah 6'da kalkar fotoğrafını çekersin. paran yetmiyorsa balon şirketine kızacağına önce seni üç kuruş parayla çalıştıran patrona sonra da cebindeki parayı euro'nun 5'te birine eşitleyen hükümete kız.

    edit: aradan 4 yıl geçmiş. burada yazdığım bazı şeyler aynı kalırken, bazı şeyler de kökten değişmiş. 2022 yılındaki güncel durumu okumak isterseniz sizi şuraya alalım: (bkz: #135214806)

  • adam canlı yayında milletin ağzına 35 cm'lik büfe tipi salamı iteleyerek soktu, böyle konularda hayatta sırtı yere gelmez.

  • bu aslında 50'lerde 60'larda çekilen fütüristik filmlerin bir yansıması, o zamanlarda çekilmiş filmleri incelerseniz dönemin fütüristik tahminlerinin 21.yy'da retrofütürist olduğunu görürsünüz. bu eski filmlerin kendine has tasarımları daha sonra estetik bir algıya dönüşmüş ve bir akım haline gelmiş, aslında post apokaliptik filmlerde kullanılan derme çatmalık durum tam olarak retrofütürist yaklaşımdır diyemeyiz. retrofütürizm bir sanat anlayışıdır. 1930'larda geçen stramline akımının izlerini bolca taşır retrofütürizm.

    mesela retrofütürist bir ütü yapmak istersek günümüzün rezistanslı ütü teknolojisini kullanarak eski kömürlü ütülerin estetik anlayışını uygularız. ortaya baloncuk şekercik gibi ürünler çıkar, atalarımız geleceğin tasarımlarının bugün uyguladığımızdan çok daha amorf olacağını düşünmüş, konseptleri inceleyin bu konseptler kendilerine has estetik çizgiler taşır ancak üretim teknolojimiz bunların çok ötesine gitti ve bu konseptlere hiç benzemeyen şeyler tasarladık bunun sebebi artık plastiğe çok daha hakim olmamız, çok daha kompleks formlar yaratabilmemiz ve tabii otomobil güvenlik yönetmeliklerinin çok değişmesi.

    peki bu kendine has estetikle ne yapabilecektik? belli bir grup çoktan bu tasarımları sinemada görmüş ve benimsemişti, eninde sonunda bu neonpunk, cyberpunk, steampunk gibi akımların ortaya çıkmasına sebep oldu.

    peki post apokaliptik filmlerde niye böyle oluyor? dünyada bi boklar dönmüş, milyonlar ölmüş, sanayi yok, yeni şarkılar bestelenmiyor, yeni evler yapılmıyor anlayacağınız bir şey çalışır hale gelecekse kendin yapacaksın. elindeki lazer silahın bozuldu mu? gideceksin müzede bulduğun pompalı tüfekle birleştireceksin, arabayla gezmek çok mu zor? gideceksin her yerini otla bokla kaplayacaksın.

    ha genelde distopya filmlerinde retrofütürizm kullanılır mesela vizyona yeni giren blade runner 2049 bir cyberpunk filmidir. bunun sebebi ise mesela 1966 yılında çekilen fahrenheit 451 filmi gibi filmlerdir, artık öyle bir algı var, distopik filmlerin estetik anlayışı budur.