ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tuvaletten çıkan kızın sıradaki kıza gülümsemesi
-
"bak ben o kadar sevimli, o kadar cana yakın, o kadar naif bir kızım ki, şu an duyumsamakta olduğun o berbat koku, asla benden çıkmış olamaz. ben öyle bir bünye değilim" gülümsemesidir bu. ve öyledir de zaten, daha önceki insani bir ihtiyacını hayvanca karşıladığı için suç dediğin piç bana kalmasın yolunda verilen doğal bir direnç göstergesidir bu. böyle boktan bir konu deyip geçmeyin, altında çok farklı gerçeklerin gizli olduğu bir gülümsemedir bu.*
bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
okul bahçesinde maç yaparken arkadaşın* topa hayvan gibi abanması; füzeyi andıran topun, okulun meşhur kızının başına isabet etmesi; kızın bu surette bayılması ve hastanede, hamile olduğunun anlaşılması.
özgür turhan (komedyen)
-
parantez içinde komedyen yazmasa, insanların komedyen olduğunu anlamayacağı bir isim. acaba bunun için ekşi sözlük'e ne kadar para verdi? parayla bu işler çözülüyorsa parasını verelim mizahı bıraksın. yapmış olduğu işleri beğenen birilerinin olması, bu ülkeden bir şey olmayacağının göstergesidir. kendisine güleceğime duvara baksam "sıvacılar sıva yapar, yeter artık ahmet çakar" cümlesi aklıma gelir daha çok gülerim.
halay çeken cin görüntüleri
-
en azından ülkede eğlenenler var.
özel sektörde her gün başörtülüler reddediliyor
-
siyasal islamcılığın neden mide bulandırıcı olduğunu gösteren önemli bir sözdür. sümeyyesi de selçuk'u da durmadan saçma sapan açıklamalarla malum kişiye baston olmaya devam etsinler bakalım.
güzin abla'ya mektup örnekleri
-
ben 38 yasinda, kimya ögretmeni bir genç bayanim. üç ay kadar önce
kismetim açildi ve iyi niyetli bir gençle tanistim. geçen hafta da nisanlandik. mutluluktan uçuyordum ki dün laboratuarda korkunç
bir sey kesfettim.nisanlimin bana aldigi yüzügü denemek için civaya attim ve maalesef yüzdü. halbuki saf altinin özgül agirligi civaninkinden fazla, yüzügün batmasi gerekirdi. demek bana aldigi yüzük saf altin
degil, öyleyse sevgisi de saf olamaz. simdi ben bu civayi nisanlimin yemegine koyup bu isi bitirmeyi düsünüyorum,
ne dersiniz?
güzin abla' nin cevabi :
arsimet'in hayatiniza her yönüyle vakif oldugu anlasiliyor. yalniz
yüzey gerilimini hesaba katmamissiniz, civanin yüzey gerilimi
suyunkinden çokdaha fazladir, böylece kendinden agir cisimleri de, kaldirabilir, çünkü o cisim batarken ortaya çikartacagi yüzey için
harcamasi gereken enerji, kendi potansiyel enerjisinden fazla olabilir. ayrica civanin saf olmama ihtimali de var, o yüzden ani kararlar vermeyin derim.
*
eve gelen kuryeden çöpü de dökmesini istemek
-
ancak sikkafalı bir ortadoğu çomarının aklından geçer ve eyleme döker utanmadan.
erkeklerin eve girmeden önce arabada beklemesi
-
vallahi bir erkek evde geçireceği süreyi korkunç olarak nitelendirip, günün yorgunluğunu arabada oturarak atıyorsa,
en kısa zamanda boşanmasını tavsiye edebilirim. bu hayat böyle geçmez.
türklerdeki acelecilik
-
bu egilime ayri, onu gocebelige baglayanlara ayri sinir oluyorum. bin yil once gocebeydik amk, daha ne kadar kullanicaz bunu bahane olarak?
sorun tarihindeki gocebelikte degil, tembellikte. butun bu aceleciligin sebebi herkesin bir sey yaparken arastirmaya, dusunmeye, gerekli plani yapmaya ve yeterli emegi harcamaya usenmesi. sonuca odaklanip, ona erismek icin alin teri dokmektense sonucun hayaliyle bugununu yemek.
cunku cogunluk mutsuz. hayatindan memnuniyetsiz. o yuzden ne degisiklik olasiligi varsa koru korune baglaniyor herkes. sinemaya gitmek, tatil yapmak, aksama guzel bir yemek pisirmek, is degistirmek, biriyle bulusmak, eve bir parca mobilya almak... kararin boyutu onemli degil. o gelecekteki anin hayali su andan hep daha guzel oldugu icin, herkes surekli manyak bir acelecilik halinde.
isin kotusu, bu acelecilik cogu zaman mutsuzluktan kaynaklandigi icin sonuclar hic oyle beklendigi gibi guzel olmuyor. daha cok acelecilige sebep oluyor. bir an once olsun istenen seyler gercekten olunca egreti duruyor. beklenti baska cunku. amac tatil yapmak degil, hayatindan uzaklasmak. amac birlikte guzel bir yemek yemek degil, bir an once evden cikmak. amac o insanla flortlesmenin tadini cikarmak degil, bir an once "sevgili yapmak."
zamani iyi kullanma aceleciligi degil bu. zamani tasiyamama aceleciligi.
hizimi alamadim editi: tabii ki tarihsel surecler tomplumsal bellekte yer ediyor ve davranis bicimlerini etkiliyor. ama sirf vakti zamaninda gocebeydik diye ota boka bu bahane edilmez ki. madem hala o davranis bicimlerini tasiyoruz, ata binelim, geyik avlayalim, aksama cadirda dede korkut hikayeleri anlatalim o zaman? yemez tabii. ama acelecilige gelince, "yaav biz gocebe adamlariz, tez canliyiz, boyle alismisiz..." hala gocebe kulturune gore yasayanlar var koylerde. git bak onlarda boyle acelecilik var mi... iki sepet sebze, bir kasik yag icin ter doke doke gunler, haftalar, aylar gecmesi gerektigini bilir onlar. iki dakika otobus sirasi bekleyemeyenler uyarilinca gocebe kulturunden dem vurmasin hic.
mustafa kemal'in amerikan mandası istemesi
-
mandadan evvel tüm eşşeklerin mına koymuştur. ah bir de şu koyunların kökünün ebesini belleyeydi iyiydi.
edit: başlık başıma kalmamış. bi ara ilk entry kaybolduydu. geri gelmiş. hayret! *
sürekli teşekkür edip özür dileyen kibar insan
-
kykc mecidiyeköy'de bir alışveriş merkezinin en üst katındaki kahvecinin terasında kız arkadaşıyla birlikte oturmaktadır.
k: kykc
g: garson
a: kaba adam.
k: afedersiniz beyfendi, biz iki türk kahvesi alabilir miyiz?
g: (hiç bir ses çıkarmaz. bakışlarıyla duyduğunu ifade eder.)
yaklaşık 20 dk. sonra...
k: beyfendi bizim iki türk kahvesi vardı.
g: (gene ses yok, haa tamam hatırladım tarzı bi bakış.)
2 dk .sonra kahveler gelir.
k: beyfendi kusura bakmayın ama bu kahveler soğuk lütfen değiştirir misiniz?
g: (her zaman ki gibi sessiz modda. kahveleri alır. bsg bakışı atar.)
5 dk. sonra kahveler gelir. tabi ki tam sıcak değildir. ama en azından soğuk da değildir.
yaklaşık yarım saat sonra içeriye kykc'den yaşça daha genç olduğu her halinden anlaşılan biri gelir ve yakın bir masaya oturur.
a: garson bana bir kahve getir. orta olsun.
g: tabi efendim hemen getiriyorum. başka bir şey ister misiniz efendim. (o yarım saattir gıkı çıkayan adam bülbül amk.)
a: yok sadece kahve.
3 dk. geçmeden kahve gelir. adam yudumlar kahveyi ve ta bizim masadan, tüten dumanı gözüken kahve için;
a: garson bu ne be böyle, buz gibi kahve getirmişsin bana.
g: çok özür dilerim efendim. hemen değiştiriyorum.
2 dk. sürmez kahve gelir.
g: kusurumuza bakmayın efendim. bu kahve bizim ikramımızdır.
a: tamam olmasın bir daha.
konuşmayı işiten kykc ile sevgilisi bir süre bakışır.
sahne biter.
not: allah benim belamı versin.
sadece erkeklerin anlayabildiği cumartesi olayı
-
(bkz: bubi tuzagi)
sozlukteki erkekleri fislemek icin ortaya atilmis zarf. basliga yazan tum nickleri ayiklayip geriye kalanlara kiz muamelesi yapacaklar. eski bir cevik kuvvet stratejisi.