hesabın var mı? giriş yap

  • yarı doğulu mistisizmden bıkmayan, senariste her şekilde baskı kuran, sanki televole dünyasındaymışız gibi hala "halk bunu istiyor" diyerek iş yapan, kendine çöpte yer bulmak konusunda başarılı, vasatı öven, kendi ülkesinden başka diziyi acaba hangi az gelişmiş ülkeye satarım diye düşünen, toplantıda oyuncuların insta takipçisi kaç diye öğrenmek isteyen, ülke sınırını geçtim global anlamda da rezil olmayı madalya kabul etmiş, sadece "büyük" hikaye peşinde olup küçük dünyalar kuran ve tüm parayı onun bunun palazlandırmasıyla bir yerlere gelmiş vasat oyuncuların maldivler tatilini finanse etmek için ayıran yapımcıların bize dayattığı son eser.

  • maç esnasında muslera'nın suyunu içtiği için 10 dk sonra bir korner atışında spiker muslera'nın yedek kulübesinde su takviyesi yaptığını söyledi ve şaşırdı. ama ben şaşırmadım çünkü gördüm nando'nun suyunu içtiğini. oynamadığı yetmiyormuş gibi bir de oynayıp terleyenin suyunu içiyor faydasız.

  • o yumruğu yedikten sonra geri geri koşarken ki o çaresiz bakış var ya.

    tam orda yumruğu ben vurmuşum gibi derin bir nefes verdim.

    gücü erkeğe yetmeyince maalesef dayağı yediği arkadaşın sevgilisine saldırmış. bu saatten sonra fazlalığı kesip attırsın bence.

  • bir çok sözlük yazarının "aha ne boktan film, iğrenç, utanç verici" diye entry girip 3-5 ay sonra bir otobüs yolculuğu sırasında mecburen izleyeceği filmdir, hatta bazı sahnelerde elinde olmadan gülecek, sonra da etrafına bakıp "ulan rezil olduk yandaki kızlara, bu filme bile gülüyor diyecekler" diye hemen kenarda bekleyen leman/uykusuz vs. dergiye yönelecektir bu arkadaşlar

  • zapping yaparken tekrar bölümlerine denk geldiğim, kısa süre izledikten sonra şu soruyu sormama vesile olan dizidir. "arkadaş, neden herkes sürekli ramazan bayramının birinci günü gibi giyiniyor?"

  • utançtan yerin dibine sokan yorumlar yapan akrabadır.

    türkiyenin en büyük markalarının birinin kampüs marka elçisiydim. markanın yakın zamanda yapacağı bir seminerin organizasyonu üstümdeydi. markanın stajyer adaylarının başvurularını alıp, belli kriterlere göre ön elemelerini yapacaktım. sürekli paylaşımlar yapıyorum facebooktan, twitterdan. işte seminer olacak, cv gönderin, staja başvurun falan. son derece kurumsal ve ajans tarafından belirtildiği şekilde tüm paylaşımlar.

    son derece kurumsal nitelikte bir paylaşımımın altına öz dayım gelir ve şu yorumu bırakıp kayıplara karışır:

    "naber lan hıyar ağası"

  • köyüne dön mercedes yorumu beni benden aldı. asıl togg’un üretileceği gemlik köy gibi bir yer ama neyse...

    zorunlu edit: gemlik’te birçok liman, fabrika varmış; çok cahilmişim. cahilliğimi doğma büyüme gemlikli oluşuma veriniz. çünkü yaşayan insanlar hala köy zihniyetinde. ne kadar fabrika kurulsa da zihniyet değişmedi maalesef.

  • savcıya veririm dediğimde "burda kapı gibi ben dururken niye savcıya veriyon, bana ver" diyen insan. akabinde kendini tutamayıp gülünce, o sapık telefon numaranı değiştirene kadar sana rahat vermiyor. ama ne diyeyim yaratıcı çocukmuş, bu yaratıcılığı dava edemezdim.

  • olması gereken ilginin olmadığını fark ettim ve üzüldüm açıkçası.

    biraz bilgi..
    1981 doğumlu, amerikalı şarkıcı ve söz yazarı. takma isim olarak bunu kullanmasıyla beraber orijinal ismini bilmiyorum. belki de medya da hiç paylaşmamıştır. country tarzı müzik yapmaktadır. "ben country sevmem" felan demeden bi dinleyin derim. beni country biraz sıkardı ama 'country ve ötesi' olarak tanımlayabilirim israel nash'ı.

    biraz yorum..
    bi iron of the mountainaçıyorum sarhoş ediyor. zaten captain fantasticfilminin ikinci yarısında çalan rain plansşarkısındaki büyüleyen melodiler ve anlamasam da söylediği sözler ile 'youtube en çok çalınanlar' listemde kendini o günden bugüne korumakta*. kaptan fantastik izleyen çevremde dahi, müziğini keşfetmemiş olmaları şaşırtıyor. gittiğim bulunduğum arkadaş gruplarında çalıyorum youtube'dan, 5 ay sonra görüştüğümüzde adamın parçasını dinlerken yakalıyorum onları.
    film müzikleri uzun soluklu olmuyor pek. filmin etkisi sönünce anlamsız kalan pek çok heyecanla dinlediğim film müziği oldu ama tek geçerim israel'i o kadar.
    birkaç öneri:
    (bkz: iron of the mountain) https://www.youtube.com/watch?v=o06qvbky8mq
    (bkz: rain plans) https://www.youtube.com/watch?v=lur7ci1sq4y

    her nasıl oluyorda bu adam keşfedilemiyor diye sızlananlardandım. ama bakıyorum da vikipedi'de bile türkçe bilgilerine ulaşamıyoruz. kendi israel nash sitesinde bile kendi bilgisine denk gelmedim. bunlar ufak engelken müziklerini dinlemeye mani olmuyor elbet. gönül isterdi ki daha yakından tanıyalım. bu muhteşem parçaları ortaya koyarken nasıl ilham almış, merakımızı giderelim işte. ama bi müddet daha ulaşamayacağız anlaşılan. belli mi olur belki daha büyük projelerde parçalarını patlatır da ancak öyle tanıyabiliriz.

    aslında ufak bi dipnotta düşmek istiyorum. bi 4 yıldır daha tam öğrenemeden bıraktığım gitarı geçenlerde elime aldım. tekrar başlamak çok acı verici parmaklarım için ama israelvesile oldu. sanırım biraz da hayattaki yoğun tempomdan anca sıyrılabildim.
    gitara teşvik bile olabilir*.