hesabın var mı? giriş yap

  • hıdrellez mayıs ayının 5. ve 6. günlerini kapsayan bilindiği üzere baharın gelişi simgeleyen bir bahar bayramıdır.

    orta asyadan günümüze gelen bu bahar bayramı, eski çin kaynaklarına baktığımızda karşımıza ilk olarak biz türk kültüründe hunlarda görmekteyiz. tabii ki diğer türk toplumlarında da benzerlikler olacak şekilde aşağıdaki gibi kutlamalar ve ritüeller yapılmaktadır.

    hun imparatorluğunda baktığımızda her yılın 5. ayında(mayıs) büyük toplantı ismiyle görmekteyiz. bu kutlamalarda atalara, göğe, yere, ruhlara ve tanrılara kurbanlar verildiğini söyleyebiliriz. bunun yanı sıra at yarışları ve çeşitli müsabakaların yapılması, şarkıların söylenmesi gibi etkinliklerin de yapıldığı bilinmektedir. tam bir festival havası olduğu söylenebilir.

    yine tabgaçlar zamanında tapınak görevini gören taş-ev de denilen mabetlere gidilerek gök tanrı’ya, ata ruhlarına kurbanlar sunulduğu, bölgeye kayın ağaçları dikildiği görülmektedir. yöresel benzerliklerden, daha doğrusu coğrafi yakınlıklardan dolayı bu şenlik, çinlilerin senenin 5.ayının 5. gününde yaptıkları ejder kayığı şenliklerini andırmaktadır.

    göktürklere baktığımızda ise yılın 5. ayının ikinci yarısında karşımıza çıkan bu kutlamalar, tamir ırmağı kıyısında gök tanrı’ya, göğe, at ve koyun kurban ederek şekillenirdi ayrıca bu ay içerisinde atalar mağarası denilen yer ziyaret edilirdi.

    uygurlar da ise aynı göktürklerdeki gibi yılın 5. ayında topluluk halinde şehirden uzakta olan mabetlere, kılıç, yay ve oklarını kuşanarak atlarına binip gidilirdi.

    eski türk dinine bağlı kalan moğol imparatorluğunda ise bu bahar bayramına örüş sara(sürüleri otlatmaya çıkarma ayı) bayramı denilmekteydi. bunun dışında kazaklarda, kırgızlarda ve başkurtlarda kımız murunduk diye isimlendirilirdi, ayrıca başkurtlarda sadece kadınların katılım gösterdiği karga toy ismiyle de bir kutlama dahi görmekteyiz.

    yine yakut türklerinde ise bu bahar kutlamalarına ısıah adı verilmekteydi ve bu kutlamalar ayı toyon(beyaz yaratıcı ruh) şerefine adanmaktaydı. bu törenlerde şöyle bir ritüel bulunmaktaydı; oluşturulan topluluklar ritüel gereği dans ederek şu şarkıyı söylerlerdi.
    --- spoiler ---

    “hey çocuklar, ağalar! sevinçli günler geldi, eski yıl gitti, yeni yıl geldi, bütün yeryüzü yemyeşil oldu... çocuklar doğuyor, inekler, kısraklar yavruluyor”
    --- spoiler ---

    daha sonrasında da kam(din görevlisi) gelir ilk toplanan kımızı tanrıların büyüğüne sunarak şu ilahiyi söylerdi.
    --- spoiler ---

    “ar toyon sana şükürler olsun, bu bahar mevsimini bize sen verdin. buzağılar, taylar, tatlı sütleri bize sen gönderdin. ağaçlarımızı güzel yapraklarla donattın, otlaklarımızı
    güzel yeşil otlarla süsledin. bu kımız dolu ayağı (fincanı) sana sunuyoruz...”
    --- spoiler ---

    ilahinin ardından ateş tanrısına kımız ve yağ dökülürdü.

    dokuzoğuz türklerinde ise bu günlerde su bulunan ağaçlık yerlere giderek buralarda fal bakılıp yılın nasıl geçeceğini öğrenirlerdi. ilhanlılar zamanında da bahar bayramı geleneği görülmekteydi. mayıs ayının ilk haftasında olduğu düşünülen bu bayramda beyaz kısraklar takdis edilir, kımızlar dağıtılırdı ve yine bir şölen havasında geçerdi.

    yine kırım türklerinde ise baharda toprağın ekiminden, işlenmesinden hemen sonra yemekli olarak kutlanan ve aile fertlerinin tamamının katıldığı eretle pedeyesmane adı verilen bir bayrama rastlanmaktadır. baharın gelişindeki bu kutlamaların genel çerçevesi hep benzerlik göstermesine karşın sadece isimlerin değiştiğini görmekteyiz.

    hıdrellez ismine gelecek olursak bu ismi daha çok islamiyet sonrası türk toplumlarında görmekteyiz, yüz yıllardır kutlanılan baharın gelişini hızr ve ilyas kültüyle birleştirerek günümüz şekline evirmişlerdir. günümüze kadar gelen bu gelenekte genel olarak kırlara çıkma , eğlence yapmak, yemek verme, ad verme, ateş yakma, kabir ziyaretinde bulunma, kurban kesme ,dilek tutma ...gibi pek çok şey yapılmaktadır. anadolu'da daha çok yörük ve türkmenlarin bulunduğu yerlerde bu kutlamaları halen görmekteyiz.

  • 14 bolumden olusan insani kendisine hayran birakan muazzam yapim. bu diziyi izlemeyenler lutfen saga sola dizi izliyorum demesinler. su aralar oynayan butun dizilere fark atacak bir kalitede olan bir dizidir firefly. her bolum tek tek izlenip incelenmelidir. hic bir dizide insan denen varligin bu kadar iyi irdelendigini gormemistim. keza bu isi yonetmen 2500 yillarinda gecen bir dizide yapmistir. o kadar yeni teknolojinin arasinda insan ancak bu kadar etkili bir bicimde anlatilabilir. kisi bu diziyi izlerken, odak noktasi o sasali bilimkurgu efektlerinden cok insanlar arasindaki iliskilere kayacaktir. muazzam bir dizi izlemek isteyen sahislara siddetle tavsiye edilir.

  • sene 92 daha çok küçüğüm. babam yurt dışında ama avrupa değil o zamanın garibanlarının gittiği bi afrika ülkesinde.
    işsizlikten, ekonomik sıkıntılardan kurtulmak için başka çare bulamayıp gidiyor bu afrika ülkesine.
    bi cumartesi günü annemin dişi çok ağrıyor. yerinde duramıyor ağrıdan sızıdan ağlıyor kadın. özel doktora verecek parayı bırak, devlet hastanesine gitmek için verecek araba parası yok.
    öğrendik zaten doktor da yokmuş diş hastanesinde.
    dayanamadım annemin ağlamasına.
    telefonların yanında o dönem kesin altın rehber bulunurdu. kaygan sarı sayfaları olan işyerlerinin kurumlarının telefonlarının bulunduğu bi kitap.
    kaptım o kitabı açtım diş hekimleri bölümünü a harfinden başladım sırayla telefon açmaya.
    amca teyze herneysen "annem çok kötü, bizim paramız yok annemi tedavi eder misin?"
    üç ya da dördüncü aramamda bi doktor tabi ki yavrum hemen çıkın gelin dedi. koşarak annemi aldım gittim doktora.
    bir anısını anlatmıştı gittiğimiz doktor. onun da babası yurt dışındaymış çocukken. montunu kaybetmiş bir kış okula montsuz gitmiş.
    annemin dişini yaptı sağolsun annemle sürekli konuşuruz bu olayı. ve annem her seferinde der ki " o doktorun yaptığı dişe hiçbir şey olmadı yıllardır" belki marifet belki minnet bilinmez...
    her zaman bu hekimi, ahmet lengerli'yi anarım, takdir ederim. a harfinden başladım gittim belki b harfinde de bir doktor çıkardı yardım edecek ama kaderimizin benzeşmesi daha yakınlaştırdı.

  • muhtemelen ıstırapların en büyüğünü çeken kızdır. sen o kadar süslen şıkır şıkır giyin bavul gibi çantanı da koluna tak, hatta elindeki o cep telefonuyla arkadaşınla kafa kafaya verip bir sürü fotoğraf çek, sonunda "ablacım ışığı geçene kadar bi çökebilir miyiz sana zahmet" diye şöförün talimatıyla "emmi oturuşu" yap. nerde o havaların? nerde o karizman? yakıştı mı a gül yüzlüm!! bmwli sevgiliden cam kenarında sıçar pozisyonda şöförün "tamam" demesini bekliyorsun. hayatın sümsüğü en şiddetli haliyle kafana kafana iniyor.... oh olsun!

  • daha 3 ay önce, iktisadi ve idari bilimler fakültesi'nde kablosuz internet olmayan, kablolu internetin bağlı olduğu tek bilgisayarın da bir takım aksaklıklar yüzünden internete giremediği üniversite.
    yerler filan hep parlak granit ama, valilik binası gibi.
    (bkz: türkiye)

  • 1. italya bugün isviçre'yi yenmeli.
    2.20 haziranda bizim isviçre'yi yenmemiz ve mümkün olduğunca fazla farkla yenmemiz gerekli.
    3.diğer 5 grubun 3.lerinin gruplarını 3 puanın altında bitirmeleri gerek.
    4.diğer 5 grubun ilk 2 sıradaki takımları, 3. ve 4. sırada kalan takımları olabildiğince kevgire çevirmesi gerek.

    örneğin, b grubu bizim için çok kötü bir örnek çünkü şu an 3 puanlı 3 takım var. ama slovakya sürpriz bir 3 puan aldı polonya'ya karşı. isveç ve ispanya karşısında farklı mağlubiyetler alırsa, polonya da kalan 2 maçından galibiyet çıkaramazsa o grubun 3.sü slovakya olur ve bizimle puanı aynı olur. bizim -5, onların +1 averajı son maçlar tamamlanınca bizim lehimize sonuçlanırsa önlerine geçmiş oluruz. yani ölme eşeğim ölme. yani imkansız. yani zaten isviçre bizi patates eder.

  • pkk'lilarin kacirma olaylarinda hep araya girip, bolgeye giderek teroristlerle olayi tatlilikla halleden sevgi kelebegi hdp milletvekillerinin yine bolgeye giderek olayda araci olup isi tatlilikla halletmesini bekledigim vaka-i hayriye.