hesabın var mı? giriş yap

  • üst edit: yok abi bizden bir bok olmaz cidden. bokumuzda boğulmak müstehak bize. bizim gibi 3. dünya ülkelerinde hukuk, toplumsal infial gerçekleşirse işliyor. bunun örnekleri yığınla. şu olayı gündemde tutmayan da en az bu vatan topraklarına peşkeş çekenler kadar vatan hainidir.

    başlık sınırına takıldı. tam hali "izmir yangını için 3 bakana suç duyurusunda bulunulması" olacaktı.

    bir grup avukatın oluşturduğu hukukçu dayanışması, izmir’de yaşanan orman yangınının söndürülmesi konusunda ihmalleri bulunduğu gerekçesiyle, tarım ve orman bakanı bekir pakdemirli, içişleri bakanı süleyman soylu ve milli savunma bakanı hulusi akar hakkında suç duyurusunda bulundu.

    ayrıca haberde dikkatleri çeken en önemli detay ise kaz dağları'nın ardından izmir'de de yangının çıktığı yerde maden araması başvurusu yapan kanadalı alamos gold firması.

    adamlar maden araması için başvuruda bulunuyor, her ne hikmetse başvuruya konu ormanlık alanda yangın çıkıyor, yangına müdahale eden ukraynalı pilot otel odasında ölü bulunuyor, thk uçakları yağ damlatıyor diye yangına müdahale edilmesine izin verilmiyor...

    yatacak yeriniz yok!

    kaynak

    (bkz: kaz dağları siyanürlü altın madeni direnişi)
    (bkz: uçaklar yağ damlatıyor yangına müdahale edemiyor)
    (bkz: izmir yangınına müdahale eden ukraynalı pilot)

  • -iyi bayramlar *mucuk mucuk* (allahim sirada daha 8 akraba var, mehmet dayi, gulten teyze..)
    -iyi bayramlar evladim
    -iyi bayramlaaar *mucuk mucuk* (ne yapiyorum ben cok ayip, hayriye hala'ya konsantre olmaliyim) iyi bayramlar halacim" *mucuk mucuk*

  • kesinlikle çok doğru bir söylem. sadece rte ve büyük resmi gören taksicilerin bildiği hadron çarpıştırıcısı var yozgat'ın altında. ilim irfan yuvası yozgat'ı özellikle çomar yuvası gibi gösteriyorlar ki dış güçler uyanmasın. son dönemlerde bilgi sızdıysa demek amariga'ya falan yozgat'ı bitirme çalışmalarına başlamış deyyuslar.

  • bu satırları ne zaman okusam yuzumde bir gulumseme beliriyor;

    " new york, california'dan üç saat ileride ama bu california'yı yavaş kılmaz.
    kimisi 22 yaşında mezun olur ama iyi bir iş bulana kadar 5 yıl harcar.
    kimisiyse 25 yaşında ceo olur ama 50 yaşında ölür.
    bir başkası 50 yaşında ceo olur ama 90 yaşına kadar yaşar.
    kimisi hâlâ yalnızdır.
    kimileriyse evlenmiştir.
    obama 55 yaşında emekli oldu.
    trump ise 70 yaşında işe başladı.
    bu hayatta herkesin kendi zaman dilimi vardır.
    çevrendeki insanlar senin önündeymiş gibi gelebilir.
    kimilerini de arkandaymış gibi hissedebilirsin.
    ama herkes kendi yarışını, kendi zaman diliminde verir.
    onlara özenme, onlarla alay etme.
    onlar kendi zaman diliminde, sen kendi zaman dilimindesin.
    hayat harekete geçmek için doğru anı beklemekten ibarettir.
    o yüzden, sakin ol.
    geç kalmadın.
    erkenci değilsin.
    tam da zamanındasın. "

    debe edit: paylaştıgım satırların bir cok kişiye umut olduguna ve iyi geldiğine dair cok fazla güzel mesaj aldım, tesekkur ederim. umarım kendi zaman diliminizdeki kendi yarışınızı en mutlu sekilde verirsiniz...

  • adam cesaret etmiş, cesur bir karar almış gidiyor.. cesaret edemediğiniz şeylere cesaret edenleri kıskanmayın, destek olun bir zahmet..

  • başlık karakter sınırına takıldığı için tam anlatamadım ama sayın fahrettin koca twitterda az önce demiş ki;

    "almanya'da, beyin ölümü gerçekleştiği söylenerek hastaneden evine gönderilen, fakat göz işaretleriyle iletişim kurabilen vatandaşımız osman bey, az önce uçakla ankara’ya getirildi. 59 yaşındaki hastaya, cumhurbaşkanımızın olaydan haberdar olmasıyla “evi”, yani ülkesi sahip çıktı!"

    ilgili twite burdan ulaşabilirsiniz.

    ben türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak yıllarca almanyada veya avrupada huzur içinde yaşadıktan sonra en ufak bir sağlık sorununda ülkeye getirilip şov yapılmasını kabullenemiyorum. kaldı ki twitte epey tutarsızlık var. göz işaretleriyle iletişim kurabilen birinin beyin ölümü gerçekleşmesi de mümkün değil diye biliyorum. ülke kaynaklarını bu tarz şeylere harcamaktansa keşke ülkemizdeki sağlık sistemini iyileştirerici adımlar atılsa, aylar sonraya bile randevu alamayan insanlar tanıyorum.

  • evimin neşesi sherlock'un da içinde bulunduğu kedi ırkıdır.
    her kedinin farklı karakteri vardır ama ırkların baskın özelliklerini taşırlar, bahsedildiği gibi soğuk bir ingiliz olduğu için temastan hoşlanmaz, o küçücük burnuna, yuvarlak gözlerine, yumuşacık tüylerine aldanıp doya doya severim düşüncesi hevesinizi kursağınızda bırakabilir, fakat şöyle bir durum söz konusu, evde uzun süre yalnız kaldıktan sonra kapıda karşılar, bir süre kendini döne döne sevdirir, sırf kendisi için yapar bunu, çünkü mutluluk belirtisi olarak sürekli mır mır yapar. bu arada hiçbir asabi tavrı yoktur, ısırmak çizmek falan genetiğine işlenmemiş. oyuncudur kendi kendine bir sürü uğraş bulur, birde benimkinde şöyle bir gariplik var, geceleri birlikte uyuyoruz, öyle koyun koyuna değil ha, ayak ucumu tercih ediyor, yine mesafeli ama gecenin bir vakti örneğin 3-4 civarı uyanıp kendini sevdirmek için, oyun oynamak için beni de uyandırıyor, elimi yalandan ısırmalar, kafasını elime sürtmeler, yatağın etrafında dolanmalar falan... uyandım diyelim sanki ben halisünasyon görmüşüm, sanki bunları yapan kendisi değilmiş gibi suratıma ukala ukala bakıyor.

    iki gözümün çiçeği

    gönlümün padişahı

    bıyıklı böcüğüm

  • daha önce yazmıştım, biraz daha editleyerek uzun eklemelerek yaparak tekrar yazdım.

    dumbledore'un her zaman hogwarts güvenli bir okul imajı çizmesinden rahatsız oldum. ve uzun uzun açıklama gereği duydum.*

    özellikle seri'nin ikinci filmi, ve tüm filmler dahil, tüm seri filmlerinde. şu repliği duyuyoruz "hogwarts artık güvenli değil" hatırlarsanız ilk dobby söylemişti. görsel tam bu sahnede söylemişti.

    hogwarts'ın eski öğrencilerinden olan riddle, sırlar odasını açıp, basilisk'i serbest bırakmıştı, ve sonradan olanlar olmuş mızmız myrtle'ı öldürmüştü. ve o dönemler çok öğrenci taşlanmıştı. ama ne hikmetse dumbledore'a göre okulun güvenirliği hiç bir zaman zedelenmedi.*

    bir başka şey anasını satim, hogwarts ne zaman güvenli oldu ki, hiç bir zaman güvenli değildi ki zaten. bir tutturmuşlar hogwarts artık güvenli değil, hogwarts artık güvenli değil. zaten güvenli değildi bu okul, üçbaşlı köpek mi dersin. az daha bu köpekler yüzünden harry ve saz akadaşları geberip gidiyordu. ama ne malum diğer öğrencilerin harry ve arkadaşları gibi hızlı davranıp ölmeyeceği. bu okuldaki köpekler yüzünden bir öğrencinin ölmeyeceğinin garantisini verebilir misiniz.

    şamarcı söğüt mü dersin. özellikle bu ağaç, çok tehlikeli öğrencilerin yaralanmasına sebep olabilir.

    hagrid'in kendince evcil yaratıkları mı dersin, şahgaga ve ejderhaları mı dersin. şahgaga yüzünden draco yaralanmıştı, hemde ciddi bir şekilde. filch'in iğrenç pislik kedisi mi dersin. aman tanrım ne değişik kediydi lan o, garip sesler çıkarıp duruyordu sabahtan akşama kadar. kırmızı gözlü tuhaf bir kedi, öğrencileri tırmıklayabilir. gene bir yaralanmaya yol açabilecek bir sebebiyet verebilir.*

    ilk film de troll yaratık iri dev gibi olan shrek, kızlar tuvaletini parçalamıştı hatırlarsanız. hermione az daha ölüyordu lan, şaka maka weasley sayesinde hayatta kaldı. en tehlikeli olaydı bence, buna rağmen bizim ihtiyar dedemiz dumbledore, hogwarts her zaman güvenli bir okul desin.

    yasak ormanı başka bir bela zaten. ilk film de voldemort kol kol geziyordu o ormanda. harry, yaşadığı için dua etmeli. at adamlar mı dersin, okulun müdürü olan dolores umbridge'i alıp kaçırmışlardı, bu ne cüret lan, okul müdürünü alıp kaçırıyorlar, buna rağmen hâlâ bu okula güvenli diyebilir miyiz acaba. daha bitmedi aragog gibi dev bir örümcek, yasak ormanda kendi krallığını kurmuş, ve öğrencilere hesap sorabiliyor. resmen harry ve arkadaşı weasley'i öldürmeye çalışmışlardı.

    dudley ve dursley ailesi haklıydı, ihtiyar bir adama ve ne idüğü belirsiz bir okula, öğrenci yollamak aptallık olur. çoğu öğrencinin hayatta kalması bile bu şartlarda mucize.

    serinin son filminde son savaşta, hogwarts savaşında ise, öğrenciler en azından tahliye edilebilirdi. *savaşmak isteyip gönüllü olanlar kalabilir, diğer öğrenciler savaş başlamak üzereyken tahliye edilebilirdi. slytherin'li öğrenciler hogwarts'ı koruma derneği başkanı mı neden zorla savaştırıldı. ya da diğer bölüm öğrencileri, hepsi soru işareti. mcgonagall'ın ne kadar gryffindor'un lobisini yapan bir seherbaz olduğunu biliyoruz, sorgusuz sualsiz direkt slytherin'li öğrencileri nezarethaneye göndermesinden belliydi. kurunun yanında yaş da yandı.

    ama şurası doğru dumbledore'un ölümünden sonra karanlık güçlerin sızma girişimleri başladıktan sonra daha da güvensiz hale geldi, ama hiç bir zaman güvenli olmamıştı hogwarts. hiç bir zaman güvenli değildin hogwarts.* hatırlarsanız serinin son filminde harry ile dumbledore şu diyalog geçmişti.

    dumbledore'un hogwarts ile ilgili söylediği katıldığım tek nokta, "harry, hogwarts'da yardım isteyenler her zaman bulurlar." veya hogwarts'da hak edenler her zaman yardım bulabilirler.

    edit: eklemeler, düzeltmeler.

  • o sıralar leman'da işlenmiş bir konuydu hatırladığım kadarı ile. kozalak tipli bir adam gazeteyi yaymış ve üzerinde pringles yiyordu. yerken de "ulan ne iyi akıl etmişler firingısın yanında gazete vermeyi. yerken yere neyin dökülmüyo" diyordu. bir mehmet çağçağ prodüksiyonu idi evet.

  • türkiye tepki olarak hemen bir türk gencini zıttırık bir sebepten tutuklayıp silivri'ye gönderecektir.
    hey yavrum hey, siz türkiye' nin gücünü anlamamışsınız daha!