hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • emniyet genel müdürlüğünün türk halkını korumak yerine, ortadoğulu müslüman din kardeşlerimizi koruduğunu öğrendiğimiz açıklamadır.
    yazıklar olsun bu nasıl açıklama. hadi milliyetçi duyguları geçtim sizin hiç çocuğunuz yok mu?

  • tolga'nin yüzüne bir şey diyemeden arkadan "bu kim yeaa" diye cikisan anirici tim elemanı yarmistir. karşıdaki de "tolga" diye cevap veriyor. "nası konusuyo o yeaa" diye de atarlanmis kendi kendine.

    arada 20 cm boy farki olunca cok seyapamamis arkadasimiz.

  • çok zor bi hayat yaşıyodur.

    -by the way, it's tyrone
    -oh, i'm nigar
    -excuse me?
    -my name is n-
    -wha didja say?
    -no, no not like th-
    -(bıçaklar)

    hep merak etmişimdir abd de yaşayıp nigar adında olan insanların siyahlarla olan maceralarını.

  • sadece starbucks'da değil birçok kahve satıcısında bulunur zira sumatra, endonezya'nin kahve yetiştirilen bölgelerinden biridir. ayrıca mandheling adı altında satılan kahveler de bu bölgeden çıkan kahvelerdir hatta sumatra mandheling şeklinde satıldığı da olur. son yıllara kadar sumatra'dan çıkan kahveler orjinlere göre ayrılmıyor hepsi birarada değerlendiriliyordu. bunun nedenlerinden birisi orjinler farklı olsa da tatsal açıdan birbirine hayli yakın sonuçlar vermeleridir. bunların arasında en bilinenlerden ikisi takengon ile lington'dur. yani bu şekilde isimlendirilmiş kahveler gördüğünüzde de aslında sumatra kahvesinden yani ndonezya'da yetişen kahveden bahsedilmektedir.

    sumatra kahvesinin çiğ çekirdek hali görünüm olarak diğer kahve cinslerinden hayli farklıdır. çekirdekler oldukça koyu gri'ye kaçan yeşil mavi tonlarında olup, şekil olarak düzensiz ve eğri büğrü görünüme sahiptirler. ancak yine diğer ülkelerin sınıflandırma sisteminden farklı olarak bu kahveler görsel açıdan ayrıma tabi tutulmazlar, ayrılma kriterleri daha başkadır, o nedenle yüksek kalite bir sumatrayı yada o çevreden gelen çekirdeğin kaliteli olup olmadığını anlamanın doğru yolu tatsal teste tabi tutmaktır.

    endonezya kahvelerinin geneli ve elbette sumatra da koyu kavrulması tercih edilen çekirdeklerdendir. genellikle ikinci çıtlamaya girmesi ve o civarda kavrulmanın kesilmesi daha iyi sonuç verir zira daha açık kavrumlarda bu çekirdeğin genel özelliklerinden olan topraksı tatlar daha baskın olacak ve çamurlu bir tat bırakacaktır. bu kahveleri single origin olarak tüketeni çoktur ancak sumatra ve diğer endonezya kahveleri daha çok harmanlarda harmana gövde vermesi için tercih edilir.

  • 7 numara doneminin ogrenci evini, gecim sorunlarini, universiteli cogunlugun dertlerini ve sevinclerini, gelecek hayallerini tebessum ettirerek anlatan donem dizisidir. guldurmek gibi bir derdi olmamistir ama espriler yayinlandigi donem icin incedir.
    gunumuz dizilerindeki gibi bagirarak konusan abartili oyunculuklar yoktur. oyuncular nisana gider gibi giyinip suslenmemistir. ozetle hayatın kendisi gibidir. dizi bu yuzden sevilmistir.

  • -dünya'nın en çok çalışan ülkesiyiz. kaynak

    -buna rağmen avrupa'nın en az kazanan üçüncü ülkesiyiz. kaynak

    -ve buna rağmen oecd ülkeleri arasında en çok vergi veren altıncı ülkeyiz. kaynak

    - satın alma gücünde, 38 avrupa ülkesi arasında 32. sıradayız. kaynak

    özetle; çok çalış, az kazan, bol vergi öde ve bir şey sahibi olama.

    edit: son madde eklendi.

  • atatürk musul'u ve 12 adayı bırakmamıştır. 12 adalar, cumhuriyet kurulmadan çok önce uşi antlaşmasıyla italyanlara trablusgarp yenilgisiyle "geçici" olarak bırakılmıştı. bunun geçici olmasının nedeni adalardaki italyan işgalinden ileri gelmektedir. 10 şubat 1947 paris'te imzalanan barış antlaşması ile oniki ada, sadece adalarda oturanların çoğunluğunun rum olduğu gerekçesi ile yunanistan'a verildi.

    musul ve kerkük'e gelince, lozan'da türk tarafı musul, kerkük ve halep için epeyce diretmiştir. netice alınamadığından konferans ikinci bir defa daha toplanmak üzere dağılmıştı. ikinci kez toplanan konferansta da ingilizler ikna edilemedi bu demek değil ki türk tarafı da ikna oldu. konu daha sonra milletler cemiyeti'nde konuşulmak üzere rafa kaldırıldı. ancak diplomatik yönden zayıf olan yeni cumhuriyet bu konuda daha fazla diretemedi. ingiltereyle devletlerarası boyutta 1925 yılında musul ve kerkük’te hak iddaası sürdürüldü. hatta iki devlet savaş pozisyonu bile almıştır. ancak ne hikmetse, aynı tarihlerde şeyh sait isyanı patlak vermişti. ordunun mobilizasyonun önemli bir kısmı bu isyanı bastırmak için harcandı. ingiltere türkiye’ye ırak petrollerinden 25 yıl boyunca %10 pay teklif etti ancak yeni kurulan devletin nakit ihtiyacı ağır bastığından, türkiye bunun yerine 500 bin sterlin nakit para alarak musul ve kerkük’den vazgeçti.

    olayın atatürk'le veya ismet paşa'yla bir alakası yoktur. uluslararası ilişkilerde basit bir kural vardır; ekonomik ve askeri olarak bağımsızsanız yayılabilirsiniz. bundan ötesi irredantist hayalperestliğe girer ve toplumlarda tramva yaratır. (bkz: yeni osmanlıcılık) bu tür olaylarda kişilerin karizmasına ya da kültüne bakmak yerine kurumların işlevlerine, içinde bulunduğu duruma, açıkçası devlet aygıtının ne kadar "muktedir" olduğuna, yine o şartlar dahilinde bakmak çok daha faydalı olacaktır.

    edit: adaların bırakılması konusundaki tarih karışıklılığı düzeltilmiştir. radmard ' a teşekkürler.

  • dali'nin en bilindik tablolarından biri, irrasyonalitenin evrensel simgelerinden.

    en göze çarpan detayları sol tarafta eriyen saatler ve ortada dağınık bir yüze benzeyen absürt bir nesne - kimileri bunun dali'nin kendini betimlediğini öne sürüyor; ama bir nesnenin birden fazla anlamı da olabilir, bu dali'nin tablolarında tipik bir özellik-. arkada ise ispanya'nın katalonya bölgesindeki port lligat'tan bir manzara bulunmakta. soldaki karıncalar ve sinek zaman içinde tükenmeyi, kuruyan ağaç da ölümü simgeliyor.
    arkadaki kayalıkların gerçekliği ve denizin uçsuzluğu karşısında öndeki eriyen saatler adeta zamanın oldukça soyut ve göreceli bir kavram olduğunu vurguluyor muhtemelen. ''zaman kesinliğe sahip olmayan, bize anlamlı gelen şekilde sınırlandırdığımız ve sadece ölçmeye çalıştığımız tanımsız bir niceliktir'' dercesine. -bergsoncı yaklaşım destekler gibi-

    bu tablo rasyonelliğe ilişkin tutarlı görünen kanıların anlamsızlaştığı zaman dilimini sergiliyor adeta, eşsiz.