hesabın var mı? giriş yap

  • bugün oynanan basketbol felsefesinin antitezi olan shaq'tır.

    hatta şunu da söyleyebilirim birgün tahminim gerçekleşirse ben söylemiştim derim.bugün shaq'in veliahtı denebilecek bir oyuncu ortaya çıkarsa oyun yeniden değişecek.

    bugün gsw ile zirveye ulaşmış basketbol felsefesinin ilk mucidi m.d'antoni'nin 1998-1999 arasında oynattığı d.nuggets idi. (ilk düzgün nba oyunları da o zaman çıkmıştı bilenler bilir. nba live 98,nba live 99) felsefe basit yediğin sayının önemi yok ,yediğinden 1 fazla sayı atmak yeterliydi. 98'de çok yetersiz bir kadroyla ligin ortalama üstü bir hücum takımı ortaya çıkarmıştı ama savunmada ligin en kötü takımı olduğu için takımı sürekli yeniliyordu. rekor sayılar bulup bulduğundan daha fazla sayı yiyen bir takımı vardı ,sonuç vermediği için takımdan gönderilmişti.

    2003-2008 arası suns'ın koçu olup bugün gsw'nin oynadığı oyun tarzına çok benzeyen bir oyun oynattı ama elinde bugünkü gsw gibi oyuncular olmadığı için çok büyük sükse yapan takımları olsa da şampiyonluk kazanamadı.

    gsw ise başka bir koçla bu oyunu kopyalayıp başarılı oldu , m. d'antoni'nin sistemi shaq ve devrinin oyuncularına sökmemişti. gsw bu tarzı tam uygun gelse de 10 sene önce bu tarz suns'ın ilerisine gidemezdi.

    gsw'nin oynadığı oyunun en zayıf yönü pivot pozisyonu. hızlı oyun için her oyuncu bir alt poziyonunda oynuyor.(kısa 5 olayı) guard olabilecek 3 oyuncu , sf olması gereken bir oyuncu pf , pf olabilecek bir oyuncu pivot olarak oynuyor. pota altı zayıf kalsa bile zararı karından daha fazla olduğu için takımlar bunu tercih ediyor. bugün nba'de bunu yapmayan takım nerdeyse kalmadı.

    ya da son iki senede gsw'nin kaybettiği maçlarda en fazla karşılaşılan durum pivot bölgesi zaafiyetleri. son üç sene de toplam 39 kaybettiler bunun yarısından çoğunda karşı takımlar onların pivot zaafını kullandılar.bugün shaq aktif olsaydı normal sezonda onlar gibi dominant bir takım kuramayacak olsalar da muhtemelen her konferans finalinde gsw'i süpüreceklerdi. (shaq, zaza-mcgee gibi oyunculara karşı %60-70 yüzdeyle 50 sayı ortalamasıyla oynar.)

    shaq ve benzerlerinin aktif basketbolu bırakması bugünün pivotlarının yolunu açtı. r.gobert ,h.whiteside savunmasıyla ünlü olan oyuncular .ikisininde benzer hikayeleri var shaq sonrası ortaya çıktılar. r.gobert 27 sıradan , hassan whiteside 33. sıradan seçildi. h.whiteside dünya turu atıp nba'de oynayabildi.ne yıldız olmaları bekleniyordu ne de draftta isimleri anıldı. hatta fiziklerine bakarsanız bir birlerinin kopyası aşırı uzun ve zayıf olmaları yetmiyormuş gibi abartılı kulaca sahipler. ya da bu sene kolej kariyeri olmadığı halde 10. sıradan seçilen t.maker
    fiziksel olarak diğer iki oyuncunun aynısı ve adam 98 kiloymuş.(shaq 150 kiloydu) bu oyuncuların shaq gibi oyuncuları savunma ihtimalleri yok. ya da k. anthony towns adam pota altı oyuncusundan çok sf gibi oynuyor.bugün bu oyun kabul görüyor ama dominant tek bir pivot tekrar ortaya çıkarsa bugünün pivotları nba'den silinir eskisi gibi güçlü, post oyunu yapan pivotlara geri dönülür.

    -konu dışı-

    zamanında güç önemli iken pozisyonuna göre açık ara en güçlü olan oyuncu olan l.james , gücün önemini kaybetmesinden sonra 10 kilo verip hızlanması ayrıca tebriği hakkediyor.

    -konu dışı

  • evrenin dokusunu oluşturan uzay ve zaman...

    en gizemli kavramlar.

    uzay bir varlık mı? neden zamanın bir yönü var?

    uzay ve zaman olmadan evren olabilir miydi?

    geçmişe dönebilir miyiz?

    brian greene bizi newton’un uzayı ve zamanı değişmez gören anlayışından einstein’ın akışkan uzayzaman kavramına, kuantum mekaniğinin birbirlerinden çok uzaktaki cisimlerin davranışlarını anında birbirlerine göre belirledikleri “dolanık” uzayına doğru gerçekten de aydınlatıcı bir yolculuğa çıkarıyor. yani gerçekliğin, fizikçilerin gündelik dünyamızın hemen altında yatmakta olduğunu keşfettiği, yeni katmanlarına. evrenin dokusu aynı yazarın daha önce yayımladığımız evrenin zarafeti adlı kitabını tamamlar nitelikte.

    tanım:bir brian greene kitabı.

  • geçen yıl aralık ayı. bakü'deyim. bitirdiğimiz bir fabrika projesinde sisteme elektrik verilecek. biz de kontrol amaçlı oradayız, yani şantiyede. hava o kadar soğuk ki, 3 dk dışarı çıkıyorum, 3 dk trafo binasına girip ısınıyorum.
    derken azeri şantiye şefi ''gel ofise geçelim çay içip ısınalım biraz'' dedi. çıktık şantiyede yürüyoruz, her yer toz toprak. sonuçta inşaat halinde bir yer henüz. o kadar sert bir fırtına var ki düz yürümek mümkün değil. ayrıca fırtınadan toz toprak gözlere, kulaklara giriyor.
    neyse zor da olsa yürüyoruz. azeri arkadaş geri geri yürüyor, montunu da gözlerini kapatacak şekilde yukarı çekmiş. bana da aynısını yapmamı söyledi. ben de çektim montumu kafama kadar, geri geri yürüyorum. derken biri dokundu. arkamı dönmemle 1 metrelik çukur, içinde uçları sivri inşaat demirleri dimdik vaziyette çakılı bana bakıyor.
    ama işin tuhaf kısmı arkamda kimsenin olmaması.
    o gün tek bildiğim şey şu; kesinlikle iyilik yaptığım bir şeyin karşılığını aldım. allah beni 6 yaşındaki kızıma ve doğacak oğluma bağışlamıştı. aksi halde o çukura düşseydim feci bir ölüm beni bekliyor olacaktı.
    iyilik yapın arkadaşlar, size kötülük yapanlara da iyilik yapın. ben hep yapıyorum ve hiç yanıltmadı beni. her zaman işlerim rast gitti.

    şunu da ekleyeyim; olaydan sonra çukurun etrafını kapattırdım.

    zorunlu edit: hayat çok tuhaf. bu entride allah beni doğacak oğluma bağışladı yazmıştım ama oğlumu bana bağışlamadı. maalesef dün sabah ani bir komplikasyon sonucu kaybettik. halbuki haftaya doğumumuz vardı. dr. dediğine göre kordon bebekten kopmuş. biliyorum, oğlum cennette beni ve annesini bekleyecek.

    edit 2: siz ne güzel insanlarsınız yaa. destek mesajı atan herkesten allah razı olsun.

    önemli edit: geçen ay teste girmedim ama covid olduğuma eminim. eşime de bulaştığını düşünüyorum. hamilelerde kordon kopmasına neden olabilirmiş. lütfen hamileler dikkat edin kendinize. çünkü oğlumuz anne karnında öldü ama doktorların dediğine göre çok sağlıklı bir bebek.
    inşallah cennette oğlumuzla buluşuruz..

  • bazen en olmadık yerde akla gelirler. hiç alakasız, aniden, böyle bir anda bundan beş yıl, on yıl, on beş yıl öncesinden annenizle babanız aranızda geçen bir konuşma aklınıza gelir ve ancak yıllar sonra anlam verirsiniz o konuşmadaki imalara. "çok yorgunum erken yatalım", "ben de yorgunum, yatıyorum, hadi oğlum yerine git sen de". tüylerim diken diken oldu yazarken bile... ne de safmışım. saat 20:00 p.m'de neyin yorgunluğu, neyin uyuması bu acaba günahkar bedenler???

    ya da ofiste (ofis: türkiye'de sözlük yazarlarınının yaşadığı yerlere verilen ad) aniden akla gelen liseden bir kız arkadaşın söylediği şey: "hafta sonu annemler yok. özge ve beril erkek arkadaşlarıyla bize gelecek, sen de gel, patates kızartırım". bakın burdaki genel imayı o zaman anlamamış ve ezgi'nin davetine sınıftaki en yakın arkadaşlarımdan yaşar'la gitmiştim. ama yıllar sonra ofiste anlayınca hayata isyan edesim geldi. ama yine de patates kısmı kafa karıştırıcı geliyor hala. onu niye söyledi lan acaba?

  • ne vakit bir kızdan hoşlansam bu teste başvururum. şu ana kadar yanıldığım hiç olmadı.

    malzemeler:

    1 kase karışık kuruyemiş,

    1 kase çöp kasesi,

    1 tane hoşlanılan kız.

    hazırlanışı:

    malzemeler aynı anda birarada olsun

    yapılışı:

    malzemeleri bir araya getirdikten sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyoruz. işte ne bileyim, "olimpos çok bozdu yeaa" diyebiliriz, "cihangir bitti artık burçin" diyebiliriz. hoşlanılan kızla ne konuşuluyorsa onlar. bildiğiniz şeyler. bir takım hebele hübele muhabbetten sonra planı uygulayabiliriz. kızcağız siz yanınızda olduğunuz için antep fıstığına ve bademe yüklenemiyor haliyle. elini atıyor kaseye, artık ne gelirse işte.

    gözümüzü kasenin içine dikiyoruz. adeta fotoğrafını çekiyoruz. neydi o, bir tuş var hani, basıyorsun ekran görüntüsünü kopyalıyor. ondan işte. diyelim saaat 3 yönünde 2 adet antep fıstığı 4 cm aşağısında badem, sol kenarında 3 adet kaju var. bu görüntüyü hafızaya atıp ben bir tuvalete gideyim diyoruz.

    evet. tuvaletten geldiğimizde derhal ilk işimizi biliyoruz zaten. görüntüyü kasenin içine tekrar ctrl v yapıyoruz. işte ak koyun kara koyun ortaya çıkıyor burada. kajudan, bademden eser kalmadıysa. leblebiler karaya vuran hamsi sürüsü gibi yüzeye çıktıysa bu iş bitmiştir. evet. maalesef hoşlandığınız kız bir adet sinsi. maalesef. inanın ben de çok üzgünüm fekat durum bu. derhal kadını kapı dışarı edin. bu yaptığının çok yanlış olduğunu ona izah edin. ondan size hayır gelmez artık. demin de dediğim gibi. şimdiye kadar hiç yanılmadım. süper bir test bu. % 100 çalışıyor.

    10 yıldır bu testi uyguluyorum. kafam rahat valla. oooh mis. doğru insanı bulana kadar sürdüreceğim elbette.

  • istanbul'da okumaya gelen adama bile çomar diyecek kadar izansızları göstermiştir.

    ne çomarlığını gördünüz de hemen yapıştırdınız lafı? hey allaam ya.