hesabın var mı? giriş yap

  • star wars ve lotr'u, twilight gibi bir şeyle aynı cümle içinde görüp kahrolan kişiden hallicedir.

  • (bkz: okumama özgürlüğü)

    sözlük artık okumama, gereksiz yere sinir olmama özgürlüğüne sahip oldu.

    ekleme:

    daha ne istiyorsunuz arkadaş? yazabiliyorsun, başlık açabiliyorsun, kısacası istediğini yapabiliyorsun, kimse senin özgürlüğüne karışmıyor, bunun neresi özgür olmamak?

  • dövmeci telefonla konuşurken yapmasına izin vermeyin.

    zira tehlikeli olabilir :

    "tamam abi yazdım ben adresi buraya. hadi görüşürüz ararım ben seni"

  • alm. "saflık kanunu". bavyera dükalığı tarafından 1516 yılında ilan edilmiş ve ileriki tarihlerde tüm alman bira üreticilerince kabul edilmiş, dünyanın hala kullanımda olan en eski gıda tüzüğü ve tüketiciyi koruma kanunudur. bira üretiminde kullanılacak maddeleri belirler ve bunların dışında kullanılacak herhangi bir yabancı maddeyi yasaklar. ayrıca olabilecek en kötü ekonomik şartlarda dahi tüm halkın bira içebilmesi için fiyat belirleyici ve rekabeti denetleyici kanun maddeleri içerir.

  • adam kabalık yapmıyor taciz etmiyor karşı taraf cevap veriyor. ifşa suçtur. özel hayatın gizliliği ilkesine aykırı olduğu için sıkıntı çıkabilir.

    sırf yaşından dolayı problem oluyorsa peki şöyle düşünün 50 yaşındaki bir kadın 24 yaşındaki bir erkeğe mesaj atsa?

  • -dudağı tutturmaya çalışın, burnun altındaki pembemsi yumuşak dokudan bahsediyorum.
    -dili yemeye çalışmayın, çıkmıyo o ordan, küçük dilden hiç bahsetmiyorum bile.
    -dudakları toplu olarak emmeyin, parçalı olarak emin. alt dudak-üst dudak ayrımı iyidir. diğer türlü "azından öpmüş" olabilirsiniz.
    -nefessiz bırakmak için enseden tutup bastırıyosunuz ya hani, işte onu abartmayın, kasığa tekme yiyebilirsiniz. sonuçta akciğer solunumu yapıyoruz ve amaç öpüşmek. ölüşmek değil.
    -sonnacığıma, dişinizi fırçalamış olmanız güzel olur, ağzınızın sigara ya da içki kokmaması falan, bunlar zaten "default" gelmesi gereken hâller.
    -inlemek güzeldir ama dayak yemiş it gibi sesler çıkarmayın.
    -hep "hard" biçimde öpüşmek 2 tarafı da yıpratır, bazısı var ki insanın dudaklarını eskitir, buna gerek yok. arada yavaşlayın ve ufak, tatlı, küçük, muttarid, muhteriz darbeler kondurun, burna pıt yapın.
    -ara verdiğinizde, birbirinizin gözlerinin içine bakın, gülümseyin, susun, gözlerinizle anlaşın, birbirinizin nefesini dudaklarınızda hissedin, başını ellerinizin arasına alın ve yaklaşın, yeter daha fazla yazamicimmmmmmmm böhühühüh.

  • merhaba sevgili sözlük ahalisi.
    sizlere çok sevdiğim, türkiye gibi her şeyin belinin bağlı olduğu inşaat sektörünün mihenk taşlarından birisi olan mimarlığı bırakıp dilenci olmaya başlama kararımı anlatacağım. bu elbette hiç kimsenin pipisinde olmayabilir. ama önce bir okuyun derim.

    türkiye'nin büyükşehirlerinden birinde yaklaşık 7 yıldır mimarlık yapıyorum.

    mezun olunca bol para kazanacağım hayaliyle okuduğum mesleğe 1.800 lira maaşla başladım. üstelik gece gündüz de çalışıyordum.

    1. yıl
    -hiç izin yapmadım.
    -tam 7 ay süren bir uygulama projesinin teknikerliğini yaptım. bu sürenin yaklaşık 6 ayında ekstra mesai yaptım. yaklaşık 2 ayında sabahladım.

    2. yıl
    -teknikerliğe devam ettim. mimarlığın çizim yapmaktan başka bir şey olmadığını düşünmeye başladım.
    -maaşıma 200 lira zam yapıldı. sigortam asgari ücretten yatırılmaya devam etti.

    3. yıl
    -müteahhit görüşmelerini de yaptım. belediye görüşmelerine otobüsle gittim. evrak işleri peşinde koştum.
    -maaşıma 250 lira zam yapıldı. sigortam aldığı yapım işinde mimar çalışan göstermek zorunda olan bir şirket tarafından yapılmaya başlandı. yani bonservisim olmadan satıldım. üstelik ekstra maaş almadım.

    4. yıl
    -tek başıma mimari projenin her detayına hakimdim. üstüne 3 boyutlu görsel çalışmalar da yapıyordum.
    -maaşıma 250 lira daha zam yapıldı.

    5. yıl
    -artık ofisi ben yönetiyordum. patron dışarda iş peşinde koşuyordu.
    -şirket sahiplerinin inşaat işine de girmesiyle şantiye gezmeye başladım.
    -maaşıma 300 lira zam yapıldı.

    6. yıl
    -ırak'ta antrepo, lüks konut, stadyum gibi işlerin proje çalışmalarını yürüttüm ve yönettim. 6 kez ırak'a gittim.ilk kez aldığım pasaport harcımı kendim ödedim.
    -maaşıma 200 lira zam yapıldı.
    -bu yılın 5 ayı maaşım geç yattı.

    7. yıl
    -3 tane kentsel tasarım projesi çalışması yaptım. yaklaşık 10 ha, 7 ha ve 17 ha'lık alanlarda kentin rögar kapağının yerine kadar tasarladım, kontrol ettim ve işi yürüttüm.
    -maaşıma zam yapılmadı. şirkete %20 ortaklık teklif edildi. kabul etmedim. çıkacağımı söyleyince 500 lira zam yapıldı.

    bugün itibarıyla mesleği bırakıyorum. gelelim sebeplerine;

    1. yıl kazandığım para: 21.600 tl
    2. yıl kazandığım para: 24.000 tl
    3. yıl kazandığım para: 27.000 tl
    4. yıl kazandığım para: 30.000 tl
    5. yıl kazandığım para: 33.600tl
    6. yıl kazandığım para: 36.000tl
    7. yıl kazandığım para: 42.000tl

    toplam kazandığım para: 214.200 tl

    dilencilerin hesabını yapalım mı?
    3 tip dilenciyi gözüme kestirdim.

    1- ışıklarda duranlar
    2-kalabalık bir sokağın kaldırımında duranlar
    3-cami önünde duranlar

    1- ışıklarda duranlar

    1 trafik ışığı normal bir trafik akışının olduğu yolda yaklaşık 5 dakikada 1 kez kırmızı yanıyor. aslında daha kısaları da mevcut ama örneğimiz bu. kırmızı ışığın yanma süresi yaklaşık 20 sn. daha uzunları da mevcut.

    1 kişi trafik ışığı 1 kez kırmızı yandığında en az 2 lira toplayabiliyor. daha da fazla toplayanları mevcut.

    5 dakikada :2 tl
    60 dakikada: 24 tl
    günde 10 saatte: 240 tl
    1 ayda: 7.200 tl

    2-kalabalık bir sokağın kaldırımında duranlar
    önünden dakikada 50 kişi geçiyor ve bunların yalnızca 1 tanesi 1 lira veriyor. başarı oranı: %2

    1 dakikada :1 tl
    60 dakikada: 60 tl
    günde 10 saatte: 600 tl
    1 ayda: 18.000 tl

    3-cami önünde duranlar
    2. hesapla neredeyse aynı, ancak erkekler için zor. zabıta falan hikayeleri. başarı oranı düşük. ama hesap aynı.

    1 dakikada :1 tl
    60 dakikada: 60 tl
    günde 10 saatte: 600 tl
    1 ayda: 18.000 tl

    üstelik cuma günlerinin daha bereketli geçeceği kesin.

    şimdi dostlar, soruyorum size? bu trafik ışıklarında dilenciler, bu cami önlerindeki teyzeler, sokaklarda sabahtan akşama kadar oturan eli kolu sağlam insanlar neden dileniyor?
    beyaz yakalının yakasına yapışmış vergiler, ödediği borçlar, yasal olmak için elinden geleni yapmasına rağmen hiç bir şeye sahip olamamış insanlar neden devam ediyor mesleklerine?

    bugün,
    arkadaşlarım bugün, tüm beyaz yakalıları, sigortası asgari ücretten yatan tüm çalışanları, çıkıp trafik ışıklarında, köşebaşlarında, cami önlerinde dilenmeye davet ediyorum. çıkın ve yardım isteyin. ben istiyorum, çünkü geçinemiyorum.

    edit: entry tamamlanmadan göndermiş bulundum. düzeltildi.

  • yetişmiş elemana hala çırak maaşı verenlerin şikayet konusu.
    adı üstünde ,yetişmiş. hakkı neyse ver ki kalsın,kusura bakmayacaksın,kimse hayrına çalışmıyor.