hesabın var mı? giriş yap

  • masa başında bir olayla ilgili bilgiler ruza babaya anlatılırken, bir cümleyi bütün polislerin parça parça söyleyerek tamamlaması.
    "annesi bir lokantada çalışıyor"
    "liseye giden de bir kardeşi var"
    "babası ile annesi 3 yıl önce ayrılmış"
    "babası ayrılmak istememiş ama" gibi.

  • "polis hakikaten cahil ya. sen mayıs sonu adana gibi yerde millete su sıkarsan o insanlar dağılır mı lan hiç."

    adam haklı beyler.

  • 1950'lerde donemin dunyaca unlu kardiyologlarindan* meyer friedman ve ray rosenman'in da ilgisini ceken davranis. bu iki doktor bir sure sonra muhayenehanelerinin bekleme salonunda ilginc bir sey gozlemlemisler. gelen kalp hastalarinin cogu bekleme sirasinda koltugun uc kismina oturuyormus. bunun ilk olarak farkedilmesi de bekleme salonundaki mobilyalari incelerken sandalye ve koltuklarin on kisminin daha cok asinmis olmasinin gorulmesinin bir sonucuymus.

    bu iki doktor "belki de insanlarin koltugun ucuna oturmasiyla kalp hastaligi riski arasinda bir baglanti vardir" deyip 9 yillik bir arastirmaya baslamislar. bundan sonra a tipi kisilik ve b tipi kisilik adi altinda iki cesit kisilik turu tespit edilmis. a tipi kisilige sahip olanlar sabirsiz, bir an once harekete gecmek isteyen, insanlari beklemeyi sevmeyen, surekli acele icinde olan, trafikte hiz yapan, bir iste geri kalirsa stres yapan, zaman zaman gereginden fazla hirsli olan kisilermis. b tipi kisiler de daha sakin, hayati daha agirdan alan kisilermis. tabi ki a tipi kisilige sahip insanlarin kalp hastaligina yakalanma riski b tipi kisilige sahip olanlara gore cok daha yuksekmis. zaten a tipi kisilige sahip olanlarda bu koltugun ucuna oturma olayi daha fazla goruluyormus.

    (bkz: a tipi kisilik)
    (bkz: b tipi kisilik)

  • aşk, unutmak, özlemek, tutku, savaş, işkence, acı... bunların hepsini, hatta daha da fazlasını barındıran bir film.. açılış sahnesinde, savaşın lanet sonuçları sağlam bir tokat atar seyirciye. bunun nedeni görmeye alışık olduğumuz savaş görüntüleri değil, filmin şiir gibi akıp giden anlatımıdır..
    film anlatmak istediklerini, barış temalı bir film çevirmek için hiroşima' ya gelen fransız aktris ve japon mimarın hayatları üzerinden anlatır bize.. farklı hayatları olsa bile, çektikleri acılar bir yandan da benzerdir ve bunların nedeni savaştan başka bir şey değildir..
    filmin sonlarına gelindiğinde, ne olacağını iyice merak edersiniz. kadın ve adam arasındaki ilişki nasıl sonuçlanacaktır.. ayrılık mı, değil mi? söyleyecek değilim.. seyretmek lazım...

  • bir arkadaşın şöyle bir anısı var bununla ilgili:

    "sevgilim beni aldattı, seviyorum dedim affettim. sen şimdi bunun dırdırını çok yaparsın dedi, ayrıldı benden."