ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
2 kişiyi öldüren katilin instagram canlı yayını
-
bu ehliyetsiz barzolar yüzünden 2 kişi hayatını kaybetmiş ve insanlar twitterda siyasileri etiketleyerek adalet arıyor. başka türlü adaletin olmayacağını herkes farkında.
ülkenin geldiği durum budur.
40 yıl metropolde olup hala köylü gibi olan insan
-
görgüsüz olmakla köylü olmayı eşdeğer gören insan hezeyanları.
dün bir asker uğurlaması gördüm, bağdat caddesinde, bmw'den audi'nin üst modellerine kadar geniş bir yelpazede dörtlüleri yakmış kornaya basıyordu en az 10 araba. bunu yapanların kağnı arabasının neye benzediğini bildiklerini sanmıyorum.
rahatsız olunan görgüsüzlükse eğer bunu sadece "köylü gibi olan insan"lar yapmıyor.
vücut geliştirme
-
1900'lerin başlarında bugünkü anlamda vücut geliştirme diye bir şey yoktu, büyük kasları olan insanlar vardı ancak bu kişiler büyük kayaların kaldırılması, etkileyici ağırlıkların çekilmesi ve genellikle hile ve beceri ile seyirciyi eğlendirmeye yoğunlaşmışlardı.
vücut geliştirmenin profesyonelleşmesi sanayi devrimi'ne bir cevap olarak gelişti. büro işleri ve fabrikaların ortaya çıkmasıyla birlikte, bu yeni sedanter yaşam tarzının ülkenin erkeklerinin erkekliğini nasıl etkilediğine dair artan bir endişe vardı.
eski vücut geliştiriciler, vücutlarındaki her kasın gelişmesinden ziyade en ağır ağırlıkları kaldırmaya odaklandılar. sonuç olarak, çoğunun gelişmiş kaslarına eşlik eden yağlı karınları ve kalın bacakları vardı. sürekli olarak etkileyici fiziksel güçlerini sergileyerek dikkat çekiyorlar ve diğer “strongman”lere sürekli olarak meydan okuyorlardı.
daha sonra tarihe “modern vücut geliştirmenin atası” olarak kabul edilen eugen sandow, bu sığ düşünceye meydan okumuştur. asıl adı friedrich muller olan alman vatandaşı, gücünün yanı sıra fiziğini de geliştirerek seyircinin kas yapısını da takdir etmesini sağlamış. daha sonra “kas gösterileri”* olarak adlandırılan gösterileri yapmıştır.
sandow, sadece inanılmaz gücü için değil, aynı zamanda heykel gövdesi şeklinde olan vücudu ile de ünlüydü. şovları ağırlıkların kaldırılması gibi güç gösterilerinin dışında, kasların esneterek kas detaylarının ve kaslı vücudunun sergilenmesini de içeriyordu.
16 ocak 1904'te amerika'daki ilk büyük ölçekli vücut geliştirme yarışması new york, madison square garden'da gerçekleşmiştir. yarışma, health & strenght gibi vücut geliştirme dergilerinin yayıncısı bernarr macfadden tarafından da desteklenmiştir.
yarışmanın kazananı, “the most perfectly developed man in the world” ilan edilen al treloar olmuştur.
eugen sandow 1894
eugen sandow 1896
eugen sandow 1902
eugen sandow 1902
george hackenschmidt 1900
george hackenschmidt 1905
louis cyr 1900
louis cyr 1905
lionel strongfort
frederick winters 1904 olimpiyatları
mr eggleton - 1905 (sandow'un vücut geliştirme okulunun müdürü)
murray 1905 sandow vücut geliştirme yarışması kazananı
georg lurich 1910
georg lurich 1910
bernarr macfadden 1918
strongman 1920
a. dandurand 1927
kaynak
toplu taşımada 65 yaş üstünden ücret alınmaması
-
eniştem buna hak kazandı. biniyor belediye otobüsüne, anadolu yakası senin, avrupa yakası benim, dolaşıyor da dolaşıyor. ondan iniyor, berikine biniyor. akşamları yorgun argın geliyor eve. derdin ne enişte diyoruz, bedava değil mi, bineceğim işte diyor. :)
anne yatağı sererken yorganların üstüne atlamak
-
sonrasında o yorganın altına girip soğukta ayaklarını kara sinek gibi birbirine sürte sürte uyumak vardır. efsanedir.
(bkz: duygulandırdın piç)
sonsuza kadar bakma isteği uyandıran gif'ler
netflix türkiye
-
the last dance gibi türünün belki de en değerli örneklerinden olan ve nakış gibi işlenmiş bir belgeseli, cahil oğlu cahil bir çevirmenin eline teslim edip, çıkan ürünün nasıl bir facia olduğunu algılayamayan cahil oğlu cahil bir denetim mekanizmasına sahip kişi, kurum ya da kuruluş. ya hep kendimi tekrar ediyormuş gibi hissediyorum ama gerçekten vasatlık bizde ata sporu. tüm genetiğimize sirayet etmiş.
televizyon sektöründe çalışmaya başladığım ilk yıl boyunca yaptığım diğer işlerin yanında altyazı da yazıyordum. hata yapmamak için o kadar çok kontrol ediyordum ki yazdıklarımı, hakim olmadığım bir alanda yazıyorsam en az 2 gün ön çalışma yapıp, her tereddütümde de arama motoru üzerinden çevirilerimi teyit etme ihtiyacı duyuyordum. az izlenen ve görece değersiz projeler olmasına rağmen verilen emeğe olan saygımdan dolayı bunu yapmak zorunda hissediyordum.
arkadaşım eline the last dance altyazı çevirmeni olma fırsatı geçmiş, be cahil oğlu cahil, bilgiye ulaşmak bu kadar kolayken bir adet basketbol terimini bile nasıl doğru çeviremezsin. hadi diyelim bu adam/kadın içerikle alakalı cahil, tamam denetim mekanizması da basketbol topunu görse bomba zannedecek tipler, abicim ilk iki bölümün ardından bir sürü eleştiri ve uyarı gelmiş size. 10 saatlik bir içeriğin altyazısını küçük bir ekiple yazmak 2, bilemedin 3 günlük iş. ver parasını, al danışmanlığını, tekrar yazdır. eminim ki sözlükten bile bu işi bedavaya yapmaya gönüllü pek çok insan çıkar.
ben belki 2-3 kişinin okuyacağı şu yazıyı yazarken bile en az 5 defa kelimelerin doğru yazılışını aratıyorken, her ay belli bir miktar para karşılığında bana sunulan bu vasatlığa tahammül edemiyorum.
bülent ecevit'e yazar kasa atan adam
-
yazar kasa atan adam değil, yazar kasa atması için meclise gönderilen adam.
aynı hafta içinde yazar kasa atma, hastane raporları, rahmetli ecevit'in ayakta duramadığı, meclis basamaklarının ecevit çıkabilsin diye kısaltılacağı haberleri medya tarafından pompalanmıştı. bunu organize edenler; rte liderliğinde siyasal islamcıları iktidara hazırlayan abd (büyükelçi yrd. temsilciliğinde) ve o zamanlar -maalesef- hükümet ortağı olan mhp (tuğrul türkeş temsilciliğinde) idi. haberleri köpürten de doğan medya grubuydu (aydın doğan temsilciliğinde).
sonra da abd ile iş tutan mhp her nasılsa başka mecraları abd'ci olmakla suçladı. rte'yi iktidara taşıyan aydın doğan da rte tarafından çöpe çıkarıldı.
istiklal caddesi saldırısıyla dalga geçen araplar
-
bir kadini da ani hareketleriyle korkutuyorlar.
halka bu rahatsizligi vermeye haklari yok. toplumun huzurunu kaciriyorlar, rahatsizlik veriyorlar, degerlerimizle dalga geciyoar.
buna musade eden hukumetin vatanseverligini sorgularim.
türklere sorulan salak sorular
-
-pippa bacca’ya sizin ülkenizde tecavüz edip öldürmüşlerdi değil mi?
+(hask!) münferit.. ee, müynferayt… (ne biçim soru lan bu)
-peki , türkiye’de birden fazla karısı olan insanlar varmış doğru mu?
+hee gülüm hee. benim de 2 karım var zaten. (lan olmadı galiba)
-peki, türkiye’de oruç tutmuyor diye insanlar dövülebiliyormuş doğru mu?
+yok dövmüyorlar, direkt yatırıp zkiyorlar. (eheheuheühühühü…bu ne ya?)
-türkler bizleri salak kendilerini çok zeki olarak görüyorlarmış doğru mu?
+sen nerden çıktın mına koyim ya… kimsin lean sen?
-napıcan kim olduğumu cevap versene sikitoş…
+sikitoş mu? türk müsün lan yoksa sen?
-eheheh. tamam lan tamam. ehehee. türküm tabi.. ehehee. deveyi soramadan koptum lan.. ehehe..
+yavşaa bak, gülüyo bi de. çok komik.