• dünyanın en gevşek tarih hocası bizde mevcuttu. 3 şanslı kişi kendisinden dönem ödevi alırdı. kendisi de derdi ben sizin dönem ödevinizle uğraşamam, siz de uğraşmayın 100 veriyorum, öyle bi gevşeklik. neyse adam yazılı yapmış, iki-üç hafta sonra not defterinden verdiği sonuçları okuyor sınıfa. zaten yazılıları da okuduğu yok, herkese sallamış bir şeyler. bir iki çok uyuz olduğuna sadece 60-70 falan yazıyor gerisi herkes 85 üstü. ama bununla kalır mı, hayır.

    hoca: ali 75, ömer 85, zafer 95, ayşe 85, nazlı 90, erdinç 90
    erdinç: hocam ben sınava girmedim ki?
    sınıf: hahahahsafjaklgjslkg
    hoca: düzeltiyorum erdinç 100. dürüstlüğünden dolayı.

    adetim olmayarak dbe editi: entry'i gören arkadaş dönem ödevi ile ilgili yaşadığı diyaloğu hatırlattı, ilave etmeden bırakamadım. 3 kişi dönem ödevini bu hocadan alıyorlar ve hocanın yanına gidiyorlar:

    öğrenciler: hocam merhaba, dönem ödevini biz sizden aldık.
    hoca: iyi bok yediniz!
    öğrenciler: ama yapmıycaz :))
    hoca: ohh.. lan eşşoğlueşşekler korkuttunuz.
  • okul bahçesinde maç yaparken arkadaşın* topa hayvan gibi abanması; füzeyi andıran topun, okulun meşhur kızının başına isabet etmesi; kızın bu surette bayılması ve hastanede, hamile olduğunun anlaşılması.
  • liselerarası basketbol maçında atatürk lisesi-süleyman çakır lisesi karşılaşmaktadır ve salon iki okul ogrencileri tarafından hınca hınc doldurulmustur. karşılıklı tezahuratlar, bir sure sonra karşılklı atışmalara ve gerilimli tezahuratlara dönmüştür.
    polis ve guvenlik ekipleri ,birden suleyman çakır lisesi tarafına, kafa göz cop allah ne verdiyse dalmıştır.
    olayın şokunu atlatamayan suleyman çakır lisesi ögrencisi;
    hem sopa yiyip hem de kendisine vuran polise sormaktadir : "abi noldu ya niye daldınız niye vuruyorsunuz ?"
    polis de, hem acımazsızca vurmakta, hem de cevap vermektedir "s.kilmiş atatürk diye bağırıyorsunuz olm"
  • hazırlık sınıfı ingilizce dersinde aynen yaşanmıştır.
    sınıfta uğultulu bir ortam vardır. hoca, yanındakiyle konuşan ve dersten bihaber olan arkadaşı kızgın bir şekilde kaldırarak başlar sormaya

    + bla bla blaa... good idea or not ?

    - ..... ? ? ?

    + ( hoca daha bi' sinirle tekrar sorar parçayla ilgili sorusunu ) bla bla bla... ok or not ?

    - ...? ... ?

    + ( hoca dişlerini sıkarak ve tane tane ) okey ... or ... not ... ??

    - (ve arkadaş bir cevap vermesinin zorunluluğunu dibine kadar hissederek o tarihi cevabı verir ) or.
  • din sınavlarında kağıdın tepesine bismillahirrahmanirrahim yazınca ekstradan bi on puan alınması, gözü dönen bi elemanın sınav kağıdına arapça bismillahirrahmanirrahim yazması ve o sınavdan 1000 (yazıyla bin) alması.
  • günün son dersinde kapı çalınır ve içeri giren nöbetçi öğrenci filan değildir;

    - hocam bi duyuru yapabilir miyim?
    - tabi..
    - erkan yarın cd'leri getir! unutma!
    - ?!?

    (bkz: kocaeli anadolu lisesi)
  • yan okulun öğrencilerinden dayak yiyen müdürün, okula gelip 7 öğrenci ile anlaştıktan sonra, yan okulun müdürünü çay içmeye çağırıp,anlaştığı 7 öğrencinin yan okulun müdürünü dövmelerini gülerek izlemesi.
  • yangin tatbikati sirasinda 2 dk icinde bosaltilmasi gereken okulun 15 dk'da bosaltilmasi sonucunda mudur yardimcisinin herkesi bahceye toplamasi. ogrencilerin laubali hareketlerinden, bilinc eksikliginden, adam olamayacagimizdan bahseden konusmasi sirasinda siniflardan birisine basariyla saklanmis bir arkadasin pencereden sarkip: "cengiiizz, yaniyoooommm!!!" diye nara atmasi ve okul olarak yarilmamiz.
  • kahramanımız ve kuzeni 5 yaş grubunda, anasınıfına devam etmektedir, kahramanımızın kendisinden 5 yaş büyük ablası da aynı okulun ilkokuluna. okul, lise, ilköğretim ve anasınıfının birlikte eğitim gördüğü geniş çaplı bir okuldur. 10 kasım törenleri öncesi, abla törende okuyacağı şiiri evde yüksek sesle ezberlerken, kahramanımız ve kuzen de, bir an önce büyüme isteği ve heyecanıyla aynı şiiri ezberlerler. aynı abla, din dersi için sübhaneke'yi de ezberlemiştir, tabii bizimkiler de onunla birlikte...

    10 kasım törenlerinde tüm okul bahçeye dizilip lise ve ilköğretim sınıflarından öğrenciler, dramalarını yapar, şiirlerini okurlar, öğrenciler ayrı ağlar, öğretmenler, veliler ayrı... tören sonunda okul müdürü, anasınıfındaki yavrucakları da taltif etmek ister, "anasınıflarından da şiir okumak isteyen varsa memnun oluruz" tadında bişeyler geveler.

    kahraman ve kuzen, heyecanla el kaldırırlar, sahneye koşarak çıkar ve yanyana dikilirler. mikrofon boylarına göre ayarlanır. bizimkiler aynı anda başlarıyla selam verip başlarlar şiire(!):

    sübhaneke!

    sübhaneke
    allahümme
    ve bihamdik....

    tüm okul kopar, 10 kasım ciddiyeti yalan olur...
  • sınıfta anıl var. anıl'ın cyborg olduğunu düşünüyoruz. anıl bir anadolu lisesinden bizim okula bizim bilmediğimiz bir puanı yükseltmek için gelmiş. anıl odasının duvarına güneş saati çizmiş.

    sınıfta gülcan var. matematik hocası gülcan'ı seviyor. bu dünyada belki de bir tek gülcan'ı seviyor. hatta gülcan'ın karnesine "unutma unutulanlar unutanları asla unutmaz" yazmış. (bkz: ibrahim erkal)

    hocanın sorduğu bütün sorulara ya anıl parmak kaldırıyor ya gülcan. biz de not tutmak zorunlu olduğu için deftere çizdiğimiz şekillere not süsü vermeye çalışıyoruz. figüranız biz.

    bir gün hoca tahtaya bir soru yazdı. yabancı bir ses "30 derece" dedi.

    hoca sınıfı bakışlarıyla taradıktan sonra sordu "kim dedi onu?"

    alper, anıl ve gülcan'ın sultasını kırmanın verdiği sevinçle "ben" dedi.

    hoca alper'in sırasına doğru ilerledi. hoca yaklaştıkça alper'in suratındaki zafer ifadesi yerini endişeye bıraktı. gelen bir aferinse şimdiye kadar gelmiş olmalıydı...

    hoca kendisinden beklenmedik bir çeviklikle alper'e dalıverdi. hem de ne dalmak... sağlı sollu. duvar tarafında oturan alper'in kafa lambrilerden sekip tekrar tekrar hocanın yumruklarıyla buluştu.

    alper büyük bir şok ve küçük bir beyin sarsıntısı yaşarken hocanın soluk soluğa sesini duyduk:

    "parmak kaldırmadan konuşma!"
hesabın var mı? giriş yap