• yine kendilerine yakışan bir açıklama yapmışlardır. yanlarındayız. asla pes etmeyeceğiz.

    "türkiye cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, terör örgütü kurmak veya yönetmek, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde görevlendirilenlerin görevlerini yapmalarına engel olma, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme."
    ne mutlu bizlere ki, isnat edilen bu suçlamalar içerisinde halkı gece - gündüz, çoluk - çocuk, genç - yaşlı demeden gaza boğmak yok !
    bir tenhada acımasızca, hunhar bir şekilde bir genci döverek öldürmek yok !
    "üç tane sıktım" yok !
    çatıdan adam atmak yok !
    ondördünde fırına "ekmek" almaya giden kara kaşlı bir fidanın onbeşinde, onaltı kilo toprağa verilmesi yok !
    hırsızlık, yolsuzluk yok !
    "bir eylemin ahlaki değerini eylemin sonucu değil, eylemin ardındaki niyet belirler."
    yukarda yer alanlar kimin niyetinin ne olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
    hayatın kendisini gerçeğe çok yakın kılmak gibi bir derdi yoktur, hayat gerçeğin ta kendisidir.
    16 aralık'ta deplasmana gidiyoruz;
    adalet için, hukuk için, vicdan için, ülkemizin yarınları için gidiyoruz.
    van'da üşüyen, soma'da ağlayan çocuklar için...
    sokak köpekleri için, yetimler için, yaşlılar için gidiyoruz.
    karadeniz'e dere olmak için gidiyoruz.
    bizi kanser eden bu hukuksuzluğa ilik bulmak için gidiyoruz.
    tribüne çıkmak bizim için bir davadır, beşiktaş davasıdır.
    gittiğimiz her yerde bu dava için haykırmaktan geri durmayız.
    16 aralık deplasmanında da o mahkeme kürsüleri bizim için insanlığın davasını haykıracağımız bir tribündür.
    bu süreçte bizlerden desteğini esirgemeyen herkese teşekkürü bir borç biliriz.
    asla pes etmeyeceğiz, haramilerin sofrasına diz çökmeyeceğiz.
    çarşı"
  • bugün bedel ödemiş olan taraftar gurubudur.
    adam olmanın bedelini ödediler, dik durmanın bedelini ödediler, siyah ve beyaz olmanın asla gri olmamanın bedelini ödediler.
    stadyum artık hayal olacak.

    ama biliyorlardı,
    adam gibi bağıramadıkları stadyuma ihtiyacı yok onların,
    yalakalık yapmadılar,
    gereğini yaptılar, beşiktaşlı olmanın gereğini, türk vatandaşı olmanın gereğini,
    hepsinden öte insan olmanın gereğini yaptılar.
    bugün taksim direnişinde resmen hamallık yaptılar,
    tam herşey boka sarmışken girdiler olaya,
    kes bakalım diye meydana indikleri anda herkesin yüzünde bir gülümseme oldu.
    erkek gibi geldiler, erkek gibi savaştılar ve erkek gibi kazandılar.
    çevik kuvvet beyaz desene dediler, toma ele geçirdiler,
    aynı brave heart filminde irlandalıların gelmesi gibiydiler,
    bugün beni hüngür hüngür ağlattılar,
    beşiktaşlıyım hem de en karasından, ama bugün beşiktaşlılığın değil sadece vicdanın da onurunu kurtardılar.
    ülkede iklim değişirse, istenen güzel günler gelirse eğer, tarih kitapları bu siyah beyaz çocukları hep minnetle anacak,
    ileride bir gün evladım olursa onları anlatacağım.
    şimdi koyduk mu diyorlarmış,
    koydunuz kardeşler koydunuz,
    tüm bir halkın gönlüne adınızı koydunuz.
    semtiniz erkek semti aşık etti herkesi
    üzerinizden eksilmesin bayrağınızın gölgesi.

    stadyum birkaç sene daha kalır heralde bu erkek tepkiniz üzerine. ama sağlık olsun,
  • "galatasaraylıyım ama yükselenim çarşı."
  • ben fenerliyim bu saatten sonra takımımı değiştirmem, ama çocuğum olursa beşiktaşlı olması için elimden geleni yapacağım, geziparkı direnişinizi de anlatacağım.

    teşekkürler çarşı!

    tanım: çok güzel bir taraftar grubu.
  • bir dernek degildir.
    tüzügü yoktur.
    üyesi yoktur.
    fesh edilemez.

    alayina gider.
  • çok enteresandı. harbiye'den taksim'e doğru yürümeye çalışırken önden yine gaz bombası attılar. öndeki grup geriye doğru doğru gelmeye başladı. biz de sürü psikolojisiyle geriye doğru giderken, arkadan dimdik bir grup taksim'e doğru yöneldi. abartmıyorum rohan süvarileri gibilerdi. çarşı pankartıyla sloganlar atarak en öne doğru gittiler insanlar da onların gazına gelip peşlerinden gitti.

    bu ülkede bir şeyler değişirse tarih kitaplarında çarşı'ya özel bir sayfa açmaları gerekir.
  • "tohumlar polise, fidanlar valiye, ağaçlar hükümete girecek yurdumda"
  • adamlar taksime çıkınca halk tv "çarşı taksime ulaştı" diye alt yazı geçiyor. daha ne olsun? gittikleri yere liderlik, zeka, espri getiriyorlar. polisi kovalamalar, polis telsizi ele geçirip "merkez beyaz deseneee deseneee desenee" diye bağırmalar. bu nasıl bir kafadır allah aşkına! adamlar sanki hergün direnişteymiş de bugün de o sıradan günlerden biriymiş gibi korkusuz, komik! ben telsizi ele geçirmeyi akıl edemem, geçirsem "bak polis abi ayıp ediyorsun" falan derim "beyaz deseneee" ne allah aşkına? adamlar dozerle toma kovalıyor aynı anda beşiktaşımıza zarar vermeyelim diye tweet atıyor.

    yeniçerilerde düşmanı korkutsun diye önden gönderilen deliler gibiler.

    helal olsun! gururdan gözlerim doldu!
  • (bkz: #58736175)
    geri dönüyorlarmış. niye şimdi diye soruyorum kendilerine, niye? demirören'den aldıkları beleş biletleri fikret orman'dan alamayınca manevralara başlayıp passo lig bahanesi ile tribünü terk etmişler, passo lig kalkmadan geri dönmeyeceğiz demişlerdi.

    çarşı ile çarşının merkezindeki, belki sadece beşiktaş sevgisi ile bir araya gelmiş insanları istediği gibi yönlendiren o çekirdek kadroyu birbirlerinden ayırmak lazım önce. dışarıdan görünen büyük bir topluluk ama özünde birkaç adam ve onlar ne derse uygulayan gencecik çocuklar. ben zamanında çok denk geldim stat gişesinde tükenen biletlerin dışarıda gişe fiyatına satıldığına. şehir dışından geldiğimiz için mecbur kalırdık o at hırsızı kılıklı adamlardan bilet almaya; sonra aynı adamlara kapalıda denk gelirdik. çarşı'nın çekirdek kadrosunun etrafında takılırlardı hepsi. seba'ya küfrü ateşleyen de, bilgili'yi zor durumda bırakanda, iki transfere yıldırım demirören'i yalayan da çarşı, yani o çekirdek kadrodur. beşiktaş'ın içine düştüğü zor duruma kendilerinin yaptığı katkı da yadsınamaz. zira inönü’de çarşı ne isterse o olurdu. yıllarca kendi menfaatleri için sustular, şimdi belli ki yine koparabileceklerinin peşine düştüler. toplu halde kart çıkartmak falan söz konusu değilse passo lig'in beşiktaş için iş yapacağı tek husus bu grup içindeki beleşçileri stattan uzak tutmak olacaktır. adım gibi biliyorum ki bırak para vermeyi, beleş olsa maça gelmeyecek adamlar var aralarında.

    beşiktaş, vodafone arena'nın cazibesine kapılanların değil, takımını olimpiyat stadında, başakşehir'de yağmur çamur demeden yanlız bırakmayanlarındır.
  • oturduğu yerden ''tasfiye edilecek'' diyenlerin bir de bunu yüzlerine söylemesi gereken grup.

    *fenerbahçeliyim.
hesabın var mı? giriş yap