• sınıfımda son bir kaç gündür peydah olan su çiçeği salgını nedeniyle 20 kişilik mevcut tek hanelere kadar düşmüş, veliler, öğrenciler panik içerisinde bendenize çemkirmektedirler. bir ders saati sonra sınıfta gerekli olan aşı kontrolünü yapmak için sordum;

    + çocuklar aranızda aşı olan var mı ?

    - öğretmenim aşıyı bilmiyom da, ben gül çiçeği olmuşum.

    gül çiçeği.. ne güzel hastalık.. insanın hemen olası geliyo yeminle..
  • eşimin 100'üne dayanmış babaannesi birkaç gündür bizde kalıyor. dizleri ağrıdığından çok zor hareket ediyor, genellikle saatlerce kıpırdamadan oturuyor. kızım defne (d) ve arkadaşı pelin (p) salonda onu tamamen unutmuş şekilde lego oynarlarken, babaanne sonunda yavaşça harekete geçiyor.

    p: ciyaaaak!

    d: noldu pelin?!

    p: yaşlı insan harekete geçti!

    d: korkma pelincim, o bir babaanne! hem de canlı.
  • benim açımdan bakıldığında trajikomik esasında ama neyse...

    genelde çocuklarla iyi iletişim kurarım, orda burda tanımadığım insanların çocuklarıyla kaynaşırım, hemen oyun falan oynarız, utanmam sıkılmam bi ton şebeklik yaparım el kadar veletlere... zeka yaşı itibariyle yakın buluyorlar onlar da heralde beni kendilerine...

    yine günlerden bir gün dolmuşla evime varmaya çabalıyorum, yol da nasıl uzun anlatamam, bunalıyorum resmen... az gittik, uz gittik ve dolmuşa 3-4 yaşlarında dünyalar güzeli bir kız çocuğuyla annesi bindi. o sırada benim yanım boşaldı ve annesi yanıma oturdu. bu şirin ötesi ufaklık oturmak istemedi ve tam benim önümdeki cama dayanıp camdaki buğuyla oynamaya başladı...

    benim gözler hemen ışıldadı tabii, "oh, gidene kadar eğlenecek bir şey buldum kendime" diye düşünüyorum, oyun arkadaşı gelmiş bir çocuk ne hissederse bendeki de o his işte... klasik şebekliklerime başladım, zeka yaşı 0-5 arası olan bir kız gibi davranıyorum, dil çıkarıyorum, salak salak gülümsüyorum falan kıza...

    tabii ki çok eminim kendimden, biliyorum ki arkadaş olucaz kesin bu şirin ötesi yaratıkla... haliyle saçmalama tam gaz...

    işte o an; ömrüm boyunca asla unutamayacağım bir şey oldu. kız bana baktı baktı baktı ve suratındaki ifadeyi bir milim bile değiştirmeden, gayet sakin ve cool bir şekilde cama dönüp, buğuyla kocaman "çok salaksın. senden hiç hoşlanmadım. " yazdı! ben donup kaldım tabii! el kadar veletin sıfır hatayla yazı yazabiliyor olmasına mı şaşırayım, hayatımın ayarını takriben 4 yaşında bir çocuktan yediğime mi şaşırayım inan olsun bilemedim.

    kız beni göt etti lan resmen! gerçi, hakettim mi? sonuna kadar... niye elin çocuklarını bunaltıyorsun, otur oturduğun yerde di mi? yok ama ağzımın payını aldım vallahi dostlar; bir daha çocuklara yaklaşırken 2 kere düşünücem. ayrıca haklıymışsınız; yeni nesil hakikaten gümbür gümbür geliyor....

    p.s: yalnız o bu değil de, inanılmaz şirindi lan tirbiyesiz, yiring!
  • ikinci çocuğu henüz doğmuş olan baba:
    -efecim, ne olsun kardeşinin adı?
    3 yaşındaki efe: (uzun uzun bebeğin yüzüne bakar bakar ve işaret parmağını bebeğin alnına dayayarak)
    -bunun adı, bok olsun.
  • bazen aynı zamanda hayatı sorgulatır.

    yorulmuş şekilde bir kanepede anlamsızca otururken içeriye üç yaşındaki kız yeğen gelir.

    - ne oldu dayı?
    - ne olmuş güzelim?
    - ben de sana onu soruyorum.
    - kime ne olmuş ki?
    - elini başına koymuşsun canın bir şeye mi sıkıldı?
    - hı??
    - moralin mi bozuk diye soruyorum?
    - yok canım benim sadece yorgunum.
    - canını bir şeye sıkma zaten dayıcım. (yüzüne kocaman bir gülümseme ekleyerek)
    - gel buraya dünyanın en güzel yeğeni kaçma gel...
    - halaa kurtar beni bu beni yine yemeye çalışıyor!!!!
  • altı ve sekiz yaşlarındaki iki kuzen hiç durmadan kavga edip çığlık çığlığa koşturmaktadırlar. bunun üstüne kardeşim de "yeter artık bağırmayın yoruldum, ölsem de kurtulsam bu işkenceden" diye isyan etmiştir. altı yaşındaki pek sevgili velet şöyle buyurmuştur " ölmeeeeeaaa, sen ölürsen ben n'olurum biliyo musun , bak böyle firdevs gibi olurum. "
    sonrası gülmece, eğlenmece, koşturmaca vs.
  • dört yas civarlarindaki yelloz ve ben:
    s: yeldacim, ne istiyosun bu sene yeni yilda, ne diledin?
    y: ask diledim seker abla, ask. artik asik olmak istiyorum ben de.
    s: nasi yani?
    y: ben de artik buyudugume gore buyukler asik olur. yeni yilda ben de asik olucam.
    s: asik olucaksin yeni yilda?
    y: -ustune basa basa- evet dedimmm yaaa asik, asik!

    kesinlikle cok daha cinler bu zamane cocuklari...
  • yetişkin: hadi gel arabaları carpıştıralım.
    çocuk: neden ?
    y: bilmem.

    gibi komik coğu zaman da anlamsız diyaloglardır.
  • 3,5 yaşındaki yeğen, istanbul'da yaşayan her insanın sanatçı ya da ünlü olduğunu düşünüyor olacak ki istanbul'dan gelen arkadaşı görünce arkadaşa ünlü muamelesi yapar.

    - sen hiç televizyona çıktın mı?
    + yoooo çıkmadım ama belki çıkmışımdır.
    - çıkma bence. memelerin kocaman... ahahahahah. (evet bildiğin attı kendini yere pis cüce)

    elimizi kolumuzu nereye koyacağımızı bilemeden "eheheh çocuk işte" laflarıyla olayı geçiştirdik sanarken yeğen asıl bombayı akşam patlatır.

    - baba biz bu gün ışıl'la buluştuk.. ( ışıl, memeleri kocaman olan arkadaş)
    - aferim benim prensesime!

    anneye dönüp elleriyle mıncıklama hareketi yaparak;

    - anneee babama ışıl'ın memelerini anlatsana. (ağzından salyalar akarak)

    oehhh! ???
  • 8 yaşındaki cimcime ve ben:

    cimcime: - biliyor musun aslanlar insan yiyormuş?
    ben: - gerçekten mi nasıl yiyorlarmış peki??
    cimcime: - tırnaklarıyla parçalayıp yiyorlarmış. hem biliyor musun bizim etimiz çok lezzetli.
hesabın var mı? giriş yap