• üstadlardan vedat günyol 'a ait 1974 tarihli bazı denemelerinden oluşan mühim bir eser ve bu eserin ilk denemesinin başlığı. çağdaş yayınları basmış ilkin.

    ilk okuduğumda da son okuduğumda da bana anlatılan veya telif, çeviri eserlerinden anlayabildiğim günyol'u buldum her satırında, o günyol'u, murat belge'nin şu meşhur "mavi anadoluculuk" yorumunda (mavi anadoluculuk/@jimi the kewl ~ murat belge/@jimi the kewl) tüm bu grup içinde melih cevdet anday ile birlikte ırkçı olarak nitelendirilemeyecek olan iki yazardan biri olarak değerlendirilen ("...o gruptaki çoğu yazar çizer için zaten ağır bir suçlama olur böyle söylemek. vedat güyol, melih cevdet anday için kimse ırkçıdır diyemez" nokta dergisi s.7 ,sf.22. ) günyol'u, güleryüzlü ciddilik'in öncülü olarak özellikle de mustafa kemal'in devrimlerini savunan, cumhuriyet rejimi ve türkiye'de yönetim, siyaset meselelerine dokunduran günyol'u, kitabın arkasında (arka kapak için: http://farm2.static.flickr.com/…21_6380373bf8_o.jpg ) yazdığı gibi; "batı'dan edindiği düşünceleri, bir süs gibi taşımayıp yurdunda bir işe yaramasını, uygulama alanında kendi koşullarımıza göre bir yer bulmasını isteyen bir yazar" olarak kütüphanemin her zaman en saygın rafında taşınacak günyol'u bir kez daha anmış oldum.

    vedat günyol'u hiç tanımamış, onunla satırlarda hiç dertleşmemiş olanlara, denemelerinden "kafa özgürlüğü - kafa köleliği" başlıklı olanından bir bölümü paylaşmak istiyorum, buyrun:

    "...kafa köleliğinin ardında genellikle maddesel nedenler yatar. midesiyle belli bir düşünce akımına, politik bir partiye bağlananlarda görülen kulluk eğilimi, kimi zaman bilim yuvalarına kadar etkisini göstermektedir. üniversitelerimizde, nice öğretim görevlisinin, kör olası aşağılık çıkarlarıyle egemen sınıflara bağlandıklarına, gerçekleri tersyüz ederek gününü doldurmuş, yurda yüzde yüz zararlı, ama kendilerine yüzde yüz yararlı akımlara, sakat hükümet tedbirlerine bilimsel bir nitelik vermeye kalktıklarına tanıklık ediyoruz. millet meclisi'nde, bu yurdun yetiştirdiği en namuslu üniversite gençlerinin komando adı verilen, amerikan parasıyla beslenip faşistlerce koşullandırılmış zavallılar tarafından güpegündüz öldürülmelerine göz yumulması; ölen öğrencilere «şehit değil, geberik» diyebilen milletvekilerinin bulunmasını, kafa köleliğinden başka neyle açıklayabiliriz. kripto deyimini ortaya atıp, namuslu solcu yazarlara çatan ve bu yoldan amerika'ya yardakçılık eden gazetecilere, komparador deyimini bozarak, lenin'e komparador damgasını vuracak, hele ap iktidarında, türkiye «kendi yolunu ve dengeli rejimini bulmuştur... düzen değişmesi türkiye için hayırlı olmayabilir» diyecek kadar gözünü öfke ve yanılgı bürümüş aydınlara bakıyorum da, ne diyeceğimi bilemiyorum."
    (sf. 165)
  • vedat günyol'un devlet insan mı adlı bu kitabını ithaf ettiği kişi, anne tarafından diyarbakırlı akrabası dr. cemil cemiloğlu, vedat günyol'un kızkardeşi mihrimah hanımın eşidir ki mihrimah hanım ise cahit sıtkı tarancı'nın abbas şiirinde "beşiktaşlı ilk sevgili"; karasevda şiirinde "bir kerre sevdaya tutulmıyagör; ateşlere yandığının resmidir" şeklinde bahsi geçen tarancı'nın aşık olduğu kadındır.

    yıllar sonra kız kardeşine aşık olduğunu itiraf edince vedat günyol'un cevabı şu olur: "eyvah, cahit. keşke söyleseydin. mutlaka seninle evlenmesini isterdim. ama iş işten geçti."
hesabın var mı? giriş yap