• ithal ürün fiyatlarının artması. yerli ve milli ürün kullanırsak doların değeri bizi ilgilendirmez diye düşünüyorum.
  • yaşamayı zorlaştırması. maaşın yetmemesi. (bkz: mayış)

    not: enerjiden ham maddeye, sanayiden hizmet sektörüne her şeyi yerli ve milli olarak kendi kendimize yetecek şekilde sağlayamadığımız takdirde bizi her durumda ilgilendirir. örneğin; doğal gazı dışarıdan aldığımızı düşünürsek evinde ısınmakta güçlük çeken yerli ve milli domates üreticisi ısınmak için fiyatını yukarı çeker. dolara bağlı artış yine yaşanmış olur.
  • "ithal ürünün fiyatının artaması yerli kullanırsak bizi bağlamaz" hezeyanları oluşturmuş.
    ne içiyorsunuz allah aşkına bana da verin mübarek gün iftarda içeyim. bir kere daha kızmadan tane tane anlatıyorum bakın dolar yükselirse ne olur. en basitinden:

    uluslar arası piyasada domates 1 dolar ise sen bunu 3 liraya alırsan, senin milli para birimin kese kağıdı kadar değerli hale gelmeye başladığında 4.5 lira ediyorsa elindeki 3 lira ile o bir kilo domatesi alamazsın. hele bir düşün antalyadaki çiftçi onu zaten 1 dolara satıyor yani kaça 4.5 lira'ya sana 3'e satar mı?
    bu durumda sen 3 liraya aldığın yerli üretim domatesi 4.5 liraya almaya başlarsın. bunun üzerine dolarla belirlenen ulaşım masrafları(benzin, motorin hatta köprü geçişi...) geçtiği zaman sana 3 liraya anca yarım kilo domates alırsın. buna da enflasyon diyorlar adamım. anlaşılmıştır diye umuyorum.
    özet geç diyenlere: dolar yükselirse bu ülkemize sağlı sollu tecavüz demektir.
  • banane dolardan, ben hep tl ile alıyorum.
  • yerli ve milli ürün kullanırsak bizi etkilemez diyen arkadaşlar var. neyimiz milli bizim allah aşkına? hangi üründen bahsediyorsun? ham madde üretimimiz, tüketimimizin onda biri değil be arkadaşım. ekmeği ürettiğin buğdayın, beslediğin hayvanın yeminin bile büyük kısmını ukraynadan alıyorken, büyük baş yemi neyin kafasını yaşıyorsunuz. burada üretiyorum dediğin ürünlerin ham maddelerinin çoğu yurt dışından geliyor. enflasyon alıp başını gidecek. aldığımız maaşlar eriyor her geçen gün.
  • yerli ve milli ürün he mi.

    peki şunu sormak lazım o yerli ve milli ürünler işlenirken fabrikalar, tesisler su mu yakıyor? elektrik yakıyor değil mi. buyurun biraz sektörel bakalım.

    elektrik üretiminin 3 büyüğü, doğalgaz, kömür ve hidro'dur. elektrik fiyatları saatlik belirlenir ve bu bir şekilde ağırlıklı ortalamadan belirlenen tarife ile meskenlere ve doğrudan anlık maliyet ile sanayi kuruluşlarına yansıtılır (son kaynak tedariği deniyor)

    şimdi yerli ve milli kömürümüz yok mu? var aslında ama verimsiz. ithal kömür kullanılıyor. üretimin hemen hepsi dolar endeksli. dolar arttığı her saniye elektrik daha pahalı hale geliyor.

    peki hepsini rüzgar, güneş, su falan yapsak, hayat bayram olsa? ı-ıh neden çünkü yekdem var. yenilenebilir enerji kaynakları destekleniyor. süper. ama dolar bazında destekleniyor, neden çünkü borçlar dolar endeksli. yani suyla üretiyorum bedava diyorsunuz da şu anda mesela 1 mw 185 tl ise, devlet bunu 330 tl'den alıyor su vs olunca. aradaki farkı bilin bakalım kimden tahsil ediyor (tedarikçiden, tedarikçi de kullanıcıdan)

    dolayısı ile dolar tık tık artıyor ya, her artışta o yanan lambalarınız, işleyen makineleriniz daha maliyetli dönmeye başlıyor. dükkanını açan hasan amcadan, dev sanayi kuruluşlarına herkes zarar ediyor.

    tüm üretimi yerlileştirmek buradan tek çıkış yolu. ancak ne öyle bir altyapı ne de tesis var. sadece buna odaklansak herhalde 25-30 yıl sürer. kaldı ki yerli üretim destekleme mekanizması konuşuluyordu. tüketiciye değişen bir şey olmaz yani.
  • göte giren şemsiyenin açılmasıdır.
  • doların artması = akaryakıtın artması

    akaryakıtın artması = pazardaki herşeyin fiyatının artması

    pazardaki herşeyin fiyatının artması = faiz lobisi yüzünden,

    faiz lobisi = fetö

    fetö = amariga

    (bkz: bunlar hep amerikanın oyunları)
  • lan bu kadar kafaya takmayın fakir biraz daha fakir zengin biraz daha zengin olmakta düzen hep böyle dönmekte . (bkz: sinoplu diyojen) insansınız lan şuna bir bakın derim
hesabın var mı? giriş yap