• hipokrat andının yarısını içip yarısını yerlere dökerek doktorluğunu sakatlamış yüce varlık.tembellik atakları meşhurdur.
  • psikiyatri uzmanlığını uzman çavuşluğa takas etmesi muhtemel kişi.akıllı ol akıllı...
  • bir yerde yollardır bacısı bizim gibilerin. ne yar hasreti kor adama ne de sıla. biz yollara sevdalıyız. ama zor meslektir haaa bizimki. şekil ister, racon ister, böyle mangal gibi yürek ister. seneler evvel antalya'ya gidiyorum. damper sıcak kum yüklu. çubuklu boğazını geçmişim vermişim gazı. böyle çocuk mezarı kadar bir taş komuşum pedalın üstüne. ben basmıyorum anlayacağınız, evlat kaçıyor asfalt kovalıyor. şoföre kamyonu evlat gibidir. evlat dediysek hayırlı evlat ama. döşemenaltı'na 30 km kala iyice harlandim. yol tütüyor önümde. buhar buhar ıslak ıslak yağmur yağmur. sanki kemiklerim damlıyor, etim buğulanmış. çiğ tutmuş bedenim. saate baktım dedim ki "oğlum bustro, dragot şimdi hacreş'e tırmanıyordur. o anlar insan halinden. bulur serinletecek bir şeyler." çektim sağa aradım çınaraltı çay bahçesini. telefon çaldı açan o. tanıdık ses. dost ses. can ses. dedim

    -pınar orada mı?
    -hangi pınar?

    sessizlik oldu.

    -burada.
    -oooooooooohhh. antalya çok sıcak. kum taşıyorum.

    ferahladım. sanki evladı duşa soktum ben de damperde su oldum.

    haaa işte onu diyorum kıssadan hisse, anlayan anlar ne dediğimi. dragot derler yollar kurdu seneler evvel çekmiş restini, çevirmiş kontağı vurmuş kendini rampalara, virajlara, dağlara. şimdi diyeceksiniz biz de tanışmak isteriz dragot'la. biz de sohbetiyle serinlemek isteriz. o zaman gozunuzu dort acacaksiniz yollarda. bulacaksiniz kamyonunu. nasıl mı tanıyacaksınız onun arabası oldugunu? hahaha gülerim size. onun damperinde kazılıdır mottosu "ey yolcu akıllı ol kıyak bitti".
  • simit sarayinda kral ciplak diyebilen tek insan.
  • - dragot, fransızcada arabayla götürme için ayrı bir fiil var mı?
    - citroen.
  • sözlüğe yalan bilgi girmek kategorisinde bir sinerji geliştirmiş olduğu aşikâr bir grubun bir üyesi. bir. 1.

    bu grubun artık yazmadığı da aşikârdır. kim bilir belki bir gün dönerler de buralar şenlenir.

    yazdıkarını okuyunca önce bir "noluyor ulan!" oluyorsunuz. inanılmaz bilgiler edindiğinizi tam da zannederken birden beyninizin bıyıklı kısmı "hade len!" diyor ve duruma uyanıyorsunuz.

    çok başarılı.

    bir de şimdiki troll loncasının ürünlerinin kalitesine bakın. tabii adam psikiyatristmiş. (ya da değil) internet kullanım yaşı da düştü. (belki de kaliteli yazarların sözlüğü bırakmasının esas sebebi) belki büyüyünce şimdikiler de daha yaratıcı olur. penislerine eskisi kadar kan gitmediğinde mesela.
  • dezenformasyon müdürlüğü yayınlarının gelsenkirchen doğumlu kelle avcısı, şairi, şirket doktoru, biricik hatice teyzenin tüpçüsü. merhum tevfik bağlaçdağ'ın soru ekiminde yayınlanan sondan bir evvelki yazısından öğrendiğimiz kadarı ile aslında tıpçıdır. kendisine böyle hitap eden hatice teyze ki yaptığı kahvenin güzelliği sadece soru ekiminde değil birçok gazetede vurgulanmıştır, birgün kendisini kötü hissederken tansiyonunu ölçtürmek ister dragot kardeşimize. dragot o sırada fevkalade salon adamlarından marcus spencer ile randevusu nedeniyle hatice teyze ile ilgilenemediğinden adı tüpçüye çıkmıştır. çok iyi şarkı söylediği de bilinen mümtaz şahsiyetin, kim bu cem adlı makalesi ise annales de la faculté de sociologie de sorbonne'da yayınlanmış ve sonrasında paris'te düzenlelen bir panelde karşıt görüşleri savunan iki bilim kadını saç saça kavga etmişlerdir. başka bir ülkede ise parlamentoda düzenlenmiş bir gizli oturumda bir milletvekilinin diğer bir miletvekiline "kim ulan bu cem" diye silah çektiği söylense de, meclis tutanak dergisinde bu konuya dair hiç bir hüküm bulunmamaktadır. ilgili oturum şu ifade ile biter; salondan yükselen "kim ulan bu cem" sesleri...
  • #6979236 numaralı entrisiyle, sözlüğe varlığını likit kristal harflerle kaktırmış, emekli atari fan klübü üyesi.
  • şenliği, çalgısı, aklı, yeteneği 32 kısım tekmili birden roger da, ötesi şu:

    - dragot kuzum şurada yan gelip havalara bakalım mı?
    - 243 canım, ben zaten döşeği serdimdi...

    hoş gebeşler ola dragot reis paşa.
  • bundan yıllar evvel nigde belediye konservatuvari'nda talebeyken ne kadar cok yonlu bir mizaci oldugunu gostermisti. hep basariliydi. belliydi hayatin dragot'u bu noktaya getirecegi. en guzel kompozisyonlari o yazar, en guzel kompostolari o yer, en guzel kizlarla o beraber olurdu. sinifin arka siralarinda oturan birkac sefil soyle inlerdik... ah nerdesiniz guzel karilar...
hesabın var mı? giriş yap