• bizimkiler kadrosu filmin iskeletini oluşturuyor.
  • iki koca eskittim, bende ates hala har repligini gunluk kullanıma acan film
  • bu filmde zafer algöz'ün yatak odasındaki dolabın parçalayarak çıktığı sahne zirvedir kanımca; bir de meyhanede söylediği şarkılar...
  • zafer algöz'ün mükemmel performans gösterdiği bir film.hele kızdığı sahneler yok mu insanı gülmekten kırıp geçiriyor.
  • tam zamaninda veya daha oncesinde durusma salonunun kapisinda olursaniz dosya ve mahkeme durumuna gore ortalama yarim saat ila iki saat arasinda gec baslayabilen, birkac dakika da olsa gec kalirsaniz tam tayin edilen zamaninda baslayacagi tutan seydir.

    (bkz: aglamiyorum gozume bir sey kacti)
  • ülkemizde maalesef tamamına yakını gereksizdir. tanık dinlenmesi vs. bir olağandışı durum yoksa, avukatlar duruşmaya girer ve önceki beyanlarını tekrar eder. yazılı sistem geçerli olduğundan prosedür budur. 2-3 dakika kadar sürecek bir duruşma için 1-1,5 saat beklenir.

    es kaza müvekkil de duruşmaya gelmişse "bizim avukat hiç iş bilmiyor. duruşmada iki kelime konuşamadı" der. çok fazla amerikan filmi izlemenin etkilerinden ötürü duruşmada hararetli ve ikna edici konuşmalar yapılması gerektiğine inanırlar. halbuki türk hukuk sistemi ile anglosakson hukuk sistemindeki duruşmanın farkı, kelimelerin kökenlerinden bile anlaşılmaktadır:

    hearing - hear
    duruşma - durmak

    biz dururuz adamlar birbirini dinler. bu kadar basit.
  • bu filmde, duruşma boyunca arkada görülen arada fotoğraf çeken kısa saçlı, esmer bir gazeteci var. ben çocukken izlediğimde de aşıktım bu kadına, hala da öyleyim. film 99 yılında çekildi diyelim ve 99 itibariyle 25 yaşında olduğunu kabul edelim. 2010 yılındayız ve 36 yaşında olması benim için sorun değil.

    aradaki yaş farkını gözetmeksizin buradan evlenme teklif ediyorum kendisine, gerekirse 10 sena daha beklemeye hazırım. lütfen irtibata geçsin. nikah, düğün, balayı derken daha kaybedeceğimiz çok yıllar var ve ben daha fazla beklemek istemiyorum. yoksa duruşma çok dandik bir filmdir, o ayrı. ben size o filmdeki tek güzel şeyden bahsettim.
  • adliyelerdeki duruşmalar iyi izlenirse, günde 60-70 duruşması olan bir mahkemenin, dosyalarının neredeyse 2/3’ü bir yerden evrak gelmemesi, belge ve bilgi gelmemesi sebebiyle yapılan şekli göstermelik duruşmalardır ve çoğunlukla “davacı vekili geldi davalı vekili geldi, açık duruşmaya başlandı, nüfusa yazılan yazının gelmediği görüldüğünden duruşmanın .... tarihine ertelenmesine” şeklinde geçmektedir. acaba, tapudan, nüfustan, karakoldan bir yazının gelmesi için duruşma açmaya gerek var mıdır? duruşmalar delillerin toplandığı değil, delillerin tartışıldığı ve tarafların meramlarını anlattıkları yargılama kesitleridir. bunun dışında, zaten duruşmalar işlevini yitirmiş, ismi ile mütenasip durulan yerler haline gelmiş, getirilmiştir. avukatlar ne söylerse söylesin, hâkimler “dilekçemi tekrar ediyorum dedi” şeklinde zabıt tutmakta, çoğunlukla da avukatlar da işi çözecek etkili bir söz ve konuşa yerine dilekçelerini tekrar etmektedirler. bunun sebebi, hâkimin de avukatın da duruşmalara yeterli hazırlıkla çıkmaması, etkili ve doğru konuşma ile etkin dinleme alışkanlığının oluşmamasıdır. oysa adil yargılanma hakkının temel unsurlarının başında hukuki dinlenilme hakkı gelmektedir. eğer duruşmada dilekçeler tekrar edilecekse neden duruşma yapılmaktadır? bu söylenenler dikkatle incelenir, gereği yapılırsa sorun çözülecek 60-70 duruşma sayısı 10-20’ye düşecektir. "

    yazan: doç. dr. muhammet özekes
    kaynak: http://www.barobirlik.org.tr/…kuk_vicdanveahlak.doc
  • melih kibar'ın saat sabahın dokuzu albümünde yer alan, aynı isimli filmin soundtracki de olan naif şarkı.

    albüm kartonetinde; "bu şarkıyı dinlerken kendinizi bir kasaba düğününde hayal edin, derme çatma bir orkestra, öne çıkmaya çalışan bir davulcu, etrafta koşuşturan çocuklar, sadece düğünlerde ruj süren kadınlar..."diye bir not düşmüştü rahmetli, ben hayal ettim ve yüzde yüz çalışıyor. :)

    işte o soundtrack
  • (bkz: ampır)

    memduh başgan'ın unutulmaz repliğinin de geçtiği 1999 yapımı türk filmi.

    rutkay aziz efsane piç avukat rolü oynamıştır.

    --- spoiler ---

    meltem cumbul'un rolü ise prensesler gibi yetiştirilmiş, afrodit cinselliğindeymiş gibi davranan aslında frijil bir kadın.

    kendini sürekli karısının eski eşini düşünürken bulması. cinsiyetinin birey olmasını sağladığını düşünmesi. bunlarla birlikte toplumun belirlediği rolü yerine getirememekten korktuğu için cinsel disfonksiyon yaşamıştır. bunun sonrasında zafer algöz yani selami sanrılara kapılmış psikolojik açıdan daha kırılgan olmuştur.

    nazan'ın annesi eş seçimini mal mülk üzerinden yapmakta, nazan da eş tercihini selami olarak belirledi, onunla birlikte olma arzusundan anlaşılabilir. ancak cavit'in ilk başta nazanla evlenmesi birazcık havada kalmış. o yüzden cavit'in olaylar üzerinde sadece şaşırtıcı bir etkisi oldu.

    cavit çekinmeden cinsel brlikteliği yaşamadığını anlatıyordu. o yüzden hiç sanrılara kapılmadı yansıtma ve ya inkar yoluna girmedi. selami ise çevresine verdiği stress onun kendi başarısızlığını yansıtması idi.

    en sondaki kötü şarkı ise müthiş bir kara mizah
    --- spoiler ---.

    (bkz: iki koca eskittim bende ateş hala har.)
hesabın var mı? giriş yap