5 entry daha
  • portekiz'e gitmem gerekti. bunların büyükelçilikleri de ankara'da, bizzat oraya başvurmak gerekiyor. üstelik pasaportu da gelip elden almak gerekiyor. hadi lan deyip fransa'ya başvurdum, çakallar gibi oradan aldım vizeyi. ertesinde de münih üzerinden lizbon'a uçtum. kakara kikiri günler geçti. geri dönüyorum. türkiye'ye istediğim tarihte direk uçuş olmadığı için yine münih üzerinden geri dönüyorum. işte özne olan pasaport polisiyim o halde neden şüphelenmiyorum diye kendisine telkin veren ibne alman polisi burada karşıma çıkıyor. grup halinde gitmiş idik. kimse sorun yaşamadan geçip giderken ben genç bir polisin olduğu bankodaki sıraya geçtim. pasaportu eline alan gözlüklü alman polisi önce bana baktı sonra vizeye ve giriş çıkış damgalarına baktı, kafasını salladı ve

    sarı pipi: tekrar avrupa'ya gelmeyi düşünüyor musunuz?
    peder zickler: bilmem.
    sarı pipi: vizeniz mayıs 2008'e kadar devam ediyor. planınız yok yani?
    pz: yok belki gelirim bilmiyorum.
    pipi: hmm ama fransa'ya da mı gitmeyeceksiniz?
    pz: şu anlık öyle bir planım yok.
    pipi: ama fransa'dan vize almışsınız.
    pz: ha evet istanbul'da portekiz konsolosluğu olmadığı için fransa'dan almak zorunda kaldık.
    pipi: evet ama neden fransa'dan aldınız? fransız elçiliğindekiler böyle yapacağınızı biliyorlar mıydı? (herif elindeki damgayı da kenara koydu bu arada. hayır anlamadığım adamın ülkesine girmiyorum transit geçiş yapıyorum allahsız pezevenk)
    pz: tabi ki biliyorlardı canım.
    pipi: ben nereden bileceğim bildiklerini.
    pz: telefon açıp sorun o zaman.
    pipi: böyle olmaz bu işler. bana belgeleri göstermeniz gerekir. çünkü fransa'dan vize alabilmeniz için onlara fransa'da bir şehre gittiğinize dair beyanat vermiş olmanız gerekirdi.
    pz: ama sonuçta bu kural dışı bir şey değil. schengen deniyor bu vizeye benim bildiğim kadarıyla bir çok avrupa ülkesinde geçerli öyle değil mi?
    pipi: evet ama yanlış beyanat vermiş olabilirsiniz. fransa'dan alıp portekize gidiyorsunuz çok saçma.
    pz: (gerildim artık, arkamı dönüp bir off çektim) amına koyim ya (türkçe)
    pipi: ne dediniz?
    pz: hiçbir şey türkçe bir deyim. can sıkıntısında söylenir.
    pipi: siz bu kadar iyi almanca nasıl konuşuyorsunuz? almanya'da mı yaşadınız?
    pz: (ulan amına kodumuna bak ya) hayır almanyada öğrenmedim. türkiye'de öğrendim.
    pipi: aksanınız nasıl bu kadar iyi, almanya'ya gelmiyor musunuz?
    pz: hayır ülkenizi sevmiyorum. türkiye'de öğrendim çok zor bir dil değil.
    pipi: sevmiyorsanız burada işiniz ne?
    pz: yahu burada işim yok ülkeme dönüyorum ben transit geçiş, siz neden şüpheleniyorsunuz anlamadım ki.
    pipi: şüphelenmem için bir çok sebep var aslında.

    ibne polis burada tipimi de kast ediyor. hani yakışıklı ve seksiyim tamam, ama sakallar işi bozuyor, biraz fazla ortadoğulu gibi gözüküyorum.

    pz: bakın ilk defa çıkmıyorum yurt dışına. orada bir sürü vize giriş çıkış daha var görüyor musunuz?
    pipi: konumuz onlar değil. fransadan vize alıp portekize gitmeniz sorun.
    pz: ne yapacağız ya?
    pipi: bilmiyorum. fransa konsolosluğu sizin portekize gitmeyeceğinizi bilmiyordu sanırım.
    pz: tabi ki biliyorlardı (yalan) iş gezisi bu. bir konferansa gitmemiz gerekiyordu. davet mektubu filan hepsini verdim fransaya.
    pipi: görebilirmiyim o davet mektubunu.
    pz: nasıl ya dalga mı geçiyorsunuz. fransa konsolosluğuna verdim diyorum o yazıyı. arayın onlara sorun o zaman.

    bu arada da yandan millet akbil basıp geçer gibi geçmektedir. sinirlerim tavanda ama kötü bir söz söylememek için azami çaba sarfediyorum küfretmemek için, yarım saat sonra kalkacak uçağı bana kaçırtmak için beni sorgu odasına almayı düşünecek ibne polise. bu sırada da yandaki bankoya beraber seyahat ettiğimiz sevgili aykut ışıklar da geldi. o da bakıyor acaba sorun ne diye. o öyle bakarken onun bankodaki polis de onun bana baktığını görmüş ve olaydan işkillenmiş. benim polise bir şeyler sordu. sonra dönüp aykut ışıklar'a sormuş. "niye bakıyorsunuz ona?" diye amına koyim herifler iyice çete sanmaya filan başladı. aykut ışıklar da tvnin dışında ikili muhabbetlerde harbiden komik olabilen birisi. sonradan konuştuğumuzda anlattı. polis ona öyle şüpheli sorunca bana bakmaya devam ederek, beni kınıyormuş gibi kafasını iki yana sallamış ve cık cık cık yapmış sanki yazıklar olsun der gibi. hahah polis de basmış damgayı aykut abiye var yoluna git demiş. ben de halen debeleniyorum bu arada.

    pipi: uçak biletinizi görebilir miyim?
    pz (bir şey demeden uzattım bileti)
    pipi: buraya geliş biletlerinizi de görebilir miyim?
    pz: (mal mal suratına bakarım sıfıtanı sıçayım senin der gibi) yok
    pipi: elektronik çıktısı da mı yok? buraya geliş biletinizin elektronik çıktısına bakmam lazım.
    pz: bilmiyorum yoklar burada.
    pipi: puff. hmmm mmm. sizi göndermemem gerekiyor.
    pz: sizin evinizde mi kalacağım?
    pipi: (ters ters bakar)

    öfledi püfledi bir süre. bilgisayarında bir boka klik kilk yaptı hiçbir şeye bakmadığı halde. sonra istemeyerek bastı damgayı. bunu özellikle yapan ibneler var. rahatsız oldukları konu, vize vermemek için ellerinden geleni yaptıkları halde bu kadar basitçe ülkelerine girilmesi. ifrit oluyorlar buna. özellikle avusturya almanya ve polonya gibi ülkeler fitil oluyorlar buna. ibneler.

    türkiye'deki polis de bir o kadar cooldu. aldı pasaportu bastı damgayı sakızını çiğneyerek bir göz kırpıp verdi pasaportu hiçbir şey demeden. ben de işaret parmağımla onu gösterdim ayak üstü hiphop klibi çektik herifle.
878 entry daha
hesabın var mı? giriş yap