kesif
-
arapça kesâfet “kalın, sık, yoğun olmak”tan kesif,
1. koyu, yoğun.
örn. --> toz bulutları o kadar kesif ki arkalarında kalan türk semâlarının tatlı mâviliği görülmüyor. (bkz: ahmet hâşim)
2. sık.
örn. --> mahzun kız parmağı ile evvelâ üsküdar mezarlığını, o kesif servileri, sonra marmara’nın âfâk-ı dûrâdûrunu göstererek mendili gözlerine kapadı. (bkz: hüseyin rahmi gürpınar)
3. şeffaf olmayan.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap