ekşi sözlük yazarı

• bloodborne oynamış olanlar bilirler. -buradan sonrası spoiler- yharnam isimli kasabada bir canavar avcısı olarak oyuna başlarsınız. fakat, kasabada dolaşırken oyun gereği canice öldürdüğünüz npc'ler, canavardan ziyade insana benzemektedir. siz onlara doğru yaklaşırken, "away! away!" diye bağırır, meşaleleriyle sizi savuşturmaya, kaçırmaya çalışırlar. oyuna yeni başlanan bu aşamalarda tecrübe kazanmak için bu kişileri öldürmek durumundasınızdır, fakat çaresiz ve korkmuş halleri size "yahu acaba oynadığım karakter kötü birisi mi?" ve "yahu acaba ben kötü birisi miyim?" gibi sorular sordurur. çünkü öldürdüğünüz kişiler zararlı görünmez gözünüze. siz ortama girene kadar gerçek bir agresiflikleri yoktur. yalnızca ellerindeki meşaleler, direnler ve satırlarla boş boş dolaşır, devriye yaparlar. yalnızca sizi fark ettiklerinde zararlı hale gelirler.
  
  bu devriye gezen kasabalıyı öldürüp, ışığı yanan evlerin kapısını tıklayıp mahalle sakinleriyle konuştuğunuzda ise anlarsınız ki öldürdükleriniz aslında kendilerini rahatsız eden canavarları öldürmek için sokağa dökülen, fakat sonrasında canavarlaşan ve bu durumlarının farkına varamayan kasaba sakinleridir. masum, henüz canavarlaşmamış olan halk evinde oturur, kapısını kimseye açmaz, akıl sağlığını korumaya, canavarlaşmamaya çalışır. fakat çoğunluğu başarılı olamaz.
  
  ekşi sözlüğe pek girmemeye çalışıyorum, çünkü yazarların büyük çoğunluğunu hiç güzel yazmıyor. kimse yazdığı şeyin üzerine düşünmüyor, "yahu şimdi bunu neden yazdım, burada ne anlatmak istedim?" diye kendine sormuyor. kimse yazdığı şeyi bir iki kere baştan sona okuyup imla, gramer, mantık hatalarını düzeltmiyor. bunları yapanların yazıları ise gizli saklı kalıyor, çünkü okuması ve anlaması zaman alan bir metin kimsenin ilgisini çekmiyor, çekemiyor. sözlük yazarlarının favorileri; üç kelimeyi geçmeyen bakınız esprileri, klişe tespitler ve haber okunmadan girilen haber entryleri. (bir şeyi okumadan neden onun hakkında entry giriyorsunuz arkadaş neden?)
  
  popüler olmayı başarabilen bir tanım ya da ince elenip sık dokunmuş bir entry görmeyeli sanırım yıllar oldu.
  
  bu olumsuzlukları yapan yazarların büyük bir kısmı, aslen bunların karşısında olmak üzere yola çıktı, fakat onlarla savaşırken onlara dönüştüler ve bu durumun farkında değiller. dönüşümlerinden sonra aralarına yeni canavarlar katıldı, onları da bağırlarına bastılar ve hep beraber yollarına devam ediyorlar. solda "yazılımcılığın kopyala yapıştırdan ibaret olması" diye bir başlık var şu an. üzerine tıklamak istemiyorum. çünkü okursam bir şeyler yazmak isteyebilirim. ve bu üzerinde otuz saniye bile düşünülmemiş, ecnebi sosyal medyasının bir köşesinden araklanmış dandik tespite karşı durmaya çalışırken ister istemez agresifleşecek, ve üzerine otuz saniye düşünülmemiş entry'mi gireceğim, ben de canavarlaşacağım.
  
  çabuk tüketilen, çabuk anlaşılan, fakat ardında hiçbir şey bırakmayan yazılar kalabalığıdır artık ekşi sözlük. aslında çok uzun zamandır böyleydi. belki ben ilk defa yazar olduğumda da böyleydi. yer yer canavarca davranışlar göstersem de tamamen canvarlaşmadan yıllarımı geçirmeyi başardım. bu yazıyı okuyan, içinden "beğenmiyosan sigtir git amuğa goduğumun" diye geçirenler, gözünüz aydın, gidiyorum.
  
  bu veda yazımda aptallığa, pespayeliğe, kalitesizliğe ve ahmaklığa karşı koymaya çalışırken nasıl onlara dönüştüğümüzü ve farkına bile varamadığımızı anlatmak istedim. her konuda çok kolay provoke oluyoruz, ve aptalca düşüncelere karşı koyalım derken onlara ses veriyoruz. dahası, aptalca bir fikirle akıllıca mücadele etmek çok mümkün değil, bunu unutmayın. sizi provoke etme niyetinde olan birisini mantığa davet edemezsiniz, ona uyum sağlayarak çirkinleşmeniz gerekir, bu durumda da mağlup olursunuz.
  
  edit: bundan sonra gidiyorum, söz. ama yine kendimi tutamadım. altımdaki cevap niteliğindeki entry'e bakın. dahi anlamındaki de'yi ayrı yazmaktan aciz, bir de "knk tm sn git yha s." diye laf sokuyor aklınca. canavarsınız oğlum, yazımda ciddiydim, hemen altıma 4 dakika sonra gelen entry de haklılığımı kanıtlıyor.