3010 entry daha
  • ne zamandir bekliyordum, bunca yazidan sonra eksi sozluk basligina gelmeyi ve olgun, huzunlu, edebi bir yorum yapmayi hakedecegim ani. soyle "kah gulduk kah agladik"li, muthis gozlemlerle dolu bir ozet, bir nevi "st augustine itirafci olacagina nutuku yazsaydi ne olurdu" alistirmasi, gravitas akacak her yanindan.

    yok oyle bir yazi. zamani gelince girilen bir bilge kizilderili rolunun varligini, daha onceleri yuzlerce kisinin ayni zorunlulugu ayni sekilde hissetmis olmasi ihtimalini farketmek zaten herseyi bastan bitirdi. onun yerine farketmeden girmis oldugum baska kaliplardan siyrilmak ve bu second comingin bol bol soylenmek suretiyle tadini cikarmak istiyorum.

    edinilen roller insanin o ana kadarki dogasiyla burada karsilastigi tepkinin bir diyalektigi sonucu gelisiyor. mesela halihazirda begenilme istegi var, guzel bir yazi yaziliyor, ilk feedback aliniyor (geri bildirim demedim diye dudak bukenlerin dudagi buzulup kalsin), onun yarattigi beklenti uzerinden sekilleniyor sonraki yazilar ve goto 10. mesela bu goto 10'u niye aciklama ihtiyaci hissediyorum, sikimden assagi anlamayan anlamasin niye diyemiyorum tum kalbimle, niye sikimden assagi yazdigim icin mahcup oluyorum kismen? kufur edersem birilerine ayip oluyor, ingilizce yazsam baska birileri icin aciklama geregi var, her konunun her acisini analiz etmeden biraksam bu sefer kendim icin eksiklik hissediyorum. cok yavsak espriler yapsam birisini, cok didaktik olsam baskasini hayalkirikligina ugratiyormusum gibi geliyor.. kimsenin gozu ustumde olmasa da o karakter bir kere oturunca insan kendi kendisinin polisi oluyor. komik ama seviyeli, zeki ama alcakgonullu, bilgili ama eksi, yarrak ama kurek..tutturacak cok denge var.

    baslardaki esnekligin yerini yavas yavas "size hic yakistiramadim" korkusunun almasini kendime hic yakistiramiyorum. beklentilerin kolesi olmak kacinilmaz gibi. eksi sozluge yahut mahlas arkasina "saklanilan" herhangi bir medyuma has bir durum degil bu, hayatin kendisi boyle. insanin da en nihayetinde karakteri, bu etkilesim diyalektiginden ibaret ve masum bir iltifat dahil tek yahut cift yonlu her turlu iletisimle iki alakasiz insanin birbirini boyle endirekt yollardan, bilincalti subversionlariyla, gerilla gerilla etkilemesi ilginc bir durum. ornegin biri "sozlugun en iyi yazarlarindan birisin" derse, o ana kadar o sifati o kisiye gore (o o o) kazanmami saglamis ozelliklere bir yenisi ekleniyor ve belki bu digerlerinin "harmonisini" bozacak. quantum fizigindeki belirsizlik ilkesi gibi, gozlemin kendisi parcacigin ozelliklerini degistiriyor.

    bu etki all-pervasive. mesela hayatimi ogrenmek/merak uzerine insa etmisim, bu yolculuk esnasinda got olmamin yahut herkesin kahramani beyaz atli prensi olmamin bir onemi yok diye yuz kere tahtaya yazmisim. ama bu mantraya sadik kalmaya calismak bile, kafa yormus olmak bile yani o pervasivenessi kanitliyor. bu disiplin bilincli bir caba sonucu olusuyor ve stres yaratiyor, refleks veya dogal egilimle gelen eforsuz bir basari degil.

    bu isin boka sardigini anlamanin daha kisa bir yolu su sozu hatirlamak: gercek hayatta sanal hayatta oldugunuzdan daha gercek olacaginiza paranizi kaybetmeyi tercih ederim.

    yani bir konu hakkinda yazarken iki kere dusunmeye baslamissam yillarca "yatirim yaptigim" nickime zeval gelmesin, hayranlarima bakip "cok mesudum, beni sizler yarattiniz" diyebileyim diye, ote yandan gercek hayatimda da tam istedigim gibi sevdigim seyler ve degerler ugruna maymunluklardan maymunluk secen ve hic gocunmayan biriysem burada bir takim tadilatlar gerekmekte. aksine sanalda daha rahat olmam lazim, lebowski gibi takilmam lazim. hatta lebowskiyi gec ailemizin nihilisti karl hungus gibi havuz yataginda baygin baygin yatmam lazim (because that's exhaustive)

    artik isin dinamigini biraz degistireyim, fed mudahale etsin piyasanin gel gitlerine birakmasin nickimizi, borclarini ustlenip restructure etsin sirketi. bir manifestoyla baslayayim:

    1) sozluk manifestolarinin her maddesinin komik, eksi, zekice, orjinal, kufur dolu veya kufurden yoksun olma, baris/kardeslik/iyi duygular ogutleme, yabanci kelime icermeme zorunlulugu olmamali. (benimkiler oyle ama tesaduf bu)

    2) case in point...vaffanculo!

    3) uc noktalar bangir bangir "espri geliyor" diye bagiran abuk isaretlere donusmus durumdalar, bir de laughing track olsa tam olacak. bunlari idareli kullanin (burada bir tane daha olmasini bekleyenler dovule)

    4) birden fazla unlemi arka arkaya kullananlardan tum benligimle nefret ediyorum. bu entryleri gordugum yerde kotuleyecegim, yazarini taciz edecegim. nasil ki forward maillerin basliklarinin all caps olmasi seni daha hakli yapmiyor, unlem sayisi da kimsenin ataturk sevgisini pekistirmeyecek

    5) noktalamadan devam, insan karakteri hakkinda onemli ipcular veriyor: (bkz: parantez icinde unlem kullanilmasin kampanyasi). kampanyasini bos ver de ben bunu kullananlarin iq'sunun ortalama ustu olabilecegini sanmiyorum. bu cikarimi bayagi ciddi bir yuz ifadesiyle yaptim. juvenile ranting olmasin diye uzun uzun dusunuyorum ama kafamda oyle tipler canlaniyor ki, yeni yildan beklentilerini sorsan dunya barisi diyecek, her bayramda ayni generic sms'i herkese yollamayi iyi sosyal iliskiler etigi olarak belleyen tipler. ikinip 40 yilda bir sarkastik olmussun, onu da boyle bok etme. espri yapip arkasina kocaman pun intended levhasi koymak gibi birsey. hele bir de bunlari ilkokul seviyesindeki politik yorumlara koymuyorlar mi, "bu liboslar yeterince beklerlerse abd belki onlara da demokrasi (!) ve baris (!) getirebilir". oy kullanmayin.

    6) sozluk genel olarak boktan bir yer. yedinci, sekizinci, onsekizinci neslin sucu degil, ben girdigimde de oyleydi. ilginc insan sayisi boyle "firlama" bir grup icin cok az. ozellikle erkekler bayagi okuz. kufur yonunden degil -yarrak got am- yazacak seyleri olmayisindan. cunku turkiye kotu bir ulke, birikime olanak vermediginden dinlenmeye deger soyleyecek birseyi olan pek kimse cikmiyor.

    ayni anda hem asiri amerikan, hem asiri milliyetci, hem asiri tutucu olan fakir bir ulkede, normal cehaletin ustune temelsiz kapitalizmin getirdigi yuzeysellik tuz biber olmus. o sacma sapan aga dizilerini veya sabah programlarini izleyen, ornegin mizah duygusu veya estetik uzerine dusundugunun on katini her sezon besiktas teknik direktoru icin dusunen, internet elinin altindayken kose yazisi diye duzenli olarak bekir coskunu filan okuyan adam sozluge gelince da vinciye donuserek bizi ilim irfan ufuklarinda gezdirecek degil tabii. okan bayulgen yaziyor, futbol kari kiz yaziyor, sevgilinin bilmemne olmasi hakkinda veya "dinleyince enfaktus kaptiran enfes sarkilar" gibi basliklar aciyor. benim boyle dingillerle ne ortak yanim olabilir, raki masasinda oyuncu transferlerinin analizini mi yapicam? ne demis cia ortadogu burosu caycisi birand: turk raki masasi turklere birakilmayacak kadar degerlidir. ulkenin entelektuel kurakliginin sozluge yansimasi normal oldugu icin de mesela abd, bati, ab, iran, vs hakkinda internetin turkce kisminin yuzde 95'ini isgal etmis bulunan yorumlar rafine edilmeden aynen aktariliyor.

    boyle bir ortamda, kendim de dahil bir konuda uzun ve bilgilendirici entry yazanlara hayret ediyorum. ben eskiden bunu "gunluk niyetine yaziyorum, kendim icin, baskalari onemli degil" diye rasyonalize ediyordum. artik o da kesmiyor, resmen biktim. beni yildirmadilar, bir komplo filan yok, cevreden baydim. endirekt bayginlik. on tane kitap okumussam, guzel film izlemissem birini yaziyorum, o da zorla. eski entryleri de o copluk gibi basliklara nasil bir azimle yazmisim, kalp krizi gecirmeden tamamlamisim hayretler icindeyim. simdi ilk cumlede tikaniyorum ortalamanin dumbuklugunden, yarida kalmis yazilarla kitap basacagim nerdeyse.

    [bu manifesto maddesi gibi olmadi. bundan sonra ortada bir emir/dilek kipi olmali]

    7) daha once yuzbinlerce kez verilmis bir bkzi halen ilk gunku sevkle verenlerin omuriliklerinin bilim adina degerlendirilmeleri lazim, cortexi ele gecirmisler, kafatasini zorluyorlar muhtemelen. hanim kos tufegimi getir, hakkinda bu kadar cok entry girilince, ne diyem mahmut mu diyem, vay anam vay neler donmus serhat ya, anket yapmisiniz canlar ve benzerleri. bot musunuz insan misiniz, allah caninizi alsin.

    bunlarin yaninda su kisilerin de kisirlastirilmalari lazim:
    -pavlovun kopegi gibi mutemadiyen zihniyetli, modelli baslik acanlar. ne zaman gececek bunun modasi, ne zaman insanlar civili cizmelerle civciv yerine bunlarin kafalarini ezecekler.
    -scroll etmeden bir bakista gorulebilen bir alanda ucten fazla "tanimam etmem ama"yla cumle baglama rezaletine istirak edenler (hepsi, ilk tasi atan gunahsiz dahil, her koyun herkesin bacagindan asiliyor ayni anda)
    -iki gidimlik bir entrye zamanindan otesinden aglayarak iki paragraf aciklama editi girenler. kardesim kimsenin umrunda degil, zaten entrynin orjinal kismi da luzumsuzdu. hele bu editlerine "karma icin agliyorsam namerdim"le baslayanlari (ben de bir kere yapmistim, halen pismanliktan sirtimi kirbacliyorum sabahlari) kisirlastirma yetmez, halihazirda cocuklari varsa allaha iade edilsinler. ilahi adalet varsa bozuk malin iadesi de mumkundur.

    8) bot dedim aklima geldi (manifesto yaziminda spontan planlama), her sene birtakim uretken insanlar calisip ilkel yapay zeka botlari gelistirirler, alice gibi. bunlarla muabbet edersin, daha cok kisi ettikce cevaplar daha gercekci olur, fikir bu. peki bu botlarla olan diyaloglarini sozluge tasiyanlarin yuzde 90inin geri dondurulemez derecede angut olduklarini biliyor muydunuz? bir kere bana ne? senden once besbin kisinin ayni seyi yaptigini goruyorsun, o sikik diyalogunda ne var da kendine guvenerek yapistiriyorsun ve kabus gormeden uyuyabiliyorsun geceleri? tabii ki neredeyse hicbiri komik degil. bu kadar hiyardan birinin de sansina komik bir takim harf kombinasyonlarina denk gelmemis olmasi inanilmaz. oraya maymunu koysan (ai yerine degil) eninde sonunda -bir shakespeare eserinden hemen sonra- ilginc bir diyalog cikarir. bu haliyle nicklerini saklasalar, kimin ilk nesil primitif yapay zeka oldugunu anlamak bile zor. isin gercekten korkunc yani su ki bu gorduklerimiz, kisinin gurur duyduklari, insanlikla paylasmaya deger gordukleri. kim bilir uc bes tane aktif hucresi bulunan beyninin derinliklerinden ne gibi cevherler cikti da bizim haberimiz olmadi, olmayacak.

    9) bu tip seylerden sikayet edince "o zaman okuma" diye cikisanlar olabiliyor. sen onun avukati misinla baslayip adamin gol diyorla biten, aralarda "o da yazmasin", "sen de o zaman bu sikayetimi okuma, duduk" gibi highlightlar barindiran cirkef bir oyuna girebiliriz. fakat daha efendi olayim: derdim, birilerinin kotu entryleriyle goz zevkimi bozmasi, tapusunu aldigim sozluk arazisine izinsiz gecekondu dikmesi degil. boyle bir entrye/esere yol acan bir takim dusunce dizisinin, bir insanin beyninde vuku bulmasidir asil sorun. adama internet veriyorsun, yapay zeka veriyorsun, gidiyor "fuck you" "why are you so mean" diyalogunu kim bilir kacinci kez oraya koyuyor. niye kardesim ve daha onemlisi nasil boyle oldun? nature vs nurture tartismasina isik tutabilecek, bilime esik atlatacak kadar sig olmanin sirri nedir?

    hic kimsenin dusen agaclarin sesini duyamadigi bir ormanin ortasina gidip igrenc bir heykel dikersen, o heykeli kimse gormese de, ve hatta bu yuzden o heykel hicbir fotonu yansitmasa da, birilerinin onu o kotu haliyle dizayn etmis olmasi gercegi degismeyecek.

    10) asdfasasaffsdfdfs diye gulme efekti kullananlarla gercek hayatta tanismak istiyorum. tabii ki hahaha hehehe diye guluyorlardir asdafsafa diye gulecek halleri yok, onun icin degil zaten de genel muhabbetleri nasil onu merak ediyorum. yani , ne bileyim cep telefonu melodileri nedir (bangir bangir polifonik 50 sentse direkt recm), email adresleri nedir, genel yavsaklik seviyeleri ne durumda, bunlari merak ediyorum. &qppqpqpqpq& (merak efekti bu da)

    11) burasi tdk internet sayfasi degil. yani her dilden konusmak serbest olmali. mesela:
    -fuck you
    -why are you so mean?
    -my abusive alcoholic father blamed me for my mother's death during childbirth and my foster home was nambla headquarters..so i have to take it out on someone
    -sounds a lot like my story

    burada herseyi anlattim. ingilizce bilseydiniz, gulmekten yerlerde surunuyor olurdunuz. surunmuyorsunuz; aksine gururlu, dimdik ayaktasiniz ve mal gibi bakiyorsunuz. daha cok bakarsiniz. en azindan gazete okuyabilecek seviyeye gelmeden ne gezdiginizden birsey anlarsiniz, ne okudugunuz yeter. abartiyorum tabii ama cok degil. ogrenin, essek olmayin.

    konuya donersek, "execere ediyorum tabii ama cok degil" diyen birini vurmak caizdir. ama otesinde bir duyarlilik, bir sonraki fetvanin sizin hakkinizda olmasina neden olur. mesela political correctness yerine siyaseten dogruculuk demekte direten, baskasini da uyaran psikopatlari herhangi bir kitle iletisim aracindan uzak tutmak kutsal gorevinizdir.

    bunun basit bir nedeni var: burasi haberlesme ortami. ben araya kelime serpistirmeyi gectim, entrymin tamamini ingilizce yazsam, ortada kulturel referanslar dahil herseyi anlayacak birileri var mi, var. ispanyolca yazsam? var. ben yokum ama birileri var, vale? derdimi o sekilde daha iyi ve hizli anlatiyorsam, ucuncuye ne yapmak dusuyor? esperanto ogrenmek dusuyor (yapici elestiri).

    [not: bu arguman, noktalama isaretleriyle ilgili yasaklarimi delmekte kullanilamaz, cunku el pueblo unido jamas sera vencido]

    12) siz diye hitap edenler. bol bol kufur/argo iceren bir yazi hakkinda mesaj atiyorsaniz, oradaki fikirler hakkinda konusuyorsak, sizli bizli asamayi coktan gecmisiz demektir; mesela bu entryme referans gosteren bir mesajda siz yerine sen kullandiginiz icin size veya senlere bozulacak kadar sizofreniksem zaten benle iletisim kurmamaniz daha dogru bir davranis olur.

    ters kose uyarisi: kanka/oglum/lan diye muhabbete girmeyin magara ayilari. hele kanka lafindan tiksiniyorum. ekranda gordugum zaman cidden suratim eksiyor; duydugum zaman kulaklarim iltihaplaniyor, uc gun denge sorunu yasiyorum. bir gun ustunuze yikilir, doverim.

    13) msn: yok. olsa da vermem. facebook var mesela, onu da vermem. virrmem. hem de ne fotolar var, ne yorumlar yaptim, arkadas ortamim enfes, 19.yy paris salonlari gibi guzel ve birikimli insanlarla kayniyor, dolu dolu yasiyoruz. ama vermem. ne konusucaz kardesim surekli, sozlugun yetmeyecegi kadar ne anlatacagiz birbirimize?

    hani belki kiz isleri olur veya zirve olur veya ikisi birden. bir kere nickinden anlamiyorum kiz misin degil misin, dunyanin obur ucundayim ne zirvesi, zaten bana tapan muk kemmel bir kiz arkadasim var. ustelik pipim ufak (pipi yani, cuk bile degil) ve seks sevmiyorum ve gece hayatindan hazzetmiyorum ve arabami yikatmiyorum ve dolunay zamani evden cikip 3-4 gunlugune kayboluyorum ve cocuklari sirin bulmuyorum hepsi birbirinin aynisi ve aptal, hediye almam, dogumgunlerini hatirlamam, yildonumlerini umursamam, alisveris icin zirnik koklatmam, zirt pirt seni seviyorum demem, askim/hayatim/bir tanem/bocugum vb hitaplar etmem, ailenizin kandilini/bayramini/kadir gecesini/imsak vaktini falan kutlamam, kiskanmam, kiskanilmaya gelmem, bir gecede ikiden fazla gelemem, ayni yatakta yatmam, yatarsam baslangic disinda sarilip uyumam (kolum agriyor, kasik pozisyonunun maksimum suresi 10 dakkadir), sarhossam horlarim ama katiyen horlatmam, kavgaci degilimdir ama kapris yapanin agzini cart diye yirtma sahnesini defalarca hayal ederim, el kaldirmam ama kas kaldiririm ve tehditkar havalara burunurum, sonunda kapiyi carpar giderim, anahtari unutmussam hic utanmadan zili calar ve isterim, aldatmam ama prensip yuzunden degil tembellikten ve talep dusuklugunden, aldatana da hicbirsey yapmam, allahindan bulsun derim ama onu bile icten soylemem, oyle ruhsuz bir herifim. evet, bunlar kafaniza yattiysa resumeleri gonderin bakalim (cv demedim bak, demek ki?). yalniz yemek yapar, bulasik/camasir yikarim, bunlari resumenizin ustune koymayin, domestik hayvan ilani degil bu.

    14) first amendment : okuyucu mektuplarindan geliyor: "kli$e tespit etmenin kli$e bir eylem haline gelmesi meselesine manifestosunda yer vermesi gerek bence.. yani "tanimam etmem ama" kalibini ele$tirenler kalibin kendisini kullananlardan daha kalabalik bi kitle haline geldi"

    troll muessesesi bu konuda takdire sayan. yeni browserlarda dont feed the troll uyarisi zaten standart geliyor, bunun uzerine usanmadan troll farkindaligi icin cabalayan kardeslerimizi katletmek nefsi mudafaa sayilmali.

    15) ikinci amandman: ilginc bir kavrami aratiyorum, isim benzerligi bulunan sarki sozlerinden, muzik gruplarindan, dizi karakterlerinden baska birsey yok. eski diziler, sarkilar olsalar neyse, hepsi son 10 senenin urunleri. "bir de ayni isimli soyle birsey vardir" diye selam verip devam etseler neyse, hepsinin olayi o referanstan ibaret. 300 senelik john locke'un basliginin yuzde 85'inin lost olmasinda (saydim belki, 190 entryde 30) emegi gecen herkese obur yanagimi uzatiyorum, tahtaya boylu boyunca yatiyorum.

    16) ucuncu andic: gecen haftanin en begenilen entrylerinin yarisindan fazlasini begenmiyorum. gecen haftanin en kotu entrylerinin asagi yukari yarisindan azini begenmemezlik etmiyorum. o yuzden bu listeler yanlis. hele kufurden ibaret tek cumle birsey degil de duzgun bir dille yazilmis en az bir paragraflik bir parca en kotulere girmisse iyi olacagi kesin gibi. genelde bunlar terorle, ermenilerle, dinle ilgili oluyor. veya bu konularda tabu yikmaya calisan zibidilerin kotu ironileri. ama en iyilere giren, neredeyse (!)'lerle bezenecek kivamdaki ironilerden daha kotu degiller.

    bu listelerin zaman zaman futbol entryleriyle isgal edilmesi tabii alisageldigimiz bir sezonluk embesillik hali. niye gidip bunca sene sonra 6assaray yaziyorsun, arada hic mi buyumedin, hic mi bu dandik espriler sana doygunluk getirmedi, ne bicim bir arrested developmentmis bu ya (teknik terim kullandim, kazandim, 8esiktasa cevirdim seni). peki baskalari niye onu ciddiye alip okuyor, oyluyor, mesajlasiyor?

    ben bu futbol kavgalarinda taraflarin olumcul silah kullanmalarini tum kalbimle destekliyorum. racon kesicem diye kaba ete bicak takmayin, direkt kafa kesin. hatta emanet yetmez, tankla, topla, agir sanayi hamlenizle gelin kavgaya. kurutun birbirinizin kokunu. en son meydan savasinda sag kalanlarda gencliklerini boyle heba ettikleri icin geberene kadar benim gibilere garsonluk yapacak, golf cantami tasiyacaklar. sikerim futbol manyaklarinin sosyalizm hakkini.

    17) dorduncu amendment: vejeteryanlar. veya vejetaryanlar. bilemiyorum. bakmaya da cok useniyorum. demir eksikliginden olsa gerek. iki gundur et yemedim. ve butun bunlarin konumuzla, davamizla, mucadelemizle hicbir alakasi yok. artik olumunuze 1 dakika daha yakinsiniz ve bu degerli zamani sevdiklerinizle degil, bu luzumsuz maddeyle harcadiniz.

    18) besinci ek: one night stand hakkinda yazanlari sevmiyorum. turkiyede yasayan orta-ust sinif gelir grubundaki ortalama birinin, gunluk hayatta kullandigi sozcuk dagarcigina bu deyimin hangi yil ve kimlerin finansmaniyla girdigini de cok merak etmekteyim. ilk hangi diyalogda arkadaslariyla boyle konustular, o psikolojik bariyeri kirmak icin gereken minimum alkol seviyesi nedir, ilk tepkiler neydi?

    cinsel ozgurlugunuzun disavurumuna, sex and the city senaristlerinin intihal davasi acma ihtimali varsa, muassir medeniyetler seviyesini anca tassaklarindan yakalamissiniz demektir, yakinda kayar gider.
25140 entry daha
hesabın var mı? giriş yap