130 entry daha
  • "insan doğası her ne ise, sahip olduğu tüm yönleriyle biyolojik bir fenomendir."

    evrimsel psikoloji, psikoloji, sosyoloji, antropoloji ve felsefe disiplinleri için devrim niteliğinde bir alt disiplindir. iyi okunmalıdır.

    evrimsel psikoloji çerçevesinde kapsamlı bir tarama yaparsak; din sosyolojisinden (dinlerin kaynakları) insan psikolojisi ve davranışlarına(fanatizm, muhafazarlık, sosyalist kişilik tipi), cinselliğe (cinsel yönelimler, fetişizm), kültürden politikaya (liderler ve toplumların liderlere bakışı, sürü davranışları, kitlelerin psikolojisi), biyolojiden iktisat teorilerinin oluşmasına birçok farklı alt disipline kadar her konudaki problemin ve olgunun şifrelerini alabiliriz.

    bu konuda bir periyodik bir derleme yapabiliriz. eğer bu alanda çok sıkı bir araştırma yapılmış ise etrafımızdaki tüm olguları ve gördüğümüz şeyleri, bu alt disiplin bağlamında açıklayabilir ve bize karşı öne sürülen argümanları çürütebiliriz.

    bilim camiasında geç keşfedilmiş ancak üzerine yapılan araştırmalar ile baya etkili sonuçlara ulaşılmıştır.
    evrimsel psikolojiye göre insan ve davranışları tesadüfen evrimleşmiştir. günümüzden binlerce yıl önce bugün, insan ve davranışlarının yarattığı herşeyin kaynağı ve özü bulunmaktadır.

    din mesela; evrimsel psikoloji çerçevesinde; insanoğlunun bir dine, dinlere, kendinden üstün varlıklara inanması, üreme ve hayatta kalma avantajı sağlamıştır. ortak amaçlar yaratmış ve toplulukları amaçlar etrafında toplayıp harekete geçirmiştir. ölüm korkusunu azaltmış ve motivasyon kazandırmıştır. günümüzde hala etkisi devam eder. haçlı seferleri, din olgusunun tamamiyle dışında, primat atalarımızdan bize kalan miras nedeniyle gerçekleşmiştir. muhafazakarlığın kaynağında da bu vardır, sosyalizmin kaynağında da benzer bir faktör vardır.

    muhafazarlık, evrimsel psikolojide birçok hayvan türünde gözlemlenen bir davranış özelliğidir. muhafazakarlık, bir bireyin, değişikliklerden kaçınmak ve mevcut düzeni korumak için güçlü bir eğilim göstermesidir. insanların doğal seçilim sürecinde hayatta kalma ve üreme şanslarını artırmak için tesadüfen evrimleşmiştir. sosyalizmde de benzer bir olgu var. insanların sorumluluklarını paylaşma ve çocukların hayatta kalma şansını artırma ihtiyacıyla bağlantılıdır. eşitlik ilkesi, grup içindeki farklılıkların azaltılmasını ve grup üyelerinin birbirleriyle daha fazla dayanışma içinde olmasını sağlar ve bu da daha fazla hayatta kalma ve daha fazla üreme imkanı sağlar.

    din sosyolojisi mesela; din, insanların gruplarını belirleme ve birbirleriyle bağ kurma yoludur. bu da din savaşlarını ortaya çıkarmıştır. insanlar, evrim süreci boyunca rekabetçi ortamlarda yaşamışlardır ve hayatta kalmak için kaynakları ele geçirme, rakipleri alt etme ve diğer gruplarla savaşma gibi stratejiler geliştirmiştir. din ve kitle psikolojisi: gustave le bon kitleler psikolojisi kitabında bu konuya azcık değinir.

    fanatizm: evrimsel süreçte, insanların ait oldukları gruplarla işbirliği yapması ve bundan dolayı zamanla kimlik edinmesi ve ilerleyen zamanlarda, herhangi bir tehlike ya da savaş durumunda bu grupla hareket edip kimliğini korumaya çalışması, evrimsel psikoloji açısından grup kimliği koruma davranışı olarak ele alınır. grubun hayatta kalmasını ve üremesi fanatiklik seviyesi ile doğru orantılıdır ve bu evrimsel bir kalıtımdır. sosyal deney olarak türkiye'yi inceleyebiliriz muazzam sayıda örnek var.

    gombe şempanze savaşı, tanzanya'daki gombe milli parkı'nda 1974 yılında yaşanan bir olaydır. bu savaş, bir grup şempanze erkeğinin, diğer bir grup şempanze erkeği grubuna saldırması sonucu gerçekleşmiştir. bu saldırı sonucu 10 şempanze ölmüş ve bazıları da yaralanmıştır.
    kaynakların kıt olduğu zamanlarda, kabileler ve gruplar halinde yaşama eğilimi, güç ve kaynakların dağıtımı üzerine çatışmalar, diğer grupları ele geçirme ve fethetme dürtüsü gibi faktörler günümüzdeki modern savaşlarda hala geçerlidir.

    yıllar evvel bir belgesel izlemiştim. belgeselde; goril olması lazım öyle varsayalım; çok güçlü bir goril, diğer erkek gorilleri dövüyor, eşlerini zorla kendisine alıyor, herşeyi yapıyor. daha sonra bazı goriller kendi aralarında anlaşıp bu diktatöre toplu şekilde saldırıp öldürüyor akabinde başka bir goril lider olarak başa geçiyor ve yeni lider eskisinden beter oluyor. günümüzdeki uyarlamasını bolşevik devrimi olarak gösterebiliriz.

    engels'in ailenin, devletin ve özel mülkiyetin kökeni adlı kitabı birçok şifre barındırır. aile denilen kavram, mülkiyet yapısının korunması ve geliştirilmesi için oluşturulmuş ve evrimleşmiştir ve akabinde devlet de öyle. büyük aileler bir araya gelerek devletçikleri oluşturmuştur. insanların birbirleriyle rekabet ettiği ve öldürdüğü bir vahşi ortamda, güçlü bir liderin ortaya çıkması ve diğerlerinin ona itaat etmesi mümkündür. güçlü lider sorumluluk alarak daha fazla yiyeceğe, daha fazla eşe sahip olur. günümüzde bireyselleşme sürecini aşamamış birçok toplum özellikle doğu toplumları, bu şekilde yönetilir.

    hem genetik miras hem de kültür farkı olarak kalmıştır. kendi yerine düşünen, hareket eden, sorumluluğu savuşturabileceği, istediğinde hesap sorabileceği bir lider arar ve lider ne kadar yıkıcı ve vahşi olursa inadına onu seçer. bu evrimsel bir mirastır. toplumların da stockholm sendromu vardır. kişilerin ve toplumların yaşadığı stockholm sendromu, evrimsel psikolojide, insanların hayatta kalma stratejilerinin bir sonucudur. kişiler ve toplumlar, kendisini tehlikede hissettiği durumda, düşmanı veya saldırganı dost olarak algılamaya başlar. bu bir evrimsel kalıtımdır. örnekler çoğaltılabilir.

    bakunin şöyle der: "sıkı bir devrimciye iktidarı verin, azılı bir çara dönüşür." bu da evrimsel bir kalıtımdır.
    evrim sürecinde birçok primat türünde soylu primatlar vardır. modernleşme sürecinde soyluluk kavramının oluşması, elitizm, roma'da görülen soylu sınıfı, asker sınıflarında görülen soylu askerler hepsi evrimsel kalıtımdır.

    yani tüm bu örneklerin içerisinde temel olarak primat ataların içgüdüleri ve dürtüleri, cinsel yönelimleri ve üreme arzusu yatar. modern insanı yaratan da bu olgulardır. insanoğlu evrim sürecinde kendisiyle beraber birçok alanda da cinsel yönelimlerinin tezahürü olarak birçok şeyi evrimleştirmiştir. mesela fetişizm olgusunun evrimi şöyledir: kadınların geniş kalçaları veya erkeklerin kaslı vücutları, evrim sürecinde üreme başarısını artırmak için tercih edilmiştir ve eşleşme için karşı cinste belirli bir nesne veya özellik aranmıştır. bu belirli nesne ve özellikler, evrimsel olarak karşı tarafın uygun bir eş olarak algılamasına neden olmuş ve cinsel olarak uyandırıcı hale gelmiştir ve yüzyıllar boyunca devam etmiştir. fetişizm olgusunun kökeni budur. bdsm olgusunun kökeninde de evrimsel psikoloji yatar. bsdm aktivitelerinde insanlar, sahip oldukları sosyal hiyerarşi düzenini taklit eder. sosyal statü farklılıklarının ve üstünlük ilişkilerinin bir yansımasıdır. cinsel seçilim, türün hayatta kalması ve yayılması için gerekli olduğu için bdsm, bu açıdan, insanların eş seçimindeki güç ve kontrol isteğinin bir tezahürüdür, cinsellik çerçevesinde potansiyel eşlerine, kendilerinin güçlü, üstün ve kontrol sahibi olduğunu gösterirler çekiciliklerini artırırlar. birçok primat türünde gözlemlenebilir.

    velhasıl, evrimsel psikoloji iyi okunmalıdır.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap