2 entry daha
  • weber'in tabiriyle "büyüsü bozulan dünya" ütopyalarıyla, hayatı idealize etme çabalarıyla bilhassa sanayi devriminden sonra insaniliği geri getirme adına sekülerleşmeye karşıt nadir de olsa fikirler doğuruyor. bu kitap da atılmış o adımlardan biri. modern devletlerin en üstün referans aidiyeti olarak belirlediği ulus anlayışı, başka otoritelere karşı giriştiği üstünlük çabalarıyla "vatandaş" olarak tanımladığı hükümranlık objelerini nasıl kolay yönetirim sorusunu soruyor ve cevap olarak; vatandaş'ını eğitmek, ona yön vermek, onun için iyi ve doğru olanı belirlemek gibi bekası uğruna pratik araçlar ortaya koyuyor. amacı evrensel bir gerçeklik ya da kişilerin kişisel özelliklerini ortaya çıkarmaktan ziyade, yanlı, tektip, aynı düşünen, aynı donanımlara sahip olan, aynı başarılar beklenen kişiler üretmekten öteye gitmiyor. sivil bir eğitim olmadığından mütevellit, toplumun tasavvur gücü, kollektif bir bilinç, sorgulayıcı ve beraberinde yaratıcı zihin yapıları oluşmasına engel mesned teşkil ediyor. nihayetinde de "toplum" varoluş sendromuna giriyor. özgür düşünce ortamı oluşmuyor. illich sunduğu bu tarz eleştirilerin üzerine kitabında çözüm önerileri de getirmiş.
32 entry daha
hesabın var mı? giriş yap