24 entry daha
  • ressamların ürünleri -tuvaller salt yeteneğin en belirgin olduğu yerler olduğu için belki- insanlarda hayranlık uyandırır. ağzınız açık bakarsınız genelde. inceler, yorumlarsınız. hayran hayran bakarsınız ama bir resim çok nadiren bizi duygulandırır, bam telimize basar, moralimizi bozar, mutsuz eder.. edebiyat ya da müzik daha çok duygulara çalışır benim için mesela.

    ama durum bu zat-ı şahanenin işlerinde değişiyor. edward hopper'ın her resmi kelimenin tam anlamıyla "vurucu".
    ister otel lobilerine götürsün bizi isterse rooms by the sea gibi günlük güneşlik deniz kenarı bir odada olalım yine de belirgin bir hüzün vardır hopper'ın eserlerinde. insanın yalnızlığını yüzüne çarpıyor. hayata bakış açısı ve nasıl bir insan olduğu, o resimlerin nasıl bir çerçeve içinde ortaya çıktığı bilindiğinde hopper'ın ne denli büyük bir sanatçı olduğu ortaya çıkıyor.

    "zamanın amerikasını değil kendimi resmettim" diyecek kadar bireyci, dönemin sanat çevresinin çoğunluğu gibi bir dönem paris'e gittiğinde (ki, şatafatlı yıllardı hopper'ın orada olduğu yıllar. çoğu sanatçı bu paris deneyimini uzun uzadıya anlatmış, biyografilerinde hep bir paris çentiği açılmıştır "paris'e xx yılında gitti. orada x'le tanıştı. y'le muhabbet etti. z'den etkilendi vsvs..) bu deneyimi;

    "kimle mi tanıştım? kimseyle. gertrude stein adını duymuştum. ama piacsso'yla ilgili bir şey duyduğumu hatırlamıyorum. geceleri kafelere gider oturur ve etrafı izlerdim. biraz da tiyatroya gittim. paris benim üzerimde harika ya da vurucu bir etki bırakmadı."

    diye anlatabilecek kadar realist ve minimal bir bakışa sahiptir.
    resimlerinde de tam olarak bunları görürüz. bunları diyen bir adamın yaptığı resimler nasıl olmalıysa öyledir. yalın mekanlar, fazla ortaya çıkmayan renkler, resmin ortasında sizinle hiçbir etkileşimde bulunmadan kendi dünyasında tek başına varolan bir karakter- insan, ağaç ya da bir ev?

    sen de kimsin? bile demez mesela hopper'ın resminin ortasında oturan, otel odasına kapıyı çalmadan girdiğimiz kadın. neden bakıyorsun? demez. kendi dışında kimse yoktur sanki dünyada. öylesine sallamaz bizi.
    en azından beni sallamıyo hiç.
98 entry daha
hesabın var mı? giriş yap