47 entry daha
  • imaj sorunu olan, gönülsüzce de olsa bir şans verenlerin muhtemelen bu kararlarından dolayı memnun kalacakları müzik türü.

    eğer trance bir firma olsaydı, halkla ilişkiler departmanından sorumlu olan tercihen mini etekli ve prezentabl kadının gecenin geç saatlerine kadar mesaiye kalması gerekecekti. türkiye'de trance üzerine yapışan bir imaj ve o imajın zihinlerde çınlattığı sahneler müzik seven kulak sahiplerini işbu türü acımasızca yaftalamaya itiyor.

    trance denildiğinde akla gelen sahneyi şöyle bir tasvir etmek durumun netleşmesi açısından şüphesiz ki faydalı olacaktır. bilhassa ibiza trance parçalarında mevzu bahis olan bir durum bu. hazırlıksız dinleyicinin aklına ilk gelen şey, biranın ufak bir servete satıldığı sikimsonik mekanlarda avrupalı misafir kızlara arsızca sarkıntılık eden yağız apaçileri coşturan fütursuz ve manasız fon müziği. cıs tak cıs tak vicivicivici cısss... tak tak cıs tak cıs tak... saniyede 5 defa yanıp sönen ışıklar, vasat figürler, çakma armani'ler ve resmen mekanı kokutan testesteronlar. böyle bir sahneyle özdeşleştirilen sanat türünü sevip saymak pek imkansız doğrusu. lakin hiç de sıkı bir takipçisi sayılamayacağım trance, alkolik yerel abazanları sarışın anglo saksonlara ekleştirmenin çok daha ötesinde bir misyona ve içeriğe sahip. misyon lafını sanata kitlemeyelim hadi, onu boşverelim. tüm bu abazanlığın ve seks için deliren girişimcilerin duruşuyla alakası yok trance müziğin.

    trance daha ziyade coşku, ritm ve uyanışla alakalı. müzik türlerini dinleyici sterotiplerine bakarak yargılayacak yaşı ilahilere şükürler olsun ki geçtim. sentenced veya ibo'nun aynı isyandan, aynı arabesk duruştan, sitemden geldiğini görüyor, ibo'yu dinlemesem de uzaktan saygılı bir selam veriyorum mesela. aynı şekilde trance'in iki metre ötedeki hollanda'lıyı taciz etmek için deliren adamın müziği olmadığının farkındayım. orada caanım ege türkülerini çalsanız o yağız genç yine titreyip hallenecek. bu trance'in suçu değil, trance ancak club'larda veyahut taze ses sistemi döşenmiş keko araçlarda yankılanan bir eziyet değil.

    bilakis şans verip dinlediğinizde içinizdeki bir şeyleri yer yer dürten, zihninizi dansa kaldıran, ruhunuza çıkma teklif edebilen bir müzik. anladığımdan, bildiğimden değil lakin müziğe açık bir kulakla o kulaktan elçisi olduğu beyne dolan müziğin ilişkisi evrenseldir.
218 entry daha
hesabın var mı? giriş yap