7 entry daha
  • take away shows modern müziğin başına gelen en güzel şeydir.

    la blogothéque’te, vincent moon tarafından hayata geçirilmiş olan bu acayip proje, insanlığa ve/veya modernizimin kalıplarına sıkışmış kalmış herkese “aslında müzik hayatımızın yer yerinde var. yeter ki duymayı öğrenin” demiştir. sokaklarda, asansörde, arabada ya da herhangi bir restorant’nın bir köşesinde gönüllü olarak sanatlarını icra eden birbirinden değerli müzisyenlerin zevkle bu işe girmeleri böylece mutlu eden bir şaheserler bütününe sahip olmamazı sağladı.

    az evvel kıyısından dokunduğum gibi bu proje aslında, modern yaşamın monoton kalıplarından sıyrılmak gerektiğini öğütlüyor. proje, videolar her ne kadar çoğunlukla paris’in eşsiz sokaklarında çekilmiş olsa da (paris’teyken şehir yaşamından, kentli psikolojisinden bence bahsetmek biraz zor. sanatın başkentinde insanlar nefes alabilecekleri bir iki mecra muhakkak bulabiliyordur sanıyorum.) aynı saatte uyuyanlara, aynı saatte işte olmaları gerekenlere, akşamları-haftasonları standart yaşamın önüne çıkamayacak kadar kendi rutinleri arasında sıkışmış kalmış olanlara yardım eli uzatıyor bir nebze. diyor ki “biraz kendinize dikkat kesilin. size bahşedilmiş olan küçücük bir kese altını, zamanı çarçur etmeyin.”

    huzuru yakalayabilmenin hayata dokunan nüanslar ile mümkün olduğu klişesi altında ezilirken, bunun aslında en çok ihtiyaç duyduğumuz mottoya dönüşmesi gerçeği daha bir garip hissettiriyor insana.

    yann tiersen, yan tiersen’le tanıdığımız dominique a, r.e.m ve beirut kesinlikle take away performansları kaçırılmaması gerekenlerden. aslında projeye gönül vermiş herkes harika işler çıkarıyor. hayatımın gruplarından olan the shins hariç. nedense büyük beklentimin çok çok altında kaldılar take away performanslarıyla. dağılmalarına şaşmamak gerek sanki.

    http://www.blogotheque.net/…erie=concert-a-emporter
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap