354 entry daha
  • aslında tam olarak bozmayan fakat 90'larda çocuk olup artık belli bir yaşı geçenlerin gelişen damak zevkleri yüzünden ve dominos ve little ceasar'ın türkiye için yenilikçi diyebileceğimiz ürünleriyle yarışmak isterken aynı kaliteyi tutturamaması yüzünden beğenilmeyen pizza restaurantıdır.

    gerçi yıllar oldu gitmedim ama super supreme'inin tadının değiştiğini zannetmiyorum.

    her ne kadar yıllardır gitmesem ve bundan sonra gitmeyi düşünmesem de pizza hut'ın benim için yeri başka.

    pizza hut atakule'ye ilk açıldığında ankara'da olay olmuştu, çok çocuktum ama hatırlıyorum. orada yemek hem lükstü hem de statü meselesiydi. okumayı söktüğüm hafta ki 90 eylül'üne denk gelir(!) babam çok sevinmiş ve ödül olarak beni haftanın 2 ya da 3 günü öğlen arasında pizza hut'a götürmeye başlamıştı, bu bizim için ritüel gibi olmuştu. öğlenleri babamla yemekte buluşmak hem büyük bir ayrıcalıktı hem de çok eğlenceliydi. bu ritüel 3. sınıfa kadar kesintisi de olsa sürdü.

    biraz daha büyüyüp arkadaşlarımla yalnız çıkmaya başladığımda uğrak yerimiz olmuştu. o zamanlar çek defteri şeklinde olan sodexho'ları babam bana verirdi. ben de bazen arkadaşlarıma bol keseden bulduğum sodexho'larla pizza ısmarlardım ya da alman usulü ödenecekse hesabı ben gene sodexho'larla öder nakit toplardım(!)

    çocukluk-gençlik aşklarımızın da uğrak yeriydi pizza hut; ilişkilere dair çok şey öğrendik gide gele. hatta bir keresinde gene sodexho'lara güvenerek kız arkadaşımla yemeğe gidip hesap ödemeye çalışınca sodexho ile anlaşmalarının bittiğini söylemişlerdi. cebimde hesabı ödeyecek kadar para da yoktu. başımdan aşağı kaynar sular döküldü, daha yaşım taş çatlasın 10-11, cep telefonu yok daha. koşarak kaçamazsın da ama koşarak telefon kulübesine gidebilirsin. hemen babamı aradım, durumu anlattım, geri gelip durumu toparladım ve biraz daha oturup bir şeyler içmeyi teklif ettim, biz kolalarımızı içerken babam bize çaktırmadan gelip hesabı ödeyip gitti.

    orta okul-lisede okulu kırmanın lezzetli yoluydu pizza hut; sınırsız pizza, makarna, sarımsaklı ekmek menüsünün bokunu çıkarmaktı. garsonların "yeter yediğiniz kalkın gidin" bakışları attığı ama zamanla bizimle arkadaş olmalarıydı. sınırsız saatinde bize özel pizza çıkarmalarıydı.

    sınırsız saatlerinde iddiaya gireceğiz diye helak olurduk. kenarları dahil 84 dilim (kola dahil) rekorumu henüz geçeni görmedim, bu saatten sonra da göreceğimi sanmıyorum. çünkü ben de artık istesem yiyemem herhalde.

    shakira ve enrique iglesias'ın ilk albümlerini ezberlemekti pizza hut; si te vas'ı, cosas del amor'u harfiyen ezberlemiştim dinleye dinleye. çok güzel bir garson vardı o zamanlar ama büyüktü benden hiç açılamamıştım, sırf onu bir kez daha görmek için giderdim bazen. at kuyruğunun bana hala çekici gelmesinin sebebi belki de.

    eve siparişi ilk çıkardıkları zamanlarda pizza'nın içinden çiğnenmiş sakız çıkması ve bizi dumur etmesiydi; ailece pizza hut'a tavır almamız, akabinde özür maiyetinde pizza hut'tan istediğimiz zaman kullanabileceğimiz 10 bedava pizza vermişlerdi.

    biranın pizzayla güzel gideceğini öğrenmekti; atakule pizza hut alkol ruhsatı alıp efes dolabı koyduğunda öğrenmiştim. tek başıma gittiğimde satmıyorlardı birayı ama eve siparişe de engel olamazlardı ya!

    odtü pizza hut'ta kuralları delmekti; biraz geç gidip sınırsız menü alınca 4 tepsi büyük pizzayı masamıza servis yaptırıp bu anı ölümsüzleştirmiştik tüm güler yüzümüz ve canlılığımızla. tüm pizzaları iki kişi bitirdikten sonra çekindiğimiz fotoğrafta yüzümüz gözümüz şişmiş, bitkin durumdaydık. hatta before&after t-shirt'ü yapmıştık!

    kısacası bugün bir fast food restaurantından fazlası olmasa da çok güzel anıları barındıran restauranttır.
261 entry daha
hesabın var mı? giriş yap