110 entry daha
  • bu yaz tatilinde palamutbükü'ne gitmeden önce değişiklik olsun diye birkaç günlüğüne gittiğim yunan adası.

    marmaris'ten her gün katamaran var rodos'a giden. yaklaşık 1 saat sürüyor yolculuk. kimse pek değinmemiş ama bence çok pahalı katamaran fiyatları. gidiş dönüş 60 euro ödedik kişi başı ki 3'le çarpınca uçak bileti gibi bir fiyat çıkıyor ortaya. biletinizi internet üzerinden yeşil marmaris lines'dan alabiliyorsunuz.. schengen vizem olduğu için allahtan bir de vize derdiyle uğraşmadım. zaten vizem olmasa gitmezdim büyük ihtimal. ha bu arada, marmaris limandaki free shopa şöyle bir göz gezdirdim, çoğu ürünün fiyatı atatürk havalimanı'ndaki free shop'tan daha ucuz aklınızda bulunsun.

    3 gün geçirdik adada biz. ne yaptık bu üç günde kısaca anlatayım.

    ilk gün feribottan sabah 10 buçuk gibi indikten sonra otelimizi aramaya koyulduk. bu arada feribottan iner inmez zaten old town'ın surlarını ve osmanlı zamanından kalan 2 camiyi görüyorsunuz limandan. neyse, biz old town'a yakın bir otelde kalalım dedik, ucuz olsun diye silvia otel diye bir yerde kaldık. hem limana hem de şehre yürüme mesafesinde gerçekten fakat otel baya bi eski. çalışanları çok ilgili gerçi. ama en azından odaların banyosuna bir el atıp yenileselermiş iyi olurmuş.

    ilk günü otelimizi bulup biraz dinlendikten sonra old town'u gezmeye ayırdık. old town içinde gezerken kendimizi hiç yabancı hissetmedik. osmanlı'dan kalan izler bir yana, sağolsun restoran ve dükkanları işletenler, bizim sultanahmet'tekilerden beter, zorla insanı içeri almaya çalışıyorlar. hah dedim tam türk işte, bi dilimiz farklı.

    araç kiralarına ucuz demiş insanlar genel olarak ama biz 50 euro'dan aşağı araç bulamadık. 3'le çarpınca da malum. zaten yüksek sezon olduğu için baya bi araç sıkıntısı da vardı. uzun süre kalacaksanız eğer adaya gitmeden önce rezervasyon yaptırmanızı öneririm. biz sadece bir gün araç kiraladık.

    adadaki ikinci günümüzü tekne turuna ayırdık. yani adanın meşhur plajlarını tekne ile dolaştık bir günde. tekneler her koyda ortalama 20 dakika yüzme molası veriyor. baya kısa yani, ama 1 günde de hepsini başka türlü dolaşmayı beceremezdik biz. 1 haftalık bir tatil için giderseniz araçla gidip her plaja birer gün de ayırabilirsiniz. ben plajlar içinde en çok tsambika'yı beğendim. lindos zaten çok güzel ama tsambika'nın daha uzun bir sahili var. lindos ise daha bi göl gibi, baya kompak bir koy. ama denizin rengi aynı kartpostallardaki gibi, bildiğin turkuvaz. lindos'ta tepede akropolis var, oraya da çıktık. insanlar genelde eşeklere binip çıkıyorlar ama ben çok üzüldüm o eşeklerin haline, gariplerim o sıcakta dilleri dışarı çıkmış isyan ede ede tırmanıyorlardı. ayrıca abartıldığı kadar uzun bir mesafe de değil. ben romatizmalı bacaklarımla yürüyüp çıktıysam herkes çıkabilir. üşenmeyin çıkın, manzara süper. anthony quin plajı da fena değil, ama tsambika daha güzel. yine meşhur bir plaj olan faliraki ise bizim kemer gibi, uzun bir sahil boyunca bir sürü büyük otel sıralanmış ve bu oteller ingilizler tarafından istila edilmiş bir yer. vakit ayırıp gitmeye değmez açıkçası.

    adadaki son günümüzü araçla geçirdik. adanın batı sahilindeki önemli yerleri gezelim dedik. özellikle kültürel bir tur yaptık yani. zaten adanın batı sahili doğu sahilinin aksine rüzgarlı ve dalgalı bir bölge. deniz pek cazip değil o yüzden. ama yine de sahil boyu büyük otellerle dolu.

    adanın batısında önce ıalisos'a gittik. bence bi bok yok ıalisos'ta. manzarası güzel. eski bir kilise var, bir de kocaman haç var. benim sevgili katolik olduğu için bayılıyor kilise gezmeye o yüzden iyi oldu çıktık haç'ın önünde bi fotoğraf çekildik en azından. ıalisos'tan sonra kelebek vadisi'ne gittik. işte burası muazzam bir yer. hayatımda bu kadar kelebeği bir arada göreceğim aklıma gelmezdi. burada en az 3 saat harcamak gerekiyor. çünkü vadi boyunca tepeye doğru yürüyorsunuz. e yorucu da oluyor ama yürürken sağınızda solunuzda milyonlarca kelebeği görünce yürüdükçe yürüyesiniz geliyor. en tepeye çıkınca tam klopatra'nın manastırına gelmeden kafe gibi bir yer var orada dinlenip bir şeyler yiyip içebilirsiniz. acayip ucuz bir kafe. klopatra manastırı dedikleri yer de bizim büyükada'daki aya yorgi kilisesine benziyor. onun gibi bir ortodoks kilisesi ve deniz manzarası. orayı da turladıktan sonra geri dönüp vadiyi aşağı doğru yürüyorsunuz bu sefer.

    kelebek vadisinden sonra kamiros'a da gittik. orda da pek bir şey yok. antik bir şehir ama baya eski kalıntılar. ama görmüş olduk. sonrasında yorgunluğumuzu suya atmak için kamiros plajından denize attık kendimizi. deniz dediğim gibi hiç cazip değil, dalgalı sevimsiz ama tüm gün yürüyüp yorulduktan sonra suya atmamız gerekiyordu kendimizi.

    gün içinde çok ordan oraya koşturup yorulduğumuz için pek akşam yemeğine vakit ayıramadık açıkçası. akşama pestilimiz çıkmış oluyordu zira. sadece bir akşam old town'da önümüzü kesen yerlerden bir tanesini kırmadık içeri girdik, ahtapot, kalamar yedik. birkaç meze de söyledik, biralarla filan beraber 60 euro hesap ödedik iki kişi. pek ucuz denemez yani. diğer günler de otelin sokağında souvlaki yapan bir yer vardı sağolsun oradan geçindik pek de ucuza maletmiş olduk. dürüm arası soğanlı, cacıklı, patatesli souvlaki 2 euro. bir taneyle doymazsan ikinciyi ye, hadi olsun 4 euro. mis gibi. o souvlaki ler ilaç gibi geldi bize hem pratiklik açısından hem de ucuzluk açısından.

    bir daha rodos'a gidersem, daha önceden organizasyon yapıp lindos'ta bir otel ya da ev ayarlayıp kalabilirim. şirin bir rum köyü, zaten muazzam denizi. böyle ordan oraya orayı da gezeyim onu da göreyim diyince yoruluyor insan epey bi. bir de 3 günlük gezi için cidden masraflı oluyor. kafadan zaten feribot iki kişi 350 tl, araç kirası filan derken ulaşım için 500 tl harcadık. en ucuzu bile olsa 3 le çarptığın için 500 lira da otel ettimi 1.000 lira. ye iç dolaş müze parası şu bu derken 500 lira da öyle harcadık. velhasıl 3 günlük gezi iki kişi için bize toplam 1.500 liraya mal oldu. aynı paraya sonrasında datça'da 8 gün geçirdik. ama tabi yeni bir yer görmüş olduk, gezdik. belki başka bir sefere gezmek için değil tatil yapmak için gideriz rodos'a.

    bu arada ada'nın havası sıcak ama ada olmasından mütevellit tatlı tatlı esen bir rüzgarı var. o yüzden hiç bunalmıyorsunuz. hele akşamları baya baya serin. geri dönüp marmaris'e indiğimizde bir süre sıcaklığa adapte olmakta zorlandık.

    özetle, rodos'a giderseniz:
    lindos'a gidin, lindos'ta akropolis'e çıkmayı da ihmal etmeyin
    tsambika'ya gidin
    old town'ı söylememe gerek yok zaten
    kelebekler vadisine gidin
    tekne turuna katılın, araç kiralayın adayı turlayın
    souvlaki yiyin, ahtapot, kalamar, tzatziki yiyin
    faliraki, ıalisos, kamiros denen yerlerde hiçbir şey yok, vaktiniz kısıtlıysa harcamayın
    benden de selam edin ;)
161 entry daha
hesabın var mı? giriş yap