9 entry daha
  • az evvel doğmuş bebek gibi, ilk andan yaşamı provoke ediyor.

    kısa sürede, istekle, sana ait olup olmadığı sorusunu soruyorsun. olmasa da, sahiplenme duygunun önüne geçemiyorsun. cami avlusuna bırakılmışken masum ağlayışı ve oynattığı parmakları ve sönmeyecekmiş, sana da bulaştırarak bir ömür dünyayı ışıltı içinde görecekmişsin vaadiyle seni baştan çıkaran, beni al, büyüt diyen katır derili bir koca dev. karşı koyamıyorsun, alıyorsun, kucağında pışpışlıyor, karnını doyuruyor, altını değiştiriyorsun. senden hiç ayrılmayacağından eminsin, nedenini bilmemek rahatsız edici mi, umrunda değil. bir çocuk çaldın ve sen bu kararınla hayatın boyunca gurur duyacağın bir eylemde bulunduğunu düşünüyorsun.

    kucağında sallasan da uyumaz, uyutmaz. kan çanağı gözlerle sayfaları kanatabilirsin. gombrowicz, itiraf ederek kendini devleştiriyor, şekilden şekile girerken içine girdiği kabın şeklini alan sıvı misali seni de kendine benzetiyor. bunuel'in ışığından bir parça çalmış, karanlığa adamış. akıl sağlığınız için mumla yaklaşın. "iki kişi varsa delilik yoktur."

    kalıbımı basarım koca ayaklı, eli ağır bir canavar.

    gençlerden korkun, onları korkutun ki sağlıklı büyüsünler. yoksa suratının ortasına yediğin tokadın gerçek olup olmadığını anlamakta hep geç kalırsın. pornografia'sından: "yapay olarak yaratılan olaylar önüne geçilmesi en zor olanlarıdır."

    gombrowicz "acımasız hatta kanlı bir oyun duygusu taşıyor."
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap