4 entry daha
  • toplama kamplari hakkinda binlerce kitap, makale yazildi, yüzlerce film çekildi, tarih derslerinde incelendi, televizyon programlarinda konusuldu. her sene anildi, aniliyor. avrupa'da etkileri hala dillerde hissediliyor. herhangi bir tartismada toplama kamplari barbarligin, kötülügün en uç noktasi olarak örnek veriliyor.
    e haliyle insan toplama kamplari hakkinda bir kitap daha okumak istemiyor. biraz utanarak da olsa içinden "tamam anladik, çok kötüydü ama yeter artik" diye geçiriyor.
    buna ragmen, bu kitabi okuyun, okutun. sonra " yeter artik " dersiniz.

    bu literatürde referans olarak geçen "bunlarda mi insan" yillarca israil'de yayinlanmadi. sebebi yahudi halkini, idama koyun gibi giden bir topluluk olarak göstermesi. oysa ki primo levi, sadece gördüklerini ve yasadiklarini bir bilim adami gibi tane tane, duygu sömürüsü yapmadan anlatiyor.
    arkada keman sesi, bir kücük cocugun yasli gözleri, annesinin siirvari birkaç cümlesi gibi sahnelere gerek duymadan, sadece günlük hayatini anlatarak insani derinden etkileyen, fasizmin igrencligini iliklerde hissettiren, hannah arendt'in bahsettigi "kötülügün siradanligi"'nin en güzel sekilde yansitan bir bas yapittir "bunlar da mi insan".
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap