4 entry daha
  • mahkeme, mutlak adaletin dağıtıldığı bir mekan olmaktan çok, devlet gücünün burjuvaziye ve onun siyasi-ekonomisine uyum sağla(ya)mayanlara gösterildiği, diretildiği ve dayatıldığı bir bürokrasi masasidir... mahkemelerde hakim, adil olan ve olmayani ayirt etmek icin yoktur, ki zaten bunun için de herhangi bir eğitimi yoktur. hakimin rolü, prosedürel adalet diye tanımlanan ama adaletle pek de bir alakası olmayan kanunları uygulamaktır, adaletin bürokratlaridir.

    mahkemeler, okul gibi, ordu gibi; insanların sisteme uyum sağlamaya itildiği; daha önemlisi düzenli refah devleti imajına zarar veren tüm aykırıların ortadan temizlendiği bir bürokrasi masasidir... ne de olsa, siyasi ekonomik sisteme karşı hareket, kaçınılmaz olarak onun yasalarına da karşı olmaktaydı... aslında kapitalizmde örneğin, işçi hareketlerinin gerçek bir mücadele alanı yaratıp yaratmadığı tartışmalıdır... işçi grubu proleterleşmişse, zaten sistemde yerini almış, kendisini proleterleşmemişten ayırmış durumdadır. o zaman, foucault'un da dediği gibi, proleterleşmemiş olanları marjinal olarak görmeye başlayacak, aykırı olarak görmeye başlayacak, ve onların hareketlerini kendi refahına zararlı görecektir... bu nedenle suç aslında sistemle asli savaşma yöntemiyken, işçi sınıfı için bile ortadan kaldırılması gereken bir pislik olarak görülecektir... mahkemeler de bunun devlet adına yapıldığı ofislerdir...

    mahkemelere bir de adalet ve halk maskesi takılmıştır... özellikle jüri sistemi, insanlara "adalete halkın karar verdiği" ilüzyonunu vermiştir ki bu da hegemonyanın ve sahte bilinç oluşumunun ta kendisidir... zaten insanlara neyin iyi neyin doğru olduğunu gösteren, bu koşullara göre eğiten devlet sistemi; o jürileri de eğitmiş ve sosyalleştirmiş olacaktır... ne de olsa, daha önce suç işlemiş olanlar; ya da suçlu ile aynı sosyoekonomik ve kültürel profili olan insanlar jüriye alınmamaktadır...

    mahkemelerin çoğu halkın izlemesine açıktır... çünkü ordaki amaç, adaleti sağlamak değil, zaten ne olacağı belirli bir bürokratik karari bir şova ve izleni şölenine dönüştürmektir...

    adalet mülkün temeli, mahkeme de mülkün polisidir... mülkü korur, mülk sahibini korur; tabi proudhona göre mülküyet hırsızlıktır; mahkemeler de hırsızı koruyan devlet gücüdür...
36 entry daha
hesabın var mı? giriş yap