23 entry daha
  • cok buyuk bir sans eseri 2004 toronto film festivalinde gormus oldugum film. genellikle buyuk yonetmenlerin toplanip kisa filmlerini birlestirdikleri filmler ne yazik ki cogu zaman basarisiz olurlar. cunku her ne kadar her yonetmenin kisa filmi kendi capinda basarili olsa da bir butun olarak filmler birbiriyle uyumsuzluga girebilirler. eros'da boyle bir uyumsuzlugu hisseden bir cok seyirci ve kritik oldu. ama bence uc usta'nin uc filmi de bir butun olarak bakildiginda ask ve erotizmi farkli yorungelerden ve farkli kulturlerden cok basarili bir sentezle bir araya getirmisler.

    film basladigi andan itibaren seyiciyi erotik kadin ve erkek figurleri olan resimleri bir renk paleti icinde yavas ve esnek hareketlerle gostererek ve buyuleyici muzigiyle bu mitolojik ask ve erotizm konseptinin icine yerlestiriveriyor. sonra wong kar wai'in the hand'iyle basliyoruz bu ask tuneli seyahatimize. wong kar wai hastalarinin 2046'yi beklediklerini biliyorum. ama rahatlikla soyleyebilirim ki the hand simdiye kadar izledigim en romantik, en etkileyici, en siirsel wong kar wai filmlerinden biri. 2046'yi cok begenmis olmama ragmen the hand'deki anlatilmasi zor duyusal ve duygusal havayi daha once az filmde gordum diyebilirim. ask, arzu ve erotizm ogeleri bu kadar siirsel bir akicilikla ancak bu yonetmen tarafindan anlatilabilirdi saniyorum. film kisaca cirak bir terzinin, uzun bir sure musterisi olacak bir kortezenla ilk tanismasi ve bu tanismadaki yasadigi ilk erotik tecrube dogrultusunda gelisen duygusal ve tutkulu bir musteri cirak iliskisini anlatiyor. ciragin, bu iliskinin getirdigi tek yonlu tutku ve ask ogesi dogrultusunda, duygularini aciklamasinin tek yolunun musterisine diktigi elbiseler oldugu bir ortamda, butun tutku ve askini sanatina, diktigi elbiselere aktardigi ve ancak bu elbiseler yoluyla sevgilisine dokunabildigi, karanlik koridorlar ve yagmurlu gunlerin huzunu esliginde olusmus bir siir cikmis ortaya. filmin sonunda her wong kar wai filminde oldugu gibi kalbinizde bir burukluk, tuylerde bir urperme ve melankolik bir huzunle birakiliyorsunuz karanlik salonda.

    ama hemen ardindan steven soderbergh'in equilibrium'u geliyor. oldukca komik ve ironik bir ask hikayesi bu sefer. filmin cok buyuk bir kismi robert downey jr.'in bir psikologla gorumesi ve uzun zamandir gordugu erotik bir ruyanin yorumunu yapmasiyla geciyor. bir oda icerisinde, iki kisinin diyaloglari gibi sikici bir sahne bu kadar komik ve eglenceli bir sekilde anlatilamazdi sanirim. downey jr.'in problemi bu erotik ruyadaki kadinin cok tanidik olmasi ama uyandiginda bir turlu kim oldugunu hatirlayamamasinin is ve gunluk hayatina aktardigi negatif etkiler. filmin sonunda oldukca sasirtici bir sekilde downey jr. da seyirci de ruyayi cozuyor. herkes farkli yorumlayabilse de, soderbergh'in kisa filmi ustalarinin yaninda amerikan tarzi ask ve erotizm unsurlarini aslinda cok da amerikan vari bir bicimde basariyla aktariyor ekrana.

    ve en son olarak buyuk usta antonioni'nin kisa filmi the dangerous thread of things'e geliyor sira. bu film hakkinda ne diyecegimi gercekten bilmiyorum. lakin antonioni kalp krizleri atlatmis, konusmasini yitirmis, gozleri dogru durust gormeyen 70 kusur yasinda bir yonetmen oldugu icin herhalde cok basarili ya da kolay anlasilir bir film olmamasi normal. uc film arasinda en acik secik, en erotik, ve en az romantik olsa da herhalde en duyusal olani. iki insan arasindaki askdan cok sanki insan vucudunun ve duyularinin doga'yla olan askina deginmis antonioni. ya da ben bunu cikardim bu filmden. lakin oyunculuk ve bazi diyaloglar bana oldukca vasat geldi. ama her ne olursa olsun tuscany goruntuleri ve antonioni vari kadin erkek iliskilerindeki uzaklik temasi hala seyirciye basarili bir sekilde aktariliyor. doga ve insan iliskileri ise cirilciplak bi kadinin deniz kenarinda dans ettigi ilginc ama bi o kadar da komik goruntulerde dil buluyor. antonioni'nin bu filmi nasil yonettigini ve filmin perde arkasi goruntulerini gormek isterdim cunku ancak bu sekilde bu filmin garipligine bir cevap bulabilirim saniyorum.

    son olarak butun filmlerden cesitli planlarin ve usta yonetmenlerin fotograflarini gormek isteyenler icin:

    http://www.mysan.de/article17465.html
154 entry daha
hesabın var mı? giriş yap