7 entry daha
  • #3 the silence

    :editorial (spectre/flare/bnx)

    tamam tamam biliyorum, bulunacagim ilk meetingde beni linch edeceksiniz..
    ama ishte burda, sonunda :d [6 ay mi oldu cash?]. fakat gordugunuz gibi
    oldukcha uzun (122k!) bakalim bunu okuyabilecek misiniz? :)

    yenilikler arasinda ilk once tdsn tag sisteminin deishmish ve gelishmish
    olmasi ayrica eski readerlarla uyumsuz olmasi geliyor. gidin readlerlarinizi
    fixin shimdi :) (gerekli ayrintilari tags adli articleda bulabilirsiniz).

    tag olayindan bashka yeni "shey"ler de var.. mesela reviewlar geri geldi,
    ve iki turk productioni (heretical ve emanon) review edildi. interview
    koshesinde bu ay scene'in renkli simalarindan kris/rebels/clique'i konuk
    ediyoruz :d party report koshesinde izmir'de yapilan scene partisinin iki
    raporunu bulabilirsiniz :d. coding corner devam ediyor, gfx corner'da da
    junkie/tds'in lightwave ichin yazdigi tutoriallari bulabileceksiniz.

    umm onceden dedigim gibi bu sayi en buyuk sayi oldu ve tdsn yasasina
    uydu :). [tdsn #n < tdsn #(n+1)]. bunun olacagini tahmin etmiyorduk :) fakat
    #4'de daha fazlasini isteriz :d

    bu arada delag/no carrier/opl'e 5dk'da bu sayida gormush oldugunuz logoyu
    yaptigi ichin teshekkur etmek istiyorum. teshekkurler delag! :d

    spectre/flare/bronx

    --co-editorial:

    evet, tdsn#3 ile karsinizdayiz. 6 ay gecikme ile aslinda 4'e gelmish olmamiz
    gerekirdi ama idare edin. hem bakin bu sayida size 120kblik mega tdsn'i
    getirdik[gozlerinize aciyorum]. benden size oneri bu sayimizi bir seferde
    okumaya calishmamaniz, yoksa beyinde ve gozlerde kalici zararlara neden
    olabilir. aksam yatmadan once 10 pgdnlik tdsn okursaniz kendinize iyilik
    etmish olursunuz sanirim.

    6 ay gec kaldik ama bir bilseniz neler oldu bu aylar icinde. bikere en
    onemlisi ve en kotusu +keller, msglar, reviewlar yazilmadi. [bikacini zorla
    yazdirdim hatta :)] ayrica spec'in elektirikleri kesildi, telefon sapigi oldu,
    kahvesi bitti. spec'le yaptigim bir kavga sonucunda bir grup kurdum[faab]; ama
    ne alaka hich sormayin...

    bu sayida bayagi bir gelishme kattettik. boyutu [ #4'ten fazla birsey
    ummayin.. yada 1 sene bekleyin anca gecer 120kb'i :))], tagleri ve icerigi ile
    yepyeni. icerik umarim her sayida biraz daha gelisecek ve genishleyecek. tag
    olayina gelince, uzgunum ama tdsn readerlariniz bu sayida errorler verip
    cakilacaklar. her sayida tdsn taglerini degishtirmemiz olasi oldugundan ben
    birtane "ai'li tdsn reader compo" aciyorum, kolay gelsin.

    compo demishken aklima tdsn#2'de ilan ettigimiz "tdsn logo compo" geldi.
    digecegim shu ki nasil scene lan buuuuuuu!!!!!!$^#%^&#%^*#%^*@^ sadece 2 logo
    ve 2si de airbug'dan [yalarim]. bu baglamda airbug'i hem logo compo 1. ve 2.si
    hem de yilin scener'i seciyorum. [ ve yilin sapigi tabii! ]

    neyse fm bu sayiyi da okuyup bitiriniz. gozlerinize dikkat, ruh sagliginiza
    daha bi dikkat ediniz.

    cash/no carrier/faab

    :news

    @ tdsn'in tag sistemi gelishti! [ readerlarinizi update edin, tags adli
    articleda ayrintilar yaziyor -ed ]
    @ tdsn "arkabahce" adli edebiyat/kultur dergisinin daha yeni yayinladigi
    olgu'nun "kumandasiyla komshusunun televizyon kanallarini degishtiren
    adam" yazisini aylaaar once tdsn #1'de yayinlamishti.
    t d s n yayincilikta 1 (biiiir) numara!!!! :d
    @ plecxus (gfx) ve blackmagic (code) arteffect'e joindi.
    @ heaven's lord arteffect'ten atildi.
    @ ssg/arteffect fatalvision sourcelarini release etti.
    @ cash free as a bird'u kurdu, airbug free as a bird'e katildi,
    (free as a bird [faab] bir amiga grubudur)
    @ turbo/bronx pc aldi!
    @ whip/analog'in oglu burak 3 aylik oldu! ;)
    @ spectre/flare bronx'a katildi.
    @ ms! askerde.. ozledik seni!!
    @ sam/bronx'in uzaylilar tarafindan kachirildigi uzaylilar tarafindan
    yalanlandi!! nerdesin sam!!
    @ tms overdose'dan gitmezse bishiler yapacak.
    @ turbo/bronx 5-6 aydir bluejean'da hiphop sayfasi yapiyor :)
    @ golem dagildi..
    @ quattro memberlist: equinox (music,gfx), image (code), mathman (code),
    mcf (code,gfx)
    @ lost (gfx) ve cosmo (code) the dark sect'e katildi.
    @ shock productions kuruldu, memberlist: cash/no carrier, spectre/flare
    @ shock productions emanon'u release etti. (1 day production) [15 mart 4pm]
    @ shock productions dagaldi. (ayni gun icherisinde) [15 mart 5pm]
    @ raven yakinda introsunu release edecek.
    @ realtime'in demosu irony yakinda chikiyor!
    [www.geocities.com/siliconvalley/vista/3042/irony.htm]
    @ compex scene meeting ]['ye gelenler arasinda
    cash,disq,suicyco,delag/no carrier, ati,dodo,mosquito,sensei/realtime,
    junkie,lost,cosmo/tds, poison/raven vardi :)
    @ tds musician ariyor!
    @ suicyco/no carrier m68k linux'una x kurdu!

    :rumours

    @ aegis/asc scene'i birakti?
    @ entropy/opl 3 seneden sonra kod kasti!! ama sadece 2 satir!
    @ quasar gelecek aylardan birinde re-organize olacak, gruptan
    bir chok kishinin atilacagi ve hatta grubun isminin deishecegi
    soylentiler arasinda :)
    @ tds gfxdisk yapmayi planliyor :)
    @ no carrier tiridine banacak :)
    @ delag/no carrier spectre/flare'i gordugu anda yok edecek..
    [ bir java appletin vardi senin, ama bi tane, nooldu? -ed ]
    @ entropy/opl'in akbille ilgili ilginch planlari var :)
    @ tdsn #3'un bir de ozel ms!/bronx versionu kagitta chikacak.
    [ pardon airbug, senin ichin yapamadik! ]
    @ emanon ][!
    @ eho 'di chikamayan intro' re
    [ sui, ve sensei'ye en ichten sevgilerimizle ]

    :messages

    to: airbug hayranlari
    from: airbug/realtime/faab
    msg: bugunlerde mali darlik icerindeyim, finansman saglayin bana.. email
    airbug@lords.com, sonra bana para gonderin, bir 17 inchlik monitoru bile
    yok bu zavalli gfxer-wannabe'nin

    to: airbug/realtime/faab
    from: disq/no carrier
    msg: yaliyosunuz bakiyorum bayim. ben de sizi yaliyorum..

    to: airbug/realtime/faab
    from: cash/no carrier/faab
    msg: cok sapiksin be sekerim... bi doktora gorun sen? [kendine mesela? /=,))]

    to: airbug/realtime/faab
    from: spectre/flare/bronx
    msg: al tdsn'ini!! :)

    to: all
    from: sniper/tds
    msg: tidiesen #2'de #1 news olmusuz... editore saygilar... :)))

    to: all
    from: suicyco/no carrier
    msg: lala

    to: archmage/tds
    from: junkie/tds
    msg: > ehore selamlar
    ^^^^^^^^^^^^^^^^
    hadi lan,ehore de ne olii ?

    to: archmage/tds
    from: sniper/tds
    msg: <junkie^tds> > note:taylan irc de emrah gelsinde igelim onla diyor...
    <junkie^tds> ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    <junkie^tds> dur ben ona burdan clear spring (% 95 alkol..) getireyim de
    <junkie^tds> icme neymi$ gorsun :)
    <sniper^tds> :)) getirsin de, uzerine dokup yakiim :))

    to: arteffect
    from: airbug/realtime/faab
    msg: eski$ehirde yalayasim gelir sizin parlak tenlerinizi

    to: ati,sensei,dodo,mosquito/realtime
    from: airbug/realtime/faab
    msg: yalarim luleden.

    to: ati/realtime
    from: cash/no carrier/faab
    msg: "abi shimdi shu poligonun normaliylen bilmemne acisinin karsisindaki
    seyi seedince.." benim de kafami karishtirdin. /=,))

    to: barbarian/bronx
    from: airbug/realtime/faab
    msg: cok vah$isin tatli hayvanim benim... seviyorum seni

    to: barbarian/bronx
    from: airbug/realtime/faab
    msg: yalamak istiyorum guzel kulaklarini

    to: barbarian/bronx
    from: cash/no carrier/faab
    msg: olm kopma sceneden.. /=,)

    to: bill 'top' gates
    from: airbug/realtime/faab
    msg: gecen sefer yuzune yedigin pasta ile kurtuldun.. bi dahaki sefere bu
    kadar iyi bir insan olmayabilirim..

    to: bond
    from: ms!/bronx
    msg: eheh.. :)

    to: bruce dickinson
    from: airbug/realtime/faab
    msg: hoca, yalarim

    to: cash/no carrier/faab
    from: airbug/realtime/faab
    msg: canimsin,, seviyorum seni, a$igim sana...

    to: cash/no carrier/faab
    from: spectre/flare
    msg: yani ne diim sana, 30 sn'de bir rumour uyduruyorsun, bravo :d

    to: cosmo,lost/tds
    from: sniper/tds
    msg: benim disimda herkes gordu sizi... atip, yeni elemanlar alacam, hic
    havasi kalmadi... mayis'in ortalarina dooru toplanti war... ququ... :)

    to: cybill shepard
    from: airbug/realtime/faab
    msg: ne doyumsun karisin sen oole ?!?

    to: delag/no carrier
    from: cash/no carrier/faab
    msg: ee.. sey.. ne dicektim ben? amaaaaan boshver.

    to: delag/no carrier
    from: spectre/flare
    msg: bi tane java appletin vardi senin.. ama bi tane vardi.
    evet bi tane. :)

    to: delag/no carrier
    from: spectre/flare
    msg: de 'speedy' lag

    to: delorean
    from: airbug/realtime/faab
    msg: arkada$im yalarim..

    to: disq/no carrier
    from: airbug/realtime/faab
    msg: diskim bir tanem.. o a$k gecelerini ya$ayalim tekrar.. sabirsizim

    to: disq/no carrier
    from: cash/no carrier/faab
    msg: hiyar!

    to: dodo/realtime
    from: cash/no carrier/faab
    msg: vrnnnnnn vrnnnnnnnnnnnnnnnn [gaz] /=,)

    to: emanuella beard
    from: airbug/realtime/faab
    msg: artik sikildim senden.. seni terkediyorum hayvan.. :}

    to: entropy/opl
    from: cash/no carrier/faab
    msg: yeni akbilleri helecanla bekliyorum /=,)

    to: haggard
    from: spectre/flare
    msg: aaaaaa laaaaaaa lunaaaaaaaaaaa :ddd

    to: junkie/tds
    from: airbug/realtime/faab
    msg: direktman kasi$.. direktman boole

    to: junkie/tds
    from: spectre/flare
    msg: al lam cdni, tnx tnx :d

    to: junkie/tds
    from: cash/no carrier/faab
    msg: alemin krali lise biiiiiiiiiiiiiiiir...lise biiiiiiiiiiir!!!!! /=,))

    to: kris/rebels/clique
    from: airbug/realtime/faab
    msg: sari saclarindan sen sorumlusun..
    en sevdigim olur musun ?
    $iyir yazdim sana
    versene bir kere bana
    (bir kereden hi$ bi$ey olmaz..)

    to: kris/rebels/clique
    from: cash/no carrier/faab
    msg: yaa sana sormayi unuttugum bikac soru daha vardi. burcun ne?
    ugurlu sayin ne?

    to: kris/rebels/clique
    from: spectre/flare
    msg: tdsn page chok guzel olmush, kutluyorum yine. :)

    to: lazy
    from: spectre/flare
    msg: emanon is dedicated to you, lazy! :d

    to: mosquito/realtime
    from: cash/no carrier/faab
    msg: hep "vizzzzz"la e mi? /=,))

    to: mosquito/realtime
    from: spectre/flare
    msg: saoooooool

    to: ms!/bronx
    from: cash/no carrier
    msg: gel teskereeeeee gel teskereeeeee

    to: ms!/bronx
    from: lazy
    msg: gno olm ozledik seni.. cabuk gel.. :)

    to: ms!/bronx
    from: spectre/flare/bronx
    msg: kolay gelsin..

    to: ms!/bronx
    from: airbug/realtime/faab
    msg: emes... emes.. emesim.. em beni.. askerden gel ve beni em

    to: no carrier
    from: arena
    msg: hmm, tum ncrr elemanlarina selamlar, acaba cash'in amiga'ya ne zaman
    oyun port edecegini bilen var mi ...

    to: others
    from: cash/no carrier/faab
    msg: sizden olmamasi lazim nerdeyse.. huh /=,)

    to: pentagram/bronx
    from: ms!/bronx
    msg: caniiimm ..

    to: pentagram/bronx
    from: airbug/realtime/faab
    msg: sari$inin adi.. esmerrin dadi derler.. ama ben sari$inin da tadini aldim
    esmer aramiyorum

    to: pentagram/bronx
    from: cash/no carrier/faab
    msg: goremioz seni. nerelerdesin?

    to: pentagram/bronx
    from: spectre/flare/bronx
    msg: neredesin sen?

    to: plecxus/arteffect
    from: cash/no carrier/faab
    msg: tr.scene homepage'i yap olm /=,)

    to: poison/raven
    from: cash/no carrier/faab
    msg: intronu sabirsizlikla bekliom. /=,)

    to: roots
    from: airbug/realtime/faab
    msg: roots... bloody roots.. hakk scene rox

    to: sam/bronx
    from: cash/no carrier/faab
    msg: olm bi gelion bi gidiyon. saklambac mi oynuoz nedir?

    to: scene
    from: ms!/bronx
    msg: ben askerdeyken kendinize iyi bakin.. ben gidiyom..
    anne al beni burdan..

    to: scene
    from: spectre/flare
    msg: niye hich msg yok!?

    to: sensei/realtime
    from: cash/no carrier/faab
    msg: hokateaaaaaaaaaaaaaaayht! osssssssssssss...

    to: sniper/tds
    from: cash/no carrier/faab
    msg: 3dfx suck mirim.

    to: spectre/flare/bronx
    from: ms!/bronx
    msg: noldu olm tdsn 3.. ama dur.. ben bunu okuyosam.. ama aslinda $u an..
    hmm.. bu biraz kari$ik.. neyse..

    to: spectre/flare/bronx
    from: cash/no carrier
    msg: olm isin gucun yok boole on-line messagerlarla ugrasion.. ben sana
    ne diim shimdi :))

    to: spectre/flare/bronx
    from: airbug/realtime/faab
    msg: merhabalar.. dilinin tadini cok sevdim.. tekrar yalamandir tek dilegim.

    to: spectre/flare/bronx
    from: cash/no carrier/faab
    msg: lam 6 ay bekletmekle biraz abartmadik mi? neyse gecmish olsun. /=,)))

    to: spoax
    from: sniper/tds
    msg: olm, gel gruplari birlestirelim... eleman acigi had safhada...
    taylan@geocities.com

    to: ssg/arteffect
    from: cash/no carrier/faab
    msg: bak nasi kodmusun tdsn readerini.. kod bakalim bashtan! /=,)

    to: ssg/arteffect
    from: airbug/realtime/faab
    msg: hobasina $inanay $inananay nay nay nay.. :p

    to: suicyco/no carrier
    from: cash/no carrier/faab
    msg: ehehe.. sonyaglarina ne oldu?

    to: suicyco/no carrier
    from: disq/no carrier
    msg: ylrm

    to: suicyco/no carrier
    from: spectre/flare
    msg: x kurmushsun, demin konushtuk :d

    to: taf/quasar
    from: spectre/flare/bronx
    msg: kokten chozum /kline *.*.*.* :)

    to: tdsn #1'de compiler-review yazana...
    from: sniper/tds
    msg: gussel fena olmamis, ama ben hitnet'te yazdigim da fpk-pascal da
    vardi... atlamissin onu, uzuldum!!! :))))

    to: tron/no carrier
    from: cash/no carrier/faab
    msg: tembel gfxdudeum benim...

    to: turbo/bronx
    from: ms!/bronx
    msg: yalarim mutamadiyen..

    ::raven (poison/raven)

    selam

    hikaye shoyle... adamin biri varmish... biz ona kisaca poison diyelim...
    bizim poisonun bilgisayarla ilk tanishmasi amiga ile olmush... bigun amigada
    bi oyunun basinda buyuk bir yazi ve arkasindaki yildizlar ile bir intro
    gorur... tabii bizimki bunun intro degil oyunun bir parcasi oldugunu zannetmis
    boyle seyleri giderek sik gormeye baslayinca onun intro oldugunu etrafindan
    ogrenmish... sonra bunun daha uzun surenlerini gormeye baslamish...poison
    bunlarinda sonradan demo oldugunu ogrenecektir...ama kaderi coktan aglarini
    ormeye baslamistir bile...bizim poison giderek bunlarin bir hastasi olmaya
    baslamish...daha sonra bunun gibi sheyleri yapmak icin coder olmaya karar
    vermish...(nerden bilecek bashini derde soktugunu! salak ishte)...ilk olarak
    basic ogrenmish...daha locate komutunu ogrenmeden line komutunu ogrenmish...
    sonra bu coder ishini iyice buyutmeye bashlamish...daha sonra adinin ilk once
    darkman sonra flash sonra ............ en daha sonra ghost rider oldugunu
    ogrenecegimiz grafikerle tanisir...daha sonra adinin bm umut oldugu diger
    arkadashi ile tanishir... fakat bm umut biraz nazlicadir...bi turlu bu ishlere
    girmeye ikna olmaz... neyse...bizim asil ikili demo&intro ishine kendilerini
    iyice gaptirirlar... aradan uuuuzzzzuuuuunnnn bi zaman gecer.... bu uzun zaman
    ichinde bizim salak c64 ile tanishir...ve ona ayri bir ashkla sarilir...o
    kadarki 65535 adrese 255'e kadar sayi girerek her adresin ne ishe yaradigini
    anlayacak kadar ibreyi sapitmishtir...hatta elinde asm compiler olmadigi ichin
    op-code'larla asm prog yazmaya bashlamishtir...(ve hala hatirlamaktadir 65
    15...lda 15)...fakat bizim salak bi kitap almayi aklina getirmemishtir bile
    (salaaak)...bu arada bizim ikili bi grup kurmaya karar verirler... code
    islerini bizim salak (poison) gfx islerini ghost yapmaya karar
    verirler...muzik ise shimdilik calintidir... bizim salak kendi bashina o uzuun
    zaman icinde bi seyler yazmistir...yani pishmeye baslamishtir... ve ilk ortak
    koalisyonlu introlarini yaparlar...(laf arasinda fenada
    olmamistir)...sonralari poison'a kotu kader gene aglarini ormeye
    bashlamistir...ve poison bi kac ay icinde kendini istanbul'un bi kosesinde
    bulur...ve yanliz gecen gecelerinde tek dostlari irc'de buldugu bi kac
    kishidir...ve bi gun intro&demo ishlerine bakan bi kanalda birini bulur...
    grubundan bahseder...tsdn diye bi dergi oldugunu ogrenir...kanaldan onu alir
    ve cok hosuna gider...ardindan ikinci sayiyida alir...ve kendi grubunun ismini
    ilk defa baska bir yerde gorur...ve gunlerce kargalarin bokunu yeme
    saatlerinde ayakta olmasinin ilk meyvesini alir...cunku onceki mekaninda
    millete yaptigi sheyleri gosterdiginde biyik alti gulmeleri hic hosuna
    gitmemektedir...artik yaptiklarini onaylayan birilerini gormustur...artik
    aksamlari irc'e takilmasinin bi nedeni kalmamishtir...diger bir yandan da
    graphican'inin bi kac ay sonra istanbul'a gelecegini bilmeside ayri bi
    konudur...bu andan itibaren yillar sonra buldugu kardeshleri ile yarisha
    girmesini kimse engelleyemeyecektir....

    not: hey millet elime bi kac intro'nuz gecti...elinizden daha fazlasi
    gelmiyormu yaw...hadii bakiiim ben geldim...artik oyle bi scroll bi
    kup'le, bi logo ile basinizdan savamiyacaksiniz....cok azili bi rakip
    geldi.. uyarayim dedim... !!yalarim!!...

    poison/raven

    ::1. manifesto (palpatine)

    bir coder nasil kodmalidir

    1. coder azar azar kodlamakla yetinmemelidir. ucundan, kiyisindan
    kodlamakla yada kodluyormus gibi yapmakla scene yurutulemez. kodulacak
    sey lame bi fikir bile olsa tam anlamiyla kodlamak sarttir.
    2. kodlanmayan fikir agirlasir.
    3. beklemek erdem degil caresizliktir.
    4. herkes kendi kodunu yazmak ve gelistirmekle yukumludur. bireysel kodlar
    olmadan, evrensel bi koddan soz edilemez. aksini dusunene lamer denir.
    5. olmuyorsa olmuyor kurali: m$ programcilari kullansin diye optimizer
    kodlamak kadar anlamsiz bi is daha bulunabilir, ama zor olacaktir.
    6. coder dedigin koddu mu oturtur.
    7. islak olmayan bi kodlama sureci dusunulemez.
    8. mohorovicic kanunu: her programda kodlama stilinin degistigi bi satir
    vardir. bu noktaya kisaca moho. kod sureksizligi denir. buraya kadar
    temiz ve optimize kod yazmaya calisan coder, buradan sonra cabucak
    bitsin anlayisi icerisine girer.
    9. baskasinin kodunu, text'leri degistirip ben yaptim diye rel eden adama
    lamer denirken, baskasinin web sitesini hack edip oraya bi seyler yazan
    yahut baskasinin kodunu kirip, ben sunu bunu kirdim diye ortalikta
    dolasan adamin goklere cikarilabilmesi, amerika'lilara ozgu deger
    yargilari gerektirir.
    10. coder, fool-proof dedikleri turden kod yazmaya calismaz, cunku douglas
    adams'i coktan okumustur ve evrenin 'fool' yaratmakta kendinden daha
    becerikli oldugunu bilir.
    11. gauss yasasaydi iyi coder olurdu.
    12. tanri, butun evreni tek opcode'ta render edebilen bi coder mi yoksa?
    13. visual diller pandora kutusudur ve kapatmak mumkun olmasa bile bu
    ugursuz kutunun acilmis oldugunu hatirlamak yararlidir.
    14. elegance is a 'must'.
    15. -turk coder'lari cok guclu. (alman hatun helga)
    16. nasil, sci'i takip edip dergilerde falan su universite bu durumda, bu
    univ. su durumda, yeterince makale yazilmiyor, vs vs, yazilari yazdigi
    halde kendi konusunda bi tek makale yayinlamayan prof.lar, dr.ler bilim
    adami sayilmazsa, kodlama yada gfx. music gibi islerle ugrasmadan geyik
    yapanlarda scener sayilmaz.
    17. scener olmak icin insanin kendi disinda bi sey olmasi gerekmez, scene
    mag. ve party'leri takip etmesi scener'larla sohbet etmesi bile
    yeterlidir. bu madde 16. madde ile celiskili degildir.
    18. kagida bi kac satir yazmakta zorlaniyorum ama klavye'de sayfalarca
    dokturebilirim, sonum ne olacak acaba?
    19. database, dtp, cad gibi isler aslinda tam coder'lik islerdir. ama bu
    alanlardaki teknolojik gelismenin onlenip, kimi firmalarin ve insanlarin
    kazancinin garantiye alinmasi icin yalnizca programcilarca yapilir.
    20. programcilar iyi insanlardir, programlari hizli yazarlar, neseli ve
    olgun insanlardir. bilgisayardan anlamazlar ayriii.
    21. bu manifestodaki madde sayisi yazarin 98'de cikan versiyonuna esittir.

    ::scene'de sorun ne? (ssg/arteffect)

    herkesin bildigi gibi, turkish pc demoscene'in tek eksigi "release"ler...
    basit intro'lardan bahsetmiyorum... demo'lar... $oyle ba$layip yarim saat
    suren insani surukleyen demolar... yok i$te... pc'de ben hic turk demo'suna
    rastlamadim... war diyen ortaya ciksin...

    peki niye yok -veya yok denecek kadar az-? tom byron $oyle der: "eger bir
    scene'de demo'lar release edilemiyorsa tek sebebi siki$ soku$ yoktur". tom
    burada sacmalami$ besbelli.. pc scene'inde demo eksikliginin major sebepleri
    $unlardir:

    1 vakit yoktur. insanlar demo yapmak icin cok $evkli ve her turlu
    potansiyele sahiptirler ama gunduzleri i$te geceleri de e$te olduklari
    icin bir turlu demo kodlayamazlar. bu kesim konumuzun di$inda kaliyor.

    2 beceri yoktur. coder'lar eblek eblek visual basic'te frp oyunu
    kodlamaya cali$irlar. grafikerler adobe photoshop'ta hayvani plug-in'ler
    kullanip i$lerin yava$ gitmesinden $ikayet ederler. muzisyenler ise
    muzikleri cubase gibi programlarda yaparlar ve daha sonra coder'a "ne
    demek 128 kanal midi calamiyorum" diye $ikayet ederler. bu kesim de
    konumuzun di$inda kaliyor.

    3 neyin eksik oldugunu kendileri de bilmezler. i$te bu kesim konumuz
    dahilinde. turkiye'de demo gruplarinin cogu kaliteli coder'lar, baba
    grafikerlerden ve de ote muzisyenlerden olu$mu$ken neden demo cikmaz?
    bo$una du$unmeyin bunu ne onlar ne de ba$kalari biliyor. bunu ben $imdi
    burada anlatacam dikkatle dinleyin:

    eger elinizde bir coder, bir grafiker ve bir muzisyen varsa ve hala bir
    demo cikaramiyorsaniz eksik olan tek $ey vardir: fikir. demo'lar sanat
    eserleridir ve her sanat eseri gibi bir tema uzerine kurulu olmak
    durumundadirlar. eger bir demo coder'in dondurdugu kuplerden, grafikerin
    cizdigi alakasiz grafiklerden hele hele de muzisyenin yaptigi post-modern
    muziklerden olu$uyorsa hele hele bunlar bir de alfabetik siraya gore
    dizilmi$se o $eye demo denmez... halk arasinda bu tur sacmaliklara "coder'in
    kup dondurdugu, grafikerin alakasiz grafikleriyle bulanmi$ ve post-modern
    muziklerle bezenmi$ i$e yaramaz program" denir.

    ne demi$tik? fikir. demo kodlarken tum elemanlari motive etmek icin oyle
    bir fikir bulmalisiniz grup elemanlari "evet lam boyle bir demo yaparsak cok
    kral" olur demeli ve i$e ellerinden geldigince sarilmamlilar.

    demo'ya ba$lamak icin giri$ noktasi olarak "fikir"i secmemizin ana nedeni
    eseri beceriden bagimsizla$tirmaktir. boylece iyi bir fikirle en boktan coder,
    en gotten grafiker ve en bagirsaktan muzisyen bile iyi bir i$ cikarabilir.
    fikir bir kere ciktiktan sonra ortaya cikacak eserde kod, grafik ve muzik
    orani elemanlarin becerilerine gore dengelenebilir..

    ornek verecem dayanamadim: mesela bir gun grubun hq'suna girdiniz ve "ulan
    cok iyi bir fikir buldum bakin bir demo kodlucaz uzayli falan olcak ayni event
    horizon'daki gibi bir gemi geliyor ve hangara giriyor falan sonra gemide
    mistik olaylar olacak burada kodir konu$acak muzik olayin aki$ina gore gidecek
    texture'leri ben cizerim" dediniz... millet te atladi "woa! evet! huleean!"
    diye.. ama suklum puklum oturan coder'iniz suskun... "niye susuyon lan, lale?"
    diye sordunuz. o da kekeleyerek "am.. ama.. ama... ben 3d bilmem kiii" dedi...
    "hassiktir" demeden once bir du$unun.. coder'iniz 3d yapamiyor olabilir peki
    ya grafikeriniz? madem coder o kadar maharetli degil verin grafikere... olmadi
    grafiker de mi beceriksiz... eh o zaman dagitin grubu, durdugunuz hata...
    scene'in seviyesini yukseltin...

    fikir'le yola cikmanin ba$ka avantajlari da war... insanin dogasi geregi
    bir$eyi ogrenmeye ba$ladiginda eger ogrendigi $eyin ne i$e yarayacagi hakkinda
    bir fikri yoksa ogrenmesi cok zor olur. dolayisiyla once fikir'le yola
    ciktiginizda insanlara ba$tan olaylari ogretmek yerine kendilerinin neleri
    ogrenmeleri gerektigini gostermi$ hatta onlarin hayal gucunun de olu$acak
    esere cok daha rahatlikla katilmasini saglami$ oluyorsunuz...

    peki fikir bulurken nelere dikkat etmeli? yaa.. atladiniz hemen her
    akliniza gelen fikre sonra grup elemanlari "event horizon? o da ne?", "uzay
    cok banal abi yaa, yerde gecen bi$ii yapsak?", "abi ben noon'un stars'i gibi
    bi$ii du$unuyodum" dediler... eh. yaziyi sonuna kadar okumazsaniz ba$iniza
    gelecegi bu tabi. neyse. fikir bulurken aklinizda tutmaniz gereken en onemli
    $ey, fikrin size ve grubunuza ne kadar yakin olmasi gerektigidir. buldugunuz
    fikir ozellikle gunluk ortak payla$tiginiz $eylerden ortaya cikarsa "mesela
    atiyorum: "coke" isminde bir demo yapiyorsunuz... coca cola kutulari donuyor
    ortamda... arkada musician'in trackladigi bir "always coca cola" caliyor... ne
    kadar guzel bir fikir yarabbi... ustelik her gun ictiginiz koladan ortaya
    cikan bi$ii." grup onu olu$turmak icin hevesle atlayacaktir ortama.

    bundan dolayi diyecegim o ki, "abi demo kodlayalim hayvani efektler olsun"
    demeden once "demo kodlayalim guzel olsun" deyin.

    $imdi uzayin bakalim hadi.

    finest,

    ssg

    ::bunalim coder #4 (ms!/bronx)

    defalarca geldik gözgöze,
    birincisi yalni$lik,
    ikincisi tesaduf,
    ucuncusu mucize.
    hayir.
    ne tesaduf.
    ne mucize.
    sadece,
    gözlemizle sevi$tik,
    gizlice...

    yasadiklarim yasiycaklarimin yarisi bile diil dedim birden.. aklima
    gelmisti.. hos oldu dedim.. paylastim dusuncemi boylece.. yillardir onla hep
    bisiler paylasiriz zaten.. o yasadiklarimiz hakettiklerimizin yarisidir
    derdi.. ordan aklimda kaldi heralde.. bilemiyomki.. geliyo iste insan aklina..

    insan aklina geliyo hersey arasirada hediye alcam ona gunlerdir aklima bisi
    gelmiyo ne alsam diye.. ayip olmasa vercem eline parayi git kendin al diycem
    ama o zamanda olmuyo.. olay o diil yani..

    disket alsam.. evinde bilgisayar yok.. zaten napcak disketi simdilik..
    yakinda evlencez ve benim disketleri bikac sulaleye yeter.. hele 5,25"'ler..
    kullanmasamda severim onlari.. amiga'mi hatirlatir hep.. move.l #$7fff,
    $94(a6) .. aklima geldi birden yazdim iste.. bosverin.. 532xx neydi ulan
    c64'de sprite icin v base.. hrmm.. hay allah.. nerden nereye..

    sprite dedimde, eskisehir'de herkes iciyodu.. kesin bi ipnalik var..
    icmiycem abi.. killaniyom..

    yeni yila gireli 06:09 saat/dk oldu.. yanimda pepsi, sagda bi camel..
    saatim karsimda, kanal bos.. mp3 background'da, bronx.holyfire.com ist'da..
    oyle iste.. parca parca aklima gelenler.. bisiler yazmak istiyorum, hemde
    acaip cok istiyorum, ama ne yazikki onumde bi notepad, elim fj tuslarinda,
    oyle kek gibi bekliyorum.. (uzumlu kek -selam garfi)

    ne biliim, eskiden yeni yila girme olayi bi farkliydi.. daha bi guzeldi..
    bu arada millet subat'da ms'den kurtuluyoz! ne mutlu bize! partisi
    yapcaklar. ulaean, uelaan.. simdilik sesimi cikartmiyorum.. ulan ne guzel
    olcak.. soyle kabaca izm: ms!, pentagram, whip, mqb, cougar, tyi, scotch,
    askerim, airbug, darktower, lazy, orig, gumba, os2lord, stranger/alg ; esk:
    ssg, fatalica, qube, bloody, cori, heretic ; ist: disq gelse ulan ne guzel
    egleniriz yaw.. ehore!!

    bundan yillar yillar once, penthy'nin organizasyonunu yaptigi bi party
    olayi vardi.. nobody yer bulmustu, biz tum event'leri planlamisti, event
    handling planlanmisti, kisaca bi tek party'i yapmak kalmisti.. ancak velakin
    ama turbo'nun baslattigi gelemiycem abi! tribine, bicok kisi eslik etmisti..
    boylece organize edilen ilk party, party'e sadece 1 kac gun kala
    ertelenmisti..

    penthy dedimde, penthy'i anlatiim biraz.. bundan 6-7 yil kadar once, ben
    isparta'dan kalkip izmir'e geldigimde, burada tanidigim tek kisi surf's
    rocker'di. onuda sahibi oldugu laser bilgisayar'dan zamaninda 100 disket demo
    aldigim icin taniyodum.. (evet, evet! bizzat heriften 100 amiga demo disketi
    satin aldim) istanbul'daki bi arkadas sayesinde izmir'de nobody ve whip'ide
    tanimistim.. axon da var listede ama o ayri bi hikaye.. neyse, ben nobody ve
    whip ile tel ile o kadar cok konusmustumki gunler sonra `gercekten, yuzyuze
    tanistigimizdakonusmalar -selam ms!` -selam whip, nobody, naber?
    seklindeydi ve sanki yillardir ahbapmisiz gibi oturup demo izlemistik.. sonra
    nobody bizi metallic'in dukkanina goturmustu.. onla'da muhabbet etmistik
    baya.. bundan gunler sonra ben `ulan, isparta'da kek gibi tek basima idim,
    yoksa izmir'dede baska amiga scener yokmu uleann` konulu metallic gorusmemde,
    metallic phobia ve giga diye 2 kisiden bahsetmisti.. (phobia=penthy).. neyse,
    tabi elimde onlari nerde nasil bulcagima dair tek bilgi izmir apuc'da
    bulabilcegimdi.. bende kalktim gittim apuc'a, sordum telefon adresleri varmi
    diye, veremeyiz dediler.. uzuntu ve muz kabuguydu.. bende apuc'dan cikmis eve
    dogru gidiyodumki, yolda bana dogru gelen bi tip gordum ve konusmalarimiz
    aynen suydu ms: sen o'musun? phobia: evet, sende o'sun galiba arghh!'di
    yani.. 2 tip, birbirimizi tanimadan, definitionlarimizi bilmeden, sadece
    birbirimize bakip tanismistik.. iyiydi yani.. ;)

    bu arada su an tv'de speed oynuyo, ulan birisi turkiye'de gitcek bi
    otobusun kapisina vurup cami kircak ve otobus soforu durup, inip levye ile
    adami dovmuycek. olcak is diil.. bu arada hatirlayamayanlar icin soliim otobus
    2525 nolu..

    film olarak speed'i sevmisimdir, kac kere izledim bilemiyom.. cinliler
    yapiyo abi.. cinli dedimde, back to the future 3'de, prof bozuk entegreyi
    buyutec ile incelerken tabi bozulur bu, baksana made in japan diyo, marty'de
    iyide prof en iyi malzemeleri japan'lar yapar diyor.. ;) ve tabiki sonraki
    sahnede prof o kucuk entegrenin yerine bi elektronik devre yapmis ve bu
    devrede arabanin ön kaputunun uzerini kapliyo.. ;)))

    mentol, kamfor, okaliptus yagi, hindistan cevizi yagi, sedir agaci yapragi
    yagi, terebentin yagi, timol, vazelin.. bunlar ne isemi yarar?? ;)) sormayin!
    ama bilen bilir.. ehehe..

    biraz once oturdum, bi suru resim scan'ledim.. iyi oldu.. hep seyin
    dusunurum firsat buldukca resimlerimi scan'ler sonra cd'ye kaydederim.. yillar
    sonra bile cd'lerin saglam kalcagini varsayarsak, eger fotograflara bisi olsa
    bile ben onlari cd'den bakarim.. ama soyle bi durumda varki, o da acaba yillar
    sonra bu cd'leri okuycak bi reader olcakmi??.. yani 5,25" disketleri 2-3 yil
    oncesine kadar kullanirdik.. simdi ise hic bi anlamlari yok.. o hesap, acaba
    dvd vs'den sonra acaba backward compability olayini hice sayip, bunlari
    okuycak bisi bulamazmiyiz? .. bilemiyom.. ama eminim birilerinden cikar bi
    reader, o zamanin cd'si ne ise artik, once hd'ye atar sonra o yeni formata
    ceviririm heralde.. dusunsenize su an elimde 500 kadar cd oldugunu
    varsayarsak, ki bunlarin 200 kadarini kendim hazirladim, benim icin onemli
    sayilirlar, bunlarin icinden 100cd'lik onemli data ciksa ve o zamanin
    formatinda ise bugunun 100cd'si 1 cd tutsa ne ilginc olur. sen otur, o kadar
    ugras sonra hepsi elinde kucucuk bi yuvarlak icinde olsun..

    gecen cougar ve penthy ile konusurkende bu geyii yapmistik, oturuyoz, bi
    cd'yi mp3'e ceviriyoz ve 50-60mb bisi tutuyo.. 1 cd=11 music cd ortalama..
    komik geliyo.

    ayrica yine ayni gun cougar'larda icerken batsin bu dunya sarkisini
    soyleyemedikye, yuh bize.. ulan soyle bi efkarlanalim dedik onuda yapamadik..
    ehuehu..

    yine ayni gun penthy'lerde bi 15 dk uyumustum, ne guzel uykuydu.. sagol
    penthy.

    bu cougar denen herifle biz bir ara kustuk.. nedenini aylar sonra
    ogrendim.. oyle bi salaklik iste.. ikimizede yuh diyom.. eheh, yine o gun
    cougar'larda penthy gelmeden biz slayer dinleyip elimizde bagetler dave'e
    eslik etmeye calisirken ortada davul olmadigi icin bacaklarimiza, yastiklara
    vs vurdugumuz icin bagetleri bacaklarimiz hafif morardiya; bu da oylesine bi
    ani iste.. ;)

    bu dave yuzunden yine gecenlerde rezil oldum.. yolda walkman dinleyerek
    gidiyodum namely slayer-south of heaven albumu ve spill the blood sarkisi,
    kendimi parcaya o kadar kaptirmisim ki, yolda yururken davulu calmaya
    calisiyodum, tabi seke seke giden bi tip gorunuyodu heralde disarda, abicim
    adamda aksak ritimler caliyo olcagi o.. youuuuuu spiiiiillllll theeee
    bloooooddddd...

    en son hatirladigim davul yuzunden rezil olmam bi otobuste olmustu, manowar
    dinlerken double cross calma cabalarim, ve kulaklik nedeniyle cikardigim
    sesleri duymamam, ve cevredeki insanlarin bana garip garip bakislari ozetli bi
    olay..

    bu arada iyi hatirladim, bagetlerim cagatay'da kaldi, ondan bi ara alayim..
    dun isyerindede bi wasburn gitar ile marshall anfi vardi.. ben ona baktim o
    bana.. bilmiyom abi iste gitar calmasini napiim.. yani oluyo bazen aciyom
    ft'yi caliyom ama yok olmuyo gercek gitar ile calmak.. zor yani.. bu arada
    whip'ide burdan saygi ile aniyorum..

    whip dedimde, ulan herif ile o kadar yil arkadasligimiz oldu, bi suru
    olaylar vs.. ama herif simdi bi okulda ogretmen ve 3 aylik bi oglu var.. zaman
    ne kadar da cabuk geciyo.. ama goreceli bi olay tabi.. einstein'in zaman ile
    ilgili anlattigi bi olay vardir; `guzel bi kadinla 1 saat gecirirsiniz, size 1
    dk gibi gelir, ama bi atesin ustunde 1dk gecirirsiniz size saatler gibi
    gelir`..

    hay allah! bu doc'dada 8k'ya ulastim.. durayim artik ben.. bi sonraki
    bunalim coder'da gorusmek uzere, ben ms!, hepinize iyi gunler diliyom..

    ::3dfx (sniper/tds)

    hitnet'te son gunlerde (bugun neymis? hmm... 26.12.97.cuma) 3dfx'le ilgili
    bi ton soru, sual gordum... aralarinda 'matrox mystique'un 3dfx destegi var
    midir?' vb. gibi oldurucu olanlar da vardi. aslinda bu yaziyi butun sorulara
    ve aldiktan sonra bilinmesi gerekenlere toptan cevap olarak yazmistim, ama 200
    kusur satirlik yazi da (yaw, 3 saat olmus bea... amma kaptirmisim... bu kadar
    ugrasmisim, tidisien'e de yazi yazacam demisim, gonderiim bari!! elde var
    biiiirrr!!! :))) messy diil article olur. hitnet'te messy olarak harcanir mi??
    bilgisayarlarin b.kunu cikartane kadar kullanan, her tarafini kurcalayan en
    cok adamda scene'de olur... madem 2.5-3 aydir 3dfx kullaniyorum, her tarafini
    kurcalamisim, almak isteyenleri biraas bilgilendiriim...

    * 3dfx nedir?
    - 3dfx sadece bi chipset'tir ve 3dfx interactive tarafindan uretilmektedir.
    bu chipset ayni zamanda arcade makinalarinda kullanilanlarinin aynisidir.
    3dfx interactive firmasida bu baba chipseti isteyen firmalara satarak
    paraya para dememektedir. diamond monster, orchid right???? vs. gibi
    kartlarda bu chipset kullanilir ve yapilan testlerde genellikle hepsi
    paso ayni performansi gostermistir.

    * 3dfx niye bu kadar populer?
    - 3dfx chipsetlerinin bu kadar populer olmasinin sebebi arcade
    makinalarinda kullanilan chipset'in aynisi olmasi. yani o arcade
    makinalarindaki 30+ fps, ustun kalite ve hizli grafiklerinin arkasindaki
    chipset. 3dfx int. firmasi pc'ye girmeden oncede bu isle ugrastigi, dier
    firmalar gibi 'hadi 3d acc. kart cikartalim! benim karinin
    kredikartlarini odeyemiyorum!! biras daha para kazanalim.' diye ise
    girmedikleri icin ne yaptiklarini biliyorlar. bu da kartin ilk ciktigi
    zaman en yakin rakiplerine 1.5-2 katina yakin fark atmasindan ve
    rakiplerinin 3dfx'in performansini yeni yakalamasindan, ama 3dfx'in 2-3
    ay icinde voodoo ][ chipsetiyle voodoo'yu hizda 3'e katlamasindan
    (dolayisiyla rakiplerini de (hehe... yandi, bitti herifler! 2 sene
    bellerini dogrultamazlar. :)) ) rahatca anlasiliyor. bu yuzden rakipsiz
    konumdalar. voodoo ]['in fiyati $300 (+kdv??) gibi bekleniyor ve voodoo i
    ile tamamen uyumlu olacak(mis). voodoo i hem dos, hem de windoze
    platformunda cok iyi calisioo ve firma bu konuda oyun gelistiricilere her
    turlu konuda destek veriyor. (adam o kadar kart yapmis, satsin diye
    destegi verecek dabii ki!) bunlara bide kartin nerdeyse bilinen her turlu
    3d olayini destekleyip, hizlandirdigi (anti-aliasing, bi/tri-linear
    filtering, mip-mapping, texture-mapping, z-buffering vs... vs...)
    eklenince pc'de neden 3d standartini koydugu aynen anlasilir. (adamlar,
    bu 3d oyunlar icin 3d acc.'dir diye matrox mystique'u cikartiyorlar ama
    kart texture bile kaplayamiyor, bindir cpu'ya :)) ne annadim ben bu
    isten?? )

    * 3dfx biras fazla mukemmel gozuktu... yok mu bunun dezavantajlari?
    - 3dfx'in dezavantaji windoze icin de windowed olarak calismamasi... (yahu
    bu hakkaten bi oyun karti icin eksik mi?) daima full-screen mode'da ca-
    lismasi, 640x480x16b'den daha yukariya cikamamasi... baska bence onemli
    bi eksigi ise autocad vb. cizim programlari icin driver/destegi
    olmamasi... kisaca tamamen bi oyun karti olmasi... o kadar hizli ve iyi
    grafik kalitesiyle bilumum 3d cizim programinda preview'lar ve 'isigi
    sagdan sola kaydirip, hangi position'da en etkileyici durduguna baksam?'
    gibi realtime denenip, yanilinacak isler icin mukemmel olmasina ragmen
    destegi yok.

    * 3dfx'in su an ki modelleri nelerdir?
    - 3dfx'in su anda iki modeli vardir... voodoo ve voodoo rush... voodoo
    sadece 3d chipsetken, voodoo rush 2d+3d chipsettir. ama voodoo rush'in
    tutulmamasinin sebebi dier 2d kartlar kadar iyi 2d'si olmamasi (windoze
    acc.!!) ve 3d'sinin de ayni (?? benzer ??) chipset olmasina ragmen voodoo
    kadar hizli olmamasidir. (ne hikmetse??)

    * 3dfx'in gelecekti modelleri nedir?
    - 2-3 aya kadar 300$ (+kdv??), voodoo i'in 3 kati performansiyla voodoo ][
    in cikmasi beklenioo... daha yuksek cozunurlukleri ve daha fazla rengi
    destekleyecek. ayrica voodoo i'de olmayan bi donanim ozelligi ise 1'den
    fazla voodoo ][ ayni bilgisayara takilip performans ayni oranda
    katlanabilecek. bence oyunlar icin cok gereksiz olan bu ozellik
    (simdikinin 3 kati perf.'la 3 tane quake2 acarim :))) ) tamamen 3d cizim
    programlarina istenen performansi saglamak icin kondu. bu da windowed
    mode ve prof. destek demektir... :)))) boylece butun eksileri kalkmis
    oluyoo...

    * 3dfx hangi cozunurlukleri destekliyor?
    - 3dfx su an hatirladigim kadariyla 320x240x16b(?), 512x384x16b,
    640x400x16b ve 640x480x16b cozunurluklerini destekliyor ve 166mmx+
    cpu'larda cogunluklada 25+ fps ile oyun oynarken insani zevkten
    inletiyor. ozellikle sonuncusu butun oyunlarin kullandigi standart
    cozunurluktur. quake2 ve benzeri 166mmx+'lari bile 256 renkte inleten
    oyunlarin 65536 renge cikmasi (effekt goruntu kalitesin abarmasi), ustune
    ustluk 2 katina yakin hizlanmasi tamamen manyak bi olay.

    * destekledigi standartlar nelerdir?
    - direct3d ve opengl destegi var... zaten glquake, hexen ][ gl mode vb.
    butun gl grafiklerinin 3d hizlandirici olmadan calismasi su an icin im-
    kansiz. (2-4 ghz pentium icat olana kadar boole! quake2'yi standart gl
    driver'la 320x240'da calistirin ne demek istedigimi anlarsiniz. ne o
    oole, 1-2 fps... oggghhh!!!) ayrica windoze'da direct3d kullanan butun
    oyunlar otomatikman 3dfx'i de kullanmis olurlar ve kartin butun
    avantajlarindan yararlanir.

    * driver/support vs...
    - karti alinca www.3dfx.com 'dan en son windoze driverlarini, ve glide
    denen dier runtime lib.'lerini alip, her zaman up-date tutun. bence
    3dfx'den cekilen driverlari diamond monster (veya baska bi 3dfx kart
    (???)) icin kullanmanin hec bi zarari yok. zaten kartin uzerindeki
    chipset 3dfx ve 3dfx interactive'de kendisi kart uretmedigine gore,
    sitelarindaki driverlarinin baska bi aciklamasi olamaz. rahatca cekin
    koyun!

    * oyun patchleri vs...
    - benim daima kullandigim ve genellikle de patch'lerini buldugum yerler:
    www.download.com
    www.3dfx.com
    www.gamesdomain.com
    www.ogr.com
    bi de oyunun kendi site'i :)))

    * 3dfx nasi takilir?
    - diamond monster gibin sek 3d kart bilgisayara ise soole monte edilir: 2d
    kartin monitor cikisi 3dfx kartina girer (dabii ki ara kablosuyle beraber
    gelio meret!), 3dfx'in monitor cikisida monitor'e girer! yani bi nevi
    modem-tel. kablosu muhabbetti! pci v2.1 uyumlu board ister ve haliyle de
    pci slota takilir.

    * 3dfx alirken nelere dikkat etmek lazim??? oole su anki sistemime alip
    monte etsem, olur mu??
    - 3dfx'in voodoo'su ( ve buyuk ihtimalle alicaginiz olan ) sadece 3d kart
    oldugu icin yanindaki 2d kartinda onemi buyuk... 3dfx calisirken 2d kart
    by-pass modunda olsa bile matrox millenium ile ismi bile duyulmamis adi
    bi kartin yanina takilan diamond monster'un oyunlarda 14'den 30 fps'ye
    kadar degisen performans verdigini gordum... o yuzden mumkun oldugu kadar
    iyi bi 2d kartinin yanina takin yoksa verdiginiz paranin karsiligina
    alamazsiniz!! o kadar iyi 2d kartiniz yoksa coktan degistirmenin zamani
    gelmis demektir...

    * en son yenilikler ve kullanicilar arasi tartismalar icin...
    - her turlu tartisma/haber/oyun patchleri vb. geyikler icin news.3dfx.com'u
    ziyaret edin. ayrica ht.donanim'i da unutmayin beyler :)))

    * peki sagdan soldan bizim de arayip bulduklarimiz disinda neler
    yazacaksin???

    tamam, simdi de karti aldiktan sonra b.kunu cikarmak istediginiz de
    yapilacaklara gelelim...

    ** kartin ayarlariyla nasi oynarim? bazi pek ortalikda gozukmeyen ayarlari
    falan var mi?

    -- 3dfx'in belki de en ilginc ozelliklerinde biride otoegzec.bat'tan bi cok
    ayarinin toplu halde degistirilmesi... soole bi bakalim:

    set sst_grxclk = ?? kartin belki su ana kadar bi donanimda gordugum en
    baba ozelligi software-over-clock olayi. bunun
    (bildigim kadariyla) diamond monster icin standart
    degeri 57, diger kartlar icinde 50 (??? mhz ???)
    fakat en fazla 62-64 falan yapabilirsiniz ve zaten
    normalde uzerinde cay demlenecek kadar isinan bi
    kartta 1-2 fps icin yapmaya degmez. 170$'lik bi
    karti yakmak istemezsiniz heralde...

    su ana kadar hic bi yerde okumadigim, kendi
    makinamda gordugum ilginc bi dolayli over-clock
    yolu ise su... standart olarak 66mhz calisan
    mainboard'unuzu non-document'ed (destekliyorsa
    eger. :))) ) 75 veya 83 mhz over-clock ettiginizde
    1-1 performans artisini 3dfx'inizden de
    aliyorsunuz... cpu hizinin artisindan daha yuksek
    bi artis... herhangi bi aciklamasi olan? n'olursa
    ossun, karti over-clock'lamadan
    over-clock'luyorsunuz. ( o da ne demekse!!) ( yaw,
    simdi aklima geldi. bi de over-clock macera- lari
    mi baska bi article'da yaziim. hangi board 75 ve
    83mhz bus-speed destekler, hangi hdd'ler 83mhz
    bus-speed'i kaldirir, ekran kartlari n'olur? cpu
    nasi yakilir?? elde var ikiiii!!! )

    set fx_glide_no_splash = 1 her oyun baslatilinca cikan 3dfx int.
    logosuna kil olmaya basladiysaniz '1' ile
    kapatin, '0' ile de gene gicik
    olabilirsiniz.

    set sst_fastmem = 1 bazi bilgisayarlarda uyumsuzluk yarattigi sooleniyo
    yaratmazsa '1' ile acik tutun. %2-%5 gibi ufak bi
    performans (belki??) saglar...

    set sst_fastpcird = 1 'fastmem' bolumu copy-paste...

    set sst_rgamma = ??? \
    set sst_ggamma = ??? -> r/g/b olarak gamma degerini belirler. standart
    set sst_bgamma = ??? / olarak 1.70 cogu monitorde goruntuyu kurtarir.

    set sst_screenrefresh = ??? ne yani aciklama mi yazicaz buna da??

    ** pc'yi over-clock'ladik yada yeni driverlarini yukledik. performans
    testlerini nasi yapicaz?

    -- net'ten bi yerden wizmark denen 3dfx firmasi tarafindan 3d cardlarin
    performansini olcmek icin yazilmis programi indirin. her seferinde
    kartinizin perf. hakkinda bi fikir sahibi olabilirsiniz. mesela directx
    5.0 ve 3dfx'ten directx 5.0 icin driverlarini install ettigimde %5-%10
    arasi bi yavaslama olmustu. (windoze sux!!) ikinci bi yontem de
    glquake'de (quake'in 3dfx patch'i) console'dan 'timedemo demo2' yazip
    sonundaki fps'yi not etmektir... bunu yaptiktan sonra normal quake'de de
    aynisini deneyip 2+ kati performans farkini gorup, grafiklere
    kusabilirsiniz.

    ** 3dfx icin 170$ fiyata deger mi?? almak lazim mi??
    -- once gidip bi yerde 3dfx'in en sevdiginiz oyunu ne hala soktugunu gorun
    ondan sonra karar verin. ama paraniz yoksa ve 1-2 icinde de olmayacaksa
    yakinindan bile gecmeyin. icinizde kalir, ruhunuzu emip bitirir,
    kudurtur. aksamlari fogged, anti-aliased, 30+ fps islak ruyalar
    gostertir. bu ruyalarda hatuna ne kadar yaklassaniz da bozulmadigini(!)
    (no pixel!) gorur, fena olursunuz! adama karisini, kopegini sattirtir.
    bence her cent'ine deger. en son yeni cikan oyunlarin cogu bi 3d
    hizlandirici istiyor ve alinacak bi kart varsa o da endustri standartini
    belirleyen 3dfx'dir. her oyun bu karti destekliyor, ayrica... o kadar
    yukarda anlattik iste!! ayrica bi cok kimsenin gozunden kacan olay ise
    200+mmx cpu'unuz varsa ilerde kici kalkik pentium ][ isterim diyen
    oyunlar gelinceye kadar up-grade gereksiz olur. 200+mmx cpu'lar 32+mb
    ram'da cogu isi yapip, halledecek kadar hizlilar. 3dfx gibi bi 3d acc.
    kullaninca cpu'nun da uzerinden buyuk bi yuk kalkiyor ve normalde
    133mmx'de surunecek oyunlar son derece hiz li calismaya basliyorlar.
    boolece cok hayvani isler ve son oyunlari oynamak disinda gercek bi
    up-grade gereksiz oluyoo. gecenlerde aldigim sadece 3d acc. cardlarla
    calisan bi oyun 3dfx icin 133(recommend) ve baska bi 3d hizlandirici
    icinde 200(recommend) diyodu. cpu uzerinden max. yuk kaldiran kartlardan
    biri de 3dfx'dir. carmageddon benim alet 83x3'de (250mhz) de calisirken
    bile adam gibi hi-res oynanmiyordu (ne ya o? arabayi bi 50m. otede
    goruyorum, sonra herif arabami sasesine kadar dagitmis!! - yahu herifler
    bunu nasi bi makinada yaziyoolar. hadi alpha yada sgi'lerde yazdiniz,
    cross-compile ettiniz, hic mi oturup 3d-engine acaba hi-res'de duzgun
    calisioo mu diye test etmediniz?? herkeste de pentium ][-300 yok ya??
    adam gibi yazin su oyunlari yada hi-res koyup, oynayamiyinca delirtmeyin
    adami!!) ama 150mmx ve 3dfx'le son derece hizli oynandigini gordum.
    up-grade'i 170$'lik bi masrafla rahatca onleyebilirsiniz arti yukaridaki
    butun ozellikleri... :)))

    ** 3dfx gibi bi 3d acc. card'i demolarda kullanan yok mu??
    -- su ana kadar 3dfx kullanan bi demo gordum. bu aralar hornet'de
    (www.hornet.org) top download'da 1 numara. ismi vertigo. hem dos, hem de
    windoze altinda calisio ve 3dfx'li olani hiz/muzik/efekt/design acisindan
    mukemmel. normal hali mi?? bosverin gitsin, goz zevkinizi bozmayin.

    ** peki, 3dfx'i biz de kullanmak istersek?
    -- 3dfx'in site'inda (www.3dfx.com) sdk'si (10mb!) var. windoze, dos, ve
    galiba l/unix icin [linux? linux ichin linux glide war, ve linux glide
    aksine 10mb diil 800k ;) -ed] c/c++ source code ve bilumum lib.'leri ile
    gelio. hehe... artik hayvani code optimize etmeye, phong/groud shading,
    z-buffering'e vs... hesaplatmaya son! hele hele, acaba 166mmx'de calisir
    mi?? vb... sorunlara kokten cozum!! yaz engine'i birak 3dfx'e... ohh
    beaa...

    ** 3dfx'i yukarda goklere cikardin, sanki herkesin bunu almasini istiosun
    gibi bi durum var. ne kadar para aldin??

    -- 3dfx int. yada bu yazi icin para verecek herhangi bi yerle alakam yok.
    (hoop!! abi, 3dfx'ten para geldi mi?? - nee?? gelmis mi?? ok!! yaziyi
    gonderiim o zaman...) sadece bu kadar iyi bi kart ve almak isteyenler de
    varken gidipte baska bi karta para vermenin mantigi yok. bu karti bugune
    kadar goren/kullanan herhangi birinin memnun olmadigini gormedim. 3d acc.
    card alirken/aldiktan sonra bilgilenin diye yazdik. alin, hayrini gorun!

    gorusuruk...

    the 'axxlerated' sniper
    the dark sect
    taylan@geocities.com

    ::bunalim coder #5 (ms!/bronx)

    bunalim coder 5 (ilgili kisiye ithafen)
    ---------------------------------------

    hayatinin merkezi olan birileri vardir derdi hep.. geceler, gunduzler
    boyu dusundum, evetti yaa. hani hep olur bisiyi bilirsin ama farketmezsin ta
    ki birisi sana soyleyene dek.. iste buna onlardan biriydi..

    soyle bi gecmise baktigimda hep bi merkezim oldugunu farkettim.. ama
    hatirlayabildigim en son canli merkezim ortaokulda dedem idi. lise ile
    beraber cansiz merkez'i tercih etmistim.. yada tercih etmistim lafi fazla
    iddiali oldu.. bisi bulamadim yerine siz dusunun artik..

    kac yil oldu bazen ben bile hesaplayamiyorum.. yilllar.. yillardir hep
    cansiz merkezimi sevmistim, ve kesinlikle bi alternatife ihtiyacim olduguna
    inanmamistim yada soyle desek farkli bir merkez bilmedigim/tatmadigim icin
    hep kendi merkezime dayanmistim.. derlerdi `olm, ciktigin/sevdigin bi kiz
    yokmu?` .. yoktu.. dusundum bi kere daha.. yoktu.. bi kere daha dusunmedim
    sonra.. yoktu..

    merkez noktamin baska bi merkeze kaymaya nasil basladigini tam olarak
    farkedemeden 2 gunde olaylar oldu.. olanlar oldu.. gunler varki zevkle bi
    bilgisayarin basina oturup bisiler yapmadim.. ben boyle diilim, degildim..

    onu gordum, tanistik, biraz konustuk, bi ogle yemegi yedik, aksam
    biyerlere gittik.. vee.. tanrim boyle kolay yazabildigime bakmayin, hala ben
    bile anlamamiyorum.. bu kadar kolay olmamaliydi.. olmamali..

    cek bi firt daha sigaradan.. yaw, sadece 1 gun yaa. sadece birgundur
    gormuyorum, ama merkezim su an benden uzaklarda biyerde, merkez noktasi
    olmayan hersey gibi dengesizim..

    kizim nerdeydin sen bunca sene yaa? off.. inanmiyorum.. sen o kadar sene
    cikma ortaya, tam ben herseyi bosvermisim, okulu askere gideyim bitsin bu dert
    diye birakmisim, kek gibi yasarken ortaya cikilmazki.. cikmamaliydin.. ama
    cook gec..

    eski patronum cuneyt'i her zaman cok sevmisimdir, onla yaptigimiz
    muhabbetlerden biri esi figen ile ilgiliydi.. nasil, ne zaman? ozetli
    sorumun cevabi bana o an icin anlamsizdi.. `okulda tanistik, konusurduk, sonra
    cikmaya basladik, -ona hic cikma teklif etmedim- sonra evlilik planlari
    yaptik, -ona hic evlenme teklif etmedim- ve 2 senedir evliyiz.. anlamamistim,
    her zamanki gulumsemem ile anlamis gibi bakmistim.. anlamadigimi biliyodu,
    anlamamida beklemiyodu.. buda kelimeler yetersiz, yasaman lazim'lardan
    biriydi iste..

    size bu merkez olayini anlatcak degilim, anlatabilcek durumdada degilim..
    benim derdim su an merkezim nerlerde..

    yinede hani bilirsiniz, elbet birgun herkes evlenir geyii cercevesinde olay
    duzeni genellikle su sekilde gelisir; (ee, turkiyede 1:3 erkek:kadin orani
    oldugu dusunulurse) biriyle tanisirsin, lisede, universitede yada biyerlerde
    calisirken, onunde bi dert yoktur -askerlik varsa bile bu bikac yil sonradir,
    en azinda 6 ay sonradir-, baslarsiniz konusmaya, merkeziniz o olur ve olan
    olur tabi.. sonra diger olaylar buzdolabi, camasir makinesi ozetli
    konusmalar.. askerlik olayi varsa arada bi nisan yaparsin ve mustakbel es
    oturur askerden donene kadar seni bekler.. sen arasira telefon acar, ona
    mektuplar yazarsin, bi ara izin alir, gelir gorusursun..

    birisini askere nisanli gondermenin bence soyle bi hikmeti var; her ne
    kadar aileni cok sevsende, askerdeyken derdin onlar degildir.. o an icin
    kendini, askerden sonraki gelecegini hesaplarsin, bunalir yasar gidersin
    askerligi.. ama.. eger seni evde bi bekleyen merkezin varsa olaylar farkli
    olur.. eve donmek icin artik bi nedenin vardir..

    bana onu sevmistin, degil mi? demisti.. evet dedim kisaca, `peki niye
    bunu ona soylemedin?diye sordugundan cevabim dogruyduben onu oyle
    sevmedim` ama yinede soru beni dusundurdu.. daha sonra yine dusundum, ve bu en
    son dusundugumden sonraki dusuncede ise aslinda dusunmekten baska bisi
    yapmadigimi farkettim.. evet, sadece dusunuyodum, birisi sigara ikram eder,
    alirim icerim, guzel sagol derim.. ama bunu sesli olarak demedigimi
    farkettim.. paralel sekilde kisileri sevdigimi ama onlara onlari sevdigimi
    soylemedigimi farkettim.. bi gunde bicok sey farketmistim, bu guzeldi, mutlu
    oldum, sonra boyle bisiye mutlu olduguma uzuldum, sonucta boyle bisiye mutlu
    olduguma uzuldugume sevindim.

    .. ben hic simdiye kadar birisine seni seviyorum demedim.. dediysem bile
    bunu seni seviyorum anlaminda dememisimdir, zor simdi bunu anlatmak.. `seni
    seviyorum`.. simdi daha rahatim.. yazarken kolay oluyo, bide bunu soylemek
    lazim,.. kolay degil..

    hala bilemiyorum nasil?.. yani beni taniyanlar bilir.. simdiye kadar degil
    bi kizla gorusmek, bi kizla konusuyo olmam -ayak ustu bile- garip karsilanir..
    cunku hep evlenmiyecegimden ve buna neden olarakta cok guzel bahaneler
    soylerdim.. bahanelerim hala gecerli sayilir; olay evlenmekle bitse, zor bi
    olay olmasa gerek, ama bitmiyor. bunun yillar suren beraberligi, cocuk(lar) ..
    evet en onemlisi cocuk(lar).. bende bir zamanlar cocuktum, bilirim ne zordur
    cocuk yetistirmek.. cunku ilk 6 yil cocuk ile ugrasirsin buyusun diye, sonraki
    seneler ilk orta ve lise dengi okullar muhabbeti baslar.. sonra universite,
    sonra onu evlendirme.. ve sonra bir baskasi bu yaziya benzer bi yaziyi benim
    kizim icin yazar.. olayi bikac cumleye sigdirdik gibi gozuksede oyle diil,
    kolay diil..

    butun bunlari niye mi yazdim.. bi bilsem.. eger biliyosaniz siz bana
    soyleyin.. belki merkezimin beklenmedik degisiminin paniginden, belkide su an
    arkada calan yeni turku'nun etkisinden, belki de . . bilemiyorum.. su an
    hersey icin cok gec, yada hersey icin cok erken....

    neyse, yak bana bi sigara daha..

    ::bir coder bilgisayari ... (ssg/arteffect)

    bir coder bilgisayari olmayinca vaktini nasil gecirir?

    acikcasi bundan bir kac gun once tdsn'in yeni sayisini okurken "bir coder
    bilgisayari olmayinca vaktini nasil gecirir" isimli bir article gorseydim hic
    okumadan gecerdim. son bir kac gunde bunun degi$tigini hissediyorum. cunku
    bilgisayarim yok.

    niye bilgisayarim yok? biraz tatile ihtiyacim olup karaburun'a gittigimden
    degil aksine tx board'umun overclock olamama gibi bir problemi olmasindan...

    neyse, ben duzgun cumle kurmaya cali$maya devam edeyim... insan (hele hele
    bu insan bir coder'sa) bilgisayarinin kiymetini bilgisayari olmayinca anliyor.
    once o kadar dert etmiyordum bunu nasil olsa gitarim war, arkada$larim war,
    kitaplarim war falan falan...

    ilk bilgisayarsiz gunum eve geldigim gece butun gitar tab'larimin
    bilgisayarda kayitli oldugunu hatirladim... bildigim parcalari calmak da 12.
    cali$tan sonra ilginc gelmemeye ba$liyor. 13. kez cryin/aerosmith denerken
    niye ben biraz bi$iiler okumuyorum dedim ve evdeki 1990'dan kalma bilim ve
    teknik dergilerini okumaya ba$ladim. eski bilim ve teknik'leri okumak iyi
    oluyor insan "windows 2.x cok gorevlilik ve grafik arabirim sunuyor", "genetik
    kopyalama mumkun mu?", "sanal gercekcilik gercekten olabilir mi?", "laser
    nereye kadar?", "i$ik hizi da ne?" gibi article'lar okuyunca guluyor. evde 7-8
    bilim ve teknik vardi ve beni bu $ekilde 3 saat kadar idare etti. baktim ki
    saat daha gecenin 2'si (sabah 4-5 gibi yattigimi du$unursek) ve i'm out of
    bilimtekniks... ne yapacam diye du$unurken son bilim ve teknik'in arkasinda
    zekasayar ko$esinde "hangi sayinin 5. kuvveti 5277319168'tur?" diye bir soru
    gordum. hehe. nasil olsa vakit bol, ba$ladim 5277319168'u carpanlarina
    ayirmaya. ustelik bilgisayar olmadigindan sadece kagit kalem kullanarak :))
    bir kac saat bununla ugra$tiktan sonra cozumun 88 oldugunu buldum. bu da
    bitmi$ti. saat sabahin 4:30'unu gosteriyordu. hafif uykum gelmi$ti, "neyse"
    deyip yattim.

    ertesi gun daha zordu. cunku ikinci kez 5277319168'in yanitini bulmak
    kesinlikle cok sikici olacakti. ba$ka bi$iiler yapmam lazimdi. roman falan
    okiim deyip raflari tararken gozume bir cift cpc464 (evet evde iki tane war)
    carpti! muhaa... bilgisayarsizliktan kurtulmu$tum... benim aletin monitoru ve
    klavyeyi kenara ko$eye atip yerine cpc464 kurdum. (bu sahnede cpc464'un
    gorunumu kumlarin icinden yillar sonra cikarilan karr isimli arabanin ciki$
    sahnesiyle ayni) cpc464'e oyun kasedi ararken kasetler arasinda etiketsiz
    kasetler gordum. baktim ki bi$eyler kayitli seti de icerden odama getirdim
    kasetleri dinlemeye ba$ladim. bir baktim aralik 92 ve ocak 93'te mikrofonla
    yaptigim ses kayitlari :)) (btw: o zaman bilgisayarim yoktu ve tahmin edin
    vakit gecirmek icin nasil bir yol bulmu$um heheh).. neyse bir kac saat
    nostalji gecirdikten sonra cpc'ye dondum ve wec le mans oynamaa ba$ladim.
    (aslinda ondan once 180 darts, solomons key ve crazy cars falan da denedim ama
    sarmadi onlar). ho$ wec le mans ta sarmadi. ama beni yine sabahin 5'ine kadar
    idare ettiler.

    bu article'i yazarken bir bilgisayarsiz gunun gecesine daha gebeyim.
    article'i zaten bloody'lerin orda yaziyom. bakalim gelecek gunler neler
    gosterecek ve zalim kader ssg'ye ne turden hangi $eytani oyunu oynayacakti?

    -ssg

    ::bunalim coder #6 (ms!/bronx)

    can't escape when bronx is to strike. misery shatters your soul and you
    cannot break the chains within your body. you're ordered to obey, but you
    override them. never you betray, for you are not 1 of the sacred. when the
    holy, the so called holy drowns in deep filth, you stand still watching them.
    saying nothing but allocating buffer for the words you wish to scream out. you
    alwaze know they will not/never be able to defeat the power within you,
    yourself. you bow your head, but not to the mindless bastards.

    yer : ev'lerden biri. .
    bgnd: offspring caliyo. .

    kolay mi dersin.. hicte degil.. inan hic kolay degil.. her zaman bi
    yerlerden baska yerlere tasindigimizda bi parcamin orda kaldigini
    hissetmisimdir.. eski evimiz, orda bi cok intro yazildi, bi cok scener gecti
    ordan.. saatler, gunler, aylar boyu muhabbet yapildi..

    eski evimi anlatayim bari.. orda gercek amiga coding'ine basladim.. orda
    ilk intromu yazdim, orda amiga icin music disk yazdim ve yine orda pc icin ilk
    music disc'ine basladim.. orda iken biber bizde kaldi.. orda iken damla, ahu
    bize geldi.. orda sam, wea ile saatlerce konustuk.. analog party yaptik..
    litrelerce pepsi harcadim, bi suru camel ictim.. ordan ilk bbs baglandim..
    kardesim orda nisanlandi.. o eve sigara icerek cikabilen nadir insanlardan
    biriydim.. orada iken her gelen bu evden tasin tasinma masraflari bizden
    dediler.. orda terminator 2'yi izledim.. orda giga overdose'dan sandalyeden
    dustu.. orda penthy mr.flag esprisi yuzunden sandalyeden dustu.. orda dd
    disketlerimi hd yaptim.. orda 6 yillik bi tarih var.. en son zaten benim odayi
    tasidik.. ben, mqb ve ihsan (kiz kardesimin nisanlisi).. son gun benim
    bilgisayarlari tasirken, mqb ile oturduk, son kez orda pepsi ictik..
    ayrilirken odama soyle bi baktim.. disardan beni izleyenler bombos bir odaya
    niye oyle okuz ve tren olayi gibi baktigimi anlayamayabilirler.. ama ben o
    bos odaya baktigimda bosluk diil, bir cok sey goruyordum.. iste su kosede
    duran hoparlorum uzerinde kedim uyuyup kalmisti.. iste su duvarda turbo'nun
    cizdigi seyler vardi.. iste su kosede duran yatakta kimler uyumadaki..

    gecen arkadasin biri bi adult video cd getirdi, bak suna dedi.. sevmem ulan
    bunlari bilirsin dedim.. sen bi kere izle dedi.. peki dedim, taktim basladim
    izlemeye.. ulan daha filmin baslangicinda bi jeep ile gidiyolar, jeep'in
    plakasi 48 bla bla, diger jeep ise 34 bla bla plakali, sonraki sahnede zaten
    turk bayragi vs felan.. yani ozet olarak turkiye'de mugla taraflarinda
    cekilmis bi film!.. ehehe.. kendime bi kopya aldim, bi ani baabinda.. ilk
    adult video cd'm.. anlatayim istedim.. bi daha olmaz.. tamam..

    bide gecen sonunda biri benim evlilik ile ilgili olan, `erkek, kadindan
    kucuk olmalidir` teorimi onayladi.. mutluyum.. teorimde suna dayaniyo.. malum
    kadinlarin yas ortalamasi, erkeklerden fazla.. yani bir kadin bi erkekden daha
    uzun yasiyo.. simdi buna ragmen, bide gidip kendinden kucuk bi kadinla
    evleniyon.. noluyo sonucta. hem genetik olarak kaybediyon, hem kendi ellerinle
    kendinden kucuk biriyle evlenip kesin olarak ondan once olup gidiyon.. haa.
    diyorsanki bu kotumu, aslinda diil, yani ben sahsen, karimin benden once
    olmesini istemezdim, yani o aci ile sonra nasil yasardim bilemem.. iste
    teoride burda guzellesiyo, sen cesitli formullerden yola cikip, mustakbel
    karinin ortalama yasiycagi yili buluyon, kendine bakiyon, eger yaklasik ayni
    senede oluyosaniz, evlencen, boylece, hem o, hem sen fazla aci cekmiyo olcan..
    buda boyle bisi..

    ilerde daha ilginc teorilerim ile geri doncem, somebody stop meee!

    saat gec oldu, (yani daha dogrusu bicok kisi icin saat erken oldu) ben
    kalkayim..

    p.s: bu bunalim coder series'e devam etmiycem.. hadi size hayirli gunner
    diliyom ben..

    ::izmir parti raporu 1 (kris/clique)

    izmir parti raporu
    7-8 $ubat 1998

    kris/clique

    gnostic'in askere ugurlama partisine gitmek uzere cumartesi saat 03:00 gibi
    istanbul'dan yola koyulduk, ben ve bloody ile beraber $oforumuz master abi
    (master/clq degil) ve esquire vardi. yola cikar cikmaz kasimpa$a istikametinde
    polis kontrolune yakalandik, $oforumuz 1,5 kucuk raki icmi$ti, izmir
    maceramizin baslamadan bittigini dusunurken dil alti numarasiyla alkol testini
    atlattik ve yarim saatlik gecikmeyle yola cikabildik.. ortalama 130km hizla
    araba vapuruna binmeden izmit korfezini dolasarak 5bucuk saatte izmir'e
    vardik. sabah 09:30 gibi alsancak'a geldik ama parti yeri reyhan cafe'yi
    bulamadik. gnostic'e telefon ettik ve bizi buldu oraya goturdu. icerde
    arteffect tayfasi vardi ama kalabaliktan giremedik. bi sure bekle$tik ve
    gnostic yandaki kafeye transfer olacagimizi soyledi. bos olan kafeye girdik
    biseyler atistirdik ve oteki kafedeki elemanlarin gelmesini bekledik. bi sure
    sonra onlar da geldi va yaklasik 15 ki$ilik bi ekip olu$tu. tani$tik. gelenler
    butun arteffect (ssg, cori, heretic, qube, fatalica) clique (bloody, kris,
    scotch) airbug, cougar, darktower, wideman ve ismini hatirlamadigim 1-2 ki$i
    daha. birden ne oldugunu anlayamadan ankara raksnet'ten wideman ayaga kalkti
    ve irc hakkinda seminere ba$ladi. bizi getiren master ve esquire yarim saat
    oturduktan sonra i$leri oldugundan istanbul'a donduler.

    wideman bi sure bi$eyler anlatti kulak veremedim, anladigim kadariyla
    milletin de cani sikilmi$ti, ssg garip espriler yapmaya ba$ladi. arteffect
    eski$ehir'den 8 saatte gelmi$ti ve onlar da bizim gibi uykusuzdu. ssg uyuyacak
    yer bulalim dedi. sonra gnostic kizarkada$ina gidecegini ve ak$am 7'ye kadar
    takilacagini soyledi bu toplulukta soguk du$ etkisi yaratti. aramizda
    gnostic'i scene'in en saticisi secmeye karar verdik. gnostic gitti. toplulukta
    bronx'tan kimsenin olmamasi ilginc bi durumdu.

    toplulugun bi kismi sinemaya gidelim dedi, ama biz olaya anlam veremedik
    sinema'ya her zaman gidilebilirdi ve izmir'e sinema icin gelmemistik.
    scotch/clq'a telefon ettik i$ten 12 gibi cikacagini soyledi 1 saat kadar onu
    bekledik. sonunda scotch geldi, arteffect, wideman, cougar ve airbug starship
    troopers'a gitmeye karar verdi, aksam sinema cikisinda bulusmayi
    kararlastirarak ben, bloody ve scotch clique tayfasi topluluktan ayrildik.
    yakindaki bi pizzaciya giderek karnimizi doyurduk. sonra sahilde izmir'in tek
    rockbari denizati'nda (ismini yanlis hatirlamiyosam) biraz ictik. sahildeki
    doldurma calismalari nedeniyle denizi gorememiz sikiciydi. biraz daha izmir'i
    dolastik ve aksam oldu elemanlarla bulu$ma yerine gittik. yolda cougar'la
    karsilastik ve izmir saat kulesi onunde cougar, scotch, ben ve bloody beraber
    fotograf cektirdik. sonra elemanlarla bulustuk ve icmek icin yer aramaya
    basladik. sonunda pavyon gibi bi yere geldik ve ust kata aile salonuna ciktik.
    ortaya buyuk bi masa yapildi. turk scene ailesi olarak masaya kurulduk :)
    etrafta opu$en sarilan ciftler vardi. alt katta masanin ustunde bi kadin gobek
    atiyordu. penti/bnx ve gnostic geldi. ben cok yorgun ve uykusuz oldugumdan
    fazla icemedim, gecenin ilerleyen saatlerinde uyuklamaya basladim. ama benim
    haricimde bayagi bi muhabbet dondu. sonra kalktik uyumak uzere 3 taksi
    halinde. darktower'in evine gittik. ev bayagi soguktu. halinin uzerine yattik,
    allahtan battaniyeler vardi, tiki$ fiki$ yatarak anca battaniyeleri yettirdik,
    benim ba$im acaip agriyodu qube'den bi vermidon aldim. bi sure kraltv'deki
    klipleri elestirdik ben uyudum hemen. sonra elemanlar vodka-kola-lahmacun
    olayina girmisler. ustum acildigindan bi sure sonra uyandim cori ile bloody
    ayisi battaniyeyi cekmisler dimdizlak kalmisim. sonra uyumaya calistim ama
    horlama ve zortlama seslerinden uyuyamadim. pazar sabahi saat 10'da kalktik,
    ssg'nin embriyo gibi kivrilarak uyumasi ilgincti. millet stuff olayi icin
    gnostic'in evine gitmeye karar verdi. scotch, bloody ve ben yine topluluktan
    ayrildik ve topcunun yeri'nde corba ictik. alsancak'ta sahilde scotch ve
    bloody nargile cektiler, kahve ictik. sonra bi pub'a girdik orda bayagi ictik.
    pub'da amiga500 vardi biraz kingpin dart oynadik bi yandan da ictik. ordan
    ciktik baska bi bara girdik. orda daha pis ictik. biranin uzerine raki icip
    midemi iyice bozdum. ordan ciktik gerisini pek hatirlamiyorum. scotch zillere
    basip kacmaya basladi sonra biz de basmaya basladik cok zevkliymis cocukken
    hic zile basip kacmamistim. bi polis gorduk yavasladik onunla muhabbet ettik.
    bloody polisi kafaladi. izmir polisi iyiymis. sonra zilzurna otogara gidip
    kamil koc'tan bilet aldik. bi bufeden tavuklu pilav ayran olayina girdik.
    vakit geldi scotch ile vedalastik. otobus yola cikti ve ben 10. dakikada 2
    torba kustum.

    daha nice partilere.

    ::izmir parti raporu 2 (!) (ssg/arteffect)

    prologue:

    onceden dunya bir toz bulutu halindeydi.. sonra bu gazlar siki$ti ve
    microsoft dogdu.. (aradaki gereksiz kisimlari atladim).. microsoft'un dogum
    tarihine yakin zamanlarda scene adi verilen ve c64'teki cracker gruplarin
    birbiriyle software swapping yaptiklari bir sanal sosyal topluluk olu$tu...
    scene yillar gectikce o kadar buyudu ki birakin ayni nicke sahip insanlari,
    ayni isme sahip birden fazla grup ortaya cikti.. bu cok onemli degildi fakat
    en zoru ayni isimde iki tane scene ciktiginda oldu: "c64 scene" ve "c64
    scene"... sonradan insanlar kari$ikligi farkedip scene'lerden birini
    kaldirdilar.. fakat hangisinin gercek c64 scene'i oldugu uzun sure
    tarti$ildi.. bazilari iddia eder ki exodus, ikari+talent gibi gruplarin
    yokolu$ sebebi yanli$ zamanda yanli$ scene'de olmalaridir.

    zaman gectikce scene'in populerligini farkedenler scene'i c64 platformundan
    cikarip diger platformlarda da ya$atmak istediler. ilk ba$arisiz deneme bir
    dec pdp-11 ile yapildi... birakin gouraud shaded vektorleri, dec pdp-11'de
    precalculate ettiginiz sinus table'i bile koyabileceginiz kadar bir hafiza
    yoktu. sonra insanlar daha fazla gelecek vadeden amiga'yi denediler.. ve
    tuttu.. amiga, custom chip'leri ve yuksek hafizasiyla c64'ten kat kat ustun
    bir bilgisayardi. fakat c64'ten amiga'ya gecen coder'lar ilk zamanlarda buna
    ali$madi. bundan dolayidir ki ilk amiga intro ve demolari 64k icinde cali$ir
    ve start adresleri $801'dir. hatta bazi urkek coder'lar amiga'da farkli bir
    playfield set etmeye bile cekinmi$ler ve workbench altinda bir pencere icinde
    cali$an demolar yapmi$lardir.. (bkz: andromeda'nin d.o.s)..

    tabi coder'lar o kadar da aptal degillerdi.. custom chip'leri ilk ke$feden
    coder'in yazdigi kod, (microsoft basic ile) for a=1 to &hffffffff: poke
    a,rnd(1)*255:next oldu... coder, uzerine zimmetli amiga'yi yaktigindan dolayi
    i$inden atildi ama amiga'nin yeni bir yonunu ke$fettigi icin scener'larin
    gonlunde taht kurdu. (ismi neydi onun? neyse).. scene'de acilan bu yeni cigir,
    amiga uzerinde, copper bars, flat shaded vectors, gouraud shaded vectors,
    wormhole, shadebobs, vb vb gibi efektlerin dogmasina yol acti.. bu taa ki
    92'ye kadar devam etti...

    pc diye bir platform wardi.. insanlar bunda bo$ vakitlerini muhasebe takibi
    yapmakla ve ucan hard disklerini recover komutu ile kurtarmaya cali$arak
    gecirirlerdi. the party ]['de ibm'in bile tahmin edemedigi bir$ey oldu ve
    "second reality" release oldu... second reality bir demo'ydu... future crew
    isimli bir grup arsiz veledin kodladigi bu zamaninin en iyi tasarlanmi$ ve bir
    o kadar iyi kodlanmi$ demolarindan biriydi. amiga di$inda da bazi $eylerin
    pc'de olabildigini gosterdi... ustelik pc'ler ucuzdu... heryerde
    bulunabiliyordu ve alti ayda bir yanan agnus chipini degi$tirmek zorunda
    kalmiyordunuz. bu yuzden pc tarafina egimli pazar iyice bukuldu...

    pc scene'inin geli$imi diger scene'lerden farkliydi. cunku c64 ve amiga
    zamanlarinda konfigurasyon sabitti bundan dolayi alete en alt seviyelerde
    hardware efektleri yaptirabiliyor ve yaptiginiz demo'nun diger alette
    cali$acagindan emin olabiliyordunuz. pc'de oyle degildi... her gun yeni bir
    i$lemci, daha hizli ekran kartlari, yeni standartlar, microsoft mouse gibi
    yeni donanim cikiyordu ve demo coder'lari bu konfigurasyon ce$itliligine
    yeti$memeye ba$ladilar. sonunda demolar tek bir taban uzerine oturdu: cpu...
    efektler tamamen cpu tabanli oldu... plasma'lar, vektorler, wormhole'lar...
    her$ey algoritma ve matematik gerektirmeye ba$ladi.. artik rastgele portlara
    rastgele bir deger yolladiginizda buldugunuz guzel bir efekti
    kullanamiyordunuz... bu scene'de genc programcilarin yeti$mesini engelledi?
    hayir... yine elin veledi kalkti 15 ya$inda vektorleri ogrendi, dot
    productlari ogrendi... yani scene, evrim teorisini kanitladi...

    turkiye'de ise pc scene'i yurtdi$ina kolayca ayak uyduramadi... yurdum
    insani pc'yi ke$fettiginde yurt di$inda coder'lar glenz jelly vektorler
    donduruyordu... biraz vakit aldi ama release'ler cikmaya ba$ladi... hala
    zamani yakalayamami$ olsa da pc'ler ciktigindan beri bir turkish pc demoscene
    vardi.. hayal meyaldi.. bulanikti... ama oyleydi... no carrier gibi direk
    pc'de dogmu$ gruplar cikmaya ba$ladi... hitnet'in programlama alaninda scene
    geyikleri yapilmaya ba$landi... insanlar xor ax,ax mi yoksa sub ax,ax mi daha
    hizli hesabi yapmaya ba$ladilar... ama bu uzun surmedi... bunu bu konuma
    getiren insanlar pc scene'in tek ileti$im kaynagi hitnet'ten ellerinde olmayan
    sebeplerden uzakla$tilar (alex, gokhan, master/clq, ms!/bnx, detail/clq, vs
    vs).. turkish pc demoscene yine bulanik bir donemine girdi...

    bir mucize oldu... 1997 yilinin ba$inda turk telekom interneti bedava(!)
    yapti.. her ne kadar uzun surmediyse de onemli bir adim oldu... scenerlar,
    alakali insanlar irc'ye takilmaya ba$ladilar... ama bir kanallari yoktu... bir
    gece ssg, qube ve fatalica isminde uc $ahis #zurna'da konu$amamaktan yakinip
    yeni bir kanal actilar: #coders... #coders, ilk kuruldugunda scene'in amacina
    hizmet etmek gibi bir amaci olmadiysa da #zurna'da konu$maktan muzdarip bir
    eleman ms!/bnx'un da #coders'a mudavim olmasiyla kanalin popularitesi artti...
    daha sonra hitnet'te reklami yapilan #coders'a no carrier'dan da elemanlar
    gelmeye ba$ladi... ilk zamanlarinda secret olmayan bu channel'a her onune
    gelen girdigi icin scene alakali insanlarin da bir kismini tanimamiza olanak
    oldu... irc ve hitnet sayesinde scene'de kim var kim yok ve ne yapiyorlar
    bilmemize olanak oldu..

    secret channel olmasina ragmen scene arasindaki mental baglar sayesinde
    popularitesini koruyan #coders... hemen hemen tum turkiye pc (hatta c64+amiga)
    scene'ine ev sahipligi yapti... elinden gelebildigince...

    end of prologue

    part i
    ~~~~~~
    ocak 1998'de ssg kanala $oyle yazdi:

    <ssg> ben parti istiyom hulleeaann...

    bunun uzerine scotch/clique hic beklenmeyen bir cevap verdi:

    <scotch> tamam hoca istedigin parti olsun...
    <ssg> ho?

    ms!/bnx'un askere gitmesinden istifade edip hem ona veda partisi yapacatik,
    hem de bir scene toplantisi gibi bi$ii yapacaktik... fikir cok iyiydi ve
    organizator ba$tan beri scotch'tu... (hangi scotch hala bilmiyorum*)...

    (*=efsanelerde iki tane scotch'un varligindan soz edilir.. ying ve yang'in
    parcalari gibi olan bu iki scotch'tan sari$in bembeyaz olani iyiligi,
    optimizmi temsil ederken, esmer kapkara olani da kotulugu ve ters olan her$eyi
    temsil eder. derler ki doganin dengesi bu iki scotch uzerine kurulmu$tur)

    kanaldaki uzun tarti$malardan sonra 7-8 feb gunlerinde partinin yapilmasina
    karar verildi..

    tum scene davet edildi... herkes cagirildi... turkiye scene'inin en irak
    noktalarina haber salindi. deniz a$iri memleketlere guvercin yollandi..

    part ii
    ~~~~~~~

    eger bindigimiz otobusun prenses oldugunu ve koltuklarinin da uyunamayacak
    kadar rahat oldugunu, yolda cikan firtina yuzunden yolda durup firtinanin
    dinmesini bekledigimizi, otobuse garip yaratiklarin saldirdigini (hatirliyom
    "ciftlik" tabelasi wardi orda bi yerde) ve izmir'e 6 saatte gidecekken 8.5
    saatte gitmemizi saymazsak mukemmel bir yolculuktu diyebilirim...

    ufak bir ayrinti: cori zaten izmirdeydi ve otogarda bizi kar$ilayacakti.
    tabi normalden biraz daha gec vardigimiz icin ne yuzundeki gulucukler samimi
    ne de elindeki 45'lik kuru siki'ydi... biraz tatli dille cori'yi tamamen bizim
    kontrolumuz di$inda cikan olaylardan dolayi geciktigimize ikna ettik.. konak'a
    gidip oradaki tansa$ bufesinde ac karinlarimizi doyurduk.. tavsiye: ucuz fiyat
    ve iyi lezzet... yemek olayi bittiginde saat 9:15'ti... 10'da scotch'larla
    bulu$acaktik. scotch bize (daha dogrusu #coders topic'ine) "ctesi sabah
    10:00'da alsancak reyhan cafe'de bulu$alim (scotch) sevinc pastanesini bulun
    orada kime sorsaniz gosterir" yazmi$ti... tabi bunu yeterli bulmadigim icin
    ayni zamanda ms!'ten bir ascii art map te aldim...

    alsancak'a vardigimizda i$lerin o kadar kolay olmadigini anladik. oncelikle
    sevinc pastanesi etrafindaki kimse reyhan cafe diye bir yerin varligindan
    habersizdi ve "nerede olabilir?" diye sordugumuzda hepsi farkli yonleri
    gosteriyordu. en sonunda i$in kaynagina inmeye karar verdik ve bizzat sevinc
    pastanesine sorduk. sevinc pastanesi bize kar$i tarafta alakasiz (ve hatta
    gelirken bizim oradan gectigimiz) bir yeri i$aret etti. pek inanmasak da
    birden ms!'in cizdigi map aklima geldi. tabi ya. dik ucgen, burger king ve bu
    bulmacanin eksik kisimlarini tamamliyordu. yalniz ms! haritada bir yanli$lik
    yapmi$ti.. yine de dorduncu elementin yardimiyla reyhan pastanesi (cafe
    degilmi$ evet)'ne vardik... iceri girdik scotch oldugunu belli eden insan
    goremedik. sadece bize dik dik bakan iki ki$i wardi onlardan ikisi de
    scotch'un iki turunden birine benzemiyordu. garipsedik ve bir yerlere oturduk.
    tam cori'nin cep tel'iyle scotch'la goru$urken o bize bakan insanlarin aslinda
    cougar ve airbug olduklari ortaya cikti. $a$irdik, tani$tik. oturduk...
    konu$urken o sirada darktower ve wideman geldi. (acikcasi wideman'i ilk ba$tan
    ms!'in italyan arkada$larindan biri sandigimi itiraf etmeliyim)... neyse ms!
    ve lazy de geldi ve darktower+wideman+ms!+lazy ayri bir masada ayri bir
    muhabbet'e gectiler. bu arada esas toplantinin aslinda reyhan'da degil
    alakasiz ba$ka bi yerde (wallahi ismini unuttum zaten hic sevemedim orayi akin
    pastanesi miydi neydi) oldugu anla$ildi. gittigimizde orada kris/clq,
    bloody/clq ve iki tane de bloody ve kris'in "abi" diye hitap ettikleri
    insanlar wardi... uzun bir masaya gecildi. masaya oturur oturmaz wideman
    birden "aslinda irc'nin gecmi$i cok eskilere dayanir..." $eklinde hic kimsenin
    beklemedigi ve $ok etkisi yaratan bir konu$maya ba$ladi. wideman son cumlesi
    olan "...i$te irc'nin dunden bugune tarihcesi budur arkada$lar"i soylediginde
    saatlerimiz 12:00'yi gosteriyordu. uyuyanlar uyandirildi ve geyik faslina
    gecildi... scotch'un gelmesi gerekiyordu ve eleman gelmedigi icin geyik fasli
    uzun surdu. saat ak$am 8'i gosterirken (ehhehe $aka)... saat 1:00 gibi "artik
    scotch'u beklemeyelim!" "gidelim burdan!" "susma! sustukca sira sana gelecek!"
    $eklinde fikirler ortaya atildi.. (arada bir kestane $ekeri ve biten harfiyle
    ba$layan isim soyleme (cok israrlarimiza ragmen kisaltma degil) oyunu
    fasillari wardi... sinemaya gitme fikri benimsendi. zaten arteffect olarak
    starship troopers'a gitme karari almi$tik... (btw: digerlerini bilemem ama ben
    uykusuzluktan olmek uzereydim... bkz: otobus suresi)... ne olacaksa olsundu ve
    tam yola cikacakken scotch geldi... scotch bize her$eyin yolunda oldugunu ve
    eger kafamizi ayaklarimizin arasina alirsak carpi$ma esnasinda hic bir yara
    almadan kurtulabilecegimizi soyledi. sinemada (konak sinemasi) bulu$ma karari
    alarak arteffect olarak scene'in kalanindan ayrildik.. sinemaya geldigimzde
    saat 14:25 miydi neydi.. film ba$lamak uzereydi kimseler yoktu.. yine de
    14:30'a kadar bekledik ve kimse gelmeyince sinemaya girdik... ssg olarak
    sinemada uyumayi du$unuyordum ama filmdeki efektler guzeldi... (eglenceli
    filmdi vesselam).. uyuyamadim.. filmin yarisinda bir baktik ki cougar ve
    darktower!!! yeniden kavu$manin sevinciyle birbirimize sarildik ve dakiklarca
    agladik... sinema ciki$inda bulu$mak uzere sozle$tik ve filmin diger yarisini
    daha mutlu bir $ekilde seyrettik.

    film ciki$i komunistlerin saldirisina ugradik. az yara bereyle kurtulduktan
    sonra scotch'un sinema ciki$ina gelecegini de duyunca oradan uzakla$tik. sakin
    bir yerde plan yapmamiz gerekiyordu ve cougar, wideman, darktower ve arteffect
    olarak konak'in umumi tuvaletlerinin onundeki banklari sectik. burada bir kac
    fikra anlatildigini, bir kac genetik geyigin gectigini, "herkes nereye gitti?"
    sorusu soruldugunu, "prodigy iyidir abi" dendigini ve bunlarin hepsinin
    wideman tarafindan yapildigini hayal meyal hatirliyorum...

    süreler sonra scotch, kris ve bloody geldi... saat ak$am 18:00 falandi
    sanirim... (bi dakka crc check yapcam: 3+1+1+1+5 = 11) evet. 11 ki$iydik... ve
    sorun oydu ki hic bir yenek yenen mekanda 11 ki$iyi alabilecek yer yoktu..
    sonradan ogrendik ki izmir'liler 11'i ugursuz sayi kabul ediyorlarmi$. bunun
    uzerine yoldan yanimiza egitilmi$ bir muhabbet ku$u aldik ve konak-alsancak
    arasi bi yerde "abone" isimli bir ickili mekana geldik... giri$te aklimiza "ya
    disq ve cash gelseydi?" sorusu geldi... sonra onlarin adina dua ettik ve
    besmeleyle iceri girdik... yukarida iki acik cam arasinda serin mi serin bir
    yer bulduk... acliktan artik olmek uzere olan arteffect tayfasi beyin, midye,
    bagirsak ve borkenek kari$imi bir menu yedi... btw: mekanin patatesleri
    mukemmel. eger bir gun oraya giderseniz patates yiyin... neys.. biralari
    ictikce ne muhabbet ettigimizi unutmaya ba$ladim... bir ara penti^bnx geldi..
    sanirim mekanda airbug da vardi ama nasil? sonra ms! geldi... masa
    muhabbetinde bize e$lik eden cougar ve darktower'a ictenlik dolu sevgiler
    gonderiyoruz.

    ikinci biradan sonra (zaten iki tane ictim topu topu galiba?), her$ey
    bulandi... :) ha bir ara fatalica dugune gitti!? ne alaka? bir geyikler
    dondu... neler dondu yaa?... neyse sanirim biz 23:00 gibi falan oradan ciktik?
    yoksa 22:30 muydu? neyse... oyle gec bir saatte yola ciktik... darktower'in
    evine gitme fikri cikti. ama scotch oraya sigmayiz diye kris/bloody ve
    yanda$larini bizden ayirmak istedi. $iddetle kar$i ciktik. yalniz darktower
    bir ara "...ben tup almi$ miydim.." diye bir$ey mirildandi.. ignore ettik...

    taksiler tutuldu... penti ve airbug'la vedala$tim sanirim!? cougar ile de
    mi vedala$tim? bir taksiye bindirildigimi hatirliyorum... darktower'in evine
    geldik.. dikkatimizi ilk ceken $ey "soguk" (aslinda dikkatimizi cekmiyordu
    cunku gun boyunca donmu$tuk (izmirde donacagim da aklima gelmezdi)) oldu..
    bira yuzunden reflekslerim yava$ladigindan ilk battaniye kapma yari$inda
    bloody ve kris'i gecemedim... sonradan kris'in ayakucuna ili$tim.. heretic ve
    darktower bira almaya gittiler... yine bir geyikler dondu... bi ara scotch'un
    ayakta askerde yapilan muayeneleri !? yok o doktoruydu.. neyse bi$iiler
    anlatiyodu.. kris uyudu.. ben bi ara darktower'in gitarini calmaya yeltendim
    ama gitar bana normalden daa buyuk gorunuyordu :) bir kral tv muhabbeti oldu..
    sonra heretic ve darktower geldi... darktower'in dizinde bir sorun wardi...
    acikcasi bu olayin tek uzucu kismiydi belki de bu... neyse kendisine tum scene
    olarak acil $ifalar diliyoruz.. bira ictik... bira iyi geldi... soguk olsa da
    insanin icini isitiyor sonradan.. gece 2:30 3:00 gibi insanlar uyumak
    istedi... zaten cogunluk uykusuzdu ve hemfikirce yatmaya karar verdik...

    fikri vermek kolaydi da darktower'in salonunda uyumak zordu... yer olarak
    ben odanin en sicak (*en sicak = -5 derece falan) yerini yani wideman'in
    yanini sectim... ms!'te zekice bir hareketle wideman'in obur yanini secti...
    neyse biz battaniyelerimizin yarisini wideman'le payla$mak ko$uluyla
    wideman'in yanina yattik.. digerlerinin yati$ konumlarini gormedim (ozellikle
    qube'unkini ve scotch'un yatacak yer arama maceralarini gormeyi cok
    isterdim)... uyumadan once bizi (wideman, qube, ben, cori, heretic) gulmekten
    geberten bir olay oldu ama onu ne burada anlatmaya dilim elverir ne de ne..
    hehhee... belki de party'nin en komik olayiydi...

    neyse uyandigimda boynumdan yukarisini hissetmiyordum... resmen kafam
    donmu$tu... hayatimda ilk defa kafamin dondugu hissini tattim.. bi ara birinin
    cep telefonundan birine "ben oluyorum" diye telefon ettigini hatirliyorum..
    scotch sagolsun tupu bitmi$ (anlayin, anlayin) katalik'i cali$tirmayi ba$ardi.
    ama bu mutluluk sadece 10 saniye surdu... neyse biz gune$e cikmi$ ve
    "emdirmekle" me$gul, bloody ve kris'in yanina ciktik... gune$ vardi ama pek
    isitmiyordu. ama biz en ufak foton tanecigini bile kacirmak istemiyorduk.. bir
    corbaciya gidilmesi du$unuldu.. ama grup kalabalikti... hmm.. yine 11 ki$iydik
    herhalde.. bir grup (wideman + qube + ms!) ayrildi ve ms!'in evine gitti...
    kalan gruptan da scotch heretic, cori ve beni ms!'in evinin yakinlarinda bir
    corbaciya goturdu... kris ile bloody'nin akibetini ben de bilmiyorum..

    party'nin ms!'in evinde gecen tarafi hem scene'i fazla ilgilendirmediginden
    hem de orada gecen bazi olaylari burada anlatmamizin ba$imiza ne kadar i$
    acacagini kestiremedigimden burada bunlari anlatmiyorum.

    ssg/arteffect signing off.

    party'de sik sik duydugumuz quote'lar:

    "10 dakka sonra gelicem" --scotch/clq (daha sonra heretic'in bizi
    uyandirmasiyla anladik ki scotch bir walkman'i telefona dayami$ hep ayni lafi
    soylemeye ayarlami$)

    "benim uykum war" --ssg/aft (en cok uyuma imkanim olan starship troopers'ta
    filmin efektleri yuzunden uyuyamadim, pi$manim)

    "skip undo" --kris/clq (ulan kris, sen bizi guldurdun allah ta seni
    guldursun)

    "benim cinsel tercihim erkekler yonunde degil" --wideman (acikcasi gun
    boyunca wideman'in neden bunu vurgulamak istedigini anlami$ degilim henuz.
    korktu mu bizden nedir?)

    "emdircen abi" --bloody/clq (hic daha once gune$ enerjisiyle cali$an coder
    gordunuz mu?)

    "hadi goru$uruz" --fatalica (gun boyunca fatalica bi yerlere gitti. dugune
    gitti, mahkemeye gitti en sonunda da ankara'ya gitti)

    ps: biliyorum i$in party report kismi prologue'dan kisa surdu. ama acikcasi
    party'leri oldugu gibi anlatsam sonraki partiye de gelmezsiniz siz. bari
    meraklanin biraz da.

    :::heretical (cervus/exprec)

    aslinda bu musicdiski ilk edindigimde parcalarin icerdigi anlamdan cok beni
    asil ilgilendiren,olayin teknik yapisiydi....hangi samplelar nasil kullanilmi$
    hangi effectler,nasil uygulanmi$ ve butun bunlar 4 kanala nasil
    sigdirilmi$?..gibi detaylardi ilk ba$ta beni du$unduren...

    ama $imdi bu yaziyi yazmadan once bir kez daha tam olarak dinledim ve $imdi
    du$unuyorumda...gercekten etkileyici..ritmlerin kullanili$i...melodiyi
    yonlendiren jazz basslar ve degi$ken,aksak,melodik sololar....cok ho$ bi
    cali$ma....

    belkide dinleti keyfinin yaninda olaya sanatsal bi acidan bakmak daha dogru
    olur...ve eger bu $ekilde incelersek bu musicdiski trip hop sinifina sokmamiz
    uygun olur diye du$unuyorum...bunun yansimalari ozellikle "acikkapi,kar$i ev
    ve organizma"da goruluyor....tabi degi$kenlik oldukca etkin bunun
    yaninda...mesela "organizma" oldukca hareketli bi jazz bass riff ile
    ba$ladiktan sonra bu aktifligi pasifleyici bi trip hop ritmiyle dengeleniyor
    ve arkasindan ritm doluyor ve bi anda aksak,carpici bi hale donu$uveriyor..
    ustelik bunlari hissettirmeden yapiyor...

    bunun yaninda gayet hareketli parcalarda yok degil...mesela "bombardiman"
    chemical beats tarzinda ve 303 soundlarla suslenmi$... yada "harikulade
    degirmen" vocoder ile $ekillendirilmi$ vokaller.. .atari 800 oyunlarindaki
    nostaljik uzay gemilerinin ate$ sesleri...ve tum parcaya yon veren sololar..

    ancak diskin genellinde acikcasi beni en cok etkileyen ise
    "heretical"....tam bir future jazz...old school-hip hop tarzi aksak bi
    ritm,telleri gev$emi$ bir gitar ve muthi$ bir bass..ardindan gelen organ
    sololar....

    heretic musicdiskin genelinde trip-hop,blues,jazz soundlari kullanmi$..ve
    bundada gercekten ba$arili olmu$...saglam bi icki e$liginde icilrse tadina
    daha cok varilir gibime geliyo...unutmadan...parcalari dinlemeden once mutlaka
    o parcanin *.txt fileini okuyun derim...gerisi size kalmi$....

    :::emanon (ssg/arteffect)

    $imdi oncelikle emanon bir ne? emanon bir demo. aslinda 4k demo compo'da
    belki de derece alabilecek bir demo. ama ne yazik ki 157k. :)

    olayi anladigim kadariyla spectre/flr ve cash/ncrr bir gun oturmu$lar bir
    demo yazalim demi$ler.

    bir gunde cikan bir i$ icin muzikleri saymazsak guzel bi demo. grafiklerin
    sadeligine ikide bir c64 intro/demo'lari seyreden biri olarak ali$igim zaten.

    coding'e gelince. spec'in bitmap rotation'i iyice kavradigi ortada :)) blur
    konusuna deyinmeyecem ama demo'daki sine6 efektine hasta oldum... :)) bir de
    bir yerde bugli bi rotation kodu kullanmi$lar o da guzel bi efekt olmu$.. :)
    (ciddiyim lm)

    $imdi oturup her son jenerasyon 64'ler dergisi yazari gibi bu demo'ya da
    rating vermek vardi ama niye vereyim? bir gun demolar para ederse o zaman
    parasiyla olceriz degerlerini ama $imdi sanata su katmaya gerek yok...

    bir gunde yazilan demoya bu kadar review.

    :::fulcrum by matrix (spectre/flare)

    mekka/symposium'98'de 1. oldu, yapilmasi ichin 10 ay chalishildi, ve sadece
    10 dakika surdu..: fulcrum, matrix.

    demo chok iyi bir 3d engine icheriyor.. 32bpp color depth, volumetric light
    efektleri, chok iyi shading ve shadowlar, 3d smoke, particle efektleri, 3d
    bloblar, ve bir chok efekt, ilginch ve etkileyici bir konu eshliginde
    kendilerini gosteriyorlar..

    fulcrum'in konuyu anlatishinda ilginch bir zaman akishi var. demo bir robot
    (!?) ile losh bir ishikla aydinlatilmish dar bir sokakta bashliyor.. robot'un
    binaya girmesinden sonra bir patlama yashaniyor, bu sahneler anlatilirken
    krediler ekrana nero'nun mukemmel grafikleri, ve skyphos'un etkileyici
    muzikleri eshliginde yaziliyor. bashlangichtaki patlamanin nedenini demonun
    sonunda anliyorsunuz. zaman kavrami gerchekten guzel tasarlanmish, demo
    aslinda konunun bitishiyle bashliyor ve nedenini daha sonra tam chozemedigim
    ilginch bir hikayeyle anlatiyor, ve tekrar basha donuyor, yine ayni sahne
    fakat gorush achisi daha farkli, bu yuzden patlamanin nedenini robot binaya
    girdikten sonra gorebiliyorsunuz.. (?) :d

    kod chok iyi fakat animasyonlari hazirlamak ichin de uzun zaman
    chalishilmish. aurelius modellemeyi ve animasyonu gerchekleshtirmish. bunun
    ichin digisnap 3ds max ichin 3ds converter ve export plug-inlerini yazmish.
    nero texturelari hazirlamish. sharon ve digisnap 3d engineleri kodlamishlar
    (evet engine-ler, chunku iki tane var :d)

    grafiklere deginmeden gechemeyeceim, nero'nun ve made/bomb'un chizdigi
    mukemmel grafikler gerchekten gorulmeye deger. :) fakat muzikleri de unutmamak
    gerek! etkileyici, ozellikle son partin muzigi mukemmel!

    uhm.. duyuyorum..: "ahh yine mi sadece 3d? chok kotu!". hayir kesinlikle
    degil. her demo gibi onlar da buyuk emek harcanarak yapildi ve sonuch
    gerchekten etkileyici. kod bakimindan da yeni sheyler yapilmish, bazi sheyler
    ashilmish. insan yine "ahh, chok mukemmel efekt" diyebiliyor. muzik ve
    grafikler karshisinda donup kalabiliyor. hikayenin akiciligi ve 3d efektler
    insani buyuleyebiliyor.. ben buyulendim.. tipki genocyd'i izledigimde oldugu
    gibi. sonuch gerchekten gorulmeye deger. :)

    bu arada demo 16mb'da chalishmiyor.. shu an 16mb'im var ve shu an demoyu
    tekrar izleme firsatim olmadi.. download etmeden once bunlari dushunun :) tabi
    32bpp kullanmak ichin univbe'ye ihtiyaciniz olacak.

    notlar: graphix: 100%
    etkileyici, mukemmel, music: 98%
    beyin bulandirici, code: 99%
    ilginch. design: 100%

    intview:kris/rebels/clique (cash/no carrier)

    date: 1 mayis-1 time: 23:00-01:00 place: irc.raksnet.com.tr #tdsn
    c- cash/no carrier k- kris/rebels^clique

    -c: evet kris, shu an clique ve rebels'desin ve rebelste sanirim aktif
    olarak grafikerlik yapiosun.[tabi isin de var ama neys] kimse scener
    dogmadigina gore nasil bulashtin bu ise?
    -k: 1984'te babama zorla c-64 almistim.. bi sure onunla oynadim.. sonra
    kitaptaki program dokumleri dikkatimi cekti, gunlerce onlari
    ve dergilerin verdigi dokumleri yazdim. basic dilini ogrendim ve bir
    listeleme programi yazmaya basladim bu 3
    sene surdu.. sonra canim sikildi biraktim.. yeni oyunlar geldikce
    oyunlarin basindaki mesajlarin guzelle$meye ba$ladigini farkettim ve
    bunlarin nasil yapildigini merak etmeye ba$ladim.. o sirada ingilizce
    bilmedigimden bunlarin onlari yapan firmalarin reklamlari oldugunu
    zannediyordum.. cocukluk i$te.. (bu arada 75'liyim) :)
    -c: :)
    -k: bi sure sonra bilgisayarcinin biri bana bunlarin bi programla
    yapildigini soyledi (demo meykirla :) ..
    sene 87; sonra paint magic diye bi program buldum.. onla resim
    yapmaya basladim ama disk drive'im olmadigi icin kaydedemiyodum.
    saatlerce cizip sonra soyle icli icli ekrana bakip kapatiyodum
    bilgisayari..
    o sene amiga500'ler gelmisti turkiye'ye ve acaip pahaliydi.. babami
    yine kandirdim ve c64'u satip ustune para ekliyip aldik bi $ekilde
    aleti. amigayla beraber photon paint diye bi program vermi$lerdi..
    amigayi kurduk abimle.. photon paint'i calistirdik. ekranda 4096 rengi
    ayni anda gorunce agzimin suyunun klavyeye damladigini hatirliyorum..
    sonra o oyunlarin basindaki renkli seyler yine dikkatimi cekmeye
    basladi ve artik onlarin ne oldugunu biliyodum.. o siralarda turkiye'de
    cok az grup vardi.. hatirladigim kadariyla the joker crew, tacs from
    turkey, zombi boys..
    -c: hepsi c64 grubumuydu?
    -k: tjc c64.. otekileri amiga. digerlerinin c-64 bolumu olduysa da o
    zaman haberim yoktu..
    sonra elime dpaint gecti.. ilkonce program hosuma gitmedi, sadece 32
    renkte cizebiliyodun ama bi sure sonra bunun daha iyi bi program
    oldugunu anladim.
    a&c dergisinde editorluk yapmaya baslamistim.. 1989 sonuydu.. orda
    kadem/tjc ile tani$tim.. ben grafikle ugrasiyordum ama o 16 renkle
    c-64'te benim amiga'da cizdiklerimden daha iyi ciziyordu. o bende bi
    itici guc oldu. kadem bana oldukca yardimci oldu.. sonra mr.dj ile
    tani$tim ve accuracy'ye girdim, ilk grubum oldu..
    -c: accuracy ile neler yaptiniz peki?
    -k: turkiye'nin ilk megademosunu cikardik ve 1990
    commodore show'da 2. olduk teleteknigin yari$masinda. sonra coderimiz
    ace bronx'a gecti ve amiga bolumu dagilma a$amasina geldi.. ben de bazi
    ki$isel problemler ya$adim bazi grup elemanlariyla.. sonra her$ey
    duzeldi ama grup sultansoft icin oyun yapmaya ba$layinca demo projeleri
    aksadi.. ben de 1991 sonunda rebels'e girdim..
    -c: amiga bolumundeydin?
    -k: evet amiga bolumu..
    -k: c-64 icinde amiga'da 16 renkli grafikler cizdim ama convert etme
    firsati olmadi bi turlu
    -c: rebels'e girisin nasil gerceklesti?
    -k: oldukca fazla grafik cizmistim ve rebels benim favori grubumdu (kafa
    sallayan kadinin oldugu equalizer'i kim hatirlamaz? megademo2) sonra
    danimarka'dan jake'e mektup yazdim.. 1 ay sonra cevap geldi ve rebels
    uyesi olmu$tum artik.. :)
    -c: o zamanlar mektuplasarak haberleshildigine gore grafikleri de bir
    disketin icinde postayla gonderiyordun?
    -k: evet aynen oyle, o zaman bbs'ler 2400-9600'du .. 14400 yeni cikmisti
    ve cok pahaliydi.. 1000$ gibi fiyatlar hatirliyorum, hst us robotics
    icin.
    -c: clique'a girmeden once bronxla bir diskmag cikardiniz. biraz
    anlatirmisin?
    -k: evet.. rebels'e girdim pekcok sey degisti.. rebels o zaman demo
    chart'larinda ilk 5 icerisindeydi ve oldukca populerdi.. dolayisiyla
    birisine mektup yazdiginda hemen cevap geliyordu. mektup zamaninda
    eliteness denilen salak bi kavram vardir.. elite ki$iler her mektuba
    cevap vermezler ama eger gonderen de elite olursa sana cevap
    verirlerdi.. 9 ay once attigim mektuplarin bile cevabi gelmeye
    baslamisti rebels'e girince. sonra birgun bloody ve ben bi diskmag
    cikarmaya karar verdik.. yapabilecegimiz en kolay, zevkli ve devamli
    $eyin bi diskmag olduguna karar vermi$tik.. fakat bir sorun vardi..
    derginin kodu.. turboyla telefonda konusuyorduk bir gun ve ye$ilkoy'de
    bir meeting duzenlemeye karar verdik.. konu$urken bi ara soz diskmag
    konusuna geldi..
    -c: eliteness kavrami hala var.. ve bu bicok kisiyi sinir ediyor... sen
    hich elite davrandin mi?
    -k: evet.. elite olduktan sonra sana mektup yagmaya ba$liyor.. sende
    onlara cevap yazamiyorsun.. bir ara 300 mektup kontagimin oldugunu
    hatiliyorum.. onlara cevap yazmayinca 'elitlik' yapmis oluyorsun bi
    cesit.
    -c: yani eliteness kisilikten degil de imkansizliklardan kaynaklaniyor?
    -k: salak bi kavram oldugunu soylemistim.. elite olanlarin da olmaya
    calisanlarin da davranislari cok salak geliyor bana $u an. neden
    kaynaklandigini bilmiyorum.. buyuk bi gruba girince bi $ekilde elite
    oluyorsun.. sonra bunun $artlari seni buna zorluyor.. her mektuba cevap
    vermiyorsun.. bazi kontaklarina daha kisa mektup yaziyorsun.. hatta drop
    ediyorsun vs..
    -c: peki, dergiye geri donelim...
    -k: konu kod olayina geldi.. biz yurtdisindan rebels'den bir dergi kodu
    almaya calisiyorduk.. o sirada rebels phenomena ile baltazar isimli bi
    dergi cikarma asamasindaydi ama dergi release edilemedi bi turlu. biz de
    derginin kodunu eternal'e aliriz diye dusunuyorduk.. turbo kullanilmayan
    2 tane dergi kodlarinin oldugunu soyledi ve seve seve bize
    verebileceklerini soyledi.. ustelik istedigimiz ozellikleri
    ekletebilecektik. bu fikir bizim aklimiza yatti. fakat turbo'nun dedigi
    dergi kodlari oldukca eksikti.. barbarian kisa bir surede
    yeniden, istedigimiz sekilde bi dergi kodu yazdi.. 92 yazinin sonuna
    dogru dergi kodu bitmisti ve dergiyi cikardik hemen.
    bloody ve ben yaklasik 700 tane disket kopyaladik.. mektup yazdik..
    mektuplari print-out almak 2 gun surdu. 2 gun uyumadik.. cok
    yoruldugumuzu hatirliyorum.. 2 tane bavulla acibadem postahanesine
    gittik.. hooligan/bronx bizi o halde gordu... turk scene'in gelmis
    gecmis en buyuk gonderisini yaptik.. postanede cok komik olaylar oldu
    ama bu da baska bir yazinin konusu :)
    -c: o zamanlar heralde bir mag cikarmak bugunku kadar kolay degildi...
    -k: tabii canim.. hersey posta uzerinden oldugu icin yavas oluyordu ve
    oldukca masrafliydi. stamp cheating bi nebze yardimci oluyodu.. zarflari
    da yapikredi'nin para yatirma zarflarini ters cevirerek yapiyorduk.
    -c: eternal chartlara girdikten sonra bazi tartismalar oldu sanirim..
    -k: eternal eurochart'a 6. olarak girdi, anarchy'nin stolen data'sinda
    3. oldu, european top twenty'de 6.
    -c: oldukca basariliydi yani? /=,)
    -k: butun chart dergilerine girmistik.. eternal, amiga chartlarina giren
    ilk turk produksiyonu olmu$tu.
    fakat eurochart'a "rebels ve bronx" olarak girmisti.. vigo bunu bi
    sorun yapti ve turbo yine bi meeting icin yesilkoy'e cagirdi bizi.. ama
    benim ve bloody'nin bundan haberi yoktu.. oylesine bi meeting olacagini
    zannediyorduk.. megersem onceden planlanan biseymis. turbo ordaydi..
    sonra barbarian geldi.. sonra vigo.. takim tamamlaninca turbo
    barbarian'a dondu ve 'evet barbarian' dedi. barbarian'in ikina sikila
    'abi biz kodu geri cekmeye karar verdik' dedigini hatirliyorum...
    ilk once $a$irdim sonra cok komik gelmi$ti bana kahkahalarla guldum.
    vigo yabanci grupla
    olmaz bu i$ demi$ti... (bunu demesinden bi sure sonra vigo'nun iris diye
    bi gruba girmesi ilginctir..)
    -c: vigonun agirina giden bronx'un yanina rebels yazilmasi miydi?
    -k: rebels'in once yazilmasi.. benim dergiyi rebels produksiyonuymu$
    gibi tanittigimi zannetmesi.. halbuki biz mektuplara 'it's an
    independent production' demi$tik ve 700 mektupta o satiri fosforlu
    kalemle cizmi$tik.
    -c: sonra ne oldu?
    -k: bi sure tarti$tik.. sonra herkes kendi yoluna dedik.. eller
    siki$ildi.. arkada$ca ayrildik ordan.. bloody ve ben evimize donduk.. bi
    sure sonra yabanci dergilerde vigo'nun $ahsima kufurlerle dolu yazilari
    cikti..
    -c: peki bundan sonra eternal birdaha cikti mi?
    -k: evet cikti.. yakla$ik 13 ay sonra 2. sayisini cikardik.. 2. sayisini
    ben kodladim. bu arada o tartismadan bi sure sonra bronx eternal'in
    sadece panel grafigini degistirerek cemetery news olarak cikartti..
    -c: o kadar isin arasinda m68k asm ogrenmek zor olmadi mi?
    -k: m68k ile zaten ugrasiyordum.. hatta swap yapmaya ilk bi s'em up
    oyunu trainer ederek baslamistim. gondericek hic yeni stuff'im yoktu..
    bloody bir oyun getirdi onu 5 kisiye yolladim 3'unden cevap geldi. 1
    tanesi diskmag yollamisti. ordaki adreslere yazip bir yigin kontakt
    yapmistik.bu dedigim olay rebels'e girmeden once tabi. sonra kontaklara
    gondericek bisi olmayinca basit bi intro yazip yollamistik..(bloody ve
    ben)
    93 yazini eternali kodlamakla gecirdim.. ve dergi yeniden 4. olarak
    eurochart'a girdi.. cemetery news 2 sayi daha cikmisti ama chart'a
    girememislerdi bile.. 2. sayiyi miracle adina cikarmistik.. razor
    1911'in propaganda dergisi eternal 2'yi butun zamanlarin en iyi kod ve
    dizaynina sahip dergisi secmisti. dergi 2 sene kadar chart'larda
    kaldi.. sonra okul yuzunden olaydan vazgectik..
    -c: peki clique'e nasil girdin?
    -k: clique ile tanismaya gittik.. zaten daha onceden master ve remix'i
    taniyorduk.. bu daha buyuk bi bulusma oldu.
    94 yaziydi.. clique bir demo cikaracakti ve grafige ihtiyaclari
    vardi. ben yaparim dedim.. bazi seyler cizdim ama biz olayi eglenceye
    donusturduk, ictik falan...
    clique'te hersey cok degisikti simdiye kadar hicbiyerde gormedigim
    arkadasligi kaynasmayi gordum.. clique'te su ana kadar kimse gruptan
    ayrilmadi ve de atilmadi.. (yurtdi$indaki elemanlar haric) bence bu
    arkadasliga verdigimiz onemin bi gostergesi..
    aslinda bu basli basina bi yazinin konusu. diger gruplar surekli
    kuculup buyurken, parcalanirken clique hep 1 kaldi ve kuruldugundan bu
    yana hep buyudu. kimse ayrilmadi.
    -c: clique o zaman kac kisiydi?
    -k: yaklasik 20 ki$i. tam bilmiyorum remix'e sormak lazim.
    -c: efsane olmasinin bi nedeni olarak gosterebilir miyiz?
    -k: evet.. arkada$lik ve script..
    -c: clique sanirim amiga icin pek birsey yapmadi?
    -k: amiga'da 1 intro cikardik detayla beraber.. muziklerini
    heatbeat/cncd yapmisti.. clique'in ilk aga introsu ve herhangi bi
    platformdaki son production'u oldu...
    clique amiga'da demo olarak pek bi$i yapmadi 1-2 intro di$inda.. ama
    master ve mit bir yigin bbs util kodlami$ti.. onu hatirliyorum..
    gifdescript ve jpegdescript gibi bbs yazilimlariyla gelen default
    program olan utiller olmu$tu..
    clinique.. turkiye'deki ilk demoya yonelik bbs... oldukca uzun sure
    online oldu.. sonra 96'da chronique bbs'i actik ama crash edip duran bir
    a1200tower yuzunden fazla calistiramadik.. zaten internet butun bbs'leri
    oldurdu. bir sure sonra cable modem ve isdn yayginlasinca eski gunlere
    geri donecegiz umarim.
    -c: sanirim closed board tipi bir bbsti...
    -k: evet, butun amiga bbs'leri gibi
    -c: c64 icin grafikleri neyle ciziyordun? [amigada?]
    -k: dpaint'te 16 renk bi palet hazirlamistim. 160x200 ciziyorsun.. ama
    hic convert etme firsati olmadi
    -c: 64 icin grafik cizmedin yani?
    -k: cizmedim.. sadece bi font cizmistim kullanildi mi bilmiyorum..
    -c: peki grafik yonunde yogunlasmanda herangi bir neden var miydi?
    kucukken resime kabiliyetin var miydi mesela?
    -k: evet resimden hep 5 pekiyi almisimdir, abim mimar oldugundan bana
    bayagi etkisi olmustur..
    -c: :))
    -k: heue..
    -c: peki grafiker olarak basarilarin var mi? chartlar ornegin?
    -k: rebels'e girmeden once cok dagilan bir demoda grafigim
    kullanilmamisti o yuzden taninmiyordum. assembly92 invitation'unda bir
    grafigim kullanildi, sonra eternal cikti..
    eurochart'a 10. olarak girdim. eternal'in ciktigi evrelerde butun
    chartlara girdigimi hatirliyorum.. sonra 94'te skidrow-dualcrew shining
    doomsday partisinde grafiklerim olan switchback demosu 1. oldu..
    -c: peki kendi tekniklerin basarinda etkili oldu mu?
    -k: evet, kendim degisik tarama teknikleri gelistirdim.. o zamanlar daha
    cok satranc tahtasi seklinde tarama yapiyorlardi paletten daha cok
    yararlanmak icin... ben o tur tarama tekniginden kactim ve buyuk pixel
    bloklariyla verdim o etkiyi. bu teknigi kullanan cok az grafiker vardi o
    zaman.
    -c: o zamanlar grafikerler fxler kullanmazdi.. logolari oturup pixel
    pixel yaparlardi.. son zamanlarda grafikerler isin kolayina kaciyor.
    bunu nasil degerlendiriyorsun?
    -k: yarismalara scan edilmis resimlerle katiliyorlar.. tabi bu teknigi
    olduruyor.. isin eski heyecani kalmiyor.. tabii teknigi kucumseyenlere
    birsey demiyorum fikir daha onemli tabi.. ama bence mukemmellik hem
    fikir hem de teknik butunlugu.. logo cizen de kalmadi zaten dikkat
    edersen. logoyu scan edemezsin cunku.
    photoshop buyuk bi program... bunda illustrasyon yapabilirsin.. ayni
    dpaint'te yaptigin gibi.. ama scan edip ona effekt uygulamak diger
    grafikerlere haksizlik bence. cunki grafiker olmayan insanlar bunu
    farkedemiyor ve onlara haketmedikleri bir saygiyi kazandiriyorlar..
    ama bunun yaninda scan grafiklerin kullanilmasi gereken yerler var..
    mesela teknoklip seklinde demolar.. bunun disinda bir compoya scan
    resimle katilmak pek ahlakli bi davrani$ degil.. tabii o resmi kagida
    sen cizmemissen..
    bir kadin resmi scan et.. yanina dragon ciz.. huoop #1..
    -c: artik oldukca gec oldu.. scene'e son bir sozunle bu roportaji
    noktalamak istiyorum.
    -k: buranin suyundan midir bilmem turk scene'in nufusu 50'yi
    gecmemistir.. umarim bu ilerde degisir.. eskiden bilgisayarla bu kadar
    ugrasan insan yoktu ama o zaman scene daha hareketliydi.. artik internet
    te var.. yani eskisinden daha saglikli bir donanim ve ileti$im ortami
    var. peki eksik olan ne?
    butun tanidiklarima sevgiler.. ozellikle clique'teki dostlarim, kadem,
    dj, ghost, antifeel, max ve turk scene'in altin cagindaki herkese..
    -c: bu gusel roportaj icin ben tesekkur ederim. /=,)
    -k: ben de :d

    ::z-buffers (ati/realtime)

    herzaman programcilarin basini agritan olaylardan birisi de ekrandaki
    poligonlarin hangisinin gorunup hangisinin gorunmedigidir. eger bi de
    poligonlar ic ice giriyorsa is icinden cikilmaz bir hal alir.

    cogu yuzey saklama algoritmalari arasinda en verimli olani z-buffer adi
    verilen bir algoritmadir. asagida bu algoritmanin detayli aciklamasi vardir.

    1. tüm noktalar için renk dizisini arkaplan rengiyle, derinlik dizisini de
    mümkün olan en küçük deger ile (mesela integer kullanylacaksa -32768 ile)
    doldurulur.

    2. ekrana basylacak noktalar için:

    a. noktanin derinligi hesaplanir.
    b. eger hesaplanan z degeri derinlik dizininde ayni noktaya karsilik
    gelen degerden büyükse (yani nokta daha derinde ise) hiçbir islem
    yapylmadan sonraki noktaya geçilir.

    c. eger hesaplanan z degeri derinlik dizisinde ayni noktaya karsilik
    gelen degerden küçükse (yani nokta daha yakinda ise) derinlik
    dizisindeki noktanin eski z degeri, hesaplanan yeni z degerine; renk
    dizisindeki noktanin degeri de basilacak noktanin rengine esitlenir.

    eder ekranimiz sadece poligonlardan olusuyorsa ekrandaki tüm noktalari, o
    noktaya karsilik gelen poligon denklemlerinde yerine koyup z degerlerini teker
    teker bulmamiz gerekir. bu islem gayet uzun zaman alir.bunu azaltmanin bir cok
    yolu vardir.

    poligon içindeki herhangi bir (x, y) koordinatinin z degerini biliyorsak
    (x+1, y) koordinatinin z degerini kolayca bulabiliriz. eger poligonun
    denklemini

    ax + by + cz + d = 0

    olarak kabul edersek,

    z(x+1, y) = z(x, y) - a/c

    olur.

    z degerlerini hizlica bulmanin bir baska yolu da gouraud'daki algoritmanin
    bir benzerini kullanmaktir. poligonlar basilirken gouraud'daki hesaplanan renk
    degeri yerine poligonun z degeri kullanilir. ve bulunan bu z degerlerine gore
    islem yapilir.

    ati/realtime

    graphix:lightwave -1- ä(junkie/tds)

    selam tdsn okurlari;

    ben junkie,the dark sect adli grubun grafikeri ve sysopuyum.bundan sonra
    lightwave 3d ile ilgili yazilar yazacam.verecegim uygulamalar umarim size lw
    yi geli$tirmenizde faydali olur.en ba$ta size lw nin kullanim mantigini
    anlatacam daha sonra uygulamalara geçecez.lightwave, modeler ve layout denilen
    iki bölümden olu$uyor.modelerde modellerinizi hazirliyor,layouttada onlari
    hayata geçiriyorsunuz.size bütün butonlarin neye yarayacagini anlatmayacagim
    zaten uygulamalarda kullanildikça anlayacaksiniz.buradaki uygulamalar lw 5.0
    için yazilmi$tir.$imdilik uygulamalari kolay tutacam daha sonra detaylara
    geçecez.

    ******uygulama 1******metanurbs******

    metanurbs un anlami non-uniformal rational b-splines demektir bunlar
    matematiksel egrilerdir.

    lw_modelerde eni boyu e$it bir kutu yapalim.kutumuzu yaptiktan sonra tab
    tu$una basarsak bu obje burb model haline gelir.nurb modeller daha çok organik
    modellemede kullanilir(insan,hayvan).kutumuzu nurb haline getirdikten sonra
    modify/drag aleti ile istediginiz noktalardan çeki$tirerek objenizi
    istediginiz $ekle sokabilirsiniz.lightwave de objelerin yapimini çogu basit
    bir kutu dan geçer.unutmamaniz gereken bir nokta nurblu modelinizi layouta
    geçirmeden önce freeze etmelisiniz..

    ******uygulama 2******extrude/lathe/mirror*****

    extrude: 2 boyut içeren $ekillerini istediginiz koordinatta 3 boyutlu hale
    getirmeye yarar.™rnek olarak yaptiginiz bir texti 3d yapabilirsiniz.

    lathe: kesit halinde bulunan objenize bir orta nokta verip onun etrafinda
    dönmesini saglarsiniz.™rnek olarak bardak,vazo vs.

    , |
    , |
    , | -> etrafinda dönecegi eksen.
    , |
    , |
    , , |
    , |

    mirror: eger objenizin aynisindan kar$isina simetrik olarak kopyalanmasini
    istiyorsaniz mirror kullanirsiniz.mesela bir surat çiziminde iki kulak,iki göz
    yapacaginiza mirror kullanin...

    ******uygulama 3******particles(randomize points)

    tool/custom menüsünün altinda bulunan randomize points isteginiz sayida
    nokta yapmanizi saglar.

    /square=noktalariz dagildiginda bir 4gen sheklinde olur./
    /sphere=noktalariz dagildiginda bir küre sheklinde olur./
    /constant=noktalariniz sabitdir./
    /falloff=noktalar rastgele dagilir./

    particles sayesinde yildiz,duman(steamer veya glow ile),sis,alev türü
    efektler gerçekle$tirebilirsiniz.yalniz her randomize points yaptiktan sonra
    points2polygons yapmayi unutmayin.

    //////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

    center plug-in: objeleri çizdikten sonra center etmezseniz layoutta
    objenizi rahat kontrol edemezsiniz...

    //////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

    ******basit bir animasyon yapimi******

    - modeler'i çali$tirin.
    - objects/text 'e girin ve istediginiz texti yazdiktan sonra font seçip ok'e
    basin. (yazinizi z axisinde yani faceden yazin)
    - multiply menusunden extrude'a girin ve z axisinde 30cm'e kadar extrude edin.
    - space tu$una basin ve alttan polygons'u i$aretleyin.klavyenizdeki ‚ tu$una
    basarak bütün polygonlari seçin.
    - polygon menusunden surface'a girin ve bir surface ismi yazarak apply edin.
    mesela:text,logo kafaniza göre takilin.
    - objects/custom'dan objectinizi centerladiktan sopnra save edin.save ederken
    dosya adinin sonuna .lwo yazmayi unutmayin.
    - modeler'i kapatip layout'a geçin.
    - objects menusunden load object 'e basarak yaptiginiz objeyi yükleyin.
    - objectiniz seçiliyken motion graph'a girin (lw 5.5'de graph editor).
    - girdikten sonra enter a basarak create key at frame 'e 100 yazin.
    - motion graph penceresinde x position yazan yere basin ve heading angle'i
    seçin.
    - 100 karedeki key'in current value :360 yapin
    - bu uygulmayi pitch angle ve bank angleda da uygulayin.
    - use motion 'a basin.
    - preview/make preview a girin ve last frame'i 100 yapin.
    - ve izleyin

    ben burda kullandigimiz motion graph'a ilerde daha detayli olarak yer
    verecem. sadece fikir sahibi olun diye gösterdim.(yeni ba$layanlar için.)

    //$imdilik yazimi burda bitiriyorum.kendinize iyi bakin......//

    junkie //tds
    [end of tdsn 3]
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap