197 entry daha
  • bu konuda ortaya atilan 3 farkli fikir var gibi gozukuyor.

    1.) istisnasiz herkes issiz kalacak.
    2.) mavi yakalar issiz kalacak, beyaz yakalar ihya olacak.
    3.) hem beyaz yakalar hem de mavi yakalarda bir kisim isini kaybedenler olacak ama yine de herkes issiz kalmayacak.

    ben ucuncu gruptayim. aslinda burada yasanan sey yeni bir sey degil. mesela 1900 yilinda abd'de 30 milyon ciftci vardi. ulkenin toplam nufusu o donemde 76 milyon olduguna gore her 2 kisiden biri ciftciydi. diger bir deyisle 30 milyon insanin urettigi yiyecekler 76 milyon insani besliyordu ve ortalama her ciftci 2 kisilik yiyecek uretiyordu. bugun abd'de toplam 3 milyon ciftci ve 320 milyon nufus var ve her ciftci ortalama 100 kisilik yiyecek uretiyor. ustelik gunumuzde ortalama bir insan 1900 yilina gore 2-3 kat fazla kalori harciyor yani o zamandan beri kisi basina artan tarim uretimi kalori bazinda 100 kat kadar.

    eskiden bir tarladan 1000 kisinin calisarak yaptigi uretimi bugun john deere traktorleri sayesinde 10 isci yapabiliyor (bu entry john deere sponsorlugunda girilmistir). peki geri kalan 990 kisi issiz mi kaldi? hayir. abd'de daha bugun aciklanan rakamlara gore issizlik orani yuzde 3,8. geri kalan isciler tarlada calismak yerine john deere sirketinde calismaya basladi. bazilari traktor dizayn etti, bazilari o traktorun satisini yapti, bazilari sirketin marketing departmanina gecti, kimileri insan kaynaklarinda calisti, oburleri sirketin fabrikasinda calisti. boylece eskiden tarimla calisan insanlara bir suru yeni is imkani saglandi. birkac sene once caterpillar sirketinde calisirken dedeleri, babalari ciftcilik yapan ve simdi kendisi sirketin bunyesinde calisan bir cok insana denk gelmistim.

    aynisi baska sektorlerde de gorundu. mesela eskiden bin madencinin calistigi madenlerde artik makineler sayesinde 20-30 madenciyle ayni uretim yapilabiliyor. geri kalan madenciler issiz mi kaldi? hayir, baska sektorlere gecti.

    gecen gun elon musk'a tesla'yla ilgili bir soru soruldu. elon musk tesla'nin fabrikasindaki uretimin cogunun robotlar tarafindan otomatik olarak yapildigini soylemisti. buna cevap olarak gazetecilerden biri "peki o zaman neden fabrikada 10 bin isci calistiriyorsunuz" diye sordu. elon musk "fabrikada uretimi robotlar yapiyor ama o robotlarin bakimi, tamiri gibi bir cok isi insanlar yapiyor" demisti. kisaca insanlar uretimden ziyade baska baska islere yonelmeye basliyorlar.

    bir ornek de oregon'dan vereyim. bundan 50 yil once oregon dunya'daki en buyuk odun uretim merkezlerinden biriydi. dort mevsim yagisli iklim, asiri derecede verimli topraklar ve bati yakasinin tamamen cam ormanlariyla kapli olmasi yuzunden kaliteli odun uretimi yapilan eyalette yasayan insanlarin %50'sinden fazlasi odun endustrisinde calisiyordu. su anda bu eyaletin kucuk bir orman kasabasinda yasiyorum ve yaslilarin anlattigina bakilirsa eskiden liseyi bitirenler yaz tatilinde ormana gidip odunculuk sirketlerinde 3 ay calisirmis, dondukten sonra ceplerinde yeni bir ev alacak kadar para olurmus. o donemde zaman zaman 1 haftaligina kampa odun kesmeye gidip 1 hafta sonra sifir araba alacak kadar parayla donenler oluyormus. sonra burada bir cok dogayi koruma kanunu gecirildi ve is makinelerinin de yaygin kullanimiyla odunculukta calisanlarin sayisi %50'lerden %2-3'e kadar dustu.

    odunculuk yerine baska endustriler olustu. adamlar "madem muhtesem bir dogamiz var ve onu en iyi sekilde koruyoruz, turizme ve doga sporlarina yogunlasalim" dediler. odunculuk sonrasi issiz kalan insanlarin bir kismi turizme yonelirken bir kismi nike, columbia, adidas gibi spor malzemesi uretip satan sirketlerde calismaya basladi. intel'in oregon'da 30 bine yakin eleman calistirmasi da yerel ekonomiyi cokmekten kurtardi. artik gunumuzde 1 haftaligina ormana gidip araba alacak kadar parayla donen liseli gencler yok ama eyalette issizlik orani %4'un altinda. eyalette kisi basi yillik gelir gecen sene 50 bin dolari asti ve 2020'de asgari ucret saatlik 15 dolara yukselecek. demek ki odunculuk islerinin kaybedilmesi o kadar da kotu olmadi.

    bu sadece mavi yaka mesleklerle sinirli da degil. beyaz yaka mesleklerin huviyeti de giderek degisiyor. eskiden muhendisler ve mimarlar her turlu hesaplamayi kagit kalemle yaparmis. ozellikle istatistikcilerin bir veriyi hesaplamasi gunlerce suruyormus. gunumuzde yazilimlar sayesinde eskiden gunler suren veri hesaplamalari artik 10-15 saniyede tamamlaniyor (10 saniyede aktim emegine saglik kardes). eskiden belki 5-6 muhendisin yaptigi uretimi simdi daha guclu yazilim ve bilgisayarlar sayesinde 1-2 muhendis yapabiliyor. bu durumda mevcut muhendislerin %60-70'inin isini kaybedip issiz kalmasi gerekirdi degil mi? muhendisler islerini mi kaybetti? tabi ki hayir. bundan 10 yil once pc marketini ve teknoloji dunyasini neredeyse domine eden ama son 10 yildir batmakta oldugu soylenen intel bile son 20 yilda bunyesinde calisan muhendis sayisini 30 binden 40 bine cikartti. merak edenler icin intel'in yeni mezun maasi primlerle beraber ama vergi kesintisinden once california'da 8 bin dolar, oregon'da 6 bin dolar civari ve her yillik tecrube icin buna aylik 500 dolar ekleyin. mesela oregon'da 10 yil tecrubeli bir intel muhendisi aylik 11 bin dolar kazanacaktir. demek ki muhendisler icin muthis bir talep var.

    artik meslekler eskisine gore daha spesialize (plaza turkcesi?) hale gelmis durumda. eskiden "doktor bey" vardi, simdi 100 cesit doktor var (akciger kanser uzmani doktor bey). eskiden "psikolog hanim" vardi, simdi "cocuk depresyonu uzmani psikolog hanim" var. eskiden "avukat bey" vardi, artik "avrupa birligi is hukuku uzmani avukat bey" var. eskiden beyaz yaka belli bir alana yonelip o alanda bir cok bilgiye sahipti ama simdi beyaz yakalar cok daha spesifik konularda uzmanlasmaya basladilar.

    mesela kendi meslegimden ornek vereyim. eskiden "psikolog" diye bir meslek vardi. sonra farkli farkli alanlara bolundu. "pratik psikolog" ve "akademik psikolog" diye iki alana ayrildi. sonra bunlar kendi aralarinda "klinik psikolog", "deneysel psikolog", "endustriyel psikolog" diye bolundu. sonra endustriyel psikologlar bir cok alt dala bolundu. mesela ise eleman alinirken yapilan testleri duzenleyen psikologdan tutun da sirket calisanlara memnuniyet testi yapanlara, performans olcumu yapanlardan calisanlarin sirketin kulturune uyum konusunda danismanlik yapanlara kadar bir cok alt dal olustu. mevcut hemen hemen tum beyaz yaka meslekler alt dallara ve uzmanliklara bolundu. artik bilgisayarlar ve gelisen teknoloji sayesinde sadece mavi yakalar degil beyaz yakalar da islerini daha verimli bir sekilde yapiyor ama bu issizlige sebep olmadi. aksine, daha farkli is alanlari acildi.

    kaldi ki istisnasiz tum isleri robotlar yaparsa ve tum insanlar issiz kalirsa uretilen o kadar urunu kim satin alacak? musteri yoksa uretim de yoktur ve uretim yoksa sirketler de para kazanamaz. bu durumda ortaya atilan fikirlerden biri "universal maas" yani devletin robotla uretim yapan sirketlerden vergi toplayip istisnasiz herkese maas baglamasi. uzun vadede boyle bir sey uygulanabilir hatta toplumun bazi kesimlerinde uygulanmaya baslandi bile denilebilir.

    aciklayayim. eskiden insanlar tarimla gecinirken ailelerin cok cocuk sahibi olmasi onemliydi. 1800'lerde ortalama bir aile 10 kadar cocuk sahibi olabiliyordu. bir sonraki nesilde (dedelerimiz) cocuk sayisi 6-7'ye dustu. bir sonraki nesilde (babalarimiz) 4-5 cocuga dusuldu. bundan sonra nesilde de (biz) 2-3 cocuga dusuldu. gunumuzde ailelerin cogu 1-2 cocukla yetiniyor ve bati ulkelerinde cogu zaman evlenip cocuk sahibi olmayan aileler de mevcut. bu durumda nufustaki ortalama yas giderek artiyor. ornegin bugun japonya'da nufusun %35'i 60 yasin uzerinde, %25'i 65 yasinin uzerinde, yani nufusun neredeyse ucte biri devletten emekli maasi aliyor. bati ulkelerinde de benzer manzaralar mevcut. nufuslar yaslandikca emekli maasi alan insanlarin orani artiyor. insanlar daha az cocuk sahibi oldukca mevcut isci sayisi azaliyor.

    bu durumda 1-2 nesil sonra islerin cogunu robotlar yapiyor olsa bile genc nufusun sayisi az oldugu icin bu bir sekilde dengelenecektir. artik dogan cocuklar daha kucuk yastan teknoloji kullanmaya basliyor ve bazi bolgelerde daha ilkokulda programlama dersleri verilmeye baslandi. gelecekte isler daha da spesifik hale gelecek ve uzmanlik alanlari daha da buyumeye devam edecek. belki bundan 50 yil sonra 200-300 doktor cesidi, bir o kadar da muhendis cesidi olacaktir.

    bu arada gelecekte calisma saatleri de azalacak deniyor. bunun ilk isaretlerini simdiden gormeye basladim. ornegin eskiden gunde 2-3 saat trafikte gecirilirken simdi ozellikle teknoloji basta olmak uzere bir cok sektorde calisanlara "evden calisma" imkani saglaniyor. tek basina bu bile her gun iste gecirilen vakti azaltmaya yetiyor. cevremde gozlemledigim kadariyla eskisine gore cok daha az mesaiye kalan insan var. eskiden bir cok insan haftasonlari calisirken artik yok denecek kadar az. eskiden intel'in park yeri gece 6-7'de bile arabalarla dolu olurmus ve simdi 4'ten sonra park yeri bosalmaya basliyor ve 5:30 gibi tek tuk araba kalmis oluyor. insanlarin calisma saatleri ve sartlari biraz daha rahat hale gelmis gibi gozukuyor. ha sunu da diyebilirsiniz: "bu bati ulkelerinde bugun olur, turkiye'ye ulasmasi 10-15 yil surer" ama er ya da gec gelisim tum dunyaya yayilacaktir cunku evrimin ve gelisimin onunde durulamaz.

    su anda lisede olanlar veya universiteye yeni baslayanlara uzmanlasmalarini tavsiye edebilecegim alanlar: artificial intelligence, machine learning, autonomous driving, virtual reality, augmented reality, alternative energy, data science, data security.

    mesela su anda silikon vadisi sirketleri data scientist dedigimiz veri bilimcilerini havada kapiyor. data science'den anlayan birini bulduklarinda 10-15 bin dolar maas onerip "ne zaman baslayabilirsin?" diye soruyorlar. ozellikle lyft ve uber gibi sirketler bu konuda inanilmaz agresifler. adamlarin beyaz yaka kariyer sayfasinda belli bir is tanimi bile yok. "data science'tan anliyorsan gel basla, sana bir is buluruz" diyorlar. hemen hemen her gun bu konuda bir cok muhabbete kulak misafiri oluyorum ve ortada muthis bir talep var. onumuzdeki 5-10 senede abd'de beyaz yakalara verilen calisma vizesi (h1b) buyuk olcude bu alanlara aktarilacak gibi gozukuyor. zaten h1b kotasini surekli somuren sirketler (intel, microsoft, facebook, google gibi) mevcut kotalarini yukarida saydigim alanlarda kullaniyorlar. artik bu konularla alakali degilse teknik mesleklerin bile (ornegin insaat muhendisi) h1b almasi oldukca zor bir hale geldi (ama imkansiz degil).

    artik insan kaynaklari gibi departmanlar bile ai, machine learning gibi teknolojileri kullanmaya basladi. mesela su anda calistigim takimin uyelerinden birinin bilgisayar muhendisliginde doktorasi var ve adam ise basvuranlarin cv'leriyle sirketin mevcut islerini eslestiren bir yazilim uzerinde calisiyor. mesela ben de sirketin her yil 100 bin calisanina yolladigi anketlerde yazilan yorumlari okuyup puan veren, kategorilere ayiran bir yazilim uzerinde calisiyorum. kisaca artik insan kaynaklari bile oldukca teknik bir hale gelmeye basladi. guya insan kaynaklarindayiz ama bizim takimdaki 7 kisinin 4'unun doktorasi, 3'unun cift master'i var. kisaca is hayati eskisine gore daha rahat hale geliyor ama uzmanliklar giderek daha da sivriliyor.

    yaziyi bitirmeden bir ornek daha vereyim. intel israil'deki mobileye sirketini satin aldigindan beri bmw'yle beraber kendi "kendini surebilen araba" projesi uzerinde calisiyor (proje takimi almanya ve oregon'da). tabi bunu ford, gm, tesla, volkswagen ve google gibi diger sirketler de deniyor. mesela kendi kendini surebilen bir araba gun boyunca gerek kameralariyla gerek diger aygitlariyla 40-50 gb civari bir veri topluyor/harciyor. gunumuzde bir cok internet servisinin aylik kotasi bile bunun altindayken bu kadar verinin toplanip, islenip, analiz edilip, servise sunulmasi cok buyuk bir emek isteyecek. gelecekte her araba birer super-bilgisayar olacak ve yukarida saydigim uzmanliklardan (ai, machine learning, data science) anlayan insanlara cok fazla ihtiyac olacak. ortada bu kadar veri varken en onemli mesleklerden biri de hic suphesiz data security yani veri guvenligi olacak.

    bu konuda elimde bir cok veri var ama bircogunu paylasmam yasak oldugu (sirket politikasi) icin sadece bir kismini paylasabildim ama tum verileri paylassaydim bile yazinin ana fikri degismeyecegi icin bir sey farketmezdi. neyse bu entry'i de cok uzattim. aslinda 3-4 paragraf yazip birakmayi planliyordum ama neden bu kadar uzadigini ben de anlamadim (esim cok konustugumu, bir konusmaya basladigimda susmak bilmedigimi soyluyor gerci). tamam tamam, sustum.
204 entry daha
hesabın var mı? giriş yap