2 entry daha
  • yani nasıl desem, böyle güzel yıllanmış,
    güzel rayihalanmış sek ve ılık bir konyağın gırtlaktan akışı gibi,
    ılık ılık kana karışan birşey ki, bile bile lades dedirtiyor insana.
    olayım sarhoş böyle olacaksa madem diyerek
    daha derin ve kallavi yudumlara çekiveriyor girdaplı girdaplı.
    tekrar tekrar dinlemek icabediyor e mecburen.

    selahattin bey, yine hürmetle anılıyor tabii, tabiatına hürmet ediliyor çokça,
    gelgit akıllı bir aşıktan bahsediyor işte, hikaye çok eski ya, söyleyiş eskimiyor.
    eskimiş olsaydı ne moon over bourbon street yazılırdı,
    ne de where the wild roses grow.
    belki de büyümeyen bizleriz kimbilir,
    hep tekerrür, hep tekerrür, ne olacak bu işin sonu belli değil.

    (hep tekerrür kısmı da kulağıma kayahan'ın hep karanlık, hep karanlık deyişi gibi geldi çok feci şekilde,
    ben benzettim de allah benzetmesin)
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap