8 entry daha
  • televizyon makinasının ilk bölümünün gerçek manada yıldızı olması gereken şahıs. ekrana girip konuştuğu andan itibaren salondaki konuklar veya izleyiciler değil, olasılıkla tüm izleyenlerin boğazında bir şey düğümleyen adam oldu, en azından bende. ölümden kaç kere dönmüş, hatta kaç kere ölmüş, kaç kere bırakılmış bir kenara, ölüm torbalarından, göçük altından çıkmış. bu kadar dramatik bir öyküyü anlatırken öyle metanet dolu, öyle duygu sömürüsünden uzaktı ki, ona hayran oldum işte. ve istedim ki televizyon makinası bittiğinde sol frame'de adının yanındaki parantezde dişe dokunur bir sayı yazsın. bir günlük kahraman olsun diye değil; hayatına, kendi deyimiyle "yaşama hakkına" sahip çıkan bu adamın öyküsü daha fazla insana bir şey anlatsın diye.

    dilerim ki, ufacık bir onbeş dakikada hiç klişe olmadan hayatın değerini bilme üzerine eşsiz bir ders veren bu adamın yaşadıkları bir şey katabilir üç-beş insanın, tabii benim de hayatlarımıza...
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap