53 entry daha
  • “merhaba bulutlar, merhaba ağaçlar” eğiliminin şirinliğini en uç sınırlarda betimleyen ressamlardan biri değildir edward hopper. yalnızlık, yolculuk, otel odası, monotonluk gibi rutin hayatın debdebesini resmetmiş; kalabalıklar içindeki yalnızlığın ve ilişkilerin birer izdüşümünün rotasını saptayıp onu kavrayabilmemizi sağlamıştır.

    yalnızlığın altında ezilmiş, savrulmuş kaotik ruhların nefesini kesen havasız bırakan, açık bir uzam içinde sancıtan ezeli bir yalnızlık; dramatikliğin fark edilmeyen uçlarında oynaşma süreciyle adı olmayan duyguları uyandırma ya da birbirine ait olmayan duyuları harmanlama süreciyle çok yakından bir ilgisi var. insan yalnızlığın sonsuza uzanan ara tonları, kombinasyonları asla yeterince tanımlanmayacak olsa da edward hopper sonsuz permütasyonların gerisinde kalmadığı kendi rayihasını yarattığı noktaya taşımış.
69 entry daha
hesabın var mı? giriş yap