665 entry daha
  • son dönemde yangın haberleri sıklaştı. dünyanın birçok yerinde kontrol edilemeyen orman yangınları çıkıyor. bunun üzerine yangınlar hakkında düşünmeye başladım. oradan da aklıma sekoyalar geldi.

    sekoya ağaçları dünyadaki en yaşlı ve büyük ağaçlar. bu ağaçların tohumları sert bir kabuğun içinde olduğu için filizlenmeleri için yangına ihtiyaçları var.

    biz insanlar için de hayat biraz böyledir. içimizde varlığından bihaber olduğumuz tohumlar vardır. ve o tohumlar ancak yangından sonra filizlenir. acı çekmenin yarattığı iç yangın, aynı doğadaki yangınların orman için yenileyici bir yanı olduğu gibi, insan ruhu için yenileyici bir unsurdur.

    john berger, picasso'nun başarısı ve başarısızlığı kitabında şöyle der:

    'her yaratma edimi, ilk önce bir yıkma edimidir'

    mevcut olanın yıkımı, yeniden yapım için bir koşuldur. bu yüzden acı çekmenin, yeni şeylerin filizlenmesi için önemli bir rolü vardır. zihninizde bazen kendinizi, bazen ilişkinizi, bazense dünya algınızı dönüştürmek için acı çekmek gerekir.

    aslında bu denklemdeki kilit nokta şudur, mevcut kendilik, ilişki ya da dünya algısı, sürüp giderken de kişiye acı verir, ama bu inkar edilebilecek ya da geçiştirilecek düzeyde olduğunda insanların çoğu yadsıma ve mevcut konumu korumayı seçer. ta ki yangını başlatan kırılma noktasına kadar. o noktadan sonra çekilen acı, mevcudu değiştirmek için bir zemin hazırlar.

    acı çekmek, her ne kadar istemesek, sevmesek, kaçsak da bizi yeniden yaratacak nadide şeylerden birisidir.
    o kırılma noktasına mı geldiniz? acınızı çekin, yangını göğüsleyin, merak etmeyin, tohumların filizlenmesi yakındır.
271 entry daha
hesabın var mı? giriş yap