eyjafjallajökull

• eyjafjallajökull bu izlanda
  ğ wereğojrepwrwepırhe bu ben
  
  yani gideri var gibi
• bu saçma isimli yanardağ yüzünden 2010 senesinde bir ay ertelemek zorunda kalmıştım iş seyahatimi...o gün uçuşlar iptal olunca her şey alt üst olmuştu. bende kötü anısı vardır...
• izmirlilerin kendi aralarında çiğdem dediği volkan.
• kadıköy'de fener beşiktaş maçı varsa atalarına rahmet okurum ben bu yanardağın.
  
  2010 yılında bu eyjafjallajökull patlamıştı. patlayınca avrupa'da birçok uçak uçamaz oldu, seyahatler iptal oldu vs. o hafta da kadıköy'de fb - bjk maçı var. benim istanbul'a gelişim henüz bir ay olmuş. önceden yaşadığım antalya'dan bir arkadaşın dayısı isviçre'den maça gelecek ama gelemiyor, maça sen git dediler. başka bir akrabası olan kuzeni ile buluşup maça gideceğim. daha önce rakip tribünde hiç maç izlememiştim.
  
  maç günü kazan'da toplanan taraftarların arasına karışarak maçın havasına giriyorum. şarkılar tezahüratlar vs epey eğlenceliydi. derken iskeleye gidip karşıya geçeceğim. ben normal akbil ile geçişi yaptım, bu tinerciler de grup halinde geldiler, iskeleyi işgale başladılar. hepsi doluştu ama vapuru kaldırmıyorlar. karşıda kavga çıkarır bunlar diye. sonra anons geldi, vapur iptal oldu, bunlar söve söve yine içmeye gidiyor ben ayazda kaldım, benim maçım var. koştur koştur tramvay vs derken karaköy'den geçtim karşıya.
  
  yarım saat kala geldim stata, aradım kuzeni, nerdesin diyorum. tarif etti, nejat işler'in yanındayım diyor. nejat işler elinde bira bekliyor, bu kuzen de yanında bekliyor. maç muhabbeti yapıyorlar. kuzen, nejat işler'e "yeneceğiz!!!" diyor. nejat işler de onayı veriyor, bu sefer bana bakarak "yeneceğizzz" diyor. ben de "yeneceğiz abi" demeye mecbur hissediyorum kendimi. hee yenersiniz diyorum sonra içimden. alkol de var, uğraşılmaz.
  
  kendim için normal bir aktivite sandığım bu maçta, o kadar çok fenerlinin arasında ben kötü olmaya başladım sonra. henüz maç başlamadan tüm fenerliler düşman gibi görünmeye başlıyor bende. neyse statta yerimizi alıyoruz, istiklal marşı okunuyor, maç başladı, alex golü attı ilk dk maç 1-0, daha ben birşey anlamadan oturdum yerime bunlar üstte ben altta şoklardayım. çevremdeki fenerliler beni iyice delirtiyor ama elden birşey gelmez tabi.
  
  golü evde tv izlerken defalarca yedim ama rakip tribünde yemek hiç hoş olmadı. çevremde hiç tanımadığım insanlar ben mutsuz olduğum için aşırı mutluluk yaşıyorlar. o sinir stresin içinde ikinci yarı penaltı kazanıyoruz. herkes sus pus. bendeki heyecan artıyor, biraz önce bahsettiğim durumu ben yaşayacağım birazdan. herkes mutsuzken ben mutlu olacağım. o sırada ben ters totem yapıyorum. atamayacak orspucocuğu diye bağırıyorum. sonra alt taraftan beni çekiştiriyor biri aşağıya bak diye. iki üç basamak alttan biri bana sesleniyor; atamayacak!!!! atamayacak bak gör!!!! diyor. ben bu adama baktım sonra unuttum hemen adamı. görürsün bak atacak mı atamayacak mı!!!!
  
  ben hayaller dünyasına daldım. penaltı gol olacak, bunlar yine sus pus iken ben sevincimi belli etmeden coşkumu belli ederek golü yiyene, penaltıyı yaptırana, hakeme vs küfür edeceğim. ama ben kötü olmaya başladım. sol tarafa bir ağrı girmeye başladı, ayaklarım titriyor, demir barlara tutunarak zar zor ayakta kalıyorum.
  
  penaltıyı kim kullandı, tam hatırlamıyorum bobo galiba. galiba çünkü maçın özetini hiç izlemedim. biraz mevzu da olmuştu. bilica'nın penaltı noktasını kazdığı penaltı bu. neyse etrafta çıt yok, bizimki bir vurdu topa, ananıskim penaltı kaçtı.... aldığım nefes yarım kaldı. biraz önce ölmek üzere olan ben artık kontrolü kaybettim, yanardağa mı küfür etmiyorum, uçamayan uçağın pilotuna mı küfür etmiyorum, benim ne işim var fener tribünü içinde!!! herkes gol olmuş gibi seviniyor, zaten ses kamufle olacak, ben herkese küfür ediyorum. sonra oturdum yerime ben altta bunlar yine üstte. ayağa kalktım, biraz önce penaltıyı attırmadığımız abi aşağıdan yanıma gelmiş çak! çak! yapıyor bana. bir de onunla çak bi beşlik yaparak kaçırttığımız penaltıyı da kutluyorum.