• açılın, ben fakirim!

    şimdi olay şöyle oluyor; pahalı ve tadı güzel olan şeyleri yavaş yavaş yiyip içiyorum. karnımı doyurmak için mecburen yediğim şeyleri ise hızlı hızlı, hatta mümkünse hiç çiğnemeden dikine boğazıma sokuyorum.
  • gözlemlediğim durumlardan bir yenisi daha. bir fakire bakıyorsun en sevdiği yiyeceklerin başında dürüm gelir. çünkü hemen uğraşmadan yersin. 330 ml kutu kolayı alır bir dikişte bitirir, sorduğun zaman da "kolanın asidi boğazımı yakıyor öyle daha çok seviyorum" der. içki içse keza öyle şişeyi bitirmeden içi rahat etmez.
    ama bir zengin öyle mi yemeği yavaş yavaş yer, içeceğini tadını çıkara çıkara içer. viskisinden bir kadeh alır bırakır.
  • aynı şey sokak kedilerini beslerken de görülür. içgüdüsel bir rekabet var. hemen yemeliyim önümdekini düşüncesi.
  • sofradaki gırtlak sayısı fazlasıyla hızlı yemeyen aç kalır. acı ama gerçek. kalabalık ailelerde genellikle herkese yetecek kadar yemek pişirilmez. hızlı yiyenler de daha fazla yeme imkanına sahip olduklarından sofradan tok kalkarlar. ayrıca kalabalık nüfuslu hanelerde hızlı tuvalet yapılır, hızlı dinlenilir, hızlı reaksiyon gösterilir. hız, hayatta kalmanın fonksiyonudur.
  • kendimden biliyorum, çocukken yiyecek kapışmadan yemek yiyenler genelde yavaş yerler. bu durumda çocukluk yıllarının refah içinde geçtiğine işaret edebilir.
  • fakir her işi hızlı yapar. telaşlıdır. her an patron, şef, müdürden fırça yiyebilir. geç kalırsa marketteki ucuzluğu kaçırabilir.hasta olsa devlet hastanesinde acele etmeli sümsük olmamalıdır ki siklesinler. bir gün tatilde denize gitse boş yerleri kapabilirler acele etmelidir.

    zengin öyle mi istediği zaman kalkar acelesi yoktur. fırça yeme işten atılma korkusu yoktur.
  • bu konuyu güzel işleyen “in time” adında bir de filmi var.
  • cok dogru ve az da eksik olan onerme. geneli ac gozludur, fakir degildir. icgudusel bir disavurum olur hizli yemek. 'yavas yersem yemegime baska ortakcilar cikabilir.' endisesi tasirlar, tabaktan yalniz yeseler de. cocukluk doneminde kit beslenme sartlari altinda, kardesleri ile ayni tabaktan yemek yemis olmasi kuvvetle muhtemeldir. ozet ile, kendisi fakir olmasa da karakteri fakir olan kisi.

    edit: istisnalar, sakin olunuz.
  • dengelerin çok hızlı değiştiği bir ortamda aç kalmamak için acele eden kişidir. haklıdır zira yerken zam haberi gelebilir. o nedenle hızlıca fiyat güncellemesi gelmeden götürür.
  • aynı tavalardan, ortak tabaklardan yiyen insanların "yavaş yersen aç kalırsın." fikrini içselleştirmiş olması olabilir. bugün bir şantiyeye gittiğinde ortaya kurulan sofrada 2 dakika sigara içip öyle başlayım de sen başlayana kadar tek lokma bırakmazlar sofrada.*
hesabın var mı? giriş yap