• kanaatim odur ki füzyonün insanlığın kullanımına sunulması dünyayı ciddi bir biçimde değiştirecektir.

    insanlığın ve hatta daha da genelde canlılığın tarihi özetle bir kaynak mücadelesinden ibarettir. biz insanların ortaya çıkışından günümüzün ekonomik sistemine kadar hemen her şey, kaynakların paylaşımı ve kontrolü temeli çerçevesinde açıklanabilir. füzyonün kullanılabilir hale gelmesi, tüm bu kaynak mücadelesine yeni bir boyut kazandıracaktır.

    atom çekirdeklerini birleştirmeyi başardığınızda ortaya sadece neredeyse sonsuz bir enerji kaynağı çıkarmış olmazsınız ama aynı zamanda her türlü hammadde ihtiyacınızı da karşılayabileceğiniz bir element üretim fabrikasına da sahip olursunuz. evrendeki hidrojen hariç tüm maddenin yıldız çekirdeklerinde meydana gelen füzyon faaliyetleri sonucunda üretildiğini, kullandığımız tüm demirin, bakırın, silikonun yıldızlarda oluştuğunu düşünürseniz, zannederim neden bahsettiğimi daha iyi anlayacaksınız. (bkz: hepimiz yildiz tozuyuz)

    çevrenize bir bakın. bir ürün olarak kullandığınız her şeyin iki temel bileşenden oluştuğunu göreceksiniz: ne'den, hangi maddeden üretildiği ve nasıl üretildiği. füzyon ile birlikte madde ile ilgili sıkıntımız kalmayacağına, jüpiter'i bile kocaman bir altın topuna dönüştürebileceğimize göre ortada sorun olarak sadece bunu nasıl yapacağımızın bilgisi kalır. artık mücadele bilginin kimin kontrolünde olduğu ve kimler tarafından yönetildiği hususunda yoğunlaşır. bilginin kontrolü mücadelesi günümüzde de yaşanan bir mücadele tabi lakin gelecekte bu durum derinleşecektir. sömürgeci batı medeniyetlerinin bu eğilimlerinden vazgeçip orta doğu'yu kendi haline bırakacağına ikna olabiliriz mesela. en azından enerji kaynakları için yapmayacaklardır.

    bu mevcut düzeni, büyük resmi nasıl değiştirir, söylemek güç. fakat zannederim nelerin nasıl değişeceği ile ilgili öngörülerde bulunmak mümkün. bu öngörüleri isteyen istediği kadar önemseyip, kendi dünya görüşüne göre, istediği biçimde değerlendirebilir, kendi resmine kendisi şekillendirebilir.

    günümüzde üretim verimliliği etkileyen en önemli faktörlerden biri de enerji maliyetidir. füzyonun kullanılabilir hale gelmesi bu durumu kökten değiştirecek şüphesiz. en büyük değişiklik tarım alanında görülecektir tahmin ediyorum. tarımda enerji maliyeti, üretim maliyetlerinde ciddi yer işgal eder. enerji lehine maliyet düşününün bilgi ve kalifiye işgücü lehine artış ile dengeleneceğini savlayabiliriz. en az etkilenen alanlar da bilgi-yoğun üretimin yapıldığı alanlar olacaktır süphesiz. bir mikroçipin en önemsiz bileşeni silikonudur; onu nasıl işleyeceğinizi bilmedikten sonra hiç bir işe yaramaz. öte yandan mesela çelik üretiminin verimliliğinin artacağı, metalürji ürünlerinin ucuzlayacağını düşünmek çok da yanlış olmaz sanıyorum.
  • bir de yeni yeni geliştirilmeye başlanan ve henüz daha teori aşamasında olan muon katalizörlüğünde füzyon var. buna göre bir trityum atomundaki elektron muon ile yer değiştiriliyor ve doteryum atomu da muonik trityum denen atoma yaklaştırıyılor. elektrondan biraz daha irice olan muon bu çekirdekleri birleştirerek füzyonun 100 milyon derece kelvin gibi abartılı sıcaklıklarda meydana gelme zorunluğunu azaltabiliryor. teori güzel ama pratikte burda da çeşitli sorunlar var. tekniğin işe yaraması için bir muon'un bir çok kereler füzyon yaptırması gerekiyor ama negatif yüklü muon füzyon sonucu oluşan pozitif yüklü alfa parçacıklarına yapışma eğiliminde. gün gelir bu da aşılırsa belki her eve bir füzyon santrali kurulabilir, petrol savaşları sona erebilir. sonra araplar ne yaparlar bilemem tabi.
  • alt baslik olarak termonukleer olani vardirki 2 ozgur atomun biraraya gelip kendilerinden daha buyuk birsey olusturmalarina denir. pete ve petedizisinde bunu askin tanimi olarak kullanmislardir.
  • starcraft ın bilmem kaçıncı bölümü başlarken mi yoksa bittikten sonra mı ne bi sinematik girer araya. ve olaylar gelişir

    --- spoiler ---
    birkaç marine ve bir adet ghost kullanılmamakta olan eski bir tesise girerler. amaçları zerg nüfusunun çoğalmasını engellemek için orayı havaya uçurmaktır.
    marinelerden biri gelir kaskını açar ve kaskın içinden bir bulut şeklinde duman yükselir, adamımız purosunu ağzından çıkarır. diğer iki marine herhalinden içinde nükleer bomba olduğu anlaşılan kocaman bir sandığı yere bırakır. marinelerden biri sandığın kapağını açar ve bombanın yanında birkaç adet bira şişesi görünür. daha sonra marine şişenin birini alarak açar, derin bir yudum alır, büyük bir rahatlama ifadesi bütün yüzüne yayılır. daha sonra sarfettiği cümle ile beni ve odada bulunana herkesi dumurdan dumura koşturur :

    "thank god, for the cold fusion"
    --- spoiler ---

    yıllaaaar sonra:

    ulan üşenmedim buldum videosunu. ahanda izleyin:

    http://www.youtube.com/watch?v=pmbagrjrynw

    hikayede birtakım eksiklikler/kaymalar olmuş kabul ediyorum ama el insaf be, yıl 96 ya da 97 felan.. bu kadar hatırladığıma dua edin!*
  • atom çekirdeklerinin birleşmesi anlamına gelen füzyon'da açığa çıkan enerji girenler ve çıkanlar arasındaki kütle farkının e=mc^2 formülünde yerine konması ile bulunur.

    füzyon her zaman ekzotermik de değildir; demir çekirdeklerinin füzyonu aksine dışarıdan enerji alır. gerçekte, yıldızları patlatan ve supernova'ya yolaçan da bu enerji alımıdır.
  • çok detaylı bir incelemesini buradan okuyabilirsiniz.
  • genellikle bilim kurgu filmlerinde senaryonun içerisine dahil edilen ve önemli bir şey olduğu izlenimini veren ama çoğumuzun ne olduğunu bilmediği bir olay füzyon. geleceğin teknolojisi olarak nitelendirilen ve inşa edilen yeniliklerin içerisinde ki ana arter görevi görecek kendi içerisinde bir çok farklı komplikasyona ayrılan bu kavramla ilgili bazı şeyleri açıklığa kavuşturmak için bazı bilgileri derlemek istedim. ilgilenenler merak edenler okuyabilir;
    daha ağır bir çekirdek vermek üzere iki hafif çekirdek kaynaşır ve enerji üretir. ama bunu denetim altında oluşturmak zor bir iştir. bu sonuca ulaşmak için iki çekirdeği, taşıdığı protonların elektrik yükleri arasındaki itme kuvveti çekirdek çekim kuvvetinin altına düşecek ölçüde birbirine yakınlaştırmak gerekir. bu yöntemde çekirdeklere, yaklaşık 0,15 mev dolayında olan coulomb itmesini yenebilecek bir kinetik enerji vermek için yeterli bir ısıl çalkalanma sağlamak gerekir; bu enerjinin sıcaklık olarak karşılığı, 2 milyar derece dolayındadır. gerçekte, tünel etkisi denen kuantum olayı yüzünden gereken sıcaklık daha düşüktür. en yaygın olarak kullanılan döteryum-trityum karışımı için en azından 100 milyon dereceye ulaşmak gerekir. böyle bir sıcaklıkta, doğal olarak, atomlar elektronlarını kaybeder; madde çekirdek ve elektronlardan oluşan bir plazma biçiminde ortaya çıkar. buradaki sorun, oldukça sıcak ve yeterince yoğun bir plazmayı, çekirdek-çekirdek darbelerinin oluşmasına fırsat verecek kadar bir süre depolamakdır. toplam enerji bilançosunun pozitif olabilmesi için iyon yoğunluğunun hapsolma süresiyle, çarpımının belirli bir değerden yüksek olması gerekir.
    yıldızlarda ise bu olay hidrojen bitene kadar devam eder. hidrojen bittiğinde helyum atomu ile daha ağır elementler oluşur. buna üçlü alfa süreci denir. hidrojen yakıt depolarını tüketmiş olan yıldızlarda görülür. hidrojen atomları biten ve yalnızca helyum atomları kaldığında yıldız hidrostatik dengesini (kütle çekimine dayalı sıkıştırma basıncı) kaybeder ve merkezi büzülmeye başlar. yüksek basınca sahip olan yıldız çekirdeği aşırı derecede ısınır. bu ısınma yeterli seviyeye ulaştığında helyum çekirdekleri arasındaki itme kuvvetini yenerek helyum füzyonu başlar.

    helyum füzyonun da helyum atomları birleşerek berilyum atomunu oluşturur.daha sonra oluşan berilyum atomu ile helyum atomu benzer enerji düzeylerine sahip olduğundan dolayı birleşerek karbon atomunu oluşturur.bu olaydan sonra üçlü alfa süreci daha ağır elementlerle de olmaya devam eder.4 basamaktan oluşan bu süreçte demir en son basamaktır.çünkü demirden sonraki elementi oluşturulması için füzyon tepkimesinin enerji ihtiyacı vardır.bilimsel olarak açıklamak gerekirse demir bağlanma enerjisi en yüksek elementtir.bağlanma enerjisi nedir diye bir soru kafanızda oluşabilir.bağlanma enerjisi (nükleon başına düşen çekirdek bağlanma enerjisi de denir) bir çekirdeğin proton ve nötronlarına ayırabilmek için gerekli olan enerji miktarıdır.

    bağlanma enerjisi en yüksel element 56 kütle numaralı demir olduğundan bu elemente en kararlı element denilmiştir.diğer bütün elementler; hafif olanlar füzyon (kaynaşma) , ağır olanlar fisyon (bölünme) yaparak demirin 56 atom kütlesine gelmeye çalışırlar.burada bir parantez açalım, yukarıda demirin atom kütlesini 52 olarak verdiğim değer demirin kararsız haldeki değeridir. kararlı hale gelebilmek için atom kütlesini 56 yapar. bu nedenden dolayı güneş enerji veremez bir hale gelerek söner.

    hidrojen elementi ile başlayan füzyon tepkimesi daha ağır elementlerde yapıldığında daha fazla sıcaklık, harcaması gereken enerji ve atom miktarı çok daha fazladır. yani hidrojen füzyonu ile elde edilen enerji daha yüksek olduğu gibi daha az ısıya ve basınca ihtiyaç duyar.

    peki dünyada neden füzyon tepkimesi yapılamıyor?

    bilindiği üzeri hidrojen çekirdekleri pozitif elektrik yükü taşır ve birbirlerine yaklaştırmak istenildiğinde çok şiddetli bir şekilde birbirlerini iterler.
    bunların kaynaşmasını sağlamak için aralarındaki itme kuvvetini yenebilecek büyüklükte bir kuvvetin olması gerekmektedir. güneşte bu olan çok yüksek sıcaklık ve basınç altında atomların aşırı derecede hızlı hareket etmesi sağlar. bu kinetik enerji, 20-30 milyon derecelik bir sıcaklığa eşdeğerdir. yüksek hız sayesinde + yüküne sahip hidrojen çekirdekleri itme kuvvetini yenerek çarpışır.

    bu olağanüstü bir sıcaklıktır ve kaynaşma tepkimesine girecek maddeyi taşıyacak hiçbir katı malzeme bu sıcaklığa dayanamaz.
    bu nedenle dünyada güneşteki gibi füzyon tepkimesi oluşturulamıyor.
    bilim adamlarının füzyon reaksiyonu ile ilgili deneyleri sayesinde bu tepkimeyi çok kısa bir süreliğine gerçekleştirilebiliyor. tokamak reaktörü denilen cihaz çok güçlü bir manyetik alan ve yüksek bir sıcaklık oluşturup bu manyetik alan içine hidrojen gazı geçirilmesi ile kısa bir süreliğine plazma halinde füzyon tepkimesi oluşturuluyor.
    bilim adamları bu deneylerin ayrıntılarını kamuoyuna açıklamasalar da olay basitçe şu şekilde gerçekleşiyor:

    hidrojen atomları manyetik alan etkisiyle yüzeyden uzaklaşarak ortada toplanır. orta bölümde ipe bağlı boncuklar gibi hareket eden hidrojen gazı çok yüksek hız ile hareket etmeye başlar. bu hareket esnasında hidrojen atomları birbirleri ile çarpıştığından çok yüksek sıcaklığa sahip plazma görüntüsü açığa çıkartır. bu plazma oldukça kısa süreli (max 60 sn) olduğundan ve bu plazma halinden bir enerji elde edilemediğinden işe yaramıyor olsa da bilim adamları bu deneyler sayesinde füzyon reaksiyonu hakkında oldukça fazla bilgi topladıklarını söylüyorlar.

    bu yüksek sıcaklarında enerji üretmenin oldukça zor olduğunu anlayan bilim adamları çok daha uygun bir sıcaklık ile füzyon tepkimesini gerçekleştirmek adına çalışmalar yapıyorlar.
    soğuk füzyon olarak adlandırılan bu tepkime şuan için sadece teoriden ibaret. üzerinden oldukça fazla konuşulan, gerçekleştirilmesi için çok fazla araştırma yapılan ve en son bu reaksiyonun şuan için imkansız olduğunu kanaat getiren bilim adamları bunun gerçekleştirmenin hayallerini kurmaktalar.

    eğer soğuk füzyon yapılabilirse periyodik tabloda olan/olmayan elementler yapılabilir, elektrik enerjisinin çok çok ucuza üretebilir ve başka enerji elde etme yöntemlerine ihtiyaç kalmayabilir, bu da farklı bir yazının konusu olarak ilerleyen zamanlarda derlemek istediğim kendi içinde bir çok dinamiği barından bir süreç.

    kaynakça;
    http://hyperphysics.phy-astr.gsu.edu/…usion.html#c1
    http://www.pbs.org/…y-its-shut-down-by-budget-cuts/
    http://fusionforenergy.europa.eu/…n/technology.aspx
    http://www.muhendisbeyinler.net/…asma-fuzyon-nedir/
    http://www.teknovudu.com/…unyada-fuzyon-reaksiyonu/
    http://www.nuclearconnect.org/…logy/fusion-progress
    https://en.wikipedia.org/wiki/fusion_power
  • ciddi şekilde insanlığın bu enerjiye ne kadar ihtiyacı olduğunu anlamak isteyenler şunu izleyebilir; http://www.ted.com/…_fusion_is_energy_s_future.html
  • insanoğlu öncelikle kitle imha silahlarına olan delice tutkusu ve konforlu hayatının doğurduğu tükenmez enerji ihtiyacı nedeniyle atomun çekirdeğindeki tepkimelerle ortaya çıkacak enerjinin peşine düşmüştür. ilk olarak, büyük atomları daha küçük atomlara bölerek açığa çıkan enerjiyi keşfetmiş, bunu atom bombası ve nükleer reaktörlerde temel çalışma prensibi olarak kullanmıştır. ancak küçük atomların birleşip daha büyük atom oluşturdukları tepkimede, bölünme tepkimesi sonucunda açığa çıkandan çok daha büyük bir enerjinin açığa çıktığı tespit edilmiştir. örneğin dört hidrojen atomu birleşip bir helyum atomu oluşturduğunda oluşan helyumun ağırlığı, dört hidrojen atomunun toplam ağırlığından azdır. bu kütle kaybı açığa çıkan enerjiye dönüşen madde miktarıdır ve büyüklüğü mc2 denklemiyle hesaplanır. bu olaya “füzyon tepkimesi” denir. evrendeki örnekleri güneş benzeri yıldızlarda gözlenen bu tepkimenin başlaması için çok ciddi bir başlangıç enerjisine ihtiyaç duyması, gündelik kullanımıyla ilgili en büyük zorluktur. insanoğlu füzyon prensibiyle çalışan termonükleer bombayı üretmiş, bu yıkıcı tepkimeyi başlatmak için fitil olarak atom bombasını kullanmıştır. hidrojen bombası olarak bilinen kitle imha silahı bu prensiple çalışır ve yeryüzünde insan eliyle yıkıcı güneş patlamaları yaratır. hidrojen bombasının üretilmesi ile füzyon prensibiyle çalışan kitle imha silahı üretme tutkusu ve füzyonla ilgili askeri beklentiler tatmin edilmiş olur. ancak, füzyon tepkimesinin bu haliyle kolay kullanılabilir bir enerji kaynağı olarak sivil amaçlarla kullanılması pek mümkün değil. faydalı enerji kaynağı olarak bu prensipten faydalanılması, çözülmesi gereken bir teknolojik problem olarak güncelliğini koruyor. başlangıç enerjisinin kolay ve kontrol edilebilir bir yöntemle gerçekleştirilebileceği füzyon esaslı enerji üretimi hep iştah kabartan bir teknolojik seçenek olarak bilim, idare ve medya katmanlarında cazip bir hayal olmuştur. en çok talep edilenin sahtesi de en çok olacağından bu alandaki sahtekârlık vakaları genele örnek olacak düzeyde üretken ve etkileyici boyuta ulaşmıştır. soğuk füzyon efsanesi dediğimiz olay işte budur. güneş patlamaları yerine soğuk ortamda, adeta ay ışığının serinliğinde sonsuz denebilecek kadar çok faydalı enerji üretme hayali, akademik camia dâhil olmak üzere toplumun tüm katmanlarını içine alacak devasa aldatmacalar
    üretmiştir.

    -nuhan puralı

    (bkz: soğuk füzyon)
hesabın var mı? giriş yap