• hiç gelinlik hayali kuran bir insan olmadım. haliyle de aklımda hiç bir zaman bir fikir olmadı. evlenmeye karar verdiğimde aklıma takılan ve en sona bıraktığım tek şey gelinlikti. üstelik 1 saat giyilecek bir şeye bu kadar anlam yüklemek de hep mantıksız gelmiştir. hala daha da öyle...

    gel gelelim, gelinlik giymeden olmuyor tabii ki bu nedenle nikaha 1.5 ay kala sonunda güzel dostlarım ve annem ve babanem ile gelinlikçiye gittik. tabii ki beyazlar içerisinde bir garip hissediyor insan. öyle heyecan falan değil o his daha çok "bu ne kabarık bir şey yahu" diye düşünüyorsun. orasından burasından çıkan allar, pullar, danteller insanın gözünü korkutuyor. sürekli çok süslü olduğunu düşünüyorsun. kısa sürede güzel dostlarının ve gelinliği dikecek kişinin tavsiyeleriyle, sade bir gelinlik için fikirler ortaya atılmaya başlanıyor. biraz süre geçtikçe rahatlıyor insan, "olacak galiba" diyorsun. sana bakan güzel gözlere bakıp "iyki yanımdalar" diyorsun, "iyki beni anlayacak dostlarım yanımda".

    gelinlik olayını, benim gibi son dakkaya bırakmamak gerekiyormuş bunu öğrendim. gelinlik dediğin şey 1 ayda falan dikiliyormuş.

    bir çok soru soruluyor aniden. mesela duvak. kısa mı olsun, uzun mu? dantelli mi, işlimi? bilmiyorsun anlamsız gözlerle bakıyorsun. hemen bir dostun çıkıyor "kısa olsun daha güzel olur diyor", "tamam" diyorsun kısa olsun, peki ya çiçek? niye çiçek tutar ki gelinler, hiç anlamam -ne kadar çiçeği atma merasimini seviyor olsam da-. peki ya taç olsun mu? saçlar topuz mu olsun açık mı? herkesin gözüne bakıyorsun, kim ne derse olur diyorsun, öyle olsun.

    şu an nasıl bir şey çıkacağını bilmiyorum, güzel olup olmayacağını da.
    tek bildiğim hayatımı geçirmek istediğim bir sevgilim, gözlerine baktığımda huzuru bulduğum birbirinden kıymetli dostlarım, duvak takılır takılmaz ağlamaya başlayan güzel bir annem, heycanı gözlerinden çıkan, çaktırmadan gözlerini silen sevimli, pamuk bir babanem var.

    varsın gelinliğim çirkin olsun.
  • evlenmeden önce en az bir kere yapmayı istediğim şey.
    bizim çocuklara söyledim.. "abi gerek yok saçmalama" dediler.
  • gelinlik giymeyi harika bir duygu yapan onu çıkarması ve çıkarılması için yardım eden birinin olmasıdır bu sahne asıl heyecanın tavan yaptığı an olur...
  • dünyanın en güzel elbisesini, en şahane en oscar de la renta tuvaletini giymekten farklıymış. siz giyinip o perde açıldığında gelinliğinizle, duvağınızla şaşkınlıkla aynada bu ben miyim diye kendinize bakarken sizi gören sevgiliniz sizi ilk defa görüyormuş gibi bakabilirmiş.
  • bir akde bağlı gerçekleştirilmemesi gereken eylem. olayı günlüğe dökelim. sair zaman da giyilsin.

    canımız çekerse giyebilmeliyiz kadın milleti olarak. boğazımıza dayatılmamalı nikah bok püsür. mesela bazı sabahlar prenses sendromuyla kalkıyorum yataktan. o vakit elim dolapta piremses elbisesi aramıyor değil. ha bu demek değil ki annem babam beni pamuklara sardı. hayır. ben yalnızlığımın prensesi olmaktan bahsediyorum. müsaade edilsin haftanın belli günleri serbest olsun gelinlik giymek. mesela aziz mübarek cuma :)

    ne güzel değil mi etrafta uçuş uçuş dolaşan gelinlikli teyzeler, ablalar, minikler görmek.
  • çoğunluk tarafından tercih edilen uygulamadır.
    tükriye'deki evliliklerin %60'ında gelinlik satın alınarak %39'unda ise kiralama yöntemi ile temin edilerek giyilir.
  • karla kaplanan $ehirler icin kullanmaktan keyif aldigim bir metafor.
  • gelinlik severek, isteyerek giyildiğinde kişinin kendisine ve etrafındakilere güzel görünen bir elbise türüdür... lakin ki giyilmek zorunda kalındığında ne de berbat görünür ne de yakışmaz hanımefendiye.içe sinene kadar giyilmemelidir kesinlikle zaten dünyanın parasını verip 4 saat sonra kaldırıp koyuyorsunuz kenara
  • her genc kizin ruyasi falan. ancak gelinlik giymek basligina girip de aglayacak yarali ceylanlar icin oncelikle, o gelinligi giyerek, neler kacirdiklarini bir saymak dokmek isterim. ama gunun birinde it gibin, koppek gibin asik olursam hepsi chotaaaaaaaa diye gotume giricek, o ayri.
    bir kere hayatiniz buyuk ihtimalle duzene girecek. yani bu kotu bi sey mi? evet. cogu insan o duzen icine hayallerini/fanteezilerini serpistirmeyi basaramaz. siz de basaramayacaksiniz. gotunuzun ustune oturacak, cocuklariniz iyi okullarda okusun diye dersanelere hocalara para yigmaya, kocaniz iki kurus daha fazla kazansin da daha yeni model bi cep telefonu alabilin veya haftasonu bebek divanda falan maaile tikinabilin diye kocanizin patronunu ve onun esini falan yemege davet etmek icin firsat kollayacaksiniz. hic hos seyler degil bunlar. hem bundan cok ayri olarak dunyada hic gormediginiz bir suru yer ve hic yapmadiginiz tonla sey var. olurken de olacak onlar. tabii herkes dunyayi gezsin dolassin, kendini sahillere vursun, gitsin jamaikaya falan yerlessin demiyorum concernden oteye gitmez benimkisi. ama kimseden korkmuyorsaniz allahtan korkun bea kardesim.
  • ....kadınları pamuk prensese dönüştürür.

    özellikle ilk provanızda, artık annesinin küçük kızı olmadığınızı hissettirecek, içinizi heyecanla dolduracak andır. aynadaki aksinizi gördüğünüzde terzilerden ve annenizden bi şekilde gülümsemenizi kaçırdığınız andır.
hesabın var mı? giriş yap