• hakkında en fazla 3 satır yazılmış bu civarlarda. allah gecinden versin yarın öbürgün kaybetsek kendisini, buralar haklı olarak dolup taşacak. birileri de bu durumdan rahatsız olacak. o halde çok geç olmadan bi şeyler yazalım da kimse kimseye kırılmasın. hem kariyeri yüklü bi insan, yaşarken de anılmayı hak ediyor.

    1933 yılında dünyaya gelen gene abimiz ilk rolünü 34 yaşında buluyor(yanlış anlaşılmasın, ilk sinema rolü öncesinde minibüs duraklarında şöförlere "hadi yürü yürü" diyip gelen 3-5 lira bahşişle yolunu bulan bi adam değilmiş, kapsamlı bir tiyatro geçmişi de var) hem de meşhur bonnie and clyde filminde. açıkçası filmi izlediğim sırada ergenden daha erken olduğum için "burada rolü ufak da olsa başarılı bir performans sergilemiş" dersem fena sıkmış olurum. kendisinin oynadığını hatırlamıyordum bile. sinemaya yaptığı bu hızlı giriş, kısa süre sonra kendisini önemli bir sinema oyuncusuna eviriyor. ve gene wilder'ın yaklaşık 10 yıl sürecek altın dönemi başlıyor. 1963 yılında bir tiyatro oyunu sonrasında tanıştığı mel brooks, 5 yıl sonra kendisini the producers filmine davet ediyor. wilder da, bu muhteşem plotlu filmde, gençken kendisini muhasebeciye benzetenlere nazire yaparcasına bir muhasebeciyi canlandırıyor. filmde sonra aktörü kolay kolay bırakmayan yönetmen mel brooks ile blazing saddles ve young frankenstein gibi işlerde de çalışıyorlar. mel brooks filmleri insanı arada bırakabilen komedilerdir. takla attıracak derecede başarılı bir göndermeye de rastlayabilirsiniz, abartılı oyunculukların art arda dizilmesiyle tiksintiye de urğayabilirsiniz. kesin olarak söyleyebileceğim tek şey ise, mel brooks'un, bir mel brooks filminde oynamaması gerekliliğidir.

    neyse efendim, blazing saddles, tuhaftan da tuhaf açılışı ve merak uyandıran ilk sahneleriyle umut verici bir iş gibi görünür. en azından mel brooks'un oynadığı karakter devreye girene kadar da gerçekten enteresan bir komedi izlenimi verir insana. young frankenstein ise, hiçbir frankenstein eseriyle muhatap olmadan önce izlediğim bir filmdir. pek bir şey anlamadığım için film hakkında yorumlarım afaki olacaktır ama gene wilder'ın hayatının rollerinden birini çıkardığını pijama rahatlığıyla söyleyebilirim (filmdeki "oh knockers" gibi sıradan bir espriyi yüzyılın en iyi replikleri arasında gösterenlere ise inceden sitem ederim).

    young frankenstein'deki wilder'ı övdük ama, bana göre en iyi işini üç brooks filminin arasında bir yerde çıkartmış. woody allen'ın yeni yetme dönemlerindeki nefis absürd komedilerinden everything you always wanted to know about sex (but we are afraid to ask) filminde koyuna aşık olan doktor portresiyle gene amca öldürmüyor, süründürüyordu. skeçler halindeki filmin en iyi skecinde, filmdeki en iyi oyunculuğu çıkartan wilder, ne kadar maharetli bir aktör olduğu gerçeğini karasal yayına taşıyordu.

    dillere destan willy wonka rolünün yanısıra, altın dönemi 1967-1977 arasında geçen, sonrasında ağırlıklı olarak kendi projelerine yön veren bir adamdan bahsediyoruz. 1977 yılından sonra içinde yer aldığı projeler beklendiği kadar ses getirmiyor (belki de bu kadarını bekliyorlardı gerçi günahlarını almayalım). yine de -belki ertem egilmez şener şen işbirliğiyle yeniden çevrilmesi sayesinde- the woman in red bu dönemin bilindik eserlerinden biri oluyor.

    2000'li yıllarda hiçbir filmde rol almayan aktör, son olarak 1999 yılında tv için yapılan bir alice in wonderland yorumunda, daha önce cary grant ve ringo starr gibi isimler tarafından canlandırılmış bir role hayat veriyor: mock turtle. filme de televizyon filmi demişiz ama içinde martin short, whoopi goldberg, christopher lloyd ve ben kingsley gibi isimler de varmış. güzel iş.

    gene wilder son yıllarda ise kendini yazına adamış. bir otobiyografi ve üç adet roman yazmış son beş yılda. son romanı ise daha geçen sene raflara düşmüş.

    işte genel hatlarıyla böyle bi adam gene wilder. çıkıp gelse "lan gavat benim 80 yıla yaklaşmış hayatımı iki üç paragrafa indirgeyip bi de utanmadan konuşuyorsun" dese sonuna kadar haklı. ama ben de haklıyım. ekşide neredeyse tüm önemli filmleri bakınız olarak sıralanmış. ben de bir arada dursun diye copy paste bi şeyler yaptım. fena mı yaptım gene baba?
  • film satan ve kiralayan sitelerde maalesef doğru dürüst filmini bulamadığınız aktör.

    bugünlerde, özellikle de richard pryor ile çektiği filmleri izleyesim var; neden bilmem...
  • asıl adı jerome silberman olan büyük yetenek.
  • eric idle'la çok karıştırır idim kendisini, şimdi de karışıyor gerçi...
  • seneler önce vefat eden richard pryor ile birbirlerine öteki tarafta göz kulak olacaklar artık. o pörtlek gözleri ve kırmızılı kadın filmindeki utangaç salak aşık gülüşüyle çocukluğumun en başarılı komedi ustalarından biriydi.

    kendisini en çok muhtemelen ilk seyrettiğim filmi olan young frankenstein filmindeki muhteşem performansı ile hatırlayacağım sanırım. toprağı bol olsun.
  • bugun dogum gunu olan efsane komedyen, adamim.

    ı don't like show business, ı realized. ı like show, but ı don't like the business.

    gene wilder (june 11, 1933 - august 29, 2016 )
  • sinema tarihinin en özgün komedyenlerinden biri. tarzı kimseye benzemez ve taklit edilemezdir.
  • kendisi en sevdiğim aktörlerin başında gelir. filmlerinde güldüğüm kadar kadar hiçbir komedi filminde güldüğümü hatırlamam. huzur içinde yatsın ve çok teşekkürler bu güzel filmlerle bizleri güldürdüğün için.
  • rest in peace çünkü bunu biz küçükken bizi güldürerek hak etti.
  • pawn stars'ta ne kadar iyi bir oyuncu olduğu, gözümüze sokulmuştur. işletmecilerden baba olanı, bir arkadaşında willy wonka and the chocolate factory filminden eşyalar olduğunu öğrenince, onu ziyarete gidiyor. ilk söylediği şey, "jonny depp'in oynadığı değil, orjinal filmdekiler mi." sorusu oluyor. önüne gene wilder'ın şapkası gelince, o ciddi adam, bir çocuğa dönüşüp, şapkayla selfi çektirmişti.
hesabın var mı? giriş yap