• tersten okunduğunda "bedelini ödemeyi göze alamadıktan sonra, ya da bedelini ödeyebilecek kadar güclü ve buna hazır olamadıktan sonra edilen tercih tercihsizlikdir, şu halde hayat da birbiri ardına gelen günler bütünüdür" şeklinde yorumlanabilecek, kim demişse doğru demiş olan cümle
  • kamü der ki: hayat bir şey değildir. itinayla yaşayınız.
  • metin üstündağ ustanın ortaya attığı bir felsefedir (en azından ben ondan okumuştum, o da bi yerden okumuştur), her tercihin bir bedeli vardır. her tercih sonunda bir şeyler kaybeder ve bir şeyler kazanırsın. bunu kabullenmek gerekir.
  • gozunuzu kapamadan ruya goremezsiniz; gozunuz kapaliyken onunuzu goremezsiniz...
  • sapina kadar dogru bir tespittir.
  • (bkz: ekonomi)
  • hakkımdaki sözlerine güvendiğim biri geçen bişey anlatırken ki kıyaslamalarımın saçma olduğunu söyledi. kafam takıldı tabii buna. hep yerli yerinde konuşamam filan ama yine de böyle olmasını da istemem yani.

    kıyasımı kıyaslayacağım ne var ki diye düşündüm ben de. insanlardan çıkmadı elle tutulur bir sonuç. çünkü ben herkese kendim gibi bakıyorum, işte bundan ve yaşadıklarımdan görüyorum ki sabit bir şey yok. kesinlikle doğru demek istediğim burda.
    bir zamanların hint kumaşı fikrini an geliyor yine o zamanların ötekisiyle gözünü kırparak hatta çok düşünüyormuş gibi de yaparak değiştiriyorsun.

    gel desem şimdi benim bu dediğim yere gurur yapar salak bu çocuk yemin ederim gerizekalı dersin gelmezsin. ama emin ol gelmem- yapmam- etmem diye emin olduğun neyse onu yapacaksın ilk.

    alakasız olacak ama, şimdi beni benim onu sevdiğim gibi sevmeyen, sevdiğiminden kalan elle tutulur tek umudum bu. olur mu? neden olmasın.

    insanların gösterdiğin yere gelmesi bebek işi, kavga etmesi ve aslında kıçına bile takmadığı o adamı canını verecek kadar savunması işte hep bunun örneği.
    kolay kanıyoruz biz. herşeyimiz 'miş gibi. acılar hariç tabii. gözyaşının sahtesini de görmedik değil de ne bileyim nedir acı? mesela ölen çocuklar, istemesine rağmen ölemeyen çocuklar sonra bir insanın babasının ölmesi işte bunlar insanı büyüten içimizdeki çocuk denilen salağa yatmamızı engelleyen şeyler. mutsuzluk budur işte. gerçek acı bu. kandıramamak kendini. umutlarının somut olarak ölmesi. ölüden meded uman bir toplumuz ama bokunu çıkarmayım onu da kıyasa katıp. yok deve yani.

    işte, yoksa benim aşık olduğum kişi beni sevmemiş, sevmesin. ondan önceki sevdi mi. ya da sevseydi de ne olacaktı. bitmeyecek miydi. yeni biri olmayacak mıydı. işte bunu sermayem sanıp sarılıyorum derdime. aşk acısı yoktur, işte bu da yeni tezim. şimdi çıktı, genişletince güzelce yazarım.

    neyse dağılmasın konu, onca olasılık düşünecek kadar düşüceli ol, hani nerde. tek kullanımlık hakkının tükettin ve o orda yoktu. biliyoruz bunları.
    her tercih bir vazgeçiş. her vazgeçiş yeni bir başlangıç. döngü bu.

    mesele verdiğin bedelin sende bıraktığı izde yeğenn. işte odur seni adam eden. sabahları uyanmanı sağlayan, düşmana inat bir gün fazla yaşamak de istersen, ben çocuklar aşkına savaşmak derim ya da illa martılar filan.

    "artık birisi ilk yardım yapmadan önce bile fatura gönderse, bu durumu anlayışla karşılayacağım. çünkü fatura görmeden kıymetin takdir edildiği bir dönemdeyiz."

    savaş şenel

    yazdıklarımın kısaca özeti budur.
    kimseye bedevadan iyilik yapmayacan hacıı. boşuna dil dökme, kötü bilinme. değmez.
    o, onu yaşamadan senin döktüğün dillerin üstünde salına salına sıçar. bunu nasıl yapar hafsalam almadı ama. tahayyül et artık, o kadarı bari olsun.

    bir de hani bizim her düşündüğümüz aslında varmış ya, yani olabiliritesi filan. çok acayip şeyler düşünüyorum, patentlerini mi alsam, bilemedim.
  • her şeyde fikirler öğreniliyor düşünülüyor araştırıyor iş öyle bir noktaya geliyor ki tezler ve antitezler eşit oluyor görüş düşünce siyaset din felsefe ne ararsanız herşeyde bu geçerli bir noktadan sonra tercih etmek gerekiyor ve o tercihin sorumluluğuna katlanmak...
hesabın var mı? giriş yap