hayatın anlamsızlığının anlaşıldığı an

• birinin bir kac dakika önce canlıyken gözünün önünde nasıl kısa bir süre içinde öldüğüne sahit olunan andır. en içinde hisseder insan; "hayat ne kadar anlamsız". ancak bu bir yanlısamadır, bir kac saat sonra hayat eski haline döner, herkes kendi anlamlı hayatına geri döner.
• hayal kırıklığı anlarıdır.. her şey gibi geçicidirler.. yeni umutlar ekersin, anlamlar geri gelir.. oynak zaten anlamlar, biri gider, biri gelir..
• sabah uyanilan an
• umutlarının dibe vurduğu andır...
• yıldızlı bir gecede başınızı yukarı doğru kaldırdığınızda evrenin ne kadar büyük,içinde sizin ne kadar küçük ve önemsiz olduğunuzu hissettiğiniz an..dışarda bir yerlerde yıldızlar yok oluyor,aklın sınırlarını aşan patlamalar oluyor,her şey bir "an" meselesi..nedir ki hayat..
• düşüncenin, yorumların, kafa patlatmaların, sıkı hazırlıkların bütün bu genelliklerin, evrensel özlerin küçücük bir olay karşısında çaresiz kalmasıdır. o olayın büyüyüp bütün zihni ele geçirmesi karşısında bakakalan bütün idea'lar... işte o idea'ların boşluğu ve öylece kalmalarıdır yaşamın anlamsızlığının kapıya dayandığı an-lar...
• hayatın anlamsızlığının anlaşıldığı an insan durur böyle, hiç bişey yapmak istemez, öyledir.
• hakikatin zihinde değil etraftaki yaşamda olduğunun ve hakikati kafada taşıdığını sananın ancak daha yüksek bir hakikat yani yaşam içerisinde, sonsuz ilişkiler içerisinde ufak bir hakikat olduğunu anladığı an-sızlık... bir sizlik, sessizlik. kuşbakışı baktığımızda gördüğümüz minik insanların kendisi gibi...
• intihar etmek gereken andır. eğer o anı tanımlamaya başlarsa insan yeni anlamlar aramaya başlamıştır besbelli,
• yanlıgı anıdır. hayat hiçbir zaman anlamsız değildir.